Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ – 6

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

1) ROMANYA SAVAŞ GEMİSİ ÇANAKKALE BOĞAZI’NDAN GEÇTİ

ÇANAKKALE Boğazı’ndan geçen Romanya Donanması’na ait, ‘Cpt. Cdor. Alexandru Catuneanu’ adlı mayın arama gemisi, Marmara Denizi’ne doğru yol aldı.

Ege Denizi’nden saat 09.00’da Çanakkale Boğazı’na giriş yapan Romanya Donanması’na ait, ‘Cpt. Cdor. Alexandru Catuneanu’ adlı mayın arama gemisi, saat 10.30 sıralarında, Çanakkale önlerine ulaştı. Kilitbahir Kalesi ve Kilitbahir köyünde dağda bulunan ‘Dur Yolcu’ yazısının önünden geçen mayın arama gemisi, boğazda manevra yapılması en güç nokta olan Nara Burnu’nu dönerek, Marmara Denizi’ne doğru yol aldı. Geminin güvertesindeki askerlerin ise boğazı izlemesi dikkat çekti.
Öte yandan savaş gemisine, boğazı geçişi sırasında güvenlik gerekçesiyle Türk Sahil Güvenlik botu eşlik etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————–
-Catuneanu’nun, Çanakkale Boğazı’ndan geçişi sırasında çekilen görüntüler
-Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Cemhan ŞEN/ÇANAKKALE, (DHA)

=============================

Reklam Alanı

(ÖZEL)
2) PROF.DR. ERTUĞRUL: ASEMPTOMATİKLERLE BERABER OLGU SAYILARI 100 BİNE DAYANACAK

ENFEKSİYON Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, koronavirüs vaka sayılarının daha da artacağını belirterek, “Aslına bakarsanız bu bizim tespit edebildiğimiz sayı. Yani asemptomatik olanlar toplumda dolaşmaya devam ediyorlar ve biz onları tespit edemiyoruz. Olgu sayılarının 60 binleri göreceğini söyledim zaten. Belki de daha da yukarıya çıkar bir tam kısıtlamaya girmezsek eğer. Ama bu demek değildir ki ‘aslında o gün 60 bin olgumuz var’. Asemptomatiklerle beraber bu olgu sayılarının 80-100 bine kadar dayanacağını görebiliriz ve öngörebiliriz. Bu da bizim ciddi miktarda hasta yükümüz anlamına gelir” dedi.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, koronavirüs salgınında son dönemlerde vaka sayılarının artmasının normal olduğunu söyledi, Ertuğrul, “Vaka sayılarının, olgu sayılarının artmış olması gayet normal. Çünkü mart ayının başından beri bir serbestleşme yaşadık. Ve bu serbestleşmeyle beraber İngiltere varyantının da toplumda hakim suş haline gelmesi olgu sayılarımızı artırmaya başladı. Ne yazık ki olgu sayılarıyla beraber yoğun bakımda yatan hasta sayıları ve yaşam yitimleri de artmaya başladı. Ne yapılması gerektiğine gelince çok acil bir biçimde sosyal ve ekonomik olarak mağduriyet yaşayacakların tüm mağduriyetlerinin giderildiği bir tam kapanmaya doğru gidilmesi gerekiyor. Bu konuda Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği’yle beraber birkaç uzmanlık derneği olarak bir bildiri de yayınladık zaten. Orada da insanların ekonomik kayıplarının karşılanacağı bir tam kapanmaya hem de tam bir kapanmaya belirli bir süre gidilmesi gerektiği ve bu kapanma sırasında olabildiğince çok aşının yapılarak, özellikle risk grubuna yapılarak salgının belki böylece bir kontrol altına alınabileceği öngörüsü yapılmıştır. Bunun olması için de hükümetin, siyasi iktidarın biran önce bir karar alması gerekiyor. Çünkü bu serbestleşmeyle beraber olgu sayıları daha da artacaktır. Şuanda 45 bin civarına yaklaştı vaka sayısı günlük olarak, bunun 50-55 hatta 60 bine doğru gideceğini de görürüz eğer bir kapanma gerçekleşmezse, kısıtlamalar gerçekleşmezse” dedi.

‘ASEMPTOMATİKLERLE BERABER OLGU SAYILARI 100 BİNE DAYANACAK’
Prof.Dr. Ertuğrul, hastalığın daha çok sayıya gideceğini ve bunun da en büyük etkinin asemptomatik olanların toplum içinde gezdiklerini ve bunların belirlenemediğini söyledi. Ertuğrul, “Çok daha yüksek sayılara gider. Aslına bakarsanız bu bizim tespit edebildiğimiz sayı. Yani asemptomatik olanlar toplumda dolaşmaya devam ediyorlar ve biz onları tespit edemiyoruz. Olgu sayılarının 60 binleri göreceğini söyledim zaten. Belki de daha da yukarıya çıkar bir tam kısıtlamaya girmezsek eğer. Ama bu demek değildir ki ‘aslında o gün 60 bin olgumuz var’. Asemptomatiklerle beraber bu olgu sayılarının 80-100 bine kadar dayanacağını görebiliriz ve öngörebiliriz. Bu da bizim ciddi miktarda hasta yükümüz anlamına gelir. Sağlık sistemi böyle giderse bir süre sonra bunu kaldıramayacak pozisyona gelecek. Çünkü şu anda bile yataklar dolmaya başladı, yoğun bakımlarda kritik eşik aşılmış durumda. Yüzde 60’ın üzerine, yüzde 65’e doğru giden bir doluluk oranımız var. Ve bizim şu anda aktif hasta sayımız da 350-400 bin civarında. Yani 350-400 bin civarında izlenmesi gereken hasta var. Bunlar çok yüksek rakamlar. Bizim bir an önce bir tam kapanma gerçekleştirmememiz durumunda ramazan bizim için gerçekten kötü geçecek demektir” diye konuştu.

‘OLGULAR ARTIKÇA ÇOCUKLAR VE GENÇLER ETKİLENECEK’
Çocuklar ve gençlerin olgu sayıları artıkça etkileneceğini söyleyen Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, “Olgu sayıları arttıkça toplumdaki gençler ve çocuklar da doğal olarak bundan etkilenecekler. Yoksa bu hastalığın çocukları şu anda daha fazla tuttuğuna yönelik bir bilimsel veri yok. Olgu sayılarımız yüksek, aynı oranda çocuklarda ve gençlerde de yüksek sayıda hastamız var. Bu şu anlama da geliyor. ‘Çocuklar ve gençlerde, sağlıklı gençlerde asemptomatik taşıyıcılık da olduğundan dolayı bizim onları tespit edebilmemiz de zorlaşıyor’ Ve onlar toplumda dolaşmaya devam ettikleri sürece başkaları için risk oluyorlar, başkalarına da bulaştırabiliyorlar. Bu nedenle de aslında çok geniş tarama testlerinin bir an önce yaşama da geçirilmesi gerekiyor. Yani birçok insana, gençlere, çocuklara, özellikle okul çağındaki çocuklara eğer okula gidiyorlarsa, gerekirse haftalık taramaların yapılması gerekiyor. Yurtdışında bu böyle oldu. İngiltere’de örneğin, okullar açıldı ama neredeyse her hafta onlara Covid testi yapılarak, hatta şimdi çocuklara pratik Covid testleri verip evlerde anne babalarının da yapmaları sağlandı. Böylece olgular hemen yakalandı, hemen izole edildi. Bu da mücadelenin bir parçasıdır zaten. Bizim şu anda test sayımız 220 binlere ulaştı ama bunun 500 binlere hatta daha da yukarılara çıkması gerekiyor” dedi.

‘HANGİ AŞI OLURSA OLSUN MUTLAKA OLUNMALI’
Bulanan ilk aşının olunmasının önemli olduğunu belirten Ertuğrul, “Aşı, hangi aşıyı bulabiliyorsanız onu yaptırın, bir seçim değil bu. Ama bilimsel veriler bize şunu gösteriyor, SinoVac aşısı, inaktivi virüs aşısı. Bizim geleneksel yöntemlerle bulduğumuz ve şu anda kullandığımız, daha önce de birçok aşıda denediğimiz bir yöntem. Bunun güvenilirliği konusunda hiçbir kuşkumuz yok. Ve yan etki olarak da daha sıkıntısız bir aşı. Ama mRNA aşıları yeni yöntemle yapılmış bir aşı. Ancak şöyle bir avantajları var. Daha yüksek antikor titresi ve daha yüksek koruyuculuk oranına sahip fakat bazı yan etkiler olabiliyor vücutta daha fazla kırgınlık, kol ağrısı gibi. Ama bunlar da geçici semptomlar aslına bakarsanız. Kabaca şunu söyleyebiliriz, hangi aşıyı buluyorsanız onu yaptırın. Ama bağışıklık yetmezliği olanlar, bağışıklık konusunda kemoterapi alanlar ve daha önceki aşılarda yeterli antikor yanıtı oluşturamamış bireyler belki mRNA aşısı onlar için bir avantaj olabilir. Ama yine de tekrar etmekte fayda var. Hangi aşıyı bulabiliyorsanız onu yaptırın” şeklinde konuştu,

‘ÖLÜMDEN KORUYOR’
Prof.Dr. Ertuğrul, aşının ölümden koruduğunu ifade ederek, “Aşıların belli bir hastalık görülmeme olasılığı var, oranı var. Yani buna baktığınız zaman güven aralığı içerisinde inaktivi virüs aşısı yüzde 50 ile 70 arasında koruyor. mRNA aşısının ise yüzde 90’lara kadar bir koruyuculuğu söz konusu. Ama buna karşın aşı olanlarda da bir hastalık görülme durumu söz konusu olabilir. Ama biz şunu biliyoruz, aşı olanlar ağır hastalık tablosu geçirmeyecekler. Yani hastaneye yatmaları daha az, hatta neredeyse yok. Ölüm oranları ise sıfır. Yani aşı, ölümden yüzde 100 koruyor. O zaman şunu söyleyebiliriz, insanlar aşı olsalar bile belki hasta olabilirler ama korkmasınlar hafif atlatacaklar hastalığı” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
-Sokaklardan görüntü
-Vatandaşlardan detay görüntüler
-Prof. Dr. Bülent Ertuğrul ile röp.
-Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/TEKİRDAĞ,(DHA)

============================

3) OĞLU DAĞA KAÇIRILAN ANNE: BİZ DEVLETE İNANDIK OĞLUM SEN DE İNAN, TESLİM OL

MUŞ merkez Düzkışla Beldesi’nde ikamet eden anne Gülbahar Teker (66), 2014 yılında dağa kaçırılan oğlu için Diyarbakır HDP il binası önünde sürdürdüğü eylemini Muş’a taşıdı. Teker “Muhammed beni seviyorsan, Cuma kardeşini seviyorsan, babanı seviyorsan dönüp gelip, teslim olursun. Bu HDP’nin kanı senin elinde kalmasın. Gel teslim ol. Devlete inan, biz devlete inandık” dedi. HDP Muş il binası önünde evlat nöbetine başlayan anne ile oğlu Cuma Teker’e, oğlu dağa kaçırılan baba Şemsettin Özcan da eşlik etti.
    
8 yıl önce Kuzey Kıbrıs’ta vatani görevini tamamladıktan sonra Batman Korik köyünde HDP tarafından kaçırılan oğlu Muhammet Emin Teker için HDP Diyarbakır binası önündeki evlat nöbeti eylemini, Muş İl Başkanlığı binasının önüne gelerek sürdüren anne Gülbahar Teker, oğlunu istedi. Oğlunun 22 yaşında olduğunu ve o gelene kadar eylemini sürdüreceğini belirten anne Teker, HDP ye tepki gösterdi.
Çocuğunun getirilmesini isteyen anne Gülbahar Teker, oğlu için HDP binası önünde olduğunu belirtti. Oğluna ‘dön gel’ çağrısında bulunan anne Teker, “Muhammed beni seviyorsan, Cuma kardeşini seviyorsan, babanı seviyorsan dönüp gelip, teslim olursun. Bu HDP’nin kanı senin elinde kalmasın. Gel teslim ol. Devlete inan, biz devlete inandık. Biz geldik, iki yıldır senin için buralardayım. Sen gelene kadar da devam edeceğim, buradan gitmeyeceğim. Muhammed gel teslim ol” diye konuştu.
Evlat nöbetini HDP Muş il binası önünde Cuma Teker (25) ile birlikte sürdüren Anne Gülbahar Teker’e, 2016 yılında oğlu dağa kaçırılan baba Şemsettin Özcan da eşlik etti. 2015 yılında Şenyayla Bölgesi’nde bir defa dağa götürülen Atilla Özcan örgütten kaçtı ve 2016 yılında tekrar örgüt tarafından evininde önünde kandırılarak, kaçırıldı. Baba Şemsettin Özcan (64), bir diğer evlat annesi Gülbahar Teker ile birlikte HDP il binası önünde evlat nöbetini sürdürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
-Anne ve oğlundan detaylar
-HDP önündeki iki aileden detaylar
-Anne Gülbahar Teker’den detaylar
-HDP il binasından detaylar
-Anne Gülbahar Teker röp
-Bir diğer evlat babası Şemsettin Özcan röp
-Genel ve detaylar
 

Haber ve Kamera: Muhammed Sami MARAL/MUŞ, (DHA)

================================

4) KAFESİNDEN KAÇAN MAYMUN, OTEL PERSONELİNİN YÜZÜNE SALDIRDI

Antalya’nın Serik ilçesinde bir otelin hayvanat bahçesindeki kafesinden kaçan maymun, otelin teknik servis görevlisi Hacı Hatip Aksoy’a (51) saldırdı. Aksoy’u yere düşürüp, yüzünü ve kulağını ısıran maymunu, diğer çalışanlar yakaladı. Hastaneye kaldırılan Aksoy, tedaviye alındı.

Olay, Serik’e bağlı Belek’te bulunan 5 yıldızlı bir otelde, 3 Nisan Cumartesi günü meydana geldi. Otelin hayvanat bahçesinde bulunan bir maymun, kafesinden kaçtı. Maymunun kaçtığını gören otel çalışanları, hayvanı filelerle yakalamak için çalışma başlattı. Kısa süre sonra maymunu yakalayan bakıcısı, hayvanı sakinleştirmeye çalıştı. Bu sırada bakıcısının elinden kurtulan maymun, yaklaşık 20-25 metre uzakta oturan otelin teknik servis görevlisi Hacı Hatip Aksoy’a doğru koşmaya başladı. Aksoy’un üzerine atlayıp yüzünü ve kulağını ısıran maymun, diğer çalışanlar tarafından yakalandı. Maymunun saldırısına uğrayan Hacı Hatip Aksoy için sağlık ekibi istendi. İhbar üzerine otele gelen ambulansla ilçedeki özel bir hastaneye götürülen Hacı Hatip Aksoy tedaviye alındı. Aksoy’un hayati tehlikesinin bulunmadığı ve tedavisinin devam ettiği öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————
– Anadolu Hastanesi’nin dış plan görüntüsü
– Otelin dış plan görüntüsü
– Oteldeki hayvanat bahçesinin dış plan görüntüsü
– DHA Muhabiri Alparslan Çınar’ın hayvanat bahçesi önünde anonsu
– Yaralı Hacı Hatip Aksoy’un fotoğrafı
– Genel ve detay görüntüler 

HABER: Alparslan ÇINAR-KAMERA: Burak YALMAN/ANTALYA,(DHA)

==============================

5) ÇALINAN EKMEK TEKNESİNİN YERİNE 3 TANE HEDİYE EDİLDİ

ELAZIĞ’da yaklaşık 20 gün önce kağıt toplama arabası çalınan 2 çocuk annesi Hayriye Korkmaz (35) ve ailesinin yardımına Rızaiye Mahallesi Gönül Elçileri Topluluğu ile Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmenleri ve öğrencileri yetişti. Korkmaz’a 1’i lise, 2’si de hayırseverler tarafından 3 kağıt toplama arabası hediye edildi. Oğluna bir bisiklet de hediye edilen Korkmaz, “Yardım istemiyorum, arabam geldi bana yeter. Allah verenlerden razı olsun. Arabam olmasaydı perişan olurdum. Geçimimi kağıtla sağlıyorum” dedi.

Elazığ’da, çocuklarının geçimini sağlamak için kağıt toplayıp satan Hayriye Korkmaz’ın ekmek teknesi olarak gördüğü kağıt toplama arabası çalındı. Durumu öğrenen Rızaiye Mahallesi Gönül Elçileri Topluluğu ile Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri harekete geçti. Gönüllü ve öğrenciler 1’i lise, 2’si de hayırseverlerden aldıkları 3 kağıt toplama arabası Korkmaz’a hediye etti.  

‘HIRSIZ VİCDAN YAPAR DİYE BEKLEDİK’
Rızaiye Mahallesi Gönül Elçileri Topluluğu Temsilcisi Musab Tanyıldızı, Hayriye Korkmaz’ı 2 yıldır tanıdıklarını ve daha önce de evinin tadilatını yaptıklarını söyledi. Yıldız, “20 gün önce kestiğimiz kurban etini dağıtıyorduk. Eti Hayriye ablaya getirdiğimde, ‘Benim daha büyük bir sıkıntım var’ dedi. Abla ne oldu diye sorduğumda, ‘Ekmeğimi kazandığım arabamı çaldılar’ dedi. Hayriye ablanın eşi yok, 2 çocuğu var. Geçimini tamamen bu araba ile sağlıyordu. Arabayı çalan adam belki vicdan yapabilir diye bekledik. Çünkü durumu çok kötüydü. Yeni bir araba yapılması için, çektiğimiz videoyu sosyal medya hesaplarımızda paylaştık. Allah duyarlılık gösteren hayırseverlerden razı olsun. Biz bir araba istedik, 3 araba teslim etmiş olduk. Burada çok duygulu anlar yaşandı. Hayriye Abla ağladı. Görünce şok oldu. Küçük oğlu Yusuf’a da bisiklet getirdik. Şimdi tekrardan ekmek parasına geri döndü. Biz de buna vesile olduk” dedi.
Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Metal Teknolojisi Alan Şefi Veysel Yapıcı ise, “Bu ailenin durumunu, bölümümüzdeki bir öğretmen arkadaşımız vesilesiyle öğrendik. Rızaiye Mahallesi Gönül Elçileri, böyle bir aile olduğunu, ekmek teknesi olan kağıt toplama arabasının çalındığını söylediler. Biz de okul olarak böyle bir araba yapmaya karar verdik. Öğrencilerimizle beraber aracı yaptık ve aileye destek olmaya çalıştık” diye konuştu.
Oğluna bir bisiklet de hediye edilen Korkmaz, “Yardım istemiyorum, arabam geldi bana yeter. Allah verenlerden razı olsun. Arabam olmasaydı perişan olurdum. Geçimimi kağıtla sağlıyorum” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
-Kadının yardım istemesi
-Kağıt toplama arabalarının yapılıp teslim edilmesi
-Kadından ve arabadan detay
-Röportajlar
-Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Ahmet ÇÖTELİ/ELAZIĞ,(DHA)

================================

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!