Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2 

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

 

1- (ÖZEL) ADALAR’DA AĞAÇLARA 12 DİŞLİ KABUK BÖCEĞİ TEHDİDİ

Yalın ONAT – Kubilay ÖZEV / İSTANBUL, (DHA)  – ADALAR’da özellikle çam ağaçlarını, 12 dişli kabuk böceğinin tehdit etmesi üzerine Orman Genel Müdürlüğü çalışma başlattı. Böceklerin ağaçlara zarar vermesinin önüne geçmek için 40 metrede bir ‘feromon’ adı verilen tuzaklar asıldı. İstanbul Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin, “Bu böceklerle biz mücadele etmezsek popülasyonunu artırarak kitle halinde ormanların yok olmasına sebep olurlar. Boyutlarına bakıldığında küçük olmalarına rağmen, cüsseleriyle kıyaslanamayacak boyutta zarar veriyorlar” diye konuştu. Kurulan tuzaklarla ilgili bilgi veren Şahin, “Tuzağın içine giren böcekler çıkamıyor. Biz bunları her hafta kontrol ederek, yakalanan zararlı böcekleri toplayıp alıp imha ediyoruz” dedi. 
Özellikle çam ağaçların kabuk altı kambiyum tabakasına zarar veren, fizyolojik bakımdan zayıflamış ağaçları tercih eden kabuk böceğinin popülasyonu 2020 yılının kurak geçmesi nedeniyle arttı. İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü de son yıllarda zarar oranında artış gözlemleyince çalışmalara başladı. Adalar’da  ormanlık alana  her 40 metrede bir ‘feromon’ adı verilen  tuzaklar asıldı. Tuzakların içinde bulunan organik veya sentetik kokular ile kabuk böceklerinin tuzağın içine çekilmesi sağlanıyor. Tuzak ile yakalanan böceklerin sayımı yapıldıktan sonra imhası yapılıyor. Kabuk böceklerinin bulunduğu yerlere göre yerleştirilen tuzaklar Adalar’ın yanı sıra Çatalca, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da kurulduğu belirtildi. 

“TUZAĞA GİREN BÖCEKLERİ TOPLAYIP İMHA EDİYORUZ”
İstanbul Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin, “Bu tuzaklar orman bitkileri, tohumlukları ve bitkisel ürünlerine zarar veren organizmalar ile mücadelede kullandığımız araç ve gereçlerdendir. Ormanlarımıza zarar veren kabuk böcekleri ile mücadelede biyoteknik mücadele yöntemini kullanmaktayız. Radyatör tipi ve huni tipi tuzaklar kullanıyoruz. Bu tuzakların içerisine, böceklerin üremesi için buluşmalarını sağlayan koku yayan feromon adını verdiğimiz, doğal ya da sentetik sıvıları kullanarak böceklerin bu tuzaklara girmesini sağlayıp sonrasında da bunları toplayıp imha ediyoruz” dedi.

“AĞACIN ÖZ SUYUNU EMEREK AĞACI TEPEDEN AŞAĞI KURUTUYORLAR”
Şahin, “Tuzağın içine giren böcekler çıkamıyor. Biz bunları her hafta kontrol ederek, yakalanan zararlı böcekleri toplayıp alıp imha ediyoruz. 12 dişli kabuk böceği, 8 dişli kabuk böceği, Akdeniz çam kabuk böceği gibi böcek türleri bizi tehdit etmekte. Kabuk Böcekleri ağacın gövdesine giriş deliği açarak ağaca girdikten sonra öz suyu emerek suyun yukarı kısımlara gitmesini, suyu transferini engelleyerek ağacı tepeden aşağıya kurumasına sebebiyet veriyor” şeklinde konuştu.

“CÜSSELERİYLE KIYASLANAMAYACAK BOYUTTA ZARAR VERİYORLAR”
Şahin “Bu böceklerle biz mücadele etmezsek popülasyonunu arttırarak, kitle halinde ormanların yok olmasına sebep olurlar. Boyutlarına bakıldığında küçük olmalarına rağmen, cüsseleriyle kıyaslanamayacak boyutta zarar veriyorlar” diye konuştu. 

Reklam Alanı

Görüntü dökümü
———————-
Tuzaklardan detaylar 
Feromon sıvılarından detaylar
İstanbul Bölge Orman Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerden detaylar
Kabuk böceklerinin yakalandığı kutular 
Kabuk Böcekleri 
Kabuk Böcekleri sebebiyle kurumuş ağaçlardan görüntüler 
İstanbul Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin ile röp. 
Muhabir anonsu(Yalın ONAT) 

2- (ÖZEL) – İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZESİ’NDE KONUŞAN İL KÜLTÜR MÜDÜRÜ: BU İKİ YER DEPO MÜZE OLARAK DEĞERLENDİRİLECEK

– İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin depolarındaki eserlerin taşınması tartışmaları…

– İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde açıklamalarda bulundu.

– Yılmaz, 
” İstanbul Arkeoloji Müzeleri koleksiyonunda yaklaşık envanterli 800 bin eser bulunuyor. Devasa ve kıymetli bir koleksiyonla karşı karşıyayız”

” Çok acil bir şekilde bu eserlerin hem deprem gibi doğal afetlere karşı muhafazası edilmesi hem de insanımızın bu eserlerden istifade edebilmesini sağlamak gerekir”

“Şu an İstanbul Arkeoloji Müzeleri bu eserlerin depolanmasına imkan vermiyor. Ne yapalım bırakalım da bu eserler burada çürüsün mü? Ya da bırakalım bu eserler kilit kapılar ardında mı kalsın?

Esma MURAT- Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL, (DHA)  ARKEOLOJİK açıdan dünyanın en zengin müzelerinden olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin depolarındaki eserlerden bir kısmı Atatürk Havalimanı’na bir kısmı ise Maltepe’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait alana tanışarak ‘depo müzeler’ oluşturulacak. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde taşınma tartışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, ” Kültür ve Turizm Bakanlığı’mız biri Atatürk Havalimanı, bir diğeri ise Anadolu yakasında Maltepe’ de olmak üzere iki alan tahsis etti ve bu iki yer en kısa zamanda depo müze olarak değerlendirilecek” dedi. 
Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul’un Avrupa yakasında İstanbul Havalimanı’nda, Anadolu yakasında ise Maltepe’de depo müzeler oluşturulma çalışmalarına başlandığını duyurdu. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin deposundaki bazı eserler buralara taşınacak.
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde, DHA’ya konuşan İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, İstanbul’un hem eser sayısı hem tarihi değeri itibariyle dünyanın en zengin ve en önemli müzelerinden biri olduğunu söyledi.  Coşkun Yılmaz, “İstanbul Arkeoloji Müzeleri hem mimarisi hem de tarihi geçmişiyle dünyanın en saygın en önemli müzelerinden biri. Hal bu olunca burası ile ilgili alınan her karar büyük bir titizlikle yapılacağı muhakkaktır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri koleksiyonunda yaklaşık envanterli 800 bin eser bulunuyor. Devasa ve kıymetli bir koleksiyonla karşı karşıyayız” diye konuştu.

“BU KADAR HIZLA ARTAN ESERLERİ NEREDE MUHAFAZA EDECEĞİZ” 
Yılmaz, Türkiye genelinde yapılan kazılarda eserlerin yüzde 30’sunun İstanbul’da çıktığını ifade etti. İstanbul Arkeoloji Müzeleri koleksiyonundaki eserlerin önemli bir kısmının depolarda muhafaza edildiğini belirten Yılmaz, “Marmaray kazılarında ortaya çıkan eserlerin bir kısmı Darphane-i Amire ve Kimyahane olarak isimlendirdiğimiz binalarda muhafaza ediliyor. Bizler bu depoları boşaltmazsak, binanın ve eserlerin bakım ve onarım çalışmalarını nasıl yapacağız. Ayrıca bulunduğumuz tarihi yapının bina imkanları, fiziki yapısı ortada. Bu kadar hızla artan eserleri nerede muhafaza edeceğiz. Çok acil bir şekilde bu eserlerin hem deprem gibi doğal afetlere karşı muhafazası edilmesi hem de insanımızın bu eserlerden istifade edebilmesini sağlamak gerekir. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı’mız biri Atatürk Havalimanı, bir diğeri ise Anadolu yakasında Maltepe’ de olmak üzere iki alan tahsis etti ve bu iki yer en kısa zamanda depo müze olarak değerlendirilecek” diye konuştu. 
Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam etti: “İstanbul Arkeoloji Müzeleri depolarındaki eserlerinin taşınmasının birinci amacı bu eserlerin daha iyi korunması, muhafaza edilmesi ve insanımıza sunulmasıdır. Şu an da ne yazık ki alan darlığı itibariyle bu eserleri sunma konusunda arzu ettiğimiz atılımları yapamıyoruz. Bir yandan da sürekli gelen eserleri depolamak bizler için başka bir sıkıntı. Eserlerin korunması için büyük bir mekana çok gelişmiş teknolojik imkanlara ihtiyaç var. Şu an İstanbul Arkeoloji Müzeleri bu eserlerin depolanmasına imkan vermiyor. Ne yapalım bırakalım da bu eserler burada çürüsün mü? Ya da bırakalım bu eserler kilit kapılar ardında mı kalsın?”
 
“YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ ACELE HAREKET ETME NİYETİNDE DEĞİLİZ” 
Eserlerin taşınacağı alanlar için proje çalışmaları devam ettiğini belirten Coşkun Yılmaz, “Yangından mal kaçırır gibi acele hareket etme niyetinde değiliz. Eserlerin nasıl taşınacağı da merak edilen konulardan biri Türkiye’nin yakın zamandaki tecrübelerini dikkate almak önemli. Mesela Hasankeyf ‘deki taşınan eserlerin tekniğini herkes biliyor. Dünyada ilk defa eser taşıyanda biz olmayacağız, son defa eser taşıyan da biz olmayacağız” dedi. 
  
“İNGİLTERE, FRANSA, AMERİKA’DA DA DEPO MÜZE ÇALIŞMALARI VAR” 
Depo müze uygulamasının sadece ilk defa İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde uygulanıyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Yılmaz, “Halbuki müzecilik uzmanlarımız başta olmak üzere herkes bilir ki İngiltere, Fransa, Amerika’da da depo müze çalışmaları var. Aynı zamanda depo deyince bizde şöyle bir algı var. Eserlerin üst üste yığıldığı ve kapısının kilitlendiği yer. Ancak süreç bu şekilde değil. Yeni planlanan depo müze anlayışı ile eserlerin hem depolanması hem sergilenmesi hem de araştırmaya sunulması sağlanacak” ifadelerini kullandı. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ 
—————-
– İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, röportajı 
-Genel ve detay görüntüler 
-Muhabir anonsları (Esma MURAT) 
– İstanbul Arkeoloji Müzeleri detay görüntüler 
  
====================

3- (Özel) KOVİD SONRASI KAN YAĞLARI 100 KAT ARTTI, LİTERATÜRE GİRECEK

Özlem YURTÇU KARABULUT, Buğra BENLİOĞLU / İstanbul, (DHA) İSTANBUL’da 8’nci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Mete Alp Eskalan yakalandığı koronavirüs nedeniyle daha önce rahatsızlılığı olmamasına rağmen diyabet atağı geçirdi. Kanındaki yağ (lipit) oranı en fazla 150 civarında olması gerekirken, 100 kat artarak, 15 bine çıktı. 18 gün süren yaşam mücadelesinden zaferle çıkan Alp, bundan sonraki hayatını diyabet hastası olarak sürdürecek. Tıp litaretürüne geçecek olan Alp’in tedavisini yürüten Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Fatih Varol, “Literatürde bu kadar yüksek bildirilmiş lipit değerlerine rastlamadık. Son dönemde gördüğümüz en ilginç vakalardan biriydi. O nedenle Alp’in durumunu literatürde paylaşmayı düşünüyoruz” dedi.
İstanbul’da yaşayan iköğretim okulu 8’nci sınıf öğrencisi Mete Alp Eskalan, birkaç hafta süren halsizlik ve yorgunluk şikayetlerinin artması üzerine 30 Nisan günü, evde fenalaştı. Ailesi tarafından özel bir hastaneye götürülen çocuğun, diyabet komasına girdiği anlaşıldı. Alp, acil olarak Sancaktepe İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi altına alınan Alp’in kan yağ düzeyinin 15 binlere çıktığı belirlendi. Daha önce diyabetle ilgili bir şikayeti olmamasından şüphelenen doktorlar, antikor ve PCR testi yaptı. Her iki testi de pozitif gelen Alp’in, koronavirüse yakalandığı, bu nedenle diyabetinin tetiklendiği ortaya çıktı.

ÖLÜMCÜL DİYABET ATAĞI İLE HASTANEYE KALDIRILDI
Alp’in tedavisini gerçekleştiren İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Fatih Varol, “Alp, son dönemde gördüğümüz değişik bulgularla gelen hastalarımızdan biri. Alp’i aslında ölümcül diyabet atağı ile bir dış merkezden kabul ettik. Ama kan değerlerinde trigliserit dediğimiz lipit değerlerinin çok çok yüksek, 15 bin gibi bir düzeye çıktığını fark ettik. Kovid’le ilişkili olabilir mi diye baktığımızda hem antikor hem de PCR’ının pozitif olduğunu saptadık. Standart tedavilerle kontrol altına alamadığımız için plazma değişimi ve lipit aferezi gibi özellikli tedaviler uygulamak durumunda kaldık” dedi.

“LİTERATÜRDE BÖYLE BİR VAKA GÖRMEDİK”
Alp’in getirildiği anda saptanan kandaki lipit değerine, daha önce literatürde rastlamadıklarını  vurgulayan Dr. Varol, “Diyabet ataklarında lipit yüksekliği gördüğümüz bir tablodur aslında. Ama bu kadar yüksek düzeydeki trigliserid değerlerine literatürde rastlamadık. Kovid ile ilişkili olarak ise hiç böyle bir tablo görmedik. Bu yüzden özellikli bir vaka olduğu için Alp’in durumunu literatürde de paylaşmayı düşünüyoruz” diye konuştu. Şeker hastalarında diyabetin ortaya çıkış şeklinin genellikle bir enfeksiyonun tetiklemesiyle olduğuna işaret eden Dr. Varol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Alp daha önce diyabet hastası değildi. Ama Kovid’in kendisi de bir enfeksiyon olduğu için, altta yatan diyabetini tetikleyerek bunu ortaya çıkarmış olabilir. Burada bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta, bu çocuklarda Kovid, daha ağır bir klinik tabloya neden olabiliyor.”

ÜÇÜNCÜ DALGADA MIS-C VAKALARINDAKİ DEĞİŞİM DİKKAT ÇEKİCİ
Bir yılı aşkın bir süredir sürdürülen Kovid mücadelesinde, çocuklarda Kovid sonrası gelişen MIS-C vakalarına çok sık rastladıklarını belirten Dr. Varol, şu bilgileri verdi:
“Bu salgını üç pik gibi düşünürsek, ilk iki pikte de biz MIS-C vakalarını görüyorduk. İlk İngiltere’de tanımlandığında, Kawasaki benzeri bir sendrom olarak tarif edilmişti. İnflamatuar bir süreç, romatolojik hastalıkları taklit eden bir süreç gibi görünüyordu. İlk iki dalgada böyle hastalarımız oldu. Ama üçüncü dalgada, MIS-C vakalarının klinik başvuru şekillerinde bir miktar değişmeler olduğunu fark ettik. Belki bizim hastalığı daha iyi tanımaya başlamamızdan kaynaklı olabilir, belki farkındalığımızın da artmasının etkisi olmuş olabilir. Mesela bu dalgada Kovid sonrası böbrek yetersizliği ile başvuran hastalarımız oldu, pankreas iltihabı ile başvuran hastalarımız oldu, inme, santral sinir sistemi tutulumları, kalp sorunları, romatolojik bazı hastalıkları taklit eden cilt döküntüleri ile başvuran hastalarımız oldu. 3 tane ağır diyebetik atakla gelen, organ yetmezliğine giden çocuk hastalarımız oldu. Hepsini şifa ile taburcu ettik. Ama bunlarda hep Kovid öyküsünün bulunması, antikor pozitifliği saptanmış olması bu hastalıkların Kovid’le bağlantılı olarak ortaya çıktığı yönündeki şüphelerimizi destekliyor.”

KOVİD, DİYABETE YOL AÇAR MI?
Kovid’in çocuklarda diyabet hastalığına yol açabileceği yönündeki tartışmalarda bilim dünyasının henüz tam bir uzlaşmaya varamadığına dikkat çeken Dr. Fatih Varol, araştırmaların sürdürüldüğünü ve daha çok veriye ihtiyaç olduğunu kaydetti. Varol, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bu konuda aslında henüz tam bir fikir birliği yok. Ama çalışmalardan bazıları şunu söylüyor, çocukların acile başvuru sayılarının bu dönemde azalmış olmasına rağmen, diyabetle başvuran çocukların sayısında azalma yaşanmadı. Bu da diyabet ile Kovid’in acaba bir ilişkisi var mı yok mu sorusunu beraberinde getiriyor. Onun dışında, Kovid’in diyabeti birincil olarak tetikleyebileceğini söyleyen yazılar da var literatürde. Ama diyabet ve Kovid’in tamamen birbirinden bağımsız olarak da ilerlediğini söyleyen çalışmalar da var. Sanırım kesin yargıya varmak için biraz daha veri elde etmemiz gerekiyor, hastalığı daha fazla tanımamız gerekiyor.”

“ÇOCUĞUMUN ŞEKER HASTASI OLDUĞUNU BİLMİYORUDUM”
Anne Aysun Eskalan , oğlunun daha önce diyabet hastası olmadığını anlatarak, şunları ifade etti:
“30 Nisan’da Mete Alp’i acil olarak özel bir hastaneye götürdük. Ondan bir hafta kadar öncesinde de bazı sıkıntıları vardı aslında, baş dönmesi, halsizlik gibi şikayetleri vardı. Zayıf olduğu için, kansızlığı mı var diyerek çok üzerinde durmadık. Hastaneye gitmeden iki gün önce ciddi sıkıntıları başladı. Aşırı uyuyordu, yemek yiyemiyordu. Sonra apar topar özel bir hastaneye gittik. Orada şeker komasına girdiğini söylediler ve acilen buraya sevk edildi. Getirdiğimizde kendinde değildi zaten. Sonra Kovid olduğunu öğrendik. Kovid’in tetiklemesinden kaynaklı şekeri yükselmiş ve bu arada kan yağ düzeyleri de felaket derecede artmış. Kasım ayında eşim ve ailesi Kovid oldu, hatta kayınpederimi kaybettik. Sonra biz de Kovid geçirdik ama Mete Alp’de hiçbir belirti olmadı. Hafifi geçirdi diye düşündük o dönem. Bu zamana kadar çocuğumun şeker hastası olduğunu dahi bilmiyorduk. Kanı değiştirildi. Buradaki doktorlarımız sayesinde çocuğum hayata döndü. Ailemizde diyabet yok ama şimdi Alp, Tip 1 diyabet hastası olarak yaşamını sürdürecek.”

“HER ŞEY HAYAL GİBİYDİ”
Hastaneye getirildiği  birkaç günü hatırlamadığını söyleyen Mete Alp ise, “İlk önce yürümem yavaşladı. Konuşamıyordum, arkadaşlarla dışarıda oyun oynarken falan, zorlanıyordum. Bacaklarım ağrıyordu. Halsiz bir şekilde eve geliyordun. O dönem okula da gidiyordum, kursum vardı. Belli bir zaman sonra daha da kötü olmaya başladım. Bir hafta içerisinde de hastaneye yatırıldım. Uyandığımda ağzımda bir maske vardı diye hatırlıyorum. Maskeyi çıkarmaya çalışmışım. Her şey rüya gibiydi, bir kısmını hatırlamıyorum. Sonradan bana anlattıklarında gerçek olduğunu fark ettim” dedi.

Görüntü dökümü:
Dr. Fatih Varol röp
Aysun Eskalan röp
Mete Alp Eskalan röp
Doktor ve Mete Alp detay görüntüler
Genel ve detay görüntüler

============================

4- (ÖZEL)- ÜMRANİYE’DE ÇOCUK PARKINDA DEHŞET ANLARI….

Murat KORKMAZ- Ramazan Eğri İSTANBUL (DHA) – ÜMRANİYE’de parkta oyun oynayan çocukların gözlerinin önünde,  iki kişinin silahlı ve bıçaklı kavgası cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Silah seslerini duyan vatandaşlar panik içinde çocuklarını alıp kaçmaya çalıştı. Olayda bir kişi silahtan çıkan mermilerle diğer kişi de bıçaklanarak yaralandı. 
Olay, dün saat 18:00 sıralarında Ümraniye, Tepeüstü Mahallesi Sevgi Parkı’nda meydana geldi. İddaya göre, Selçuk Akçam ve Ali Erdem Aymutlu arasında sözlü tartışma çıktı. Tartışmanın alevlenmesiyle Selçuk Akçam, silahını çekerek Ali Erdem Aymutlu’ya iki el ateş etti. Kurşunlardan birisi göğsüne, biriside bacağına isabet etti. O sırada bıçağını çeken Aymutlu,  Akçam’ı ayağından ve göğsünden bıçakladı. Silah seslerini duyan parktakiler çocuklarını alıp olay yerinden kaçarak uzaklaştı. 

O ANLAR SANİYE SANİYE KAYDEDİLDİ
Tartışmayı gören bir vatandaş ise cep telefonu ile çekim yaptığı esnada silahla vurulma anını saniye saniye çekti. Panik haliyle çocuğunu yanına alan vatandaş olay yerinden uzaklaştı. Çocuğunun ise korku içinde “Baba gitmeyelim” demesi duyuldu. İhbar edilmesi üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi ve 112 sağlık ekibi sevk edildi. Yaralılara İlk müdahelenin ardından Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’na sevk edidi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. 

“BACAĞINA TAMPON YAPTIK”
Parkın yakınında esnaf olan Ramazan Yiğit, “Biz burada esnafız. Birden parkta sesler duymaya başladık. Parktaki kadın, erkek, çocuklar koşarak uzaklaşmaya başladılar. Bizde o tarafa doğru gittik. Baktık ki iki arkadaş arasında kavga çıkmış. Birisi silah ile vurmuş biriside bıçak ile yaralamış. Sonradan bıçakla yaralanın yanına gittik. Yanında bir abla vardı onun baş örtüsüyle bacağına tampon yaptım. Diğerini görmedim ben. Ben diğerine, bacağından yaralı olana yardım ettim. Ambulans 10 dakika içerisinde olay yerine geldi. Yaralı son 5 dakikada bilincini kaybedecek gibi oldu ve serum bağladılar. Sağlık personeli benim cep telefonu feneriyle gözlerini kontrol etti” şeklinde konuştu. 

Görüntü dökümü 
—————–
CEP TELEFONU GÖRÜNTÜSÜ 
-Vurulma anı ve yaşanan kavga
-Panikle anne ve babaların çocuklarını alıp kaçışması
-Kamera kaydı yapan kişinin çocuğunun “Gitmeyelim baba” demesi
AKTÜEL
-Olay yerinden görüntü
-Patlamamış mermiler
-Olay yeri inceleme ekiplerinden görüntü 
-Ramazan Yiğit ile röportaj 
-Genel ve detay görüntü 

===================

5- ÜÇÜKÇEKMECE’DE ANNESİNİ ÖLDÜREN KADIN ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Murat SOLAK – Uğur ŞAHİN/İSTANBUL,(DHA)Küçükçekmece’de bıçaklayarak öldürdüğü annesi Sevilay Palabıyık’ın (67) satırla kestiği kafasını tencerede saklayan Tuğçe Sayın (35), emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Küçükçekmece Halkalı Bezirganbahçe’deki sitede yaşanan evlat dehşeti, polise gelen kavga ihbarıyla ortaya çıktı. Adrese giden polise Medine Çakatay’ın komşusu Sevilay Palabıyık’a ulaşamadığını bildirmesi üzerine cinayeti itiraf eden Tuğçe Sayın’ın annesini bıçaklayarak öldürüp, satırla kafasını kestiği ve  tencereye koyduğu belirlendi. Annesinin sol bacaklarındaki etleri de sıyırıp bir kovaya koyduğu saptanan Tuğçe Sayın, gözaltına alındı.  Annesini
evi üzerine yapmasını istemesi üzerine tartıştığı için söylediği öğrenilen Sayın, Küçükçekmece Kanarya Polis Merkezi’ndeki sorgusunun ardından Tuğçe Sayın, Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildi. Ardından da Küçükçekmece Adliyesi’ne sevk edildi.

Görüntü dökümü:
——————–
-Tuğçe Sayın polis merkezinden çıkışı
-Tuğçe Sayın sağlık kontrolünden geçirilmesi
-Tuğçe Sayın adliyeye getirlimesi
-Genel ve detaylar

=================

6- POLONYA CUMHURBAŞKANI DUDA, RYCHLEWİCZ ONURUNA DİKİLEN ANIT TAŞININ AÇILIŞINI YAPTI

Esma MURAT- Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL, (DHA)- Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Sebastian Duda, Konsolos Wojciech Rychlewicz onuruna dikilen anıt taşının açılışını gerçekleştirdi.
Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Sebastian Duda, Feriköy’deki Latin Katolik Mezarlığı’nda bulunan Konsolos Wojciech Rychlewicz onuruna dikilen anıt taşının açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Duda, Rychlewicz’un anıtına çiçek bıraktı. Ardından Balat’taki Fener Rum Patrikanesi’ni ziyaret etti.

Görüntü dökümü
——————–
– Cumhurbaşkanı Duda’nın anıtına çiçek bırakması
– Cumhurbaşkanı Duda’nın mezarlıktan çıkışı 
-Genel ve detay görüntüler
 
==================

7- PKK OPERASYONUNDA 1 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI, 6 ŞÜPHELİ SERBEST BIRAKILDI

Ali Çağlar TİNBEK/İSTANBUL,(DHA) – İstanbul’da bölücü terör örgütü PKK’ya yönelik yapılan operasyonda yakalanan 7 şüphelinin 6’sı serbest bırakıldı, 1 kişi tutuklandı.
Edinilen bilgiye göre, 21 Mayıs’ta bölücü terör örgütü PKK’ya yönelik İstanbul ve Ankara’da yapılan operasyonlarda, örgüte eleman sağladığı iddia edilen eski HDP Esenler İlçe Başkanı N. B.Ö. ile birlikte PKK adına kırsal alanda faaliyet gösterdikten sonra İstanbul’a gelen teröristlere yardım ve yataklık eden, metropollerdeki sokak eylemlerine katıldıkları ileri sürülen 7 kişi yakalanmıştı.
İstanbul Terörle Mücadele Şubesindeki sorguları tamamlanan şüpheliler dün akşam saatlerinde Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan zanlılardan M.A. tutuklanarak cezaevine gönderildi. 6 şüpheli ise ‘adli kontrol’ şartı ile serbest bırakıldı.

Görüntü dökümü:
—————-
-Şüphelilerin emniyete götürülmesi,

========================

8- ARNAVUTKÖY’DE HAFRİYAT KAMYONU TERS YÖNDE TAM GAZ

Alper KORKMAZ – Erol DEĞİRMENCİ / İSTANBUL , (DHA) ARNAVUTKÖY- Hadımköy bağlantı yolunda, ters yönde hızla ilerleyen hafriyat kamyonu sürücülere korku dolu anlar yaşattı
Görüntüler bir sürücü tarafından Hadımköy bağlantı yolunda kaydedildi. Sokağa çıkma kısıtlaması sırasında  hafriyat kamyonu sürücüsü ters yöne girdi. Bununla da yetinmeyip, aşırı hız yaptı. Hafriyat kamyonu sürücü hem kendi canını hem de diğer sürücülerin canını hiçe saydı. Uzun süre trafik kurallarını ihlal eden sürücü, daha sonra kamyonuyla gözden kayboldu. Bağlantı yolundaki tehlikeli anlar, bir sürücü tarafından cep telefonu kamerası ile kaydedildi.

Görüntü dökümü:
——-
-Hafriyat kamyonun ters yönde gitmesi

===================

9- İSTANBUL’UN YENİ SİMGESİ ÇAMLICA KULESİ CUMARTESİ GÜNÜ AÇILACAK 

Haber: İSTANBUL, (DHA)- ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanlığı, İstanbul’un güzel siluetini anten çöplüğünden kurtararak aynı anda 100’den fazla yayın kuruluşuna hizmet vermeye başlayan 369 metrelik kule yüksekliği ve deniz seviyesinden 587 metrelik yüksekliğiyle İstanbul’un en yüksek yapısı olan Çamlıca Kulesi’nin, 29 Mayıs Cumartesi günü saat 14.00’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun katılacağı tören ile hizmete açılacağını bildirdi. Bakanlık, Eylül 2020 itibarı ile asli faaliyeti olan yayıncılık hizmetinin verilmeye başlandığı kulede dünyada ilk ve tek olarak 100 radyo yayınının birbirlerinin güçlerini kesmeden, frekanslarının karışmadan yayın yapabildiklerini dile getirdi. 

İLETİŞİM VE YAYINCILIK FAALİYETLERİ DÜNYA STANDARTLARINA TAŞINIYOR
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, yayıncılık alanında sunulan altyapı hizmetleri ve çevre dostu operasyonlarla Türkiye’nin iletişim ve yayıncılık faaliyetlerinin dünya standartlarına taşınıp, tek verici tesis modeline geçileceğini böylece dağınık hâldeki vericilerin birleştirilerek şehirlerdeki çevre ve görüntü kirliliğinin de önüne geçileceğini vurguladı. 

ÇAMLICA KULESİ, İSTANBUL’UN YENİ SİMGESİ OLDU
Çamlıca Kulesi’nin, asırlar öncesine uzanan tarihi konumu ve doğal güzellikleri ile dünyanın en güzel şehri olan İstanbul’un yeni simgesi olduğunun altını çizen Bakanlık, toplam 30 bin 150 metrekare alan üzerinde kurulu olan Çamlıca Kulesi’nin deniz seviyesinden 587 metre yüksekliği ile İstanbul’un en yüksek yapısı olduğunu belirtti.

ENERJİ TASARRUFU SAĞLANDI, ÇEVRE VE GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ TARİHE KARIŞTI 
Çamlıca Kulesi ile Çamlıca Tepesi’nde dağınık halde bulunan onlarca antenin söküldüğünü ve tüm hizmetlerin tek kulede toplandığını belirten Bakanlık, böylece çevre ve insan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere sahip olan elektromanyetik ve görüntü kirliliğinin ortadan kaldırıldığına işaret etti. İstanbul’un siluetinin güzelleşmesine katkı sağlandığını da ifade eden Bakanlık, kulede yer alan yüksek verimli anten ve verici sistemleri sayesinde sağlanan enerji tasarrufunun maksimum seviyede olduğuna dikkat çekti. 

TÜRKİYE EKONOMİSİNE VE TURİZMİNE KATKI SAĞLAYACAK
Çamlıca’nın konumu itibariyle İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olduğuna dikkat çeken Bakanlık, ayrıca Çamlıca Kulesi’nin hediyelik eşya mağazaları, kafeteryaları, restoranları ve eşsiz manzaraya hâkim seyir terasları ile kısa vadede Türkiye ekonomisine ve turizmine katkı sağlayacak bir cazibe merkezi olacağına da vurgu yaptı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
—————————-
Çamlıca Kulesi’nden görüntü
Genel ve detaylar

=======================

10- SOKAK SANATÇISI DAVASINDA, SANATSAL İNCELEME YAPILIP YAPILMAYACAĞI DEĞERLENDİRİLECEK

Özden ATİK / İstanbul, (DHA) Kabataş İskelesi’ndeki reklam panosunda bulunan Devrim Erbil’e ait resme, sprey boya ile ‘asılmış adam’ silüeti çizen ve sosyal medyadaki paylaşımlarında Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında 11 yıl 2 aya kadar hapis cezası talep edilen Ömürcan İ.’nin yargılandığı davada, mahkeme, ‘eylemlerin sanatsal değeri olup olmadığı, sanatsal çalışma dışına taşıp taşmadığı’ yönünde bilirkişi raporu alınıp alınmamasını değerlendirecek.   

İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Ömürcan İ., avukatıyla katıldı. Müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı ise katılmadı. Olaya ilişkin görüntülerin bulunduğu 5 CD’nin dosyaya sunulduğunu bildiren mahkeme hakimi, suç konusu görüntülerin izlenmesi ile savunma tanıklarının dinlenip dinlenmemesinin daha sonra değerlendirilmesine hükmetti.  Ayrıca kamera görüntülerinin izlenmesinden sonra, sanığın eylemlerinin sanatsal değeri olup olmadığı ve sanatsal çalışmanın dışına taşıp taşmadığı yönünde Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeki 3 öğretim görevlisinden oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor alınıp alınmamasının düşünülmesine karar verdi. Duruşma, 14 Ekim’e ertelendi.

İDDİANAME
İddianamede Kabataş İskelesi’nin önündeki levhalarda, “Türk Bayrağı ile ilgili kötü şeyler var” ihbarı yapıldığı, incelemelerde reklam panosunda sergilenen ressam Devrim Erbil’in eserlerinin suretlerinden birinin sol üst tarafında ay yıldız olduğu, hilal şeklindeki aya boynundan asılmış gölge bir insan siluetinin çizildiğinin belirlendiği kaydedildi. Emniyet birimlerinin, olayın failini bulmak için yaptığı çalışmalarda, silueti çizenin “izinsiz” adlı sosyal medya hesabının kullanıcısıyla aynı kişi olabileceğinin değerlendirildiği, hesabın sahibi Ömürcan İ.’nin gözaltına alındığı belirtildi. İddianamede, sanığın sosyal medya hesaplarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı farklı şekillerde resmettiği, bu paylaşımlarda üzerine atılı suçu işlediği aktarıldı. Olaya ilişkin incelenen güvenlik kamerası görüntülerinde aynı yerde bulunan 1’i yabancı uyruklu 5 kişinin de gözaltına alındığı ancak eyleme etkilerinin olmadığı kanaatiyle haklarında takipsizlik kararı verildiği anlatıldı. Sanık Ömürcan İ.’nin “Devletin egemenlik alametlerini aşağılama” ve “Zincirleme şekilde alenen Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan 2 yıl 3 aydan 11 yıl 2 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

“İNSANLARI DEĞERLENDİRMEK İSTEDİM” DEMİŞTİ
Sokak sanatçısı olduğunu söyleyen Ömürcan İ. daha önce yaptığı savunmasında, “izinsiz” adlı instagram hesabının kendisine ait olduğunu, bu hesapta Cumhurbaşkanı hakkında yaptığı resimlerin bulunduğunu söylemişti. Ömürcan İ., “Sokak sanatçısıyım, bunları grafiti sanatı olarak yaptım. Uzunca zamandır ekonomik sıkıntı çekmekteyim. Salgın hastalık beni etkiledi, insanları değerlendirmek istedim. Kendimi bu insanlara yakın hissettiğim için onlara yankı olmak istedim. Kabataş tramvay durağında bulunan pano üzerindeki Türk bayrağının ay yıldızına asılı gölge bir insan silüetini ben çizdim. Bütün amacım pandemi öncesindeki intihar eden insanları anlatmaktır. Çünkü bu insanların hayat hikayeleri benimkine benzemektedir. Suç işleme kastım yoktur, beraatimi isterim” demişti.

Görüntü dökümü:
————
-ARŞİV

===============================

11- (ÖZEL) OTOMOBİLLERİNİ EVLERİNİN SOKAĞINA PARK ETMEK İSTEYEN ÇİFTİ KOMŞULARI DÖVDÜ

Ömer ÇETİNASLAN/İSTANBUL,(DHA) BAĞCILAR’da, evinin bulunduğu sokaktaki dubaları kaldırıp, otomobilini park etmek isteyen Tekin Gündoğdu ve eşi Nazife Doğan Gündoğdu, aynı sokakta evleri bulunan bir grup tarafından “Burası bizim yerimiz, park edemezsin” denilerek, darbedildi.
Darp olayı, geçen cuma akşamı,  Bağcılar Fevzi Çakmak Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre; 7 yıldır aynı sokakta yaşayan Tekin Gündoğdu, beraberindeki eşi Nazife Doğan Gündoğdu ile birlikte işten eve döndüğünde otomobilini park etmek istedi. Gündoğdu, sokak üzerindeki dubaları kaldırdığı sırada ise, aynı sokakta evleri bulunan bir grubun tepkisiyle karşılaştı. Dubaları kendilerinin koyduğunu söyleyen grup, Tekin Gündoğdu’ya, “Burası bizim park yerimiz, park edemezdin” diyerek, otomobilini başka bir yere park etmesi gerektiğini ifade ettiler. Bunun üzerine Tekin Gündoğdu ile grup arasında tartışma başladı. Yaşananları cep telefonuyla kaydeden Nazife Doğan Gündoğdu da, “Sizden şikayetçiyim, devletin sokağını işgal ediyorsunuz” dedi. Bunun üzerine bir apartmandan koşarak çıkan kadın, Nazife Doğan Gündoğdu’ya saldırdı. Gündoğdu, aldığı darbeler nedeniyle düştü. Eşini kurtarmak isteyen Tekin Gündoğdu ile diğerleri arasında da arbede çıktı. Yaşananların ardından Gündoğdu çifti, karakola giderek, şikayetçi oldu.

‘EŞİMİ DARP EDİP, YERLERDE SÜRÜKLEDİLER’
DHA muhabirine konuşan Tekin Gündoğdu, “Cuma günü işten geldikten sonra arabamızı sokağa park etmek istedik. Burada bulunan apartmandaki birbiriyle akraba kişiler dışarıya çıkarak, buraya park edemeyeceğimizi söylediler. Biz de, ‘Belediyeden işgaliye belgeniz var mı?’ diye sorduk; ‘Hayır, yok ama buraya park edemezsiniz. Burası bizim’ dediler. Biz de ‘Burası devletin malı, herkes park edebilir’ dedik. Park etmek istediğimiz sırada, apartmandakiler üzerimize saldırdı. Eşimi darp ettiler, yerlerde sürüklediler. Bana 4-5 kişi saldırdı, vurdu. Şikayetçi olduk. Belediyeye ve karakola başvurduk ama hiçbir yetkili ilgilenmedi. Bu, Bağcılar ve Esenler’in kronik sorunu. Buradaki esnaf, kendi dükkanları önündeki yerleri kendi malları sanıyor. İşgaliye parası ödemedikleri halde, kimsenin park etmesine izin vermiyorlar. Belediyemizden bu işe bir el atmalarını istiyoruz. Biz, kendimiz halletmeye çalışırsak, kargaşa çıkar” dedi.

Görüntü dökümü:
—————-
-Cep telefonu kamerası
-Tartışma anlarından görüntüler
-Dubalardan görüntü
-Röportaj

==========================

12- MALTEPE’DE YAVRU KEDİ SÜTLAÇ’I KURTARAN HAYVANSEVERLER KONUŞTU

Mustafa ESEN – Ali Kerem BENGİ / İSTANBUL, (DHA) – MALTEPE’de sitenin istinat duvarı ile blok duvarı arasındaki boşluğa düşen yavru kediyi kurtaran hayvanseverler o günü anlattı. Yavru kedi tırmanınca düşmemesi için boruları keçelerle kapladıklarını belirten Filiz Avşar,  “Bir komşumuzun ‘İnternetten kedi sesi açar mısınız?’ dedi. Kedi sesi açtık söylene söylene çıktı. Bu şekilde çıkarmış olduk” dedi.  Yavru kediyi sahiplenen ve ismini “Sütlaç” koyan 11 yaşındaki Eylül Bilginer de çok mutlu olduğunu söyledi. 
Maltepe’de geçen ay 15 metrelik boşluğa düşen 3 yavru kediden ikisi ölmüş, biri ise hayvanseverlerin 3 günlük mücadelesinden sonra borularla yapılan düzeneklerle kurtarılmıştı. “Sütlaç” isimi verilen kediyi kurtaran hayvanseverler o anları anlattılar.

“YAVRU KEDİYİ KURTARMAK İÇİN 15 METRE BORU UZATTIK”
Kurtarma operasyonunu anlatan Filiz Avşar, olayın ilk anlarında taşları kırarak duvarı genişlettiklerini, battaniye uzattıklarını ve kediye ulaşmak için günlerce nöbet tuttuklarını söyledi. Avşar, “Bizi mahalleden komşularımız aradı. 3 kedinin dehlize düştüğünü, 2’sinin öldüğünü ama birinin yaşamak için çabaladığını söylediler. Yardımcı olup olamayacağımızı sordular. Biz de tabi hemen sitenin teknik ekibini gönderdik. Çok derinde olduğunu ve oraya uygun alet edavatın olmadığını söylediler. Ve hava alacak kadar kapattıklarını söylediler. Biz o akşam ümidi kestik. Ertesi gün tekrar geldik. O gün itfaiyeyi de çağırmıştık. Diğer komşularımız da o arada AKUT ve AFAD’ı da haberdar etmiş. Onlarda insan girip giremeyeceğini sormuşlar ve dar olduğunu öğrenince onlar da gelemediler” dedi.

“KEDİ SESİ AÇTIK SÖYLENE SÖYLENE ÇIKTI”
Bunun üzerine kurtarma görevinin kendilerine düştüğünü belirten Avşar şunları söyledi: “Biz bir grup arkadaş geldik. Neler yapabileceğimize baktık. Yine teknik ekibimizi çağırdık. Boruları uç uca bağladık, belki yukarı tırmanır diye üstünü çuvallarla kapladık ama olmadı. Aşağı yemek gönderdik, kutuya girer yukarı çekeriz diye. O da başarısız oldu. Yavru kedi, çok çabuk uykuya daldı. Ümidi kestik sık sık. Hatta öldüğünü düşündük. Ve en son aklımıza pimaş borular geldi. Pimaş boruları aldık yönetimden ve onların üzerini keçelerle kapladık. Tırmanırsa düşmesin diye. Bir komşumuzun aklına da kedi sesi geldi. ‘İnternetten kedi sesi açar mısınız?’ dedi. Kedi sesi açtık söylene söylene çıktı. Bu şekilde çıkarmış olduk.” Dehlizin derin olduğunu ve ulaşamadıklarını kaydeden  Avşar, “Derinlik 13 metre diye tahmin ediyoruz. Tabi biz çapraz olsun biraz rahat çıkabilsin diye 15 metre boru uzattık. Bu şekilde çıkarmayı başardık” şeklinde konuştu. 

SÜTLAÇ’I 11 YAŞINDAKİ EYLÜL SAHİPLENDİ
Kurtarıldıktan sonra yavru kediyi sahiplenen ve ismini “Sütlaç” koyan 11 yaşındaki Eylül Bilginer, “Çok mutluyum. Önce bir sürprizle karşılaştım. Annem kurtulduğunda getirdi. Orada çok mutlu oldum. Çok da heyecanlandım. İsmini Sütlaç koydum. Zaten bir kedim vardı. Genellikle o benimle oynuyor. Ben de onunla oynuyorum. Sedef Adası’nda olduğumuz için onu dışarı çıkarıyorum. Orada çok eğleniyor” dedi.

“ŞİMDİ 6 KİŞİLİK BİR AİLE OLDUK” 
Eylül Bilginer’in annesi Şule Bilginer de , “3 kedinin düştüğü haberi aldım. Zaten biz de kızımla kedi ve köpekleri severiz. Çok uğraştık. AKUT ve itfaiye geldi ama çok dar bir alan olduğu için belimize kadar sarkabildik. Buradaki teknik ekibimizle bağlantı kurduk. Hayvan sever arkadaşlarımızı aradık, sağ olsunlar onlar da bize destek oldular. 3 gün nöbet tuttuk başında. Yemek uzattık. Üçüncü gün kedi sesi ile çıktı. Zaten söz vermiştik, alacağız diye. Ondan sonrada zor bir süreç oldu. Biraz hastaydı. Tedavisini yaptırdık. Daha önce bir kedimiz vardı, dört kişiydik şimdi 6 kişilik bir aile olduk” şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü
————————
-Dehlizin bulunduğu duvardan görüntü
-Kurtarma operasyonuna katılan Filiz Avşar ile röportaj
-Filiz Avşar’ın kedilere mama vermesi
-11 Yaşındaki Eylül’ün kucağında yavru kediyi sevmesi
-Eylül Bilginer ile röportaj
-Anne Şule Bilginer ile röportaj
-Genel ve detay

=================

13- NECİP FAZIL KISAKÜREK ÖLÜMÜNÜN 38’İNCİ YILDÖNÜMÜNDE MEZARI BAŞINDA ANILDI

Yalın ONAT- Kubilay ÖZEV / İSTANBUL (DHA) Necip Fazıl Kısakürek, ölümünün 38’inci yıldönümünde Eyüp Sultan Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törenle anıldı.
Anma törenine Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, Necip Fazıl Kısakürek’in torunu Emrah Kısakürek ve usta şairin sevenleri katıldı. Edilen duaların ardından konuşan Necip Fazıl Kısakürek’in torunu Emrah Kısakürek, “Burada konuşmak zor, bizim tek tapumuz burası. Üstad Necip Fazıl’ın 38’inci vefat sene-i devriyesi sebebiyle, okunan Hatm-i Şerif’lerin duasını etmeye geldik. Allah ömür verdikçe de devam edeceğiz. Allah bizlerin de arkasından dualar okuyacak insanlar nasip eylesin. Onun gölgesinde yetiştik, onun eserlerini şimdiki gençlere ulaştırmak için uğraşmaya devam ediyoruz” dedi.

“TÜRKIYE CUMHURIYETİ’NİN EN ÖNEMLI DÜŞÜNCE, FİKİR ADAMLARINDAN BİRİSİYDİ”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan da “Büyük üstadımız, büyük şairimiz, büyük fikir adamı üstat Necip Fazıl’ın 38’inci ölüm yıldönümdeyiz. Rabbim mekanını cennet eylesin. Tabi bugünkü bizim neslimizi, Türk gençliğini, fikirleriyle, düşünceleriyle, yaşamıyla etkileyen, Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli düşünce, fikir adamlarından birisiydi” diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
———————
-Necip Fazıl Kısakürek’ın mezarından detaylar 
-Necip Fazıl’ın ölüm yıl dönümü için toplananlardan detaylar 
-Emrah Kısakürek ile röp.
-Nadir Alpaslan ile röp.
-Deniz Köken ile röp.
-Hatm-i Şerif’ten detaylar 

==============

14-  İSTANBUL’DA ‘PANGEA-14’ OPERASYONU: 260 BİN SAHTE HAP ELE GEÇİRİLDİ

Ali TİNBEK/İSTANBUL,(DHA)- Türkiye’de piyasaya sahte ilaç sürülen bir depoya düzenlenen “PANGEA-14” operasyonunda yüklü miktarda sahte hap ele geçirildi. Baskında depoda 1 şüpheli yakalandı.
Edinilen bilgilere göre merkezi Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol) gözetiminde daha önce 115 ülkede düzenlenen “PANGEA” operasyonlarının sonuncusu İstanbul’da gerçekleştirildi. Sahte ilaç konusuyla ilgili bir ihbarı değerlendiren İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, “Pangea-14” adı verilen operasyon kapsamında sahte ilaçların piyasaya sürüldüğü Bağcılar’daki 1 depoya baskın düzenlendi. Baskın yapılan adreste yapılan aramalarda toplam 260 bin 400 adet sahte hap ele geçirildi. Ele geçirilen sahte ürünlerin piyasa değerinin yaklaşık 3 milyon 900 bin 600 lirayı bulduğu ifade edildi. Baskında, A.R.S. adlı bir şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Zanlının, daha önce benzer suçtan poliste kaydının olduğu öğrenildi. 

Görüntü dökümü:
———————
-Depoya baskın anı
-Dle geçirilen ilaçların görüntüsü
-İlaçların görüntüsü
-Sergiden görüntü
-Genel ve detaylar
 
================
15- İTÜ’LÜ HALİT AYAR’I ÖLDÜREN 2 SANIĞIN CEZALARINI İSTİNAF ONADI

Halil Sadri YILMAZ / İSTANBUL, (DHA)İTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu Halit Ayar’ı kendilerine para vermediği gerekçesiyle bıçaklayarak öldüren Emra Yaşar ve Erhan Kurdal’a verilen ağırlaştırılmış müebbet ile 29 yıl 3’er ay hapis cezası, İstinaf Mahkemesi tarafından onandı.

İTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden olay tarihinde yeni mezun olan Halit Ayar, 7 Eylül 2019’da 2 arkadaşıyla birlikte oturduğu tramvay durağında, yanlarına gelen Emra Yaşar ve Erhan Kurdal tarafından istedikleri parayı vermediği için bıçaklanarak öldürüldü. Ellerinde kırık cam şişesi de bulunan 2 şüpheli, yakalanarak tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Emra Yaşar ve Erhan Kurdal hakkında “Bir suçu işleyememekten dolayı duydukları infialle kasten öldürmeö suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Ayar’ın iki arkadaşına karşı eylemlerinden dolayı “Kasten öldürmeye teşebbüsö suçundan 26’şar yıldan 40’ar yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. 2 sanık hakkında ayrıca “Nitelikli yağmaya teşebbüsö suçundan 22 yıl 6’şar aydan 33’er yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Yerel mahkemece yapılan yargılamada sanıklar, “Bir suçu işleyememekten dolayı duydukları infialle kasten öldürmeö ve “Birden fazla kişiyle gece vakti silahlı yağmaö suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ile 29 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanık avukatları ise kararı İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı.

İSTİNAF ONADI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, tutuklu sanıklar Emra Yaşar ve Erhan Kurdal’ın istinaf başvurularını karara bağladı. Daire, kararında soruşturma sonuçlarına göre uygun şekilde suç niteliklerinin tayin edildiğini, sanık savunmalarının inandırıcı gerekçelerle reddedildiğini bildirerek, bozma talebini reddedip, verilen cezaları onadı. Sanık avukatlarının, onama kararını Yargıtay’a temyiz ettikleri öğrenildi.

Görüntü dökümü:
———–
-ARŞİV

================

16- BAĞCILAR’DA ESKİ EŞİNİN SEVGİLİSİNİ ÖLDÜREN SANIĞIN YARGILANMASINA BAŞLANDI

Sevda SARIKAYA / İSTANBUL, (DHA) 
BAĞCILAR’da 8 ay önce eski eşinin sevgilisi olduğu iddia edilen market çalışanı İkram Özer’i (31) kurşun yağmuruna tutarak öldüren Özcan Daşdemir’in ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Tutuklu sanık Daşdemir olay günü maktul Özer ile tartıştıklarını anlatarak,  “Beni tutarak, küfür etti. Yere ateş ettim. Yere düştüğünde ayağından yaralandığını gördüm. Olay yerinden ayrıldım ve evime yakın karakola gittim. Silahı 5 – 6 ay önce 2 bin liraya internet sitesinden satın aldım” dedi. 

Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Özcan Daşdemir ile avukatı katıldı. Sanık Daşdemir, eski eşi Emine Kaplan ile 2 sene önce boşandığını, 3 çocuğunun velayetinin kendisinde olduğunu belirterek olay tarihinden 10 gün önce sosyal hizmetlerde görevli kişilerin evine geldiğini ve çocuklara bakılmadığı için alacaklarını söylediğini anlattı. Gelen görevlilerin çocuklarının annelerini sorması üzerine, kendisinin de eski eşine ulaşmak için süre istediğini aktaran sanık Daşdemir, “Sosyal hizmetlere çocuklarıma bakılmadığıyla ilgili şikâyette bulunulmuş. Bu sebeple gelmişler. Sosyal hizmetlerdeki görevliler ‘Çocukların biyolojik anneleriyle görüşmemiz gerek’ dediler. Çocuklarımla ben ve yeni eşim ilgileniyorduk. Eski eşimin yerini öğrenmek için bir arkadaşını aradım. Bana eski eşimin yerini sadece İkram Özer’in bildiğini, eski eşimin bu kişiyle nişanladığını ve ev tuttuklarını söyledi. Ben de eski eşimin arkadaşına İkram’ın yerini sordum. Bana Güneşli’de markette çalıştığını söyledi. Olay günü İkram’ı bulmak için çalıştığı markete gittim. İkram’ı sordum, bana başka bir markette çalışmaya başladığını söylediler. Ben de o markete gittim. Eski eşim bana İkram’ın fotoğrafını telefonda göstererek, ‘Evleneceğim adam bu’ demişti. İkram’ı bu şekilde tanıyorum” dedi. 

“POLİS ÇAĞIRIN’ DİYEREK, BELİMDEKİ SİLAHI ÇIKARTTIM VE BİR EL YERE ATEŞ ETTİM”
Daşdemir savunmasına şöyle devam etti: “Markete gittiğimde İkram kasadaydı, müşteriyle ilgileniyordu. Müşteri gittikten sonra İkram’ı yanıma çağırdım. İkram’a Emine Kaplan’ın eski eşim olduğunu, onunla görüşmem gerektiğini ve sosyal hizmetlerden görevlilerin çocukları alacağını söyledim. Bana ‘Bana ne senin çocuklarından, defol git’ dedi. Ben de İkram’a yeniden çocuklarımı alacaklarını ve yardım etmesini istedim. İkram elini cebine attı, maket bıçağı çıkardı. Bana ‘Bu kadınla 1,5 senedir beraberim, yeni mi aklına düştü?’ diyerek, elindeki bıçakla oynamaya başladı. Bunun üzerine ‘Polis çağırın’ diyerek, belimdeki silahı çıkarttım ve bir el yere ateş ettim. İkram’a ‘Akşam görüşelim’ dedim. Gideceğim esnada beni tutarak, küfür etti. Tekrar yere ateş ettim. Yere düştüğünde ayağından yaralandığını gördüm. Olay yerinden ayrıldım ve evime yakın karakola gittim. Diğer müşteki Resul Kavak’ı tanımam, nasıl yaralandığını hiç görmedim. Silahı 5 – 6 ay önce 2 bin liraya internet sitesinden satın aldım. Daha önce bir hırsızlık olayı olmuştu, kendimi korumak için bu silahı almıştım. Suçsuzum, tahliyemi talep ediyorum.”

SANIĞIN ESKİ EŞİ TANIK OLARAK DİNLENECEK
Cumhuriyet savcısı, sanık Özcan Daşdemir’in eski eşi Emine Kaplan’ın duruşmada tanık olarak dinlenilmesini ve sanığın tutukluluk halinin devamını istedi. Emine Kaplan hakkında zorla getirilme kararı verilmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. 

İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olaya ilişkin hazırladığı iddianamede olayın nasıl gerçekleştiği anlatıldı. Olay yerini gösteren kamera kayıtları incelendiğinde şüpheli Özcan Daşdemir’in 5 Ekim 2020 tarihinde saat 15:10 sıralarında Bağcılar’da Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde bulunan markete girdiği, daha sonra maktul ile birlikte dışarı çıktıkları anlatıldı. Saat 15:15 sıralarında şüphelinin, maktule silahla ateş ettiği ayrıca olası kastla hareket ederek olay yerinde bulunan Resul Kavak’ın da yaralanmasına sebep olduğu daha sonra olay yerinden kaçtığı iddianamede belirtildi. İddianamede tanıkların olayı gerçekleştiren şüpheliyi kesin ve net olarak teşhis ettikleri belirtilerek, Daşdemir’in daha sonra karakola gidip teslim olduğu kaydedildi. Adli Tıp Kurumu’nun otopsi raporuna göre maktulün vücudunda 2 adet mermi giriş yarası olduğu, ilk kurşun yarasının tek başına öldürücü nitelikte olduğu, Resul Kavak’ın da basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve hayati tehlikeye neden olmayacak nitelikte yaralandığı kaydedildi. Şüphelinin ifadesinde her ne kadar maktulün kendisine cebinden çıkardığı maket bıçağı ile saldırdığını ve kendisini savunmak amacıyla maktullün ayaklarına doğru ateş ettiğini beyan etmiş ise de şüphelinin olay yerine daha önceden planladığı şeklide tabanca ile gittiği anlatıldı. Maktulün, şüphelinin eski eşi olan Emine Kaplan ile ilişkisi olduğunu düşünmesi nedeniyle şüpheli tarafından uzunca bir süredir telefonla aranarak öldürmekle tehdit edilmesinin de belirtildiği iddianamede, şüphelinin olaydan 4-5 ay önce suçta kullanılan tabancanın satın alınmasını göz önünde alındığında eylemi tasarlayarak gerçekleştirdiğini kaydedildi. İddianamede, şüphelinin “Olası kastla kasten yaralama” suçundan 1 yıldan 2 yıl 3 aya, “Tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ise ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılması isteniyor.

Görüntü Dökümü:
———————–
Arşiv

================

17- ESENYURT’TA KAVGAYI AYIRMAYA ÇALIŞAN KİŞİ BACAĞINDAN VURULDU

Haber-Kamera: Erol DEĞİRMENCİ – Ömer ÇETİNASLAN / İSTANBUL, (DHA)
ESENYURT’ta, araları bozuk olan sevgililerin aile ve arkadaşlarının karıştığı silahlı kavgada, tarafları ayırmaya çalışan genç bacağından vuruldu. Silahlı saldırganlar Avcılar’da yakalanırken, kavga anları güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay, 23 Mayıs Pazar günü saat 14.18 sıralarında Atatürk Mahallesi Adnan Menderes Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, aralarında daha önce tartışma yaşanan ve sevgili oldukları iddia edilen Ozan T. ve Melisa T., aileleri ile beraber cadde üzerinde buluştu. Çiftin yakınları kısa sürede birbirleriyle tartışmaya başladı. O esnada cadde üzerinde bekleyen Ozan T.’nin arkadaşları, tartışmayı görünce ciple olay yerine gelip, kalabalığa ateş etmeye başladı. Silahtan çıkan mermiler, olayla alakası olmayan ve kavgayı ayırmak için orada bulunan Berkay Berk’in (23) bacağına isabet etti. Silahlı saldırgan araçlarıyla olay yerinden kaçarken, çevredeki vatandaşlar yaralanan genci görünce polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaptıkları ilk müdahalenin ardından genci hastaneye kaldırırken, polis ekipleri saldırganları yakalamak için çalışma başlattı. Berk’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

SALDIRGANLAR AVCILAR’DA YAKALANDI
Olay yerinde güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen Esenyurt Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, saldırganların Ertuğrul K., Ozan T., Volkan G. ve Mahir Ş., olduğunu tespit etti. Şüphelilerin Avcılar Tahtakale Mahallesi’ne kaçtıklarını tespit eden ekipler, operasyon düzenledi. Yapılan operasyonda şüpheliler olay günü kullandıkları cip, 2 adet ruhsatsız tabanca ve 1 adet kurusıkı tabanca ile yakalandı. İfadeleri alınmak üzere polis merkezine götürülen 4 şüpheli, işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
—————————–
(Güvenlik kamerası)
-Kavga anı
-Silahlı saldırganların gelişi
-Tartışma anları
-Saldırganların kaçışı
(Aktüel)
-Olayın gerçekleştiği yerden görüntü
-Polis ekiplerinin çalışması
-Olay yeri
-Genel ve detay
-Şüphelilerin karakoldan çıkarılışı 

===============

18 – (geniş haber) ZEYTİNBURNU’NDA 4 KATLI APARTMANIN ÇATI KATI ALEV ALEV YANDI 

Ersan SAN /İSTANBUL , (DHA)- Zeytinburnu’nda 4 katlı binanın çatı katında yangın çıktı. 2 kişi dumandan etkilendi. 
Zeytinburnu Gökalp Mahallesi’nde bugün saat 11.15 sıralarında 4 katlı bir binanın çatı katında yangın çıktı. İlk belirlemelere göre elektrik kontağından kaynaklanan yangında çatı katındaki dumanları gören vatandaşlar itfaiye ve sağlık ekiplerine ihbarda bulundu. Apartmanda yaşayan 2 kişi, çıkan yangında mahsur kaldı. Mahsur kalan kişiler, vatandaşlar tarafından kurtarıldı. Daha sonra olay yerine gelen sağlık ekiplerince ambulansta ilk müdahaleleri yapıldı. İtfaiye ekipleri yangını kısa sürede kontrol altına alarak, söndürdü. Yanan çatı katında büyük hasar oluştu.

Görüntü dökümü:
———————–
-Alevli yanan çatı katı
-Ağlayan bina sakinleri
-İtfaiye ekipleri
-Mahsur kalan kişilerin ambulansa yürümeleri
-Kalabalıktan görüntü
-Genel ve detay görüntü

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!