Suruç’taki canlı bomba saldırısının sanığına, 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis

suructaki-canli-bomba-saldirisinin-sanigina-34-kez-agirlastirilmis-muebbet-hapis-Kfc3UFm5.jpg

Ali LEYLAK/ŞANLIURFA, (DHA)- ŞANLIURFA’nın Suruç ilçesinde, 6 yıl önce; terör örgütü DEAŞ üyesi canlı bomba Şeyh Abdurahman Alagöz’ün kendisini patlatması sonucu 33 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısı davasının karar duruşması görüldü. Mahkeme heyeti, Suruç davasının tek tutuklu sanığı Yakup Şahin’i 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG denetimindeki Ayn El Arap bölgesine yardım götürmek için Türkiye’nin çeşitli illerinden Suruç’a gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin 20 Temmuz 2015 günü Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptığı sırada, DEAŞ’lı canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz üzerindeki patlayıcıyı infilak ettirdi. Canlı bomba saldırısında DEAŞ’lı terörist Alagöz ve 33 kişi yaşamını yitirdi, 104 kişi de yaralandı. 6 yıl önce gerçekleşen canlı bomba saldırısıyla ilgili davanın görülmesine devam edildi. Şanlıurfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen davanın 21’inci duruşmasına, saldırıda yaşamını yitirenlerin yakınları, yaralananlar, davaya müdahil olan avukatlar, Suruç için Adalet Platformu avukatları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, HDP’li milletvekilleri ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Davanın tek tutuklu ve Ankara Gar saldırısının da sanığı olan Yakup Şahin, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Tutuklu Yakup Şahin, “Benim kimseyle anlaşmam yok. Sadece sahipsiz olduğum için buradayım. ‘Halil İbrahim yaptırdı’ diye ifadem olmasaydı burada olmayacaktım. Tek bir söz söylediğim için buradayım” iddiasında bulundu.
‘DÜŞ YARIM KALMAYACAK’
Aile ve avukatlar duruşma öncesi cezaevi kampüsü önünde açıklama yaptı. HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü, adil bir yargılama olmadığını iddia ederek, “Aileler her duruşma öncesi tartaklandı. 33 düş yolcusunun katilleri açığa çıkıncaya kadar bu davanın peşini bırakmayacağız. Suruç katliamının önü alınsaydı, Ankara Gar katliamı olmayacaktı. Bu davanın aydınlatılması diğer davaların aydınlatılması demektir. Sonuna kadar bu davanın takipçisi olacağız. Hiçbir düş yarım kalmayacak. Suruç için adalet, herkes için adalet demeye devam edeceğiz” dedi.
Canlı bombalı saldırısında ölen Hatice Ezgi Saadet’in babası Ali Saadet, mahkeme heyetine “Sanıklar yerine bize ceza vermek istiyorsunuz. Ben 20 yaşındaki kızımın katillerini görmek istiyorum. Biz buraya binlerce kilometre yol alarak keyfiyetten gelmiyoruz. Çocuğumun katili bir kişi değil” dedi.
‘BİZ ADALETE OLAN İNANCIMIZI KORUYORUZ’
Ardından mütalaaya karşı savunma hakkı tanınmayan avukatlardan Sevda Çelik Özbingöl, usule ilişkin konuşarak mahkemenin verdiği kararla Anayasayı ihlal ettiğini belirti. Bu duruşmada bir kararın çıkması halinde adaletin sağlanmayacağını dile getiren Özbingöl, “Biz adalete olan inancımızı koruyoruz. Mahkemenin adaleti tecelli etmesini istiyoruz. Bugün eksikler giderilmeden bir karar çıkarsa adalet sağlanmayacak. Yakup Şahin açısından istenilen ceza tek kişi açısından adil olabilir, ancak genel açısından adalet sağlanmayacak. İçişleri Bakanlığı tarafından 12 Ocak 2021 tarihinde ‘Sultanahmet ve Suruç saldırılarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ’lı terörist yakalandı’ başlığıyla servis edilen açıklamada adı geçen Azzo Halaf Süleyman el Aggal’in dosyasının bu dosya ile birleştirilmesi gerek” diye konuştu.
KARAR VERİLDİ
Suruç’ta 20 Temmuz 2015 yılında gerçekleştirilen canlı bomba saldırısı sonucu 33 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından 6 yıldır süren davanın 21’inci duruşmasında mahkeme heyeti kararını açıkladı. Buna göre mahkeme heyeti, davanın firari sanıkları İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi dosyalarının aramaları devam ettiği gerekçesiyle ayrılmasına, davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin’e ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme’ suçundan 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, eylemin teşebbüs noktasında kalmasından 1890 yıl, patlayıcı bulundurmaktan 10 yıl ve 40 bin TL para cezası vererek dava dosyasını kapattı.
VALİLİK CEZAEVLERİ ÖNÜNDE TOPLANTI VE GÖSTERİYE YASAK GETİRDİ
Şanlıurfa Valiliği’nce ceza infaz kurumları yakınlarında toplanma, gösteri ve yürüyüşler, 7 gün süreyle yasaklandı. Valilikten yapılan açıklamaya göre, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesi ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 19. maddesine istinaden bir dizi karar alındı. Alınan karar ile ilgili açıklamada şöyle denildi: 
“İlimiz sınırları içerisinde bulunan Ceza İnfaz Kurumlarının kampüsünde, eklentilerinde ve tel örgü sınırının 1 kilometre mesafe içerisinde yapılacak ‘Toplanma, gösteri ve yürüyüş, basın açıklaması, röportaj, kamera çekimi, pankart açma ve taşıma, slogan atma, yazılı veya üzerinde sembol bulunan kıyafetlerle cezaevine girme, cep telefonu ile çekim yapmak, fotoğraf çekmek, stant açmak, eylemsel davranışlarda bulunmak’ gibi etkinlikler, 21-28 Ekim tarihleri arasında yasaklanmıştır” denildi.

FOTOĞRAFLI

Exit mobile version