Reklam Alanı
Reklam Alanı

Çocukluk travmaları sempozyumla tartışılacak

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

İSTANBUL, (DHA) – Maltepe Üniversitesi Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SOYAÇ) tarafından düzenlenen ‘Okuldayız Üsküdar’ Sempozyumunda, travmanın çocuklar üzerindeki etkileri tartışılacak. 15-16-17 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek olan sempozyumun konuşmacıları arasında, ‘Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk’ kitabının yazarı Prof. Dr. Bruce Perry ve oyuncu-yazar Ercan Kesal da yer alıyor.

‘Okuldayız Üsküdar’ projesi hakkında bilgi veren SOYAÇ kurucu müdürü Doç. Dr. Özden Bademci, gizli salgın olarak da kabul edilen çocukluk çağı travmalarının sadece bireyi ilgilendiren bir problem olmadığına dikkat çekti.

Maltepe Üniversitesi Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SOYAÇ) öncülüğünde, Üsküdar Kaymakamlığı ve Üsküdar Romanları Platformu işbirliğiyle ‘Okuldayız Üsküdar’ isimli bir proje gerçekleştiriliyor. SOYAÇ tarafından düzenlenen ‘Okuldayız Üsküdar’ Sempozyumunun davetli konuşmacısı, ‘Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk’ ve ‘Sevmek İçin Doğarız’ kitaplarının yazarı, Çocuk Travma Akademisinin kurucusu ‘nöro dizilim’ adını verdiği yaklaşımı geliştirerek çocukluk çağı travmaları alanındaki çalışmalara yön veren çocuk psikiyatristi Prof. Dr. Bruce Perry, 15 Haziran’da ‘Travmanın Çocuklara Etkisi: Eğitim İçin Öneriler’ başlıklı bir konuşma yapacak. Üç gün sürecek olan sempozyum, 17 Haziran’da oyuncu-yazar Ercan Kesal’ın ‘Çocuklara Kıymayın Efendiler’ başlıklı konuşması ile sona erecek.

ÇOCUKLARA VE AİLELERİNE BİOPSİKOSOSYAL DESTEK VERİLİYOR

İstanbul’da okul terk oranının yüksek olduğu bir ortaokulda Eylül 2019’da başlayan, ‘Travma Bilgisine Dayalı Okul Temelli Toplum Çalışmaları’ alt başlığını taşıyan ‘Okuldayız Üsküdar’ projesi, pandemi koşullarında yüz yüze ve çevrimiçi faaliyetlerle 36 öğretim üyesinin danışmanlığı ve süpervizyonu altında, lisans ve lisansüstü programlara devam eden yaklaşık 170 üniversite öğrencisinin katılımıyla devam ediyor. Proje kapsamında, okul idarecileri ve öğretmenlerin iş birliğiyle, çocuklara ve ailelerine biopsikososyal destek veriliyor. SOYAÇ’ın koordinasyonunda devam eden çalışmalara, Maltepe Üniversitesi’nin yanı sıra Marmara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi de destek veriyor.

Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar için Uygulama ve Araştırma Merkezi (SOYAÇ) kurucu müdürü Doç. Dr. Özden Bademci, proje kapsamında ayrıca öğretmenler ve proje gönüllüsü üniversite öğrencileri için de psikosoyal destek grupları oluşturulduğunu belirtti. Çocukluk çağı travmalarının, sadece bireyi etkileyen, birey üzerinde sonuçları olan bir problem olmadığının altını çizen Bademci şunları söyledi:

Reklam Alanı

“Gizli salgın olarak da kabul edilen çocukluk çağı travmaları sadece bireyi ilgilendiren bir problem değil. Epigenetik araştırmaları, bedene kaydolan travmaların bireyler, aileler, toplumlar ve kuşaklar üzerindeki kümülatif etkisini ortaya koyuyor. İlişkilerin nörobiyolojisi araştırmaları, sinir sistemlerimiz aracılığıyla birbirimizle bağlantı içinde olduğumuzu, birbirimizden sürekli olarak etkilendiğimizi ve birbirimizi etkilediğimizi ortaya koyuyor. Kovid-19 küresel salgını, herkesin birbirine bağlı olduğunun en somut kanıtı.”

ŞEFKATİ, SEVGİYİ ODAĞINA ALAN, KAPSAYICI BİR TOPLULUK

Bademci konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “SOYAÇ çalışma modeli disiplinlerarası, kurumlararası, uluslararası iş birlikleriyle ‘beden odaklı travma bilgisi’ne dayalı çalışmaları kapsıyor. Bu çalışmalarda öğretim elemanlarının ve üniversite öğrencilerinin yanı sıra başta çocuklar/gençler olmak üzere

sürecin tüm paydaşlarının aktif katılımlarıyla şefkati, sevgiyi odağına alan ve tüm üyeleri için kapsayıcı terapötik bir topluluk yaratılması hedefleniyor” dedi.

Çalışmaların odağında travmanın değil, kişilerin güçlü yanlarının bulunduğuna vurgu yapan Bademci, her uygulama projesinin aynı zamanda bir sosyal eylem araştırması niteliği taşıdığına dikkat çekerek, “Kimi kaynaklarda sosyal adaletin, ‘sevgi dolu bir farkındalıkla eylemde bulunma’ olarak tanımlanması ve umutsuzluğun sosyal adaletin önündeki en büyük engel olarak gösterilmesi anlamlıdır. SOYAÇ çalışmalarının odağında travma değil, kişilerin güçlü yanları, öz-kaynakları var. SOYAÇ Modeli’nde ‘uzman/yardım eden’ ve ‘yardım alan’ gibi keskin bir ayrım yok. Nitekim ayrışma da bir travma belirtisidir. Her uygulama projesi aynı zamanda bir sosyal eylem araştırması niteliğindedir. Topluluğun değişen ihtiyaçlarına dinamik ve esnek bir yaklaşımla, mevcut kaynaklarla ivedilikle yanıt verilmeye çalışılıyor.” Proje adlarının da birlik ilkesine vurgu yaptığı ifade eden Bademci, “Topluluk üyelerinin duyulduklarını, görüldüklerini ve parçası olduklarını hissettikleri, dayanışma içinde katılımcı oldukları bir topluluğun yaratılmasının amaçlandığı SOYAÇ projelerinin adları da bu birlik ilkesine vurgu yapıyor: ‘Çocuklarla Birlikte’, ‘Gençler için Gençlerle’, ‘Liseden Üniversiteye Gençlerle Birlikte’, ‘Okuldayız Nişantepe’, ‘Okuldayız Üsküdar’ gibi” diye konuştu.

“ÇOCUKLARIN HAREKETLE, MÜZİKLE, DANSLA, OYUNLA YATIŞMA İHTİYAÇLARI DİKKATE ALINMALI”

Travmanın çocuklarda, yetişkinlere göre farklı olduğunun altını çizen Bademci, bu farkın nedenleriyle ilgili ise şu ifadeleri kullandı:

“Çocuklar, yetişkinlerden farklı olarak hislerini/duygularını bağlama oturtamazlar, olayları farklı yorumlarlar. Çocuklar, derslerinde başarısız olduklarında ya da arkadaş edinemediklerinde kendilerini çaresiz ve umutsuz hissedebilirler, ancak nedenini anlayamayabilirler. Çocuklar bedenlerinde çok fazla kaygı/korku taşıdıklarında, bu diğer çocuklar tarafından hissedilir. Bu durum diğer çocukları korkutarak onlardan uzaklaşmalarına neden olabilir. Çocuğun kaygı, korku dolu olduğu zamanlar sinir sisteminin bunaldığı zamanlardır. Böyle zamanlarda ‘öğrenen beyin’ devrede değildir. Devrede olan savaş/kaç/donma tepkilerinden sorumlu olan ‘ilkel beyin’dir. İlkel beynin devrede olduğu durumlarda çocuğun öğrenebilmesi mümkün değildir; öncelikle yatışmasına, çevresindeki insanlarla ilişkilenebilmesine ihtiyacı vardır. Ancak bundan sonra öğrenen beyin devreye girebilir. Öğretmenlerin ve anne-babaların, çocukların hareketle, müzikle, dansla, oyunla yatışma ihtiyaçlarını mutlaka dikkate almaları gerekir. Çocukların içsel algı farkındalıklarını kullanarak beyinlerinin nasıl çalıştığı ve uyarılma döngülerini nasıl takip edecekleri konularında bilgilendirilmeleri gerekir. Araştırmalar, beyinde empati ve şefkatten sorumlu olan; okulda, evde, işte genel olarak yaşamımızda nazik olmanın kaynağı olan ‘insula’nın beden farkındalığı arttıkça geliştiğini ortaya koyuyor.”

“BİR BÜTÇE OLMADAN ÇALIŞABİLİYORUZ”

Bademci, halen devam eden ‘Okuldayız Üsküdar’ projesinde, bir bütçeye ihtiyaç duymadan çalışabildiklerini ifade ederek, “Devam etmekte olan projede, tıptan felsefeye, psikolojiden sosyal hizmete çeşitli bölümlerden 36 öğretim üyesinin danışmanlığında, lisans ve lisansüstü programlara devam eden 170’e yakın üniversite öğrencisi ile bir bütçe olmadan çalışabiliyoruz. Projeyi, Roman vatandaşların yoğun olarak yaşadığı, okul devamsızlığı ve okul terk oranlarının yüksek olduğu bir ortaokulda, Üsküdar Kaymakamlığı ve Üsküdar Romanları Platformu Derneği iş birliğiyle gerçekleştiriyoruz” dedi.

“DEĞİŞİM ANCAK KOLEKTİF OLDUĞUNDA KALICI VE KÖKLÜ OLUR”

Gençlerin şefkat ve vicdan sahibi profesyoneller olarak topluma katılmalarına katkı sunduklarını belirten Bademci, “UNESCO Öğretmenler için Çalışma Gücü tarafından, Kasım 2019’da Dubai’de on

ikincisi düzenlenen Politika Diyaloğu Forumu’nda, yenilikçi uygulamalar arasında gösterilen ve yükseköğrenimle toplum temelli uygulamaları birleştiren SOYAÇ Modeli, tıptan felsefeye, psikolojiden sosyal hizmete çeşitli bölümlerden öğretim üyelerinin danışmanlığında üniversite öğrencilerinin mesleki yetkinliklerinin yanı sıra şefkat sahibi, vicdan sahibi ve toplumun gerçekleriyle tanışmış profesyoneller olarak topluma katılmalarına katkı sunuyor. İçselleştirilmeyen, bedenlenmeyen bir değişim, gerçek bir değişim olmadığı gibi, değişim ancak kolektif olduğunda kalıcı, köklü bir değişimden söz etmek mümkün olur” diye konuştu.

Maltepe Üniversitesi Youtube kanalından canlı olarak yayımlanacak Sempozyuma katılım ücretsiz. Prof. Dr. Bruce Perr’nin konuşması eş zamanlı olarak Türkçeye çevrilecek ve Türkçe çevirisi Maltepe Üniversitesi SOYAÇ Youtube kanalından takip edilebilecek.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!