Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ – 15

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

1-) OTOMOBİLLE GEZİNTİYE ÇIKAN ÇOCUKLAR KAZA YAPTI: 2 YARALI

KONYA’da sokağa çıkma kısıtlamasında arkadaşıyla gezintiye çıkan ehliyetsiz sürücü Mustafa G.’nin (17) kullandığı otomobil, sitenin bahçe duvarına çarptı. Kazada, araçta sıkışan Mustafa G. ile arkadaşı Arif Talha Ç. (14) yaralandı.
Kaza, saat 15.00 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Hanaybaşı Mahallesi Alemdar Caddesi’nde meydana geldi. Arif Talha Ç.’yi de yanına alarak gezintiye çıkan Mustafa G. yönetimindeki 55 AK 109 plakalı otomobil, kontrolden çıkıp, sitenin bahçe duvarına çarptı. Kazada, araçta sıkışan Mustafa G. ile Arif Talha Ç. yaralandı. İhbar üzerine kaza yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.
İtfaiyenin müdahalesiyle kurtarılan yaralılar, ilk müdahalelerinin ardından ambulansla Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı.

Görüntü dökümü
————————————–
– Otomobilde sıkışan gençlerin kurtarılma anı
– Yaralıların ambulansa alınması
– Kaza yapan araçtan görüntü
– Genel ve detay

Haber-Kamera: Adem YILDIZ/KONYA,(DHA))
=======================

2-) ADANA’DA TARİHİ RÖLYEF VE TAPINAĞA ZARAR VERİLDİ
 
ADANA’nın Kozan ilçesinde yaklaşık 670 metre yükseklikteki Uzunoğlan Tepesi’nde tarihi rölyef ve tapınağa zarar verildi. Bölgede inceleme yapan Ordu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Bizans Sanatı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Buyruk, “3 bin yıl boyunca doğa insanlar kadar zalim olmamış. Merhametsiz olmamış, bu kadar tahrip etmemiş. Ama insanoğlu burada ne bulacaksa bilemiyorum. Bu kabartmanın belinden yukarısını kesip, koparıp bu hale getirmiş” diyerek, tepki gösterdi.
Kozan ilçesi Ferhatlı Mahallesi’nde, Asur, Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ev sahipliği yapan Uzunoğlan Tepesi’ndeki tarihi rölyef ve tapınağa zarar verildi. Yıllar önce çekilen fotoğraflarla karşılaştırıldığında, tarihi mirasın büyük bölümünün yerinde olmadığı belirtildi. Bölgede tarihçi Abdurrahman Kütük ile incelemelerde bulunan Ordu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Bizans Sanatları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Buyruk değerlendirmelerde bulundu.
‘VANDALLAR TARAFINDAN YOK EDİLMİŞ’
Bölgenin antik dönemlerdeki isminin bilinmediğini anlatan Doç. Dr. Buyruk, “Asurlular ilk olarak bölgede bir kült alanı oluşturmuş. Buradaki kaya kabartmasının üst tarafı Vandallar tarafından parçalanıp, yok edilmiş. Alt kısmı kalmış. Burada Asur hükümdarı 3’üncü Salmanezer var. Milattan önce 859 ile 824 yılları arasında hüküm sürmüş. Demek ki buradaki kaya kabartması 859 ile 824 yılı arasında yapılmış. Asur İmparatorluğu, bir Mezopotamya imparatorluğudur. Asurlular bu tür kaya kabartmalarını sınır bölgelerine yapıyorlar. Sınırlarını belirtmek için çiziyorlar. Buraya da kabartması yapılıyor. Buradan doğrudan geçidi kontrol altında tutuyor” dedi.
‘BELİNDEN YUKARISINI GÖTÜRMÜŞLER’
Doç. Dr. Buyruk, kayanın orijinalinde üstte kemer olduğunu, kemerin içerisinde ise uzun boylu sakallı kral figürü bulunduğunu belirterek, “Kralın ayakları görünüyor çok net bir şekilde. Sol ayak ileride, sağ ayak onun gerisinde. 3 bin yıl boyunca doğa insanlar kadar zalim olmamış. Merhametsiz olmamış, bu kadar tahrip etmemiş. Ama insanoğlu burada ne bulacaksa bilemiyorum. Bu kabartmanın belinden yukarısını kesip, koparıp bu hale getirmiş. Tarihe büyük bir haksızlık yapmışlar” diye konuştu.
BATISINDA TAPINAK BULUYOR
Rölyefin işlendiği kayanın batı tarafında bir Roma tapınağının bulunduğunu belirten Doç. Dr. Burak, “Roma dönemine ait bir tapınak yapısı. Oldukça büyük bir tapınak yapısı olduğu anlaşılıyor. Üzerinde ve civarında herhangi bir kitabesi olmadığından dolayı, tapınakla ilgili bir bilgimiz yok. Burası bir tanrı veya tanrıçaya hitaben yapılmış. Anavarza ile bağlantılı bir yapı olması gerekiyor” dedi.
Tapınaktaki taş blokların, defineciler tarafından yuvarlanmak suretiyle çevreye dağıtıldığı da görüntülere yansıdı. 

Görüntü Dökümü
———————-
-Tapınak ve rölyefin kalıntılarından genel ve detay
-Doç.Dr. Hasan Buyruk’un bilgi vermesi
-Tapınağın bulunduğu bölgenin drone görüntüsü
-Rölyeften detaylar

Reklam Alanı

Haber-Kamera: Ali GÖKDAL/KOZAN,(Adana),(DHA)

========

3-) MEZİTLİ BELEDİYESİ 1 MAYIS’I KUTLADI

MERSİN’de Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü, koronavirüs nedeniyle uygulanan tam kapanma sürecinde işlerinin başında çalışmak durumunda kalan personeliyle birlikte kutladı.
Mezitli Belediye Hizmet Binası önünde gerçekleşen kutlamada, çalışanlar sosyal mesafe kurallarına uyarak bir araya geldi. Başkan Tarhan ve belediye çalışanlarının yanı sıra sendika temsilcileri ve belediye meclis üyelerinin de yer aldığı kutlamalar, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve iş kazasında yaşamını yitiren çalışanların anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Çalışanların Başkan Tarhan ile birlikte marşlar ve şarkılarla halay çektiği kutlamalarda sendika temsilcileri günün anlamına yönelik konuşmalar yaptı.
‘MUTLU MEZİTLİ’Yİ İNŞA EDİYORUZ’
Başkan Tarhan, işçi sınıfının 132 yıllık mücadele geleneğine dikkat çektiği konuşmasında, “Yaşamını çalışarak kazananlar; süpürgesiyle, malasıyla, kamerasıyla, kalemiyle, ürettiği hizmetlerle, imar planları, parkları, sokakların temizliği, kent estetiği, kültür ve sosyal hizmetleri, gönüllüleri, kadın üreticileri, uluslararası projeleri yenilikçi yaklaşımıyla halkın huzurunu sağlayarak, doğa-insan uyumlu; doğaya rağmen, insana rağmen değil birlikte yeniden; yeniden Mutlu Mezitli’yi işçi, emekçi arkadaşlarımızla inşa ediyoruz” dedi.
Başkan Tarhan, tüm çalışanların bir an önce koronavirüse karşı aşılanması gerektiğinin de altını çizdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
————————— 
-Oynayanlardan görüntü 
-Belediye önünde toplananlardan drone görüntüsü 
-Belediye Başkanı Neşet Tarhan konuşurken 
-Kutlamaya katılanlardan genel ve detay

Haber-Kamera: MERSİN; (DHA)

=================================================

4-) CROHN HASTASI ASLI, HAYATA SARILDI
 
İZMİR’de iltihaplı bağırsak hastalığı Crohn nedeniyle 75 kilodan 38 kiloya kadar düşen 1 çocuk annesi Aslı Mercan Sarı (34), hayata dört elle sarılarak hastalıkla yaşamayı öğrendi. Kitap yazmaya başlayan, kimsesiz çocuklara destek olan ve bir derginin genel yayın yönetmeni olarak çalışma hayatına atılan Sarı, hastalıkla mücadelede psikolojinin çok önemli olduğunu söyleyerek, “Pes etmemek çok önemli. Hayat güzel, ucundan tutmak, bırakmamak gerekiyor. Ben başardım” diye konuştu.
Adana’nın Kozan ilçesinde doğup büyüyen ve 2008 yılında Hüseyin Sarı ile evlenen Aslı Mercan Sarı, yaklaşık 10 yıl önce sindirim kanalını tutan iltihabi bir hastalık Crohn ile tanıştı. Çocuk sahibi olmak isteyen ve 3 kez düşük yaptıktan sonra ishalle birlikte çeşitli sıkıntılar yaşamaya başlayan Sarı’nın hastalığının teşhisi, uzun süre konulamadı. Midesi hiçbir besini kabul etmeyen, sürekli su kaybeden ve hızlı kilo kaybı nedeniyle mutsuz bir ruh haline bürünen Sarı, çölyak hastalığı şüphesi üzerine gluten diyetine başladı. Diyete başladıktan sonra hamile kaldığını anlatan Sarı, “9 ay çok iyi bir hamilelik dönemi geçirdim. Kızımı kucağıma aldım. 1 ay sonra aynı sorunlar başladı. İshal, bulantı ve kusma sorunları yaşıyordum. Doktorum hala çölyak olduğumu iddia ediyordu. Bir gün tamamen tesadüfen bir poşetin üzerinde ‘Siz iltihabi bağırsak hastası olabilir misiniz ‘ yazısını gördüm ve bununla ilgili tetkiklerin yapılmasını istedim. Tetkiklerin ardından ülseratif kolit olduğum söylendi. İlaç tedavisine başlandı. Ama vücut bu tedaviye yanıt vermedi. Yaklaşık 5 yıl bu ilaçları kullandım. Ama hala normale dönememiştim. 75 kilodan 38 kiloya kadar düştüm. Sırtımda yatak yaraları oluşmuştu. Sandalyeye bile oturamaz haldeydim. Beni kucakta taşıyorlardı. Çok zor günlerdi” dedi.
‘BU HASTALIKTA PSİKOLOJİ ÇOK ÖNEMLİ’
Bir dönem psikolojik destek aldığını ve hastalığını kabullenemediğini ifade eden Sarı, bir kızı olduğunu ancak ilk 3 yıl çocuğuyla yeterince ilgilenemediğini söyledi. Özel hastanelere yüklü miktarda tedavi parası ödediğini anlatan Sarı, şöyle devam etti:
“Ağrılı, sancılı günlerdi ve günden güne eriyordum. Vücudumun her yeri ağrımaya başlamıştı. Bir gün kalbim, bir gün böbreğim ağrıyordu, ağzımda tek diş dahi kalmamıştı. Bir gün internet üzerinden İltihabi Bağırsak Hastalıkları Derneği ile iletişime geçip ‘Ne olur beni kurtarın, ölüyorum’ diye mesaj bıraktım. Derneğin tavsiyesi üzerine başka bir doktorla görüştüm. Doktorum, ‘Bana güven, toplanacaksın’ dedi. Bu hastalıkta psikoloji çok önemli. Ben özel hastaneye milyarlar döktüm. Doktorum iyileşeceğimi söyledi. Bir günde akşama kadar yaklaşık 40 ilaç kullanıyordum. Ağır depresif ilaçlarım vardı. Onları kestim ve günde iki ilaca düştüm. Psikolojik olarak düzeliyordum. Kendi kendime iyileşeceğimi konuşup toparlanmaya başladım. Kızıma sarıldım. İçtiğim su bile tat vermeye başladı. Hızlı bir iyileşme sürecine geçtim. Kitap yazmaya karar verdim. Kimsesiz çocuklara destek olmaya, gazetede köşe yazmaya başladım. Aile hayatım düzene giriyordu. Bunu gördükçe mutlu oluyordum.”
‘HASTALIĞIMI KABULLENDİĞİM İÇİN AYAĞA KALKABİLDİM’
Hayata bakış açısını değiştirdiğini ve Adana’dan gelip İzmir’e yerleştiğini belirten Aslı Mercan Sarı, hala Crohn hastası olduğunu ancak mutlu olmayı öğrendiğini söyledi. 1.69 boyunda 74 kilo olarak yaşamına devam ettiğini kaydeden Sarı, şunları anlattı:
“Benim 11 yaşında bir kızım, eşim ve güzel bir hayatım var. İyileşmem gerekiyordu. İzmir’de ulusal bir derginin genel yayın yönetmeni oldum. Beslenmeme dikkat ediyorum. Aynı zamanda İltihabi Bağırsak Hastalıkları Derneği’nin basın sözcülüğünü yapıyorum. Yıllık tetkiklerim devam ediyor. Engelli raporum var. Ben hastalığımı kabullendiğim için ayağa kalkabildim. Depresyon ilaçlarını bıraktım. Pes etmemek çok önemli. Hayat güzel, ucundan tutmak, bırakmamak gerekiyor. Ben başardım. İleri derecede bu sorunu yaşıyorum. Ama insan yeter ki istesin başarabilir.”

Görüntü dökümü:
-Crohn hastası Aslı Mercan Sarı ile röp,
-Aslı Mercan Sarı’nın çalışma ofisinden detay görüntü,
-Aslı Mercan Sarı’nın eski fotoğraflarından görüntü.

Haber: Nevra UÇKAÇ – Kamera: Ahmet Turhan ALTAY / İZMİR, DHA)

==============================

5-) KORONAVİRÜSE KARŞI FARKINDALIK OLUŞTURMAK İÇİN ŞARKI BESTELEDİLER
 
KOCAELİ’nin Gölcük ilçesinde müzisyen iki arkadaş, koronavirüs ve kısıtlamalar konularında farkındalık oluşturmak için şarkı besteledi.

Gölcük ilçesi Değirmendere Yüzbaşılar Mahallesi’nde yaşayan müzisyenler Serhat Coşkun ve Murat Kumru, koronavirüsle mücadele konusunda farkındalık oluşturmak ve kısıtlamaların önemine dikkat çekmek için şarkı besteledi. Aynı zamanda müzik öğretmenliği de yapan Coşkun ve Kumru’nun bestelediği ‘Dışarıya çıkma yasak var’ isimli şarkı, sosyal medyada paylaşılmasının ardından takipçilerin ilgi odağı oldu. Dinleyenleri eğlendirerek farkındalık yaratmak istediklerini söyleyen müzisyenler şarkıda, koronavirüs sürecinde yaşanan zorluklardan eğlenceli bir şekilde bahsediyor. 
‘FARKINDALIĞI EĞLENCELİ BİR ŞEKİLDE İNSANLARA BİLDİRMEK İSTEDİK’ 
İnsanların evlerinden çıkmaması için böyle bir şarkı bestelediklerini söyleyen Serhat Coşkun, “Biz müzisyenler olarak insanlara sosyal farkındalık oluşturmak adına farklı bir hareket yapmamız gerekiyordu. Çünkü biz de yaklaşık 400 gündür sahne yapamıyoruz. İnsanların, Covid’i yenebilmemiz için evlerinden çıkmaması gerekiyor. İnsanlar evlerinden çıkmasın diye biz de böyle eğlenceli bir şarkı yaptık. Farkındalığı eğlenceli bir şekilde insanlara bildirmek istedik. Bu şekilde ‘Dışarıya çıkma yasak var’ adında bir beste yaptık. İçerik olarak pandeminin ilk zamanlarındaki gibi kapıya ekmekçinin geldiğinden bahsettik. Haberlere umut bağladığımızdan bahsettik. İnsanların evlerinde mutsuz olduğunu fark edip, onları mutlu edebilmek için böyle bir şarkı yaptıkö dedi.
‘ŞARKI, HERKESİN EVDEKİ DURUMUNU ANLATIYOR’ 
İnsanların evlerine kapandıklarında oluşan melankoli duygusunu kırmak istediklerini belirten Murat Kumru, “İlk önce koronavirüs ilk ortaya çıktığında bir beste yapmıştık. İnsanlara farkındalık yaratmayı amaçladık. Koronanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmak istedik. Ama insanların kendince korunarak bu hastalığı yenebileceklerini gösterebilmek amaçlı bir şarkı yaptık. Ardından yasakların gelmesiyle birlikte, herkes evinde belli bir süreyle kapalı olduğu için, insanlara mesaj vermek amacıyla bu şarkıyı ortaya çıkardık. Şarkı, aslında sosyal bir şarkı. Herkesin evdeki durumunu anlatıyor. Çünkü herkes evine kapanıp, televizyon, haber, sosyal medya gibi şeylerle günlerini geçiriyorlar. Açıkçası bir melankoli oluşuyor. Belki bu şarkı da onlar için bir umut olurö diye konuştu. 

Görüntü dökümü: 
– Klipten görüntüler 
– Müzisyenler Coşkun ve Kumru’nun şarkıyı seslendirmeleri 
– Serhat Coşkun ile röp. 
– Murat Kumru ile röp. 
– Detay 

HABER-KAMERA: Dinçer AKBİR-Ergün AYAZ/GÖLCÜK(Kocaeli),(DHA) 

==================================

6-) NAKİL SIRASINDA CENAZELER KARIŞTI; ANNESİNİN KAYIP OLDUĞUNU ÖNE SÜRDÜ

İSTANBUL’da böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Gurbet Daban’ın (61) cenazesinin, içinde 4 cenazenin daha bulunduğu nakil aracıyla memleketi Siirt’e getirilirken, yolda karıştığı öne sürüldü. Daban’ın oğlu Ercan Daban, “İstanbul’dan farklı illerde toprağa verilmek için nakil aracıyla 5 cenaze gönderildi. Siirt’e getirilen cenazesinin anneme ait olmadığını gördük. Şu an annemim cenazesi kayıp” dedi.

İstanbul’da böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Gurbet Daban’ın cenazesi, içerisinde 4 cenazenin daha bulunduğu nakil aracıyla memleketi Siirt’e gönderildi. Araçtaki 4 cenaze farklı illerde ailelerine teslim edildi. Ercan Daban da Siirt’te annesine ait olduğu belirtilen cenazeyi nakil aracından alarak defin öncesi Sancak Çarşı Camisi’ne götürdü. Burada, cenaze namazı öncesi yakınları cenazenin Gurbet Daban’a ait olmadığını fark etti.

Olayın ortaya çıkmasının ardından Ercan Daban, yetkililere durumu bildirdi. Yetkililer, Daban’a, annesinin cenazesinin Sakarya’da indirilen cenaze ile karışmış olabileceğini söyledi. Bunun üzerine Ercan Daban, Sakarya’daki aile ile iletişime geçti. Ancak bu aile cenazenin kendilerine ait olduğunu belirtti. Ercan Daban, “Vasiyeti üzerine annemi memleketimiz Siirt’e toprağa verecektik. Yakınlarımızla birlikte cenaze namazını kılmak için bekliyorduk. Bu sırada cenazede yazılan ismin annemin olmadığını fark ettik. Cenazenin bize ait olmadığını öğrendik. İstanbul’dan farklı illerde toprağa verilmek için nakil aracıyla 5 cenaze gönderildi. Büyük ihtimalle cenazemiz farklı bir şehre götürüldü. Cenazeyi getiren yetkililer, Sakarya’ya götürülen cenaze ile karıştığını söylediler. Biz de bunun üzerine Sakarya’daki cenaze sahiplerine ulaştık, cenazelerinin kendilerine ait olduğunu söylediler. Şu an annemim cenazesi kayıp. Bunun sorumlusunun bulunmasını istiyoruz yetkililer cenazemize bile sahip çıkmadılar” dedi. 

Görüntü Dökümü
————
-Cenaze Nakil aracı
-Cenaze Sahiplerinin beklemesi
-Cenaze yakını ile röp.
-Cenaze Sahiplerin, cenaze nakil yetkilileri tartışması
-Genel ve Detay

Haber ve Kamera: Mehmet Yücel DURAK SİİRT, (DHA)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!