Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ – 4

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

1) GENÇ KIZA SOSYAL MEDYADAN KABUSU YAŞATTI

SAMSUN’da Semranur G. (18), sosyal medya üzerinden kendisine ulaşıp, cinsel içerikli mesajlar atarak ölüm tehdidinde bulunan Kaan Ö.’den (43) şikayetçi oldu. Hakkında uzaklaştırma kararı verilen ve soruşturma başlatılan Kaan Ö.’nün en ağır cezayı almasını isteyen Semranur G., “Hastaysa tedavi olsun, değilse ona göre yargılansın” dedi.

İlkadım ilçesinde yaşayan Semranur G., 11 ay önce sosyal medya üzerinden Kaan Ö.’den, ‘tanışalım’ mesajları almaya başladı. Teklifi ciddiye almayan Semranur G., 50’nin üzerinde hesaptan cinsel içerikli mesajlar ve ölüm tehditleri alınca şikayetçi oldu. Gözaltına alınan Kaan Ö. hakkında uzaklaştırma kararı verildi, soruşturma başlatıldı. Çalıştığı iş yerlerinin sosyal medya hesapları üzerinden de rahatsız edildiğini belirten Semranur G., kendisi gibi başka mağdurların da olabileceğini belirterek yetkililerden yardım istedi.
’17 YAŞIMDAYKEN BAŞLADI’
Kaan Ö. isimli hesaptan 11 ay boyunca cinsel içerikli mesajlar ve ölüm tehditleri aldığını belirten Semranur G., “Facebook üzerinden bana mesajlar atmaya başladı. Gençlik, Z kuşağı ve ölümle ilgili şeyler yazıyordu. Ben yazdığı her hesabı engellemeye başladım. Art arda 15 farklı hesap açarak bana yazınca ben de tedirgin oldum ve hesabımı dondurdum. Ardından Instagram’dan da yazmaya başladı ve 50’nin üzerinde hesaptan beni rahatsız etti. İlk şikayetimi de bu şekilde yapmış oldum. Ben şahsın kim olduğunu bilmiyordum ve hesaplarda kullandığı isimlerin sahte olduğunu düşünüyordum. Ardından bana kendisi ev adresini, ismini ve kimlik numarasını yolladı. Böylelikle isminin Kaan Ö. olduğunu anladım ve Çocuk Şube Müdürlüğü’ne giderek şikayetçi oldum. İlk şikayetimden yaklaşık 1,5 ay sonra ikinci şikayetimi yaptım. Bu süre zarfında rahatsız etmeye de devam etti. Kendi rızamla incelenmesi için cep telefonumu teslim ettim. Ardından da savcılığa giderek şikayetçi oldum. Savcılık uzaklaştırma kararı aldı fakat kararın alındığı gün de dahil olmak üzere rahatsız etmeye devam etti” dedi.
Sosyal medya hesaplarını kapatınca Kaan Ö.’nün bu kez de numarasını bulup, kendisini telefon üzerinden rahatsız etmeye başladığını kaydeden Semranur G., “Mesajlarda bana sürekli pedofiliden bahsediyordu. Pedofilinin ben ne olduğunu bu süre zarfında öğrendim ve açıkçası korktum. Ardından uzaklaştırma kararını bana Facebook üzerinden gönderdi. ‘Semranur Hanıma benden bir buzlu soda’ diyerek kararla dalga geçer şekilde mesajlar attı. Artık ben de karşılık verdim ve tepki gösterdim. Bana ‘Sicilimiz bozulmadı’ gibi şeyler söyledi. Ben de son çare olarak sosyal medyada paylaşım yaparak sesimi duyurmaya çalıştım. Daha küçük yaşta birilerini de rahatsız edebilir. Onlar sesini çıkarmayabilir ve onlara zarar verebilir. Çünkü eminim ki akli dengesi yerinde olmayan bir şahıs ve tehlikeli” şeklinde konuştu.
‘AKLİ DENGESİ YOKSA TEDAVİ EDİLSİN’
Çalıştığı iş yerlerinden bu sorun yüzünden çıkmak zorunda kaldığını söyleyen Semranur G., “Benim gibi mağdur olabilecek herkesin önüne geçilmesini istiyorum. Eğer akli bir dengesizliği varsa tedavi olsun, şayet sağlıklıysa da ona göre yargılanıp cezasını alsın. Çünkü 1 senede bana verdiği maddi manevi zarar çok büyük. Onun yüzünden iş yerlerinde çalışamaz oldum. Ve okulumu bırakarak çalışmaya başladım. İhtiyacım da vardı. Yetkililerin bu sorunu çözmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü
———————-
-Semranur Geçer’den detaylar
-Semranur Geçer röportaj
-Genel detaylar

Haber-Kamera: Oğuzhan UYSAL/SAMSUN, (DHA) –

========================================

Reklam Alanı

2) EN BÜYÜK MUTLULUKLARI, AİLELERİ GİBİ GÖRDÜKLERİ HASTALARA NEFES OLMAK

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Servisi’nde görev yapan hemşireler, 1 yıldır hastalarla birlikte koronavirüsle mücadele ediyor. Aralarında koronavirüse yakalanıp atlattıktan sonra görevine dönenler, ailesinden ayrı kalanların da olduğu ekip, hastane yönetiminin yer değişikliği teklifini de geri çevirdi. Hastalarını aileleri gibi gören hemşirelerin en büyük mutluluğu, onlara nefes olmak.

Koronavirüsün Türkiye’de ortaya çıkmasının üzerinden geçen 1 yıllık süreçte, Covid-19 yoğun bakımlarında tedavi olan hastaları hayatta tutabilmek için büyük mücadele yürütülüyor. Mücadelenin ana aktörleri arasında, hastaların sadece sağlıklarıyla değil tüm yeme, içme, temizlik ihtiyaçlarını hatta psikolojik desteklerini sağlayan hemşireler yer alıyor. Son 1 yılda yaşamları planladıklarından farklı ilerleyen hemşirelerin çoğu, ailelerinden, çocuklarından, yakınlarından uzakta hayata devam ediyor.
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Servisi’nde görev yapan 8 kişilik ekip, 1 yıldır aynı serviste görev yapıyor. Aralarında koronavirüse yakalanıp atlattıktan sonra görevine dönen, 9 aylık bebeğini bırakıp görevine gelenin de bulunduğu ekip, hastane yönetiminin yer değişikliği tekliflerini ise geri çevirdi. 1 yıldır hastaları sağlıklarına kavuşturmak için gece gündüz çalışan ekibin en büyük mutluluğu ise yoğun bakımdan sağlıkla çıkan hastalarını uğurlayabilmek.
MOLADA OĞLUYLA GÖRÜNTÜLÜ GÖRÜŞÜYOR
Ekibin sorumlusu hemşire Zuhal Aydın, verdiği 5 dakikalık molada 8 yaşındaki oğlu Gökay Görkem ile cep telefonu ile görüntülü görüşüyor. Anne Aydın, oğlunun eğitimini ise gün içerisinde görüntülü görüşerek takip etmeye çalışıyor. Cep telefonu ile özlem gideren anne- oğlun konuşmasının sonunda Gökay Görkem annesine, “Hastalara iyi bakın. Seni seviyorum” diyerek telefonu kapatıyor. 
‘ÇOK YOĞUN DÖNEMLERİMİZ OLDU’
Hemşire Zuhal Aydın, pandemi süreci başladığından bu yana yoğun bakımda görev yaptığını söyledi. Aydın, “1 yıldır burada koronavirüs hastalarını tedavi etmeye çalışıyoruz. Çok yoğun dönemlerimiz oldu. Bu 1 yıllık süreçte yoğun tempoyla çalıştık. Pandeminin başından bu yana çalıştığımız için 3 çocuğumu bırakmak zorunda kaldım. Çalışma arkadaşlarımızla burada bir ekip bütünlüğüyle hizmet veriyoruz” dedi. 
‘SEVİNÇTEN AĞLADIĞIMIZ OLUYOR’
Serviste görev yapan hemşirelerden Ümmü Sarıbıyık, “Covid çıkmadan önce de biz enfeksiyon hastalarına bakıyorduk. Bu süreçte koronavirüse yakalanan arkadaşlarımız da oldu. Onlar da iyileşir iyileşmez görevlerine döndü. Kronik hastalığı olan hastaların iyileşmesi zor. Ama biz yine de var gücümüzle o hastanın nefes alması, iyileşmesi, taburcu olması için çalışıyoruz. Hasta buradan çıktığı zaman ailemizden biri çıkmış gibi mutlu oluyoruz. Sevinçten ağladığımız oluyor. Aynı şekilde bir hastamızı kaybettiğimiz zaman da ailemizden birini kaybetmiş gibi üzülüyoruz. Biz de insanız, hastaların yakınlarından çok biz onları görüyoruz. Tüm isteklerini bize iletiyorlar” dedi.
‘İYİ Kİ BU MESLEĞİ SEÇMİŞİM’
Pandeminin topluma ve kendilerine birçok şey öğrettiğini söyleyen Sarıbıyık, “Pandemi hepimize samimiyeti, aile değerlerini, sevgiyi, saygıyı birçok şeyi öğretti. Mesleğimden hiç pişman olmadım. Aksine hep ‘İyi ki bu mesleği seçmişim’ dedim. Çünkü insanlara yardım etmek, onlara nefes olmak çok güzel bir şey. Tekrar dünyaya gelsem, tekrar bir meslek seçecek olsam kesinlikle hemşire olurdum” diye konuştu.
‘TÜM ZORLUKLARINA RAĞMEN MESLEĞİMİ SEVİYORUM’
Esra Türkoğlu, koronavirüs başladığından bu yana yoğun bakımda görev yaptığını belirterek, “2.5 yaşında çocuğum var ve bu süreçte ona annem bakıyor. Görevden çıktıktan sonra çocuğumu almaya giderken önce kendi tedbirlerimi alıp kıyafetlerimi değiştiriyorum. Tüm zorluklara rağmen mesleğimizi seviyoruz. Az önce bir hastamızdan iyi haber aldık. Ufak dahi olsa iyi bir haber almak bizi çok mutlu ediyor” dedi. 
‘HASTALARA BİR YAKINI OLARAK YAKLAŞIYORUZ’
Yoğun bakım servisinde çalışan Semiha Kurt, hastalara psikolojik olarak da destek sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Kurt, “Mesleğimiz çok kutsal. Savaşlarda ve salgınlarda ortaya çıkan bir meslek ve şu anda tam zirveyi yaşıyoruz. Hastalarımıza sadece hemşire olarak değil, bir yakını olarak yaklaşıyoruz. Burada hastalarımızın kimsesi olmuyor, manevi destek de veriyoruz. İnanılmaz yorulduk ama insanların iyileştiğini görmek bizi çok mutlu ediyor” diye konuştu.
‘BEBEĞİME SARILAMADIM’
Hastalığı çocuklarına bulaştıracağını düşündüğü için korku yaşayan Aysel Çetiner, “2 çocuğum var. Küçük olan geçen sene dünyaya geldi ve 9 aylıkken tekrar çalışmaya başladım. Çok zor dönemlerden geçtim. Görevden çıkıp eve gidince bebeğimi kucaklayamadım, sarılamadım.  Onlara bulaştırırım diye korkuyordum. Bu korkularım hala devam ediyor. Çok yoğun çalışıyoruz, çok yoruluyorum. Çocuklarımla dahi vakit geçiremiyorum” dedi.
‘ZOR DÖNEMLER GEÇİRDİK’
Eşinin de koronavirüse yakalandığını söyleyen yoğun bakım çalışanlarından Meryem Aksoy, “Eşim de yoğun bakımda çalışıyor ve bu hastalığa yakalandı. Eşim yoğun bakımda yatarken biz evde 3 oğlumla birlikte çok zor dönemler geçirdik. Bu hastalığın şakası yok” diye konuştu.

Görüntü dökümü
————————
– İzolasyon yoğun bakımdan detay
– Yoğun bakım hemşirelerinden detaylar
– Yoğun bakım hemşirelerin çalışmaları detay
– Yoğun bakımdaki kovidli hastalarla hemşirelerin ilgilenmeleri detay
– Zuhal Aydın RÖP
– Ümmü Sarıbıyık RÖP
– Esra Türkoğlu RÖP
– Semiha Kurt RÖP
– Aysel Çetiner RÖP
– Meryem Aksoy RÖP
– Hemşirelerden yakın yüz detay
– Zuhal Aydın’ın oğlu ile görüntülü cep telefonundan görüşmesi detay
– Zuhal Aydın’ın oğlundan detaylar(aralarındaki diyaloglar detay)
– Detaylar 
HABER: Semih ERSÖZLER- KAMERA: Burak YALMAN/ANTALYA, (DHA),

==========================================

3) DENETİME ÇIKAN FAHRİ AV MÜFETTİŞİ AYI VE 3 YAVRUSUNU GÖRÜNTÜLEDİ

MUŞ’un Bulanık ilçesinde Bilican Dağı’nda av denetimine çıkan fahri av müfettişi Adem Şamiloğlu, 3 yavrusu ile gezen bir ayıyı görüntüledi.

Avcılar ve Doğa Severler Derneği Başkanı ve fahri av müfettişi Adem Şamiloğlu, denetim yapmak üzere arkadaşıyla Bulanık ilçesindeki Bilican dağına çıktı. Bir süre dağda gezen Şamiloğlu, 3 yavrusu ile gezen bir anne ayıyı gördü. Ayı ve yavrularını cep telefonuyla görüntüleyen Şamiloğlu, oturduğu yerden kalkan arkadışını da korkutmaması için uyardı. Bir süre Şamiloğlu ve arkadaşlarına doğru yürüyen anne ayı ve yavruları daha sonra dağa doğru koşmaya başladı. 
Kış uykusundan uyanan ayı ve yavrularını görüntüleyen Adem Şamiloğlu, “Doğa ile iç içeyim. Bu aylarda nesli tükenmekte olan birçok hayvan ortaya çıkıyor. Bende yine denetime çıkmıştım. Bilican dağlarında gezinirken kış uykusundan uyanan ayı ve 3 yavrusunu gördüm. Tabii önce şaşırdım ve heyecanla telefonuma sarıldım onları kaydettim. Genellikle doğaya kuşlar için yem bırakıyoruz ama yabani hayvanlar için de alternatif birşeyler bırakamıyoruz. Genellikle kış uykusundan uyanan hayvanlar yavrularını doyurmak içinde olsa şehre kadar inebiliyorlar. Her canlı da kendi nasibinin peşine düşüyor. Ayılara denk geldiğim için ne kadar endişelensem de mutlu oldum” diye konuştu. 

Görüntü dökümü
—————————-
-Şamiloğlu’nun cep telefonu ile çektiği ayı ve yavruları
-Şemiloğlu’nun açıklaması
Haber: Asena TUTAR / BULANIK (Muş), (DHA)

=============================================

4) ORMANLARI KURUTAN ’12 DİŞLİ KABUK BÖCEĞİ’NE KARŞI KAPANLI MÜCADELE

ORMANLIK alanlarda özellikle çam ağaçlarının kabuklarını yiyerek kurumalarına neden olan 12 dişli kabuk böceğine karşı kapanlar kurularak mekanik ve biyoteknik mücadele başlatıldı. İstanbul Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin, böceklere karşı kapanlı mücadele ile ağaçları kesilmekten kurtarıp, ağaçların  ciddi oranda zarar görmesinin önüne geçildiğini söyledi.

İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, ormanlık alanlarda ağaçlara zarar vererek kurumasına sebep olan 12 dişli kabuk böceğine karşı mücadele başlattı. Edirne’nin Süloğlu ilçesine bağlı Büyükgerdelli köyünde çam ağaçlarından oluşan ormanlık alana özellikle ağaçların kabuklarına, yapraklarına, öz suyuna ve ince dallarına kadar zarar verip kurutarak kesilmesini önlemek için  ormana  kapanlar kurularak, böceklere karşı mücadele başlatıldı. İstanbul Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin, böceklere karşı kapanlı mücadele ile ağaçları kesilmeden kurtarıp, ağaçların ciddi oranda zarar görmesinin önüne geçtiğini söyledi. Böceklerle mekanik ve biyoteknik mücadele gerçekleştirdiklerini belirten Şahin, “Mekanik mücadele yöntemi, biyolojik mücadele yöntemi ve biyoteknik mücadele yöntemi ile mücadele başlattık. Özellikle orman ağaçlarının yapraklarına, sürgünlerine, ince dallarına, tomurcuklarına, öz suyuna, odununa, kabuk ve kombiyumuna, köklerine zarar veren böcek türleri var. Bulunduğumuz sahada gördüğümüz kabuk ve kombiyuma zarar veren böcek türleri. Bu bölgede kabuk böcekleri bunlar. Ağırlıklı olarak 12 dişli kabuk böceği var burada. Bununla ilgili  ağırlıklı olarak mekanik ve biyoteknik mücadele gerçekleştirmekteyiz” dedi.
‘ÜREME DÖNEMİNDE MÜCADELE ÇOK ÖNEMLİ’
Özellikle böceğin lavralama döneminde yapılan mücadeleyle olumlu sonuçlar aldıklarını kaydeden Şahin, “Özellikle larva döneminde ağaçlara zarar verdiği için bu dönemde ağaçların kesilerek kabuklarının soyulup dallarının kesilmesiyle birlikte lavraların toprağa dökülmesi suretiyle imha edilmekte. Biyoteknik mücadelede ise böceklerin üremesi için yaymış oldukları kokuyu yayan feromon dediğimiz malzeme ile birlikte tuzaklara asıyoruz. Haftada bir bu tuzakları kontrol ederek, tuzaklara düşen zararlı böcekleri toplayıp imha işlemi gerçekleştirmekteyiz. Feromon tuzakları ise genellikle orman içi açıklıklar, yol kenarlarına, ağaçlara 40 metre uzaklıkta olacak şekilde yerden 1 metre yükseklikte olacak şekilde monte ediliyorlar. Hektara, yaklaşık 1 ile 5 adet arasında değişen tuzak bırakılmakta. Bu şekilde, böceğin uçma zamanından 1 hafta önce asılarak çalışmalar başlatılıyor” diye konuştu.
‘ERKEN TEDBİRLER İLE AĞAÇLARI KESİLMEDEN KURTARIYORUZ’
Erken tedbir alınmasıyla ağaçları kesilmeden de kurtarıldığını dile getiren Yusuf Şahin, “Sıcaklıkların başlamasıyla şu anda bulunduğumuz yaklaşık 15-20 hektarlık alanda bu böcekleri tespit ettik. Bununla ilgili olarak ormanlık alana 10 adet tuzak kurduk. Bu 10 adet tuzakla birlikte zararlı böcekleri toplamaya başladık. İlerleyen günlerde başka noktalarda da görüldüğünde bu şekilde çalışmalarımız devam edecek. Şu an kayda değer bir kuruma da yok.  Erken tedbir aldığımız için inşallah hiç ağaç kesilmeden bu sıkıntıyı bertaraf etmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
‘GEÇ KALINIRSA, ÜREMESİNE KATKI SAĞLANIR’
İstanbul Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin, mücadelede geç kalınması halinde böceklerin üremesine katkı sağlanmış olduğunu belirterek, “Aslında bu böcekle mücadelede erken müdahale uçma zamanından 10 gün önce sahaya girip mücadeleye başlamanız gerekiyor. Eğer geç kalırsanız bu böcekler ergenleşerek uçup başka yerlerde yumurtlayarak popülasyonunu arttırırlar. Zararlı böceklerin üremesine katkı sağlamış olursunuz. O nedenle zamanla böceğin biyolojisini, iklim şartlarını takip ederek, iyi bilerek bu mücadele çalışmalarını sonuçlandırmanız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Görüntü dökümü
————————–
-Ormanlık alandan genel
-Çam ağacı detayı
-Kapanlardan detay
-Yusuf Şahin ile röp.
-Böcek detayı
-Yakalanan böcekler
-Orman personelinin çalışması
-Kapan kurmaları
-Kapan detayı
-Genel detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY-Resul ORUÇOĞLU/EDİRNE,(DHA)

===========================================

5) ŞAMPİYONLUK KUTLAMASINDA HAVAİ FİŞEK ELİNDE PATLAYINCA PARMAKLARI PARÇALANDI
 
SÜPER Lig’e yükselen Adana Demirspor’un şampiyonluk kutlaması sırasında elinde havai fişek patlayan U.T.’nin (32) parmağı koptu. Özel bir hastaneye kaldırılan U.T.’nin parmak parçaları Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) çalışanı Cengiz Balcı tarafından bulunup, iş yerindeki derin dondurucuda muhafaza altına alındı. Balcı, yaptığı araştırmayla U.T.’nin tedaviye alındığı hastaneye ulaşıp, parmakları teslim etti.
TFF 1’inci Lig’de 70 puanla şampiyon olup 26 yıllık özlemin ardından Süper Lig’e yükselen Adana Demirspor, kenti sevince boğdu. Kısıtlamaya rağmen Türk bayrakları ve takımlarının bayraklarıyla sokaklara çıkan taraftarlar, kentin farklı noktalarında toplanıp kutlama yaptı. Taraftarlar, meşale yakıp, araç konvoyu yaparak tur attı.
ELİNDE HAVAİ FİŞEK PATLADI
Kutlamalar sırasında U.T.’nin elinde havai fişek patladı. Parmağı kopan U.T., yakınları ve arkadaşları tarafından özel hastaneye kaldırıldı. U.T.’nin kopan parmağına ise ulaşılamadı.  Mesaide olan belediye çalışanı Cengiz Balcı, patlamanın ardından geldiği olay yerinde parmak parçalarını buldu.
DERİN DONDURUCUYA KOYDU
Parmak parçalarını alan Cengiz Balcı, 112 Acil Servis’i arayarak, nasıl muhafaza edebileceğini sordu. Ekipler, Balcı’ya vakit kaybetmeden parmak parçasını buzdolabına koymasını istedi. Balcı da parmak parçalarını iş yerindeki buzdolabının derin dondurucusuna koydu. Otomobiliyle Adana Şehir ve Araştırma Hastanesi’ne giden Cengiz Balcı, personelden yardım istedi.
‘PARMAK BULUNDU, DONDURUCUDA’
Polis ekipleri, parmağı kopan U.T.’nin ismini bilmedikleri için vaka üzerinden kentteki hastanelerle irtibata geçti. Ancak hastanelere böyle bir vakanın ulaşmadığı belirtildi. Balcı’nın arkadaşı Umut Süzer, Adana Çevirme Radar isimli sosyal medya platformu üzerinden, “Akşam Adana Büyükşehir Belediyesi ASKİ önünde elinde havai fişek patlayan parmağı kopan arkadaşı tanıyan acil dönüş yapsın. Parmak bulundu dondurucuda” yazdı. Paylaşımı gören U.T.’nin yakınları, Süzer aracılığıyla Balcı’ya ulaştı. 
BUZ KALIBINA KOYUP, HASTANEYE GÖTÜRDÜ
U.T.’nin özel hastanede olduğunu öğrenen Balcı, parmak parçalarını sargı bezine sarıp, buz kalıbına koyarak götürdü. U.T.’nin parmak parçaları, doktorlar tarafından teslim alındı. Doktorların yapacağı incelemenin ardından kopan parmak parçalarının yerine dikilip dikilmeyeceği belli olacak.
Yaşanan süreci DHA’ya anlatan Cengiz Balcı, Adana Demirspor’un galibiyetinin ardından kutlamalar yapıldığını bu sırada patlama duyarak dışarıya koştuğunu belirtti. Bir kişinin parmağının koptuğunun söylenmesi öğrenmesi üzerine sokakta parmak parçası aradığını aktaran Balcı, “Parmağın parçalarının bir kısmını bulduk. Ne kadar koptuğunu bilmediğimiz için diğer parçaları aramaya başladık. Hastanın adını, soyadını bilmediğimiz için 112 Acil Servis’i arayarak bulduğum parçaları nasıl saklayabileceğimi sordum. Saklama koşullarını öğrendikten sonra iş yerinde buzdolabına parçaları koydum. Daha sonra sosyal medya aracılığıyla hasta sahibine ulaştık. Bulduğumuz parçaları kendisine teslim ettik” dedi.
‘SONUÇTA BİR İNSANIN PARÇASI’
Parmak parçalarını ilk gördüğünde ürktüğünü söyleyen Balcı, “Elleyip dokunamadım ama bir şekilde onu almak zorundaydım. Sonuçta insanın bir parçası. Doktorlar parçalara zarar gelmediyse tekrar dikileceğini söyledi” diye konuştu.

Görüntü dökümü
—————————-
– Parmak parçalarını bulan Cengiz Balcı ile röp.
– Parmak parçalarının fotoğrafı
– Sosyal medyada yapılan paylaşımın fotoğrafı
– Parmağı kopan  U.T.’nin fotoğrafı 
Haber-Kamera: Akif ÖZDEMİR- Yusuf KANTARLI/ADANA, (DHA)

========================================

6) KISITLAMADAN MUAF ÇİFTÇİ HİNDİSTAN CEVİZİ KABUĞUNDAN DOMATES ÜRETİYOR

Antalya’da kısıtlamadan muaf üreticiler, 40 dereceyi bulan serada koronavirüs tedbirlerine uyarak maske ve mesafeli çalışıyor.  Toprak yerine Hindistan cevizi kabuğuyla üretim yapan çiftçi Hasan Aydın, haftada 35 ton domates hasat ediyor.

Turizm kenti Antalya’da kısıtlamadan muaf çiftçiler, üretimin aksamaması için 17 günlük tam kapanmada üretime devam ediyor. Sabah erken saatlerde seralarına giden üreticiler, ürünlerinin hem bakımını yaptı hem de hasat için hazırlandı. Öğle saatlerinde serada 40 dereceleri bulan sıcaklığa dayanan üreticiler, maske ve fiziki mesafeye uygun çalışıyor. 
Aksu ilçesinde topraksız üretim yapan Hasan Aydın, serasında toprak yerine Hindistan cevizi kabuğu kullanıyor. Bu sistemde fideler, Hindistan cevizi kabuklarının içine dikiliyor. Bu şekilde hem topraktan gelen hastalıkların önüne geçiyor hem de sürekli toprağa bakım yapmak masrafından tasarruf ediyor. Hindistan cevizi kabuğundan ürettiği domateslerin fideleri ise yaklaşık 5 metre uzunluğa ulaşıyor.
Haftada 35 ton ürün topladığını anlatan Hasan Aydın, “Vatandaş dışarı çıkmasın, kurallara uysun. Biz üreticiler olarak her zaman işimizin başındayız. Onlar için taze üretmeye devam ediyoruz. Maskelerle serada çalışmak zor oluyor ama kurallara uymak zorundayız” dedi.

Görüntü dökümü 
———————————
– Topraksız tarım yapan seradan detaylar
– Domatesler yakın plan detaylar
– Çiftçi Hasan Aydın RÖP
– Serada çalışan işçiler detay
– DHA Muhabiri Alparslan Çınar’ın nasıl topraksız üretim yaptıkları ile ilgili anonsu
– Domates sarmaşık fidanlarından detaylar
– DHA Muhabiri Alparslan Çınar anons
– Seradan geniş ve yakın plan görüntüler
– Detaylar
HABER: Alparslan ÇINAR- KAMERA: Burak YALMAN/ANTALYA, (DHA)
 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!