DHA YURT BÜLTENİ – 2

dha-yurt-bulteni-2-fLDfmJIH.jpg

1) ELEKTRİK AKIMINA KAPILINCA AYAK TABANLARI PATLADI
 
AĞRI’da hayvan otlatırken, direkten aşağı sarkan yüksek gerilim hattının altından geçerken akıma kapılan 10 çocuk babası Memduh Kaya’ın (69) ayak tabanları patladı. Hastaneye kaldırılan Kaya’nın tedavisinin sürdüğü bildirildi.
Olay, 9 Nisan günü Patnos ilçesine bağlı Tanyeli köyünde meydana geldi. Merada, çocukları ile birlikte büyükbaş hayvan otlatan Kaya, direkten aşağı sarkan yüksek gerilim hattının altından geçerken akıma kapıldı. Yaralanan Kaya’nın ayak tabanları patladı. Yardımına koşan çocukları Kaya’yı, Patnos Devlet Hastanesi’ne götürdü. Memduh Kaya, buradaki ilk müdahalesinin ardından da Erzurum Şehir Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi’ne sevk edildi.
Tedavisi süren Memduh Kaya, elinden giren yüksek gerilim hattının ayak tabanlarını patlatarak dışarı çıktığını söyledi. Cehennemi yaşadığını ifade eden Kaya, “Çocuklarımla birlikte koyunları otlatıyorduk. Direği kırık yüksek gerilim hattının altından geçtim. Ben o hatta elektrik yok biliyordum. Yer yağmur nedeniyle ıslaktı. Bir anda neye uğradığımı şaşırdım. Vücudumda büyük bir ağrı hissettim. Yardımıma gelen çocuklarım beni Patnos’a götürdü. Ayaklarımın altı patlamıştı. Akıma kapılmamla birlikte elektrik kesildi. Kesilmese perişan olurdum. Çocuğum bana dediği, baba elektrik seni çarptıktan sonra şimşek gibi gitti” dedi.

Görüntü Dökümü
———————–
-Yüksek gerilime kapılan Memduh Kaya’nın hasta yatağında görüntüsü
-Sargılı ayaklarının arasından yüzününü görünmesi
-Kolundaki damar yolunun görüntüsü
-Yakın plan gözleri
-Sargılı ayakları
-Ellerinden detay
-Sargılı ayağıyla uğraşması, okşaması
-Memduh Kaya ile röp

Haber – Kamera: Oktay POLAT  / ERZURUM, (DHA)

=========================================================

2) MANİSA’NIN ‘DUMANLI PAPAZ ERİĞİNDE’ HASAT BAŞLADI

TÜRKİYE’nin önemli erik üretim merkezlerinden Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yetişen, iriliği, sertliği, bol su oranı ve üzerini kaplayan buğusuyla diğer türlerden ayrılan ‘dumanlı papaz eriğinde’ hasat başladı. Soğuk havalar nedeniyle verimin düştüğü Turgutlu’da, toptan kilosu 30 liraya kadar satılan eriğin fiyatı üreticinin yüzünü güldürdü. Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şenol, 30 bin ton rekolte beklediklerini söyledi.
Turgutlu ilçesinde yetişen ‘dumanlı papaz eriğinde’ hasat başladı. Açık alanda hasadına başlanan eriğin kilogramı 20 ile 30 lira arasında satışa sunulurken, iriliği, sertliği, bol su oranı ve üzerini kaplayan buğusuyla diğer türlerden ayrılan ‘dumanlı papaz eriği’ hasadın ardından tarlada paketleniyor. İç piyasada tüketilmek üzere İstanbul, Ankara ve İzmir illerine gönderilen erik, ihracatçı firmalar aracılığıyla da yurt dışına ihraç ediliyor.
Erik hasadında çalışan işçilerden Selahattin Taş, koronavirüse rağmen üretimi sürdürdüklerini söyledi. Taş, şöyle devam etti: “Bu senenin ilk erik hasadını gerçekleştirdik. Yevmiyemiz bu yıl 120 lira. Koronavirüse rağmen tarlada çalışmamızı sürdürerek, üretime katkı sağlıyoruz. Bir an önce koronavirüs salgınını atlatmayı temenni ediyoruz” dedi.
150 dönümlük arazide erik üretimi yapan Şahin Aymergen, “Bu seneki rekoltemiz maşallah güzel. Turgutlu olarak dumanlı papaz eriğimiz çok meşhurdur. Bu yıl fiyatını kilo başına kalitesine göre 20-30 lira gibi düşünüyoruz. Nasip olursa hem yurt içi hem de yurt dışı piyasasına sunacağız. Koronavirüse rağmen mücadelemizi sürdürüyor ve üretmeye devam ediyoruzö diye konuştu.
Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şenol, soğuklardan dolayı erikte rekoltenin düştüğünü kaydetti. Şenol, “Dumanlı papaz eriğimiz toplanmaya başlandı. Dumanlı papaz denildiği zaman Türkiye’de en fazla olan ve ilk üretim yeri olan Turgutlu ilçemizdir. Koronavirüs nedeniyle biraz sıkıntı yaşayabiliriz diyorduk ama fiyatlarımız şu an iyi. Bölgemizde 15 bin dekar civarında erik bahçemiz var. Lokal olarak da olsa yaklaşık 8 bin dekarına soğuk vurduğu için verimde düşüklük var. Geçen yıl 50 bin tona yakın bir rekolte gerçekleşti, bu sene soğuklardan ve çiçek döneminde yağan yağmurlardan dolayı verim bu sene düşük. Yaklaşık 30 bin ton bir erik bekliyoruz. Şu an eriklerimizi İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerimize gönderiyoruz. Fiyatlarımız, kalitesine göre kilo başına 20 ile 30 arası değişiyor” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————–
-Erik hasadından detay
-Erik hasadında çalışan işçilerden Selahattin Taş’ın konuşması
-150 dönümlük arazide erik üreticiliği yapan Şahin Aymergen’in konuşması
-Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şenol’un konuşması

Haber-Kamera: Ersan ERDOĞAN/ MANİSA, (DHA)

=========================================================

3) BOMBA GİBİ PATLAYAN DÜDÜKLÜ TENCERE HASTANELİK ETTİ
 
ERZURUM’da 16 yaşındaki Semanur Gültekin, evde çorba pişirilen düdüklü tencerenin kapağını açmaya çalışırken meydana gelen patlamada yaralandı.
Olay, Karayazı ilçesinin kırsal Abdurrahman Mahallesi’nde meydana geldi. Şerife- Battal Gültekin çiftinin 8 çocuğundan Semanur Gültekin, ablasının isteği üzerine mutfağa girip düdüklü tenceredeki çorbayı kontrol etmek istedi. Gültekin, ocağın üzerinden indirdiği tencerenin kapağını açmaya çalışırken, oluşan basınç nedeniyle patlama oldu. Battal Gültekin, kızının çığlıklarını duyup mutfağa koştu. Battal Gültekin’in kendi imkanları ile Ağrı’nın Tutak ilçesindeki devlet hastanesine götürdüğü Semanur Gültekin, buradaki müdahalesinin ardından da Erzurum Şehir Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi’ne sevk edildi.
Karın bölgesi ve bacaklarında üçüncü derece yanıklar oluşan Semanur Gültekin, “İftar için hazırlık yapıyorduk. Ablam düdüklüde pişen çorbayı kontrol etmemi istedi. Düdüklüyü ocaktan indirip soğuttuktan sonra açtım. Mercimeğin hava kısmını tıkaması sonucu kapağı açmamla düdüklü tencere bomba gibi patladı. Düdüklüyü ocaktan indirmesem yüzüm yanacaktı. Yerde olması nedeniyle karın bölgem ve bacaklarım yandı. Patlamadan hemen sonra babam yanıma geldi. Önce soğuk suyun altına girdim, sonra beni hastaneye götürdüler. Şimdi sağlık durumum çok iyi. Ama artık düdüklünün yanına gitmem. Korku dolu anlar hiç gözümün önünden gitmiyor” dedi.

Görüntü Dökümü
———————–
-Semanur Gültekin’in Kalp monütörüyle görüntüsü
-Hasta yatağındaki Semanur ve başındaki refakatçisi
-Vücudunda yanıklar oluşan Semanur’dan yakın ve uzak detaylar
-Damar yolundan görüntü
-Semanur’un sarılı ayaklarından görüntü 
-Serumlardan görüntü
-Vücudu yanan Semanur Gültekin ile röp

Haber – Kamera: Oktay POLAT  / ERZURUM, (DHA)

=========================================================

4) TURİZMCİLERİN GÖZÜ SÜMELA MANASTIRI’NDA
 
TÜRKİYE’nin önemli tarihi, turistik ve inanç mekânlarından olan Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’nda sürdürülen restorasyon ve ‘yamaç ıslah çalışması’nda sona gelindi. Turizmciler manastırın açıklandığı gibi temmuz ayında ziyarete açılmasını beklediklerini belirtti. 
Türkiye’nin önemli tarihi, turistik ve inanç mekanlarından olan, yerli ve yabancı binlerce turistin ziyaret ettiği Maçka’daki Karadağ eteklerinde bulunan tarihi Sümela Manastırı’nda, 5 yıl önce başlatılan restorasyon çalışmalarında sona geliniyor. Manastırda, kaya ve buz kütlelerinin düşerek olumsuzluğa yol açmaması için endüstriyel dağcılardan oluşan özel ekiple sürdürülen ‘yamaç ıslah çalışması’nın büyük bölümü tamamlandı. Manastırda, yamaçta tehlike yaratan kayalar düşürülerek, riskli bölgeler çelik ağlarla kaplandı. Manastır odaların restorasyonunun tamamlanmasıyla temmuz ayında ziyarete açılması bekleniyor.  
‘TEMMUZ AYINDA MUTLAKA AÇILMALI’
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Doğu Karadeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Hasan Volkan Kantarcı, Sümela Manastırı’nın açılış tarihi için temmuz ayının başının işaret edildiğini belirterek, “Burada nelerin yapıldığını görüyor ve hak veriyoruz ama diğer taraftan da şimdiye kadar açılmasıyla ilgili ciddi beklentilerimiz vardı. Netice itibariyle temmuz başında mutlaka açılması gerekiyor. Bakanlığın da yaptığı son açıklama,  Temmuz ayının başında açılacağı yönündeydi. Açıldıktan sonra şapel ve bazı öğrenci odaları gibi bölümlerin restorasyon çalışmaları bir taraftan devam ettirilebilir. Yüzde yüz olarak açılmayabilir ama büyük kısmı ziyarete açılmış olacakö dedi.
‘SÜMELA OLMAZSA OLMAZ’
Manastırın kapalı kaldığı süreçte yaşanan kaybın telafisi için belirlenen tarihte açılmasını istediklerini söyleyen Kantarcı, “Sümela olmazsa olmaz. Karadeniz ve Trabzon dediğiniz zaman tarihi eser anlamında en popüler ve bilindik nokta Sümela Manastırı. Bunun yanında, Kızlar Manastırı’nın açılması gibi başka ihtiyaçlı olduğumuz hususlar da var. Bu konuda Büyükşehir belediye başkanımızın da açıklaması var. İç kısımdaki restorasyon çalışmaları tamamlandı ve bunun da sezon itibariyle açılacağı hususunda beklentimiz var. Sümela’nın bugüne kadar kapalı olması, geçmiş dönemlerde açılıp tekrar restorasyon ve kaya düşmelerinden dolayı kapatılması bizim için handikap oldu. Bu sene itibariyle kesinlikle ziyarete açılmış olması bekleniyor ve bu şekilde taahhütler varö diye konuştu.
‘BU MAKUL GÖRÜLÜR BİR KAPANMA DEĞİL’
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) emekli öğretim üyesi, Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş,  alanda restorasyon çalışmasının uzun sürdüğünü belirterek, “Manastır, restorasyon ve kaya düşmesi tehlikesi gerekçesi ile yıllardır kapalı. Bu makul görülür bir kapanma değil. İlk kaya düşme tehlikesi gündeme geldiği zaman restorasyon çalışması adı altında kaya üzerinde patlatma çalışmaları yapıldı. Patlatma yanlış bir çalışma. Bugün yapılan paketleme ve çelik halatlarla örme çok daha doğru olan bir yöntem. Patlatma yeni kaya düşmelerine sebebiyet verecekti ve öyle de oldu zaten. Bin 100 tonluk kama şeklindeki kayanın çatlamasının en büyük nedeni başta yapılan patlatmaydı. Bugün 24 dağcı ve 4 mühendisin çalıştığı bir yerde 5 yıl süre ile restorasyonun sürmemesi gerekirdiö dedi.
‘KAYA DÜŞMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEK MÜMKÜN DEĞİL’
Kaya düşmesini engellemenin mümkün olmadığını kaydeden Bektaş, “Kaya düşmesi zaten jeolojik bir olay ve bunun önüne geçmek mümkün değil. Bugün zaten Sümela Manastırının bulunduğu alan doğal kaya düşmelerinin oluşturduğu mağaralardan meydana geldi. O alanda 3 doğrultuda kırık mevcut. Bu kırıklar sürekli olarak çalışıyor. Restorasyon bugün bitse de alanın sürekli gözlemlenmesi gerekir. Önümüzdeki günlerde her yağışlı mevsimden sonra kaya düşmesi oluşabilecek alanların haritalanması gerekiyor. Alanda kayalara ne kadar çok müdahale olursa o kadar çok kaya düşmesi olacak. Alandan bir kayayı çektiğinizde dağın bütün yapısı bozuluyor. Ve dağda oynamalar oluşuyor. Çelik tellerle bohçalama ve sabitleme en iyi yapılan çalışmadırö diye konuştu.
SÜMELA MANASTIRI
Maçka’da Karadağ’ın Altındere Vadisi’ne bakan eteğinde, yaklaşık 300 metre yükseklikteki ormanlık alanda kayaların oyulmasıyla yapılan Sümela Manastırı, halk arasında ‘Meryem Ana’ adıyla da biliniyor. Hakkında çeşitli rivayetler de bulunan ve kuruluşu bilimsel verilere göre 13’üncü yüzyıla uzanan tarihi manastırda, hizmet birimleri, misafirhane, mutfak ve ayazmanın dışında toplam 72 oda bulunuyor. 88 yıl aranın ardından, manastırda 2010 yılında binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen ayini, Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetmişti.

Görüntü Dökümü
———————–
– Hasan Volkan Kantarcı röportajı
– Sümela Manastırı’nda çalışmalar
– Yamaca ağ örülmesi
– Detaylar

Haber:Selay SAYKAL-Kamera:Tolga SAĞLAM/TRABZON(DHA)

=========================================================

5) SAMSUN’DA ‘FİLTRESİZ’ MASKE TEHLİKESİ

SAMSUN’da denetimler sırasında simitçi, çantacı, telefoncu gibi işyerlerinde satışı yapılan bakteri tutucu filtre bulunmayan maskeler tespit edildi. Samsun Ticaret Odası Medikal Sektör Meslek Komitesi Başkanı Ahmet Alp Doğru, “İyi bir maske virüse karşı yüzde 90-95 korurken, kötü maskeler yüzde 20-30 oranında korurö dedi.
Dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınına karşı maske, hayatın bir parçası oldu.Samsun’da simitçi, saatçi, giyim mağazası, çantası, telefoncu, seyyar tezgah ve bijuteri dükkanlarında maske satılmaya başlandı. Tıbbi bir ürün olan maskelerin satışı ise ya 5’li paketlerde ya 50’li paketlerde ya da tekli bir şekilde yapılıyor. Kentte İlkadım ilçesindeki İstiklal Caddesi’nde de hemen hemen her dükkânda maske satışı yapılıyor. Denetimlerde bakteri tutucu filtre bulunmayan maskeler tespit edildi. Talebin yoğun olmasının ardından, uzmanlar; vatandaşları özellikle ‘merdiven altı’ olarak tabir edilen yöntemle izinsiz üretilen maskelere karşı uyarıyor.
‘KÖTÜ MASKELER YÜZDE 20-30 ORANINDA KORUR’
Maskelerin belirli bir standartta olması gerektiğini ifade eden Samsun Ticaret Odası Medikal Sektör Meslek Komitesi Başkanı Ahmet Alp Doğru, “İnsanların koronavirüsten korunmak için kullandığı maskelerin, içerisinde Meltblown denilen bir filtrenin olması gerekiyor. 3 katlı maskenin ortasında bu filtrenin olması lazım. Bu filtre yurtdışından geliyor ve herkesin ihtiyacını karşılayacak düzeyde üretimi yok. Bu nedenle vatandaşların dışarıdan aldığı maskelerin en azından özelliklerine bakması gerekiyor. Öyle maskeler var ki kişiyi nefessiz bırakıyor. Maske kullanımında da ciddi yanlışlar var, tek başına oldukları yerlerde maske kullanan insanlar var. Maskeyi dışarıda, insanların bulunduğu alanlarda takmalıyız. Maskelerin üzerindeki kalite standartlarına kesinlikle bakalım. Kutusuz herhangi bir ambalajı olmayan maskeleri satın almayalım. İyi bir maske virüse karşı yüzde 90-95 korurken, kötü maskeler yüzde 20-30 oranında korur. Vatandaşlar aldıkları maskeleri muhakkak kontrol ederek alsın. Belli bir fiyatın altında olan maskeleri almasınlar. Biz dışarıda bazı maskelere baktık. Bizim yaptığımız denetimlerde birçok maske standartlara uygun değildiö diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————–
-Kalabalık detay
-Maske detay
-Muhabir Zeynep Irmak Öcal anons
-Satışı yapılan maskelerden detaylar
-Ahmet Alp Doğru röportaj
-Kalabalıktan detaylar

Haber-Kamera: Oğuzhan UYSAL/SAMSUN, (DHA) –

=========================================================

6) KOYUN HIRSIZLARI 147 SAAT GÜVENLİK KAMERASI İZLENEREK YAKALANDI

İZMİR’in Tire ilçesindeki 3 farklı adresten son 1 ayda 59 koyun çaldığı öne sürülen 3 kişi gözaltına alındı. 147 saat kamera kaydının incelenmesiyle yakalandığı belirtilen zanlılar, sevk edildiği adliyede tutuklandı.
İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü ile Tire İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, ilçede son 1 ayda birbirine yakın adreslerden koyun hırsızlığı yaşanması üzerine harekete geçti. Ekipler, şüphelilerin eşkalini tespit etmek için 147 saat kamera kaydı inceleyip, 46 kişinin ise bilgisine başvurdu. Şüphelilerin kimliğinin N.Ö., O.Y. ve Y.K. olduğu tespit edildi. Kimlikleri belirlenen 3 şüpheli, adreslerine yapılan operasyonlarla gözaltına alındı. Jandarmaya götürülen 3 zanlı, işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildikleri adliyede tutuklandı. Koyunlardan 29’u bulunarak sahiplerine teslim edildi.

Görüntü Dökümü
———————–
– Hayvanların sahibine teslim edilmesinden görüntü

Haber: Davut CAN- Kamera: İZMİR, (DHA)

=========================================================

7) OTOSTOPLA 5 KITADA 69 ÜLKE GEZDİ, ANAMUR’A HAYRAN KALDI

RUSYA’nın Saint Petersburg kentinde yaşayan Natalia Masiak (30), 9 yıldır otostop yaparak ülkesinden yola çıkıp, 5 kıtada 69 ülke gezdi. Masiak, gezi duraklarından biri olarak belirlediği Mersin’in Anamur ilçesinde doğaya hayran kaldı.
Rusya’da  arazi geliştirme mühendisi olarak çalışan Natalia Masiak, otostop yaparak geldiği Türkiye’de insanların ve doğanın güzel ve ilgi çekici olduğunu belirtti.  9 yıldır otostop yöntemiyle seyahat ettiğini ve bu yolla 69 ülke ve 5 kıta gezdiğini kaydeden Natalia Masiak, “Çalışıyorum ve seyahat ediyorum. 9 yıldır seyahat ediyorum. 69 ülke ve 5 kıtada bulundum. Babam İnşaat Mühendisi. Bir kız kardeşim ve bir erkek kardeşim var. Otostop ile seyahat ediyorum. Ben her zaman yerel insanlarla kalıyorum. Ülkeleri tanımanın ve yerel halkın gerçek hayatını görmenin en iyi yolu budur. Bu tür seyahatleri seviyorum çünkü bu macera ve birçok farklı insanla tanışabiliyorum” dedi.
‘DAHA ÇOK YER GÖRMEK İSTEDİM’
Türkiye’yi ilk kez 2012 yılının sonunda ziyaret ettiğini kaydeden Masiak, “Aralık ortasında Türkiye’ye geldim ve şubat ortasında ayrıldım. Türkiye’den Mısır’a gittim ve 2 ay orada kaldım. Şimdi daha çok yer görmek için tekrar Türkiye’ye döndüm.  Çünkü tek açık ülke ve Rusya’ya yakın” diye konuştu.
ÖVGÜ DOLU SÖZLER
Likya patikasında yürüyüş yaptığını ve Tahtalı Dağı’nı gezdiğini anlatan Masiak, şunları söyledi: “Doğayı ve tarihi yerleri seviyorum. Türkiye, birçok tarihi ve güzel doğası ile ilginç bir ülke. Türk insanı cana yakın ve misafirperver. Batıdan doğuya ve kuzeyden güneye ülkenin her yerinde bulundum.”

Görüntü Dökümü
———————–
-Natali yol kenarında
-Arkadaşı ile yol kenarında
-Seyahat ederken
-Gezdiği yerleri Selfi kamerasında anlatırken
-İnsanlarla gezilerinden, ev hallerinden detaylar
-Araçlarla seyahat hallerinden
-Tarihi ve turistik yerlerden
-Anlatımlardan görüntü
-Türkiye genelinden kareler
-Anamur yazısı ile görüntüleri
-Röportaj
-Anayol kenarında kaldırımdan yürürken arkasından çekim

Haber-Kamera: Mithat ÜNAL/ANAMUR(Mersin), (DHA)

=========================================================

Exit mobile version