Kaan ULU/ ANKARA, (DHA)- ANKARA Üniversitesi’nce ‘Avrupa Birliği (AB) Horizon 2020 –GYPWORD- Projesi’ kapsamında yapılan çalışmada, Türkiye’de kuraklığa dayanıklı 173 bitki türü tespit edildi. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji ve Çevre Biyolojisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Latif Kurt, AB destekli proje ile jipsli kurak bölgelerdeki bitki türlerini araştırdıklarını belirterek, “Dünya genelinde 1500’e yakın bitki türü ve Türkiye’de ise kurak topraklara adapte olmuş Türk çöveni, sığın kuyruğu gibi 173 jipsofit bitki türü tespit ettik” dedi.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, bitkilerin kuraklığa adaptasyonu ve kuraklığa dayanıklı bitkilerin tespit edilmesi amacıyla çalışma başlattı. AB destekli proje kapsamında yapılan çalışmada, şimdiye kadar Türkiye’de kuraklığa dayanıklı 173 bitki türü belirlendi. Çalışmayı yürüten Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji ve Çevre Biyolojisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Latif Kurt, kuraklığa karşı dünyanın birçok ülkesinin adaptasyon sağladığını, su ihtiyacı daha az olan canlı türleri ve bitki türleri üzerine birtakım çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Bu çalışmanın benzerini Türkiye’de kendilerinin yürüttüğünü dile getiren Kurt, şunları söyledi:
“‘Avrupa Birliği Horizon 2020 –GYPWORD- Projesi’ kapsamında 11 ülke ve 19 araştırma enstitüsüyle birlikte bitkilerin kuraklığa dayanıklılıklarını, kuraklığa adaptasyonlarını araştırıyoruz. Bu proje 2018 yılında başladı. Doğada bitkiler milyarlarca yıllık evrimsel süreçte, kuraklığa adapte olmuşlar. Kurak bölgelerdeki bu türleri araştırarak bu türlerin kuraklığa uyum mekanizmalarını öğrenerek bunları tarıma nasıl adapte edebilirizi tespit etmeye çalışıyoruz. ‘Kuraklığa dayalı ırklar nasıl ıslah edilebilir’ gibi birtakım uygulayacıların kullanabilecekleri bilgileri üretmeye çalışıyoruz. Yani kuraklığa dayanıklı türlerin tespitini yapıyoruz. Dünya genelinde 1500’e yakın bitki türü ve Türkiye’de ise kurak topraklara adapte olmuş Türk çöveni, sığır kuyruğu gibi 173 bitki türü tespit ettik. Çalışma 2022 yılında bitecek. Bunlar ziraatçılar, ormancılar ve diğer meslek grupları tarafından uygulanacaktır gelecekte.”
‘TÜRKİYE EN ÇOK ETKİLENECEK ÜLKELERİN BAŞINDA’
Prof. Dr. Kurt, son yıllarda yaşanan kuraklığın son 50 yıldaki en yüksek kuraklıklardan biri olduğuna dikkat çekerek, “Özellikle son 150 yıldır insan etkisiyle yaşanan kuraklık çok şiddetli boyutlara ulaşmış ve tehlike çanlarının insan için çaldığını gösteriyor. Kuraklıkta özellikle Türkiye bundan en çok etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Türkiye 4’te 3’ü kurak ve yarı kurak iklimlerin etkisi altında. Türkiye şimdiden gelecekteki kuraklık için önlemlerini almak üzere birtakım çabalar sarf ediyor. Birleşmiş Milletler’in çölleşme ile mücadele sözleşmesinin taraflarından biri. Ulusal eylem planları hazırlanmış durumda. Tarım konusunda da geleceğe yönelik birtakım önlemler alınıyor; ama bunları pratiğe aktarmakta maalesef başarılı olunamıyor” dedi.
‘2021 YILI SON 44 YILIN EN KURAK YILI OLDU’
Prof. Dr. Kurt, bu yıl birçok yerde çiftçinin verim alamadığını gördüğünü belirterek, “Kuraklıktan dolayı bu sene birçok yerde buğday başak tutamadı. Dolayısıyla ürün kaybı yüzde 40’lara bazı bölgelerimizde yüzde 60’ların üzerine ulaştı. Özellikle bu sene çok fazla kuraklık görüldü. 2021 yılı son 44 yılın en kurak yılı; en kurak temmuz ayını yaşadık ve bu kuraklık giderek şiddetini artırıyor. 1970’lerde yaşanan, 1990-1994 yıllarında görülen meteorolojik kuraklıklar vardır ancak baktığımızda bunların şiddetinin giderek artığını ve gelecekte de giderek artacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla ayağımızın altındaki toprak kayıyor. Bu durum bizim yaptığımız çalışmanın önemini de gösteriyor” diye konuştu.
FOTOĞRAFLI