HABEROLDUK YURT BÜLTENİ -11

haberolduk-yurt-bulteni-11-v9dhPT2e.jpg

BAKAN SOYLU, SİVAS’TA ŞEHİT ANNESİNİN CENAZESİNE KATILDI (2)
 
‘ŞEHİTLİK VE GAZİLİK BU MİLLETİN RUHUNU TEMSİL EDER’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gaziler Günü nedeniyle düzenlenen etkinliğe katılan gaziler ve şehit yakınlarıyla bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu söyleyerek sözlerine başladı.
Soylu, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm gazilerimizin gününü tebrik ederek, “Bu topraklarda milletimiz nezdinde şehide ve gaziye saygı ve hürmet her daim yüksekti. Ancak bunu devlet nezdinde eskisinden çok daha yüksek bir seviyeye taşıyan ve bunu bir anlayış haline getiren devlet, sadece Anadolu topraklarının gazileri, şehitleri ve aileleri değil, Orta Asya’nın, Balkanların, Orta Doğu’nun nerede cenk etmişsek, nerede huzur nerede i’lâ-yi kelimetullahı hakim etmeye çalışmışsak, orada Anadolu insanını var etmeye çalışmak oraya dokunan Balkanlar’a köprü yapan, tarihi yerleri restore eden kalelerimizi yapan, Orta Asya’daki Anadolu topraklarına tekrar nefes veren, Çanakkale’yi evlatlarımızla gençlerimiz ve insanlarımızla buluşturan ve hasret kaldığımız tarihimiz ve bizi bir araya getiren kıymetli Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan dün gece konuştuğumuzda ‘Yarın Sivas’ta sizlerle birlikte olacağız’ dediğimizde ‘Benim Kurtuluş Savaşımın kahraman şehrine selam olsun, Gazilerimize de hem muhabbetlerimi hem de iyi olma dileklerimi ilet’ dedi. Zaman zaman tarih kitaplarımızda büyüklerimizin hikayelerini okurken insan sanki o kahramanlıkların o manevi hallerin geçmişte kaldığı günümüzde artık yaşanmadığı hissiyatı bilmenizi isterim. Aslında hepsi tekrar tekrar yaşanmaktadır. Biz aslında tarih kitabında yazacak olan destanların bugünden şehitlerimizle, işte buradaki gazilerimizle birlikte yazıyoruz. Çünkü şehitlik ve gazilik bu milletin ruhunu temsil eder” dedi.
‘AMAÇ BU ÜLKEYİ ZAYIFLATMAK’
Türkiye’nin şehit ve gazilerinin kimisinin Kıbrıs’ta, kimisinin Kore’de, kimisi de PKK ile mücadelede bu mertebeye eriştiğine dikkat çeken Bakan Soylu şöyle devam etti:
“Bu PKK yıllarca batı ülkelerinden yardım aldı. Aleni olarak silah ve para gönderdiler. Eğitim aldırdılar. Avrupa’nın modern şehirlerinde bile kamplar kurup eğittiler. Bir başka ülkeye beş kuruş faizsiz bile borç vermeyen bu ülkeler PKK’ya karşılığında bir kuruş bile almadan hatta uyuşturucu ticaretinden zarar görme pahasına yıllarca yatırım yaptılar. Amaç bu ülkeyi zayıflatmak. Ne karları, ne kazançları var. Bu asil millet mazluma el uzatan, mazluma umut olan, Müslüman coğrafyasına liderlik etme potansiyeline sahip tek millet olan bu büyük millet zorlansın, geri kalsın ve ayağa kalkmasın yeter ki Türkiye gelişmesin. Biz her türlü maliyete razıyız ve parasını da veririz. Terör örgütü PKK’nın 2016’dan bu zamana kadar şehit ettiği sivil sayısı 408, hiç kimseden çıt çıkmadı. Hani insan hakları, hani demokrasi, hani huzur, hani barış. 12-13 yaşlarındaki çocukları anne ve babalarında koparıp dağlara götürdüler. 14 yaşındaki kızlara, bu toprakların değerlerine hiç uymayacak şekilde her türlü rezilliği gerçekleştirdiler. İnsan hakları diye yıllarca ensemizde masa işgal edenler içeride PKK’nın sözcülüğünü yapan siyasi partiyle ve o partiyle ittifak hesabı yapanların hiçbirinden ses çıkmadı. Hala da çıkmıyor. Meclis kürsüsünde 408 sivilin katledildiği söylendiği zaman hiçbirinden ses çıkmadı. Meclis kürsüsünden tek tek fotoğrafları gösterdiğimiz zaman da hiçbirinden ses çıkmamıştı. İşte bizim karşımızda böyle karanlık bir zihniyet var. İşte bunun için yıllarca PKK’ya ve onun içindeki diğer terör örgütlerine birliğimizin ve beraberliğimizin bozulması için kavgalarına milyonlarca dolar para aktardılar. Ama Allah’a şükürler olsun bu baskı sizler sayesinde yıkılmıştır.”
‘BU MİLLETİN YAPACAĞI ÇOK İŞ VAR’
Türkiye olarak ‘Hakk’ın davasını yürüttüklerini belirten Bakan Soylu şunları söyledi:
“Biz İ’la-yı Kelimetullahı, biz ezanı Muhammediye’yi, İstiklal Marşı’nın her satırını, biz ay yıldız bayrağımızı gönlümüzde hissediyoruz. Biz, bizim üzerimize oyun kurgulayan ülkelere benzemeyiz, biz bir taraftan güçlü olmayı, zengin olmayı, şımarmayı değil, etrafımızdaki fukara el uzatıp ‘Ey Müslüman; komşun açken, tok yatan bizden değildir’ diyen anlayışın mensuplarıyız. Biz şımarık bir millet değil, sorumlu bir milletiz. Biz millet olarak daha yolun başındayız. Bu milletin yapacağı çok iş var. Dünyadaki mazlumların çıkaracağı çok ses var. Bu milletin etrafındaki coğrafyaya ‘ben zenginim’ diye ensemizde boza pişirenlere karşı söyleyeceği ve yapacağı çok şey var. Biz evladının tabutu başında ‘vatan sağ olsun’ diyebilecek kadar büyük bir milletiz. Sorumluluğumuzun farkındayız. PKK’dan, DEAŞ’a kadar tek bir terör örgütü bırakmayan yine bizim evlatlarımızdır. Biz neyin ne olduğunu ve nasıl bir süre içinde yaşadığımızı biliyoruz. Bu ülkenin Anadolu topraklarında nasıl bir görevle görevlendirildiğini biliyoruz. Bu topraklarda ecdadımızın bize nasıl bir sorumluluk bıraktığını biliyoruz. Ülkemizin yapacağı çok iş var. Milletimizin yapacağı çok iş var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’nın yapacağı çok iş var. Allah inşallah bize dünyaya söyleyecek sözümüzü hüküm yerine getirecek. Allah bizim milletimize, Allah bizi bu ülkeye hizmet edip de bugünlerin rahmetine konuşan her kim varsa onlardan gazilerimize, şehitlerimize, şehit ailelerimize ve Allah bizi mahcup etmesin.”

Görüntü Dökümü:
-Bakanın konuşması
-Detaylar 

Haber-Kamera: SİVAS, DHA 

================================

BAKAN VARANK: GİDİN YUNANİSTAN’DA SİYASET YAPIN 

SANAYİ ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ‘Mavi Vatan’ doktrinini hedef alan CHP Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz’ün sözlerine tepki göstererek “Sayın Kılıçdaroğlu’na seslenmek istiyorum; ya bu kişiyi kulağından tuttuğunuz gibi partinizin dışına taşırsınız ya da siyaset yapmak istiyorsanız, madem Yunanistan’ın tezlerini savunuyorsunuz, gidin Yunanistan’da siyaset yapın” dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği’nin Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki Bilişim Vadisi’nin kongre merkezinde gerçekleştirilen toplantıya Bakan Varank ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, Kara Kuvvetleri 1. Ordu Komutanı Korgeneral Kemal Yeni, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz ve SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar da katıldı.  

‘TÜRKİYE ARTIK BİR YÜZ YIL DAHA KAYBEDEMEZ’

Toplantının açılış konuşmasını yapan SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar “Türkiye bugün güneyindeki terör koridorunu yok ettiyse, Türkiye bugün Libya’da barışın bütünlüğüne sağlayabilecek kritik katkıyı verebilecek konuma geldiyse, Türkiye bugün Karabağ’da bir zaferin kazanılmasına ciddi, kritik katkı veren bir konuma ulaştıysa işte bu bundan 15 yıl önce ortaya konulan Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla, milli ve özgür üretim modeliyle, savunma sanayimize SAHA gibi STK’ların katkısıyla ve bu şekilde oluşan ürün ve hizmetlerle ortaya gelmiş bulunmaktadır. Geçmişte olduğu gibi bugün de her alandaki çığır açıcı gelişmelere karşı çıkanlar, çatlak ses çıkaranlar ve iftira atanlar olabilir. Engellemeler, yıldırmak isteyenler, hiçbir zaman bitmeyecek. Yapmak, üretmek, geliştirmek her zaman zor ama yakmak ve yıkmak kolay. Ama biliyoruz ki artık Türkiye’nin ‘Yakarız ama yurt dışına uçak sattırmayız’ denilerek fabrikaları kapatılan bir Nuri Demirağ hikayesine tahammülü yok. Uçak bombası imal ederken soba borusu üretmek zorunda bırakılan bir Şakir Zümre veya fabrikasında meydana gelen patlamayla şehit olan bir Nuri Killigil deneyimine de tahammülü yok. Biliyoruz ki ‘geliştirdiği uçağı sertifikasız uçurdu’ diye hapsedilen ve önü kesilen Vecihi Hürkuş, yalnızlığına karşı da ses çıkaracak milyonlarca vatan sevdalısı var. Bunlar ve benzeri hadiselerin tekerrürüne karşı en ufak bir esnekliğimiz yok. Tüm gücümüzle engellemelerin ve yıldırma emellerinin karşısında duracağız. Geçmişte gelişimin ve ilerlemenin önüne çıkarılan engeller yüzünden çok vakit kaybettik. Meydan acentelere ve distribütörlere kaldı. Ancak Türkiye artık bir yüz yıl daha kaybedemez. Bilgi ve teknoloji çağında acentelere ve distribütörlere de ihtiyaç yok. Çünkü bilgi çağında ürünler eskiden olduğu gibi aracıyla değil, aracısız ve doğrudan ihtiyaç sahipleriyle buluşuyor. İşte bu yüzden Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu bu ülkenin güçlü ve bağımsız geleceği için olmazsa olmazıdır. Her alanda hayata geçirilen millileşme vizyonu tam da bu nedenlerle güçlü yarınlara ilerleyecek Türkiye’nin vazgeçilmezidir” dedi.  

‘OYUN DEĞİŞTİRİCİ TAKTİK VE ÜRÜNLERDEN BAHSEDECEĞİMİZ GÜNLER YAKIN’

Savunma sanayisinde olduğu kadar sivil havacılık alanına da ilgi gösterilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, “Savunma, havacılık ve uzaydan bahsediyoruz. Savunma sanayi başkanı sıfatıyla konuşurken, diğer alanları da bizzat vurgulamak istiyorum. Bugün, biraz ihmal eder gibi olduğumuz sivil havacılık alanına da savunma sanayi başkanı olmama rağmen değinmek istiyorum. Çünkü o alan biraz boş bıraktığımız, dışa bağımlılığı bir anlamda kabul ettiğimiz, sertifikasyon, kalifikasyon gibi süreçlere bir anlamda teslim olduğumuz, kendi iç çabalarımızı biraz ihmal ettiğimiz bir alan olduğu için sivil havacılık alanına da özel bir ilginin olması gerektiğini, kendi kuramlarımızı çok hızlı bir şekilde hayata geçirmemiz ve bu konuda uzmanlar yetiştirmemiz gerektiğini söylemek istiyorum. Aynı şekilde savunma sanayisinde de yabancı standartlar, askeri standartlara bağlı kalarak bazı projelerde önümüzü tıkayacak derecede detaylı ve bazısı da belki çok uzun süreçlere tekabül eden faaliyetler yerine kendi standartlarımızla gitmek çok daha yerinde olacaktır. Bugün yerlileştirmeden bahsederken, savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltmaktan bahsederken aslında bir anlamda bir şeylerin peşinde koşmaktan bahsediyoruz. Artık peşinden koşmak kadar, bir şeyleri yerlileştirmek kadar, ondan öte yeni teknolojiler, dünyada insanların bakacağı, özeneceği, ‘Türkiye’de bunlar da yapılıyor’ diyerek onların peşinden koşmaya çalışacakları teknolojilerin de sık sık konuşulması sadece konuştuğumuzda yerlilik oranları değil, yeni buluşlar, yeni teknolojiler, oyun değiştirici taktik ve ürünlerden de bahsedeceğimiz günlerin yakın olduğunu umuyorum” diye konuştu.

‘PANDEMİYE RAĞMEN ÜRETİM VE İHRACATTA KIRDIĞIMIZ REKORLAR ORTADA’  

Türkiye’nin pandemiye rağmen ihracatta rekor kırdığını belirten Bakan Varank, “Savunma, havacılık ve uzay alanı ülkeler için artık ulusal güvenliğin bir teminatı konumuna gelmiş bulunuyor. Dünyanın en güçlü ülkeleri dahi tereddütsüz bir şekilde milli gelirlerinin büyük bir bölümünü savunma sanayine ayırmaya devam ediyor. Tabii savunma sanayinde yakalanan ivmelenme çarpan etkisiyle diğer sektörleri de çok hızlı bir şekilde geliştiriyor. Ülkemizin üretimine, ihracatına ve istihdamına önemli katkılar sağlıyor. İşte bugün pandemiye rağmen üretim ve ihracatta kırdığımız rekorlar ortada. 2021 yılı ikinci çeyreğinde gayri safi yurt içi hasılamız yüzde 21,7’lik bir artış gösterdi. İmalat sanayi öncülüğünde ulaştığımız bu başarılı performansla OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer alıyoruz. Yine ihracatımızda da yıllık bazda yüzde 52 gibi rekor bir artış söz konusu. İlk 8 ayda ihracatımız 140 milyar doları geçmiş durumda. İnşallah yıl sonunda 200, hatta 210 milyar doları geçerek Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza atacağız” dedi. 

‘ÇALIŞANLARIMIZI BİRAZ DAHA MEMNUN ETMEMİZ GEREKİYOR’

İş insanlarına pandemi dönemindeki kazancın bir kısmını çalışanlarıyla da paylaşmalarını tavsiye eden Varank, şöyle devam etti:

“Özellikle pandemi döneminde sürekli imalat sanayisinin nasıl geliştiğinden, ihracatın nasıl arttığından, şirketlerimizin bu dönemde gelirlerini artırdığından bahsediyoruz. Kamu olarak toplu sözleşme döneminde çalışanlarımızın gerek memur, gerek kamu işçisinin kazançlarını artırabilmek için elimizi taşın altına koyduk. Toplu sözleşme dönemleri geliyor, asgari ücret görüşme dönemleri geliyor. İş insanlarımızdan, şirketlerimizden bu kazancın bir kısmını mutlaka çalışanlarına aktarmalarını tavsiye ediyoruz. İş barışı için bu gerçekten önemli. Şu anda biliyorsunuz özellikle nitelikli eleman bulmakta firmalarımız sıkıntı çekiyorlar. Onun için çalışanlarımızı, bu dönemde elde ettiğimiz kazançları da dikkate alarak, biraz daha memnun etmemiz gerekiyor.”

‘YÜZDE 100 YERLİLİĞE ULAŞMAYI HEDEF OLARAK KOYUYORUZ’

Varank, savunma sanayinin kritik sistemlerinde yüzde 100 yerliliğe ulaşmayı hedef koyduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Türkiye, savunma sanayi yolculuğuna Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen birkaç atılımın dışında maalesef çok geç başlamış oldu. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde ortaya koyduğumuz Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu ile adeta bir şahlanma dönemine girdik. Savunma sanayinde yüzde 25’lerde olan yerlilik oranlarını yüzde 75 seviyelerine ulaştırmayı başardık. Tabii bu yolculuk daha bitmedi. Savunma sanayinin kritik sektörlerinde, kritik sistemlerinde yüzde 100 yerliliğe ulaşmayı kendimize hedef olarak koyuyoruz. Atalarımızın çok güzel bir sözü var; el atına binen tez inermiş. Başkalarının ne yaptığına bakmaktan ziyade kendi heybemizde neler var, bunlara odaklanıyoruz. Hamdolsun son 19 yılda sanayi ve teknoloji alanlarında çok önemli mesafeler kat ettik. Bugün savunma, havacılık ve uzayda güçlü bir altyapılara, dünya çapında firmalara ve yetkin insan kaynağına sahip bir Türkiye var. Bakınız göreve geldiğimizde adeta emekleyen AR-GE ve inovasyon yetkinliğimiz bugün örnek bir seviyeye ulaştı. Ülke genelindeki teknoloji geliştirme bölgelerimizin sayısı hamdolsun 89’u buldu. Üniversitelerimize büyük çaplı devlet destekleri ile onlarca tematik araştırma merkezi kazandırdık. Özel sektör bünyesinde desteklediğimiz AR-GE ve tasarım merkezlerinin sayısı bin 596’ya ulaştı. TÜBİTAK SAGE gibi araştırma enstitülerimiz savunma sanayi teknolojilerinin geliştirilmesinde itici güç görevi üstleniyorlar. Geliştirdiği füze ve mühimmat teknolojileri ile ülkemizin muharebe kabiliyetlerinin artmasında önemli bir rol oynuyorlar. Yine Bakanlığımız tarafından savunma sanayi AR-GE projelerine sağlanan desteklerle özel sektörümüz bizzat kritik teknolojileri kendileri geliştiriyorlar. Son 19 yılda bu projelere sağladığımız destek miktarı 5,6 milyar TL’ye ulaştı.”  

‘MAVİ VATAN BU ÜLKEYE ANASININ AK SÜTÜ GİBİ HELALDİR’

Varank, CHP Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz’ün ‘Mavi Vatan’ doktrini hakkındaki açıklamasına da tepki göstererek şunları söyledi:

“Türkiye’nin kaderi bu coğrafyanın kaderiyle beraberdir. Ama Türkiye’nin sorumluluğu bu toprakların ötesindedir. Büyük ve güçlü bir Türkiye tüm bölge ülkeleri için aydınlık bir geleceğin teminatı konumundadır. İşte bu bilinç ve kararlılıkla özellikle savunma, uzay ve havacılıkta kendimize zorlayıcı hedefler belirledik. Bu hedeflere ulaşmanın yolu da bir beraber ve tek yürek olmaktan geçiyor. Kimseyi ötelemeden, tüm tarafları işin içine dahil ederek güç birliği içerisinde takım oyunu oynamamız gerekiyor. Bunu yaparken de aslında siyasi iklimin de farkında olmamız gerekiyor. Dün gündeme geldi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir milletvekili var. Eski bir büyükelçi, bir monşer diyebiliriz. Şöyle bir cümle kullanmış, diyor ki; Mavi Vatan yayılmacılık demektir. Bakınız, siyaseten hep birlikte mavi vatan anlayışının, kendi yerli ve milli projelerimizin arkasında durmazsak zaten başarıya ulaşma şansımız yok. Mavi Vatan demek; hak ve menfaatlerimizin olduğu her bölgede varlığımızı sürdürmek demektir. Mavi Vatan bu ülkeye anasının ak sütü gibi helaldir. Eğer bir emekli büyükelçi, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın Baş Danışmanı ‘Mavi Vatan yayılmacılıktır’ diyorsa aslında boşa çalışıyoruz demektir. Ben buradan Sayın Kılıçdaroğlu’na seslenmek istiyorum; ya bu kişiyi kulağından tuttuğunuz gibi partinizin dışına taşırsınız ya da siyaset yapmak istiyorsanız, madem Yunanistan’ın tezlerini savunuyorsunuz, gidin Yunanistan’da siyaset yapın.”

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ 
————-
-Görüntü canlı yayından alındı 

HABER-KAMERA: Dinçer AKBİR/GEBZE(Kocaeli),(DHA) 

=====================================

FRENİ BOŞALAN KAMYON PARKA GİRDİ, OLASI FACİAYI YARALANAN SÜRÜCÜ ENGELLEDİ

ÇORUM’da freni boşalınca kontrolden çıkan hafriyat yüklü kamyon, çok sayıda kişinin bulunduğu parkta istinat duvarını yıkıp ağaçları devirerek durdu. Kazada korna çalıp, çevredekileri uyarmasıyla olası faciayı önleyen sürücü Diyar Günen, ağır yaralandı.

Kaza, saat 14.30 sıralarında Bahçelievler Mahallesi’ndeki Çamlık Caddesi’nde meydana geldi. Diyar Günen’in kullandığı 21 BL 534 plakalı hafriyat yüklü kamyon, freni boşalınca kontrolden çıktı. Yokuş aşağı inen kamyonda korna çalarak sürücüler ile çevredekileri uyaran Günen, yaklaşık 800 metre sonra aracıyla eski devlet hastanesi kavşağındaki kaldırım ile Yunus Emre Parkı’nın istinat duvarına çarptı. Çarpmanın etkisiyle yıkılan istinat duvarını da aşan kamyon, parka girdi. Parktaki 3 çam ağacını da yıkan kamyon güçlükle durdu. Kazanın ardından ihbarla bölgeye çok sayıda polis ekibinin yanı sıra itfaiye ve sağlık görevlileri sevk edildi. Kazada yaralanan Günen, Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Günen’in hayati tehlikesinin olduğu belirtildi.

‘KAMYONU TERK ETMEDİ, BÜYÜK BİR FACİAYI ÖNLEDİ’

Görgü tanıklarının ifadelerine göre, kamyon sürücünün, kornaya basarak parktaki vatandaşları uyardığı, kontrolden çıkan kamyonu terk etmeyerek büyük bir faciayı önlediği ortaya çıktı.

Kazayı gören Yasemin Kantarcı “Neye uğradığımı şaşırdım. Sürücü kornaya basa basa geliyordu. Acı bir korna sesiydi. Önce kavşakta bulunan kaldırıma ardından duvara çarptıktan sonra parkın içerisine girdi. Ağaçlar yıkıldı, ortalık toz duman oldu. Gerçekten çok sayıda insanın hayatını kurtardı. Korna çalarak insanları uyardı. Kamyondan atlamadı. ‘Araç nereye giderse gitsin’ demedi. Allah şifalar versin. Parkta insanlar vardı ancak herkes kaçışmıştı. İnsanlar nereye uğradığını şaşırdı” diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
———————
-Parka  giren hafriyat kamyonu

-Görgü tanığı olayı anlatması

-Polis itfaiye ekipleri

-Detaylar

HABER: Yusuf ÇINAR- KAMERA: ÇORUM  (DHA)-

========================================

YASAĞA RAĞMEN ‘U’ DÖNÜŞÜ YAPAN MOTOSİKLETİN SÜRÜCÜSÜ KAZADA ÖLDÜ

Bursa yolunda, ‘U dönüşü yapılmaz’ levhasına rağmen karşı yöne geçmeye çalıştığı öne sürülen Barış Şahinoğlu (30) yönetimindeki motosiklete otomobil çarptı. Yaralaran motosiklet sürücüsü Şahinoğlu, hastanede yaşamını yitirdi.

Kaza, öğle saatlerinde Yalova-Bursa yolunda Sepetçioğlu mevkisinde meydana geldi. Barış Şahinoğlu, iddiaya göre, plakasız motosikletiyle ‘U dönüşü yapılmaz’ levhasının bulunduğu noktadan karşı yöne geçtiği sırada Bursa’dan Yalova’ya doğru gelen Mehmet G. (33) yönetimindeki 53 HE 6314 plakalı otomobille çarpıştı. Kazanın etkisiyle motosiklet bariyere çarparken sürücü Şahinoğlu, metrelerce savruldu. Çevredeki sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, ilk müdahalenin ardından Şahinoğlu’nu ambulansla Yalova Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Şahinoğlu, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Yalova İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, kazayla ilgili soruşturma başlattı. Otomobil sürücüsü Mehmet G., jandarma ekiplerince gözaltına alındı.

Görüntü dökümü
—————
-Olay yerinden detaylar
-Motosikletten detaylar
-Ekiplerin çalışmaları

Haber-Kamera: Özgür YILDIZ/YALOVA,(DHA)

===========================================

BAKAN YANIK, ÇANAKKALE ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİEVİ’NİN AÇILIŞINI YAPTI

ÇANAKKALE Sehit Yakınları ve Gazievi’nin açılışına katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Dışarda ve içerde düşmana göğsünü siper eden, hainlerin karşısında dimdik saf tutan kahraman gazilerimize sizlerin huzurunda en derin şükranlarımı bir kez daha arz ediyorum. Vatanımızın bekası ve selameti adına milletimizce her durum ve şartta ortaya konulan bu sağlam duruş ve şuur, şüphesiz bizim en büyük gücümüzdür” diye konuştu. 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 19 Eylül Gaziler Günü’nde gerçekleştirdiği Çanakkale programı kapsamında, şehit yakınları ve gazilerle yemekte bir araya geldi. Çanakkale Valisi İlhami Aktaş ve AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Bakan Yanık, ardından da Barbaros Mahallesi’nde yapımı geçen yıl tamamlanan Çanakkale Şehit Yakınları ve Gazievi’nin açılışına katıldı.  

Açılış törenine Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Turhan Ecevit, Çanakkale Belediye Başkan Vekili Süleyman Canpolat, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Doğan, gaziler ve şehit yakınları katıldı. Törende saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Kuran-ı Kerim Tilaveti’nin ardından konuşan Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, “Gazilerimizin ve şehit yakınlarımızın; ‘ben Çanakkale’ye gideceğim zaman nerede kalacağım’ endişesi yaşamadan gelip kendi evi gibi konaklayabileceği bir ev yapmış bulunuyoruz. Bugün Sayın Bakanımızın katılımıyla resmi açılışını yapıyoruz ve misafirlerimizi kabul etmeye başlayacağız” dedi. 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ise yaptığı konuşmada, “Aziz vatanımız için canlarını veren tüm şehitlerimizi ve ahirete irtihal eden gazilerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyorum. Dışarda ve içerde düşmana göğsünü siper eden, hainlerin karşısında dimdik saf tutan kahraman gazilerimize de sizlerin huzurunda en derin şükranlarımı bir kez daha arz ediyorum. Gösterdikleri onurlu ve inançlı duruşlarından dolayı şehitlerimizin ve gazilerimizin yakınlarına saygı, sevgi ve takdir duygularımı öncelikle ifade etmek isterim. Vatanımızın bekası ve selameti adına milletimizce her durum ve şartta ortaya konulan bu sağlam duruş ve şuur, şüphesiz bizim en büyük gücümüzdür. Bu şuur, biliyoruz ki Anadolu topraklarında 1071’den başlayarak Malazgirt, Çanakkale, İstiklal Mücadelesi ruhuyla mayalanmış, 15 Temmuz destanıyla kendisini bütün azametiyle bir kez daha göstermiştir. Bunun için Çanakkale deyince yaşadığımız heyecan, büyük bir anlam taşıyor. Çanakkale’yi geçilmez kılan ruh, Alparslan’ın, Fatih’in, Mustafa Kemal’in, Seyid Onbaşıların ruhudur. Onlardan bizlere sirayet ederek en son 15 Temmuz’da milletimizin şahsında ete kemiğe bürünmüş olan ruhtur. Bu milli ruhla ecdadımızın emanetine sahip çıkmayı kendimiz için bir onur ve vefa meselesi olarak görüyoruz” dedi.

“Çanakkale bizim için tarihimizdeki rolü sebebiyle apayrı bir sembolik öneme sahiptir. Çanakkale bizim için öncelikle vatan demek, istiklal, istikbal, hürriyet demektir. Çanakkale demek şehitlerdir, gazilerdir, kahramanlık hikayemizdir. Çanakkale imandır, cesarettir, birlik, beraberliğimiz ve bayrağımızdır” diyen Bakan Yanık, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bunun için ‘Çanakkale’ adı, vatana duyulan sevginin, coşku ve heyecanın adıdır. Bugün açılışını yaptığımız hizmet binamızı da böyle bir anlayışın eseri ve somut ifadesi olarak görüyorum. Şehit Yakınları ve Gazievimiz, Çanakkale’de bilhassa daha bir anlam ve özellik kazanmakta, şehrimize daha bir yakışmaktadır. Bunun mutluluğunu burada sizlerle yaşadığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Milletimizin emanetlerine ve asil evlatlarına sahip çıkmak, ihtiyaç duydukları her alanda onların yanında olmak bizim hem halkımıza hem vatanımıza borcumuzdur. Şehit yakını, gazi ve gazi yakınlarımızın yaşam standartlarını yükseltecek ve huzurlarını sağlayacak hizmetleri gerçekleştirmek vazgeçilmez hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Bu amaçla,  geliştirdiğimiz yeni hizmet modelleriyle en iyisini yapmanın daima gayreti içindeyiz. 2018 yılının şubat ayında temelleri atılan hizmet binamız, kapasitesi ve her türlü müştemilatıyla beklentilerimize en iyi şekilde cevap verecek nitelikte. Ülkemizde bir ilk olan ‘Şehit Yakınları ve Gazievi’ mizin yapımıyla, 81 ildeki şehit yakınları, gazi ve gazi yakınları misafir edilerek, onların buluşmaları ve sosyal aktiviteleri için bir ortam sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca iletişim imkanları ve dayanışmaları güçlendirilerek manevi ve sosyal açıdan gelişmelerine yardımcı olunacaktır. Evimiz, 80 yatak kapasitesiyle bu ihtiyacın giderilmesine önemli katkıda bulunacak niteliktedir. Bununla beraber, yapılan yatırımların ve kaynaklarımızın en verimli şekilde değerlendirilmesi için de gereken çabayı mutlaka göstermek durumundayız. Var olan kapasitemizi bütünleşik bir sosyal hizmet anlayışıyla ve yöntemiyle çok daha verimli düzeyde kullanmaya özen gösteriyoruz. Nitekim, geçtiğimiz süreçte hizmet binamız pandemi sebebiyle açılamamasına rağmen, Bakanlığımız kuruluşlarında kalan vatandaşlarımızın kullanımına imkan verilmiş, sosyal izolasyonu sağlamada yeni, modern ve konforlu bir alternatif olmuştur. Bundan sonra ise, özellikle talebin az olduğu dönemlerde, Bakanlığımıza bağlı bakım ve rehabiliatasyon merkezlerimizden faydalanan engelli bireylerin ve refakatçilerinin geçici konaklamaları için kullanılmasına imkan verilecektir. Ayrıca Çanakkale Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü’ne bağlı ek ünite olarak da hizmet sağlanacaktır.”

GAZİEVİ KURDELE KESİLEREK AÇILDI 

Bakan Derya Yanık, hükümet ve bakanlık adına sosyal refahı ve huzuru sağlamak için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerini ifade ederek, “83 milyonluk Türkiye ailesinin birlik ve esenlik içinde yaşamasını sağlayacak adımları kararlılıkla atmak bizim şiarımızdır. Kahraman şehit ve gazilerimizin aziz hatıralarına olan saygı ve bağlılığımızın en önemli nişanesi daha çok çalışmak, daha çok hizmet etmek olacaktır. Bu duygu ve temennilerle, hizmet binamızın güzel işlere ve hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 19 Eylül Gaziler Günü’nü kutlamak üzere buluştuğumuz bu açılış vesilesiyle tüm gazilerimizin ve gazi milletimizin Gaziler Günü’nü tekrar tebrik ediyor, bütün şehit yakını, gazi ve gazi yakınlarımıza sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum. Mustafa Kemal Atatürk’e gazilik unvanının verilişinin 100’üncü yıl dönümünün ise bu açılışa ayrı bir anlam kattığını söylememe herhalde gerek yok. Yaşayanlara minnet ve saygıyla şehitlerimizin aziz hatıralarını bir kez daha minnetle yad ederek, bu evimizin Çanakkale’ye ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Gazievimiz Çanakkale’ye ve ülkemize hayırlı olsun” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ve beraberindekiler kurdele keserek açılışını gerçekleştirdikleri Çanakkale Şehit Yakınları ve Gazievi’ni gezdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
———–
-Açılış töreninden genel ve detay görüntüler. 
-Çanakkale Şehit Yakınları ve Gazievi’nden görüntü. 
-Saygı Duruşu ve İştiklal Marşı’ndan görüntü. 
-Kuran-ı Kerim Tilaveti’nden görüntü.
-Çanakkale Valisi İlhami Aktaş’ın konuşması. 
-Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın konuşması.
-Kurdele kesilerek açılışın yapılması. 

Haber-Kamera: Burak GEZEN-Nedim BAYHAN/ÇANAKKALE, (DHA)

=============================================

DİYARBAKIR’DA SÜSLÜ KADINLAR BİSİKLET TURU

DİYARBAKIR’da bir araya gelen kadınlar, ‘Otomobilsiz Kent Günü’nde pedal çevirerek bisikletin günlük yaşamdaki önemine dikkati çekti. ‘Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’ etkinliğe katılan Şeymanur Yapıcı, amaçlarının hem iklim krizine hem de kadınların toplumda daha fazla görünürlüğüne dikkat çekmek olduğunu söyledi.

İzmir ‘de 2013 yılında başlayan ‘Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’, 9 yılda büyüyerek önce Türkiye’de daha sonra dünyadaki diğer şehirlerde destek buldu. 30 ülkedeki 150 şehirde bugün saat 13.30’da eş zamanlı olarak düzenlenen bisiklet turu, Diyarbakır’da da gerçekleşti. Kayapınar ilçesi 75 metrelik yolda bir araya gelen kadınlar, ‘Otomobilsiz Kent Günü’ kapsamında hem bisikletin önemine hem de krizine dikkat çekmek için Sur ilçesinden Dağkapı Meydanı’na kadar pedal çevirdi. 

‘İKLİM KRİZİNİN ETKİLERİNİ ACI BİR ŞEKİLDE YAŞIYORUZ’

Etkinliğe katılan kadınlar adına açıklama yapan Şeymanur Yapıcı, ‘Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’ ile kadınların toplumda daha fazla görünürlüğünü sağlamak, kendilerini temsil etmelerine fırsat vermek ve güvenli bisiklet sürmeye ilişkin altyapı taleplerini pekiştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Yapıcı, iklim değişikliğine de dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Kadın ve erkeklerin bu toplumda aynı haklara, yükümlülüklere sahip olduğunu ve her alanda kendilerini özgürce ifade etme hakları olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Binlerce kadın, pedallarımızın itici gücünü tüm toplumda da göstermek istiyoruz. Çocuklarımıza daha temiz ve yaşanabilir dünya bırakmak için elimizden geleni yapmak istiyoruz. Kadınların toplumda daha görünür olması ve sorumluluk almasını diliyoruz. Geçmişte, iklim değişikliği diyorduk, şimdi artık iklim krizi diyoruz. Bunun etkilerini çok acı bir şekilde yaşadık, yaşıyoruz. Ciğerlerimiz yanıyor, canımız yanıyor. Her bireyin bu konuda yapabileceği bir şeyler var. Bisiklete daha çok binerek dünyaya olumlu katkıda bulunabiliriz. Bir kişinin karbondioksit salınımı, otomobil ile gidilecek yol bisikletle gidildiğinde 15 kat azalıyor. İklim krizine karşı yönetimlerin de derhal harekete geçmelerini istiyoruz.”

‘OTOMOBİLSİZ PAZAR İLAN EDİLMESİNİ İSTİYORUZ’

Pandemi sürecinde motorlu taşıtların yollarda olmadığında gürültü kirliliğinin azaldığına ve temiz havanın oluştuğuna şahitlik ettiklerini vurgulayan Yapıcı, “Bu süreçte toplu taşıma araçlarına binmek istemedik. Hem spor yapabileceğimiz hem de açık havada olabileceğimiz bir ulaşım aracımız olan bisiklet vardı. Şehirlerin insan odaklı olarak yeniden tasarlanmasını istiyoruz. Kamu alanlarının, özellikle kadınların, çocukların ve yaşlıların rahatlıkla ortak olarak kullanımına sunulmasını istiyoruz. Yaya ve bisikletliler için güvenli ulaşım altyapısı ve hizmetleri almak istiyoruz. Her an bir trafik kazasına kurban gitmekten korkuyoruz. Motorlu taşıtların neden olduğu kazalarda bisikletli ölümlerinin durmasını, bunun için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Özellikle büyük şehirlerimizde pazar günleri, şehir merkezinde bazı caddelerin motorlu araç trafiğine kapatılarak ‘Otomobilsiz Pazar’ ilan edilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
——–
Diyarbakır’dan detay
Bisiklet sürenlerden detay
Şeymanur Yapıcı’nın konuşması
Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN-FİDANCAN/DİYARBAKIR,(DHA)
 

Exit mobile version