1) YUSUFELİ 7’NCİ KEZ TAŞINIYOR
ÇORUH Nehri üzerinde yapımı süren, 275 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise ‘çift eğrilikli ince kemer baraj tipi’ kategorisinde 3’üncü en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı nedeniyle sular altında kalacak ilçenin yeni yerleşim yerinde sona gelindi. Yusufeli Kaymakamı Ömer Faruk Özdemir, “Yaz mevsiminde taşınacağımız talimatı geldi. 2021 yılı bitmeden buraya taşınabilmek için hazırlığımızı yapıyoruz” dedi.
Türkiye sınırları içinde 410 kilometrelik uzunluğa sahip Kuzeydoğu Anadolu’nun en büyük nehirlerinden Çoruh Nehri üzerinde Yusufeli Barajı ve HES projesinin inşaatı sürüyor. 275 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise ‘çift eğrilikli ince kemer baraj tipi’ kategorisinde 3’üncü en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı’nda, 558 megavat kurulu güce sahip santral ile 2,5 milyon insanın elektrik ihtiyacı karşılanabilecek. Türkiye’nin öz kaynakları ile tamamı Türk mühendisler tarafından inşa edilen baraj projesinde çalışmalar devam ediyor.
KAMU BİNALARI TAMAMLANDI
Yusufeli Barajı nedeniyle sular altında kalacak Yusufeli ilçesinin yeni yerleşim yerine taşınma çalışmalarında sona gelindi. 150 yıllık tarihinde 6 kez yeri değiştirilip, 7’nci kez taşınacak Yusufeli’ndeki yeni yerleşim yerinde binalar yükselirken, cadde ve sokaklar da düzenleniyor. Alt ve üst yapı çalışmalarının aynı anda tamamlanması hedeflenen yeni ilçede hükümet konağı ile kamu binalarının inşası tamamlandı. Yeni yerleşim yerine taşınma süreci ise yazın başlıyor.
‘TAŞINMANIN ARİFESİNDEYİZ’
Yusufeli Kaymakamı Ömer Faruk Özdemir ve beraberindekiler, ilçenin yeni yerleşim yerinde inşası tamamlanan kaymakamlık binası ile diğer kamu binalarını inceledi. Kaymakam Özdemir, taşınma için ön hazırlık yapıldığını söyleyerek, “Yeni yerleşim yerinde artık son aşamalardayız. Kamu kurumları binaları bitmiş durumda. Konutlarımız da bitmek üzere. Artık taşınmanın arifesindeyiz. Kamu kurumları olarak ön hazırlığımızı yapıyoruz. Mevcut eksikleri tespit edip taşınma zamanında bir sorun çıkmaması için uğraşıyoruz. Yaz mevsimi içerisinde taşınacağımız talimatı geldi. 2021 yılı bitmeden buraya taşınabilmek için hazırlığımızı yapıyoruz” dedi.
Yaz aylarında planlanan taşınma süreci için vatandaşın endişelenmemesi gerektiğini belirten Özdemir, “Yetişmesi vatandaşın elinde olan bir durum değil. O yüzden Yusufeli halkının tedirgin olacağı bir durum yok. Devletimiz bu sözü verdi. Bitirdiği zaman insanları buraya taşıyacağız. Burası sona erdiği zaman hep birlikte taşınacağız” diye konuştu.
‘ÖNCEKİ YUSUFELİ’NDEN DAHA GÜZEL OLACAK’
Yusufeli’nin yeni yerleşim yerlerini beğendiğini söyleyen ilçe sakinlerinden Nusret Kaç, “Alanlarımız tam yaşanacak şekilde güzel yapılmış. Geniş ve güzel. Önceki Yusufeli’nden daha da güzel olacak. Devletimizin gücü burada belli olmuş” dedi.
Alaattin Çağla ise “Vatandaşımızın önceden tepkisi oldu. Ben gayet güzel olduğunu görüyorum. Köylerimizde çelik konstrüksiyon yapılıyor. Gayet güzel. Her şeyin güzel olacağını düşünüyorum. Devletimizin gücü var. Altyapımızı yapıyor, suyumuzu getiriyor. Her tesisatımız yeni olacak. Bunların da gayet güzel olacağını düşünüyorum. Evlere, kaymakamlık binamıza baktık. Emeği geçenlere şimdiden teşekkür ediyorum” diye konuştu.
YUSUFELİ’NİN TAŞINMA SÜRECİ
Yusufeli bölgesi, Çoruh Nehri havzasında yer alan batıda Bayburt, İspir, doğuda Oltu ve kuzeyde Artvin bölgeleri kültür çevresinde yer almaktadır. Nehir havzaları insanoğlunun ilk önce yerleşik hayata geçerek tarım toplumunu oluşturduğu yerlerdir. 1892 yılına kadar 3 kez yerleşim yeri değişen Yusufeli’nin eski adıyla Kiskim olan ilçe merkezi Öğdem’den Ersis’e taşındı. 29 Haziran 1926 tarihinde çıkarılan kanunla da kaza merkezi yeniden Ersis’ten Öğdem’e nakledildi. 1 Haziran 1933 tarihinde Artvin lağvedilerek, merkezi Rize olan Çoruh kuruldu. Artvin’in kaza olması ile Yusufeli kazası ve köyleri tekrar Erzurum’a bağlandı. Çoruh’un merkezi, 4 Ocak 1936 tarihinde çıkarılan kanunla Rize’den Artvin’e nakledildi. Aynı kanunla Yusufeli, Erzurum’dan alınarak, tekrar Çoruh’a bağlandı. 17 Şubat 1956 tarihinde Çoruh’un ismi Artvin olarak değiştirildi. 18 Şubat 1950 tarih ve 5531 numaralı kanunla Yusufeli ilçe merkezi, Öğdem’den bugünkü merkezi olan Ahalt’a nakledildi.
Görüntü Dökümü
———————–
-Yusufeli Kaymakamı Ömer Faruk Özdemir ile röportajı
– Yusufeli sakini Nusret Kaç ile röportajı
– Yusufeli sakini Alattin Çağla ile röportajı
– Yeni yerleşim yerinin drone görüntüsü
Haber-Kamera:Nusret DURUR/ARTVİN(DHA)
=========================================================
2) ADIYAMAN’DA İŞ MAKİNESİNİN GÖÇÜK OLUŞTURDUĞU ALANDA KAYA MEZARI ORTAYA ÇIKTI
ADIYAMAN’ın Kahta ilçesinde, iş makinesinin geçişi sırasında oluşan göçükte ortaya çıkan kaya mezarlarında 1500 yıl öncesine ait 7 insan iskeletine ulaşıldı.
Kahta’ya bağlı Kangölü köyü kırsalında pazartesi bir iş makinesi toprağa saplandı. Göçük oluşan alanda iş makinesinin kurtarılması sırasında iskeletler fark edilince durum jandarmaya bildirildi. Jandarmanın yaptığı incelemede alanda kaya mezarları olabileceği belirlenerek Adıyaman Müze Müdürlüğü’ne haber verildi. Gelen görevlilerin yaptığı incelemede alanda kaya mezarları olduğu belirlendi. Yapılan kazı çalışmalarında da 3 odalı mezarda 7 insan iskeletine ulaşıldı.
Adıyaman Müze Müdürü Mehmet Alkan, bir su testisinin de bulunduğu alanda kazı çalışması yaptıklarını anlatarak, tesadüfen bulunan kaya mezarın 3 odalı olduğunu belirtti. Alkan, “Durum bize bildirildikten sonra geldiğimiz alanda yaptığımız kazılarda 3 oda tespit ettik. Bu 2 odada 2, bir odada ise 3 bireye ait olmak üzere 7 insana ait iskeletler tespit edildi. Yapmış olduğumuz kazılar neticesinde bir testi de bulduk. İlk incelemelerimizde bu iskeletleri M.S. 5’inci yüzyıla tarihlendirebiliriz. Yaklaşık 1500 yıl önceki bireylere ait olan kaya mezarlarla ilgili kazı çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
– Olay yeri
– Mahalleden görüntü
– Göçük mezar
– Arkeologların çalışması
– Mezardan görüntü
– İskeletlerden görüntü
– Kazı çalışması
– Müze Müdürü Mehmet Alkan ile Röp
– Kangöl Mahalle Muhtarı Aziz Tosun ile Röp.
– Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mahir ALAN -ADIYAMAN-DHA
=========================================================
3) BİYOLOJİ UZMANI: KÜRESEL ISINMAYLA ARILAR YİYECEK BULAMAZSA TABİATTAKİ DÜZEN ÇÖKER
DİCLE Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, küresel ısınma ve buna bağlı olarak yağışın azlığı, hava kirliliği ve ilaçlama gibi nedenlerle bitki ve çiçek türlerinde azalma yaşandığını söyledi. Bu durumun arıları etkilemesinden dolayı tabiattaki düzenin çökeceğinin uyarasında bulundu.
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, bitki ve çiçeklerin çoğalıp üremesinin iklim koşullarına bağlı olduğundan dolayı küresel ısınma ve buna bağlı olarak yağışın azlığı, hava kirliliği ve ilaçlama gibi nedenlerin bitki ve çiçek türlerinde azalma yaşattığını söyledi. Bütün canlıların birbiriyle bağlantılı olduğunu ve bir besin zinciri içerisinde düşünüldüğün bitkilerle tüm canlıların beslendiğini anlatan Prof. Dr. Kılıç, arılara dikkat çekti. Küresel ısınmanın etkisiyle arıların yiyecek bulamamasıyla tabiattaki sistemin çökebileceğinin uyarısını yaptı. Kılıç, “Arılar da aynı şekilde besleniyor. Yalnız bitkilerin çoğalıp üremesi, yayılması da iklim koşullarına bağlı. Son dönemlerde küresel ısınmadan, kuraklıktan bahsediyoruz. Tabi yağışlar olmayınca bitkiler, çiçekler yeterince gelişmiyor. Kar yağışı çok önem arz eder. Ülkemizde yağışlar yağmur erozivdir. Yani erozyon nedenlidir, yüzeyden akar geçer ama toprağın derinlerine su inmediği için bu bitkiler, bu çiçekler gelişemiyor” diye konuştu.
‘ARILAR YİYECEK BULAMIYOR, SİSTEM ÇÖKER’
Bitki ve çiçeklerde gelişme olmayınca tür çeşitliliğin bir azalmanın karşılarına çıktığını aktaran Prof. Dr. Kılıç, şunları söyledi:
“Çiçek yeterince olmayınca arı neyle beslenecek? Arılar yiyecek bulamıyor. Tabi küresel ısınma birincil neden. Bunun dışında özellikle kirlilik, hava kirliliği ciddi boyutlarda. Ülkenin, dünyanın her tarafında var. Bir diğer önemli sorunumuz da ilaçlama. Tarlaya ilacı döktüğünüz zaman yalnızca tarlada kalmıyor, hava yoluyla, rüzgarla her tarafa yayılıyor. Küresel ısınma, yağışın azlığı, ilaçlama ve hava kirliği bitki ve çiçek çeşitliliğini azalttığından, arılar da yeterince yiyecek bulamıyorlar. Dolayısıyla arılar da aynı şekilde bir azalma yaşayacaktır. Bir an için arıların beslenemediğini, olmadığını düşünelim. Bunu kaldırabilecek bir sistemimiz yok, sistem çöker. Tabiattaki düzen çöker. Deyim yerindeyse felaketi yaşarız ama hala çaremiz var; kurtuluş imkanımız var. Bizim fosil yakıtlardan özellikle yenilenebilir enerji dediğimiz rüzgar ve güneş enerjisine dönmemiz lazım. Tabi tabiat birdenbire cevap vermiyor. Belli bir süre müsamaha gösteriyor ama sonradan kaçınılmaz sonuçlardır. Eğer küresel ısınma bu şekilde devam ederse tabiat yıkım yaşar” ifadelerini kullandı.
’10 SENE ÖNCEKİ ÇİÇEKLER BUGÜN YOK’
30 yıldır arıcılık yapan ve 106 kovanı bulunan Cevat Yıldız, 10 yıl önceki çiçeklerin bugün olmadığını anlatarak, şöyle konuştu:
“İklim değişikliği arıları da etkiliyor. Arı ölümleri fazla oluyor, nüfusları azalıyor. Bu, birkaç senedir böyle. Biz de güçlükle yetiştirebiliyoruz. Bu yıl 1,5 ton bal bekliyorum. Çok soğuk olunca da çok sıcak olunca da arılar etkileniyor. Bu sene zaten biz kışı yaşamadık, direk bahara geçtik. Kış ayı bahar gibi geçti. Çiçek popülasyonunun azlığı ve türlerinin tükenmesi arıları etkiliyor. Mevsim güzel olsa 10 sene önceki çiçekler bugün olurdu. Güz güz olsa, kış kış olsa, bahar bahar olsa o çiçekler tekrar olurdu. Dolayısıyla arılar da faydalanırdı. Çiçek nesli azalıyor.”
Görüntü Dökümü
———————–
-Drone görüntüler
-Arı kovanları
-Körük dumanın sıkılması
-Prof. Dr. Ahmet Kılıç ile röp.
-Arıcılık yapan Cevat Yılmaz’ın peteği kovandan çıkarması
-Peteği incelemesi
-Cevat Yılmaz ile röp.
-Yılmaz’ın kovanları incelemesi
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Emrah KIZIL-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,(DHA)
====================================================================
4) KORONANIN TURİZME FATURASI, 116 MİLYON GECELEME KAYBI
TÜRKİYE’deki konaklama tesislerinin, koronavirüs salgını nedeniyle 2020 yılında 116 milyon geceleme kaybettiği belirlendi. Turizmdatabank.com araştırmasına göre 2019’da 211.2 milyon geceleme yapılan tesisler, 2020 yılında 95.3 milyon gecelemeye ev sahipliği yaptı. Düşüşün yüzde 80’i yabancılardan, yüzde 20’si Türklerden kaynaklandı.
Türkiye ve dünya turizmine yönelik istatistiksel çalışmalar ve raporlar hazırlayan Turizmdatabank’ın 2020 ve 2021 yılı raporları, çarpıcı sonuçları ortaya çıkardı. 2020 yılındaki geceleme sayıları, paket tur kayıpları, mart ayındaki otel fiyat artışları ve 2021 ilk üç ayı Antalya’nın paket tur pazarındaki hakimiyeti, Türkiye’deki toplam yatak arzı ve kredi kartlı konaklama harcamalarındaki değişimlere yönelik raporlar hazırlandı.
KAYIP 116 MİLYON GECELEME
Araştırmaya göre Türkiye’deki konaklama tesisleri, koronavirüs salgını nedeniyle 2020 yılında 116 milyon geceleme kaybetti. 2019’da 211.2 milyon geceleme yapılan tesisler, 2020 yılında 95.3 milyon gecelemeye ev sahipliği yaptı. Düşüşün yüzde 80’i yabancılardan, yüzde 20’si de Türklerden kaynaklandı. 2020’de işletme belgeli tesislerde yapılan yabancı gecelemelerin yüzde 87.5’i otellerde gerçekleşti. Yabancı gecelemelerin yüzde 5.2’si tatil köylerinde, yüzde 2.5’i özel tesislerde yapıldı.
ÜLKERE GÖRE DAĞILIM
Yabancı gecelemelerin yüzde 31.6’sını Ruslar sağlarken, bu alandaki düşüşün yüzde 20’si bu pazardan kaynaklandı. Gecelemelerin yüzde 10.8’ini Almanlar sağlarken, düşüşün yüzde 23.1’i bu pazardan. Ukrayna pazarı geceleme artışının sağlandığı tek pazar oldu. Ukrayna, gecelemelerin yüzde 12’sini sağladı. Gecelemelerin yüzde 8.5’ini İngilizler sağlarken, düşüşün yüzde 7’si bu pazardan kaynaklandı.
PAKET TUR KAYBI YÜZDE 79
Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’nın paket tur pazarındaki 2020 yılı analizini de yapan Turizmdatabank.com, Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre Covid-19 etkisinde daralan 2020 yılında 3.4 milyon turist ağırlayan Antalya’ya, önceki yıl 15.2 milyon ziyaretçi geldi. Antalya’ya geçen yıl paket turlarla gelen turist sayısı yüzde 79.9 düştü.
OTEL FİYAT ARTIŞLARI DÜŞÜYOR
Türkiye’de faaliyette olan otellerin gecelik konaklama fiyatlarının, 2021 Mart ayında yüzde 5.84 arttığı belirlendi. Bu ayda ülke genelindeki 12 aylık ortalama enflasyon (TÜFE) yüzde 13.18 olarak gerçekleşti. Böylece otel fiyatlarındaki artış, enflasyonun 7.3 puan altında kaldı. Covid-19 sürecinin otellerde müşteri ve dolulukları düşürmesi, gecelik otel fiyatlarının da gerilemesine neden olmuş, fiyat artışlarını sınırlamıştı. Geçen yıl martta yüzde 15.5 olan fiyat artışı, bu yıl ancak yüzde 5.84 oldu.
İLLERE GÖRE ARTIŞLAR
Turizmdatabank.com’un derlediği verilere göre, Antalya otellerindeki gecelik fiyatlar martta yüzde 4.12 artış gösterdi. Ancak bu artış yüzde 13.53 olan il enflasyonunun altında kaldı. İzmir otellerinde yüzde 7.11 artış oldu. İstanbul’da otel fiyatları artışı, ülke ortalamasının çok gerisinde kalmaya devam ediyor. İstanbul’daki gecelik otel odası fiyat artışı yüzde 2.39 oldu. Bu dönemde Muğla otel fiyatları yüzde 5.80 arttı.
PAKET TURDA RUSYA HAKİMİYETİ
2021 ilk 3 ayında, Antalya’ya en çok turist Rusya’dan gelirken, bu pazarın ağırlığı yüzde 33’ten yüzde 87’ye yükseldi. Türkiye’de en çok paket turisti alan Antalya, 2021 ilk çeyreğinde 186 bin daha az paket ziyaretçi alırken Rusya’ya çalışan operatörler ilk sıraları aldı.
YATAK SAYISI 1.6 MİLYON
Turizmdatabank’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerinden yaptığı analize göre, Türkiye’de işletme belgeli yatak arzı artışını, hala 5 yıldızlı oteller sürüklüyor. Bu tesisler aynı zamanda toplam arzdan en büyük payı alıyor. Türkiye’de işletme belgeli yatak arzı, 10 yılda 386 bin artarak, 1 milyon 20 bini yakaladı. Bu artışın, yüzde 67-68’ini 5 yıldızlı, yüzde 20-21’ini 4 yıldızlı ve yüzde 8-9’unu 3 yıldızlı oteller sağladı. Toplam 1 milyonu geçen turizm işletme belgeli yatak sayısının yüzde 49’u (496 bin 268) 5 yıldızlı, yüzde 23’ü (243 bin 863) 4 yıldızlı ve yüzde 13’ü (124 bin 259) 3 yıldızlı otellerde bulunuyor. Bu 3 kategori, toplamın yüzde 85’ini oluşturuyor. Belediye belgeli 575 bin yatak da eklendiğinde Türkiye’de toplam arz 1.6 milyona yaklaşıyor.
KREDİ KARTLI HARCAMALAR DÜŞTÜ
Yurtiçinde, kredi ve banka kartları ile yapılan kartlı konaklama harcamaları, yılın 2 aylık döneminde yüzde 41.2 daraldı. 2021’in 2 aylık döneminde kartlı harcamalar 1.7 milyar TL oldu. 2020’nin aynı dönemindeki harcamalar 3 milyar TL dolayındaydı. Bu yıl yapılan harcamaların 0.46 milyar TL’si banka, 1.33 milyar TL’si de kredi kartları ile gerçekleşti.
Görüntü Dökümü
———————–
(ARŞİV)
– Antalya Havalimanı geliş terminali
– Terminalden çıkan turistlerden
– Welcome to Antalya yazısı ve turistler
– Side’nin dron görüntüleri
– Denizde yüzenlerden dron
– Sahildeki turist kalabalığından görüntü
– Havuzda yüzen turistler
– Turistik tesislerden dron görüntü
HABER-KAMERA: Mehmet ÇINAR/ANTALYA,(DHA)
====================================================================
5) HASADI SÜREN MALTA ERİĞİNİN KİLOSU TOPTAN 7-8 LİRA
Antalya’nın Kumluca ve Finike ilçelerinde mart ayında başlayan Malta eriği hasadı sürüyor. Bölge üreticilerinin hasat başladığında 30 liraya verdiği Malta eriği son günlerde toptan 7-8 liraya kadar geriledi.
Batı Antalya bölgesinde yaygın şekilde üretimi yapılan ‘yeni dünya’, bilinen adıyla Malta eriği hasadı sürüyor. Özellikle Kumluca ve Finike bölgesindeki üreticilerin yetiştirdiği Malta eriği hasadı 20 Mart’ta başladı. Mayıs ayının ortalarına kadar devam edecek Malta eriği ilk hasat edildiğinde kilosu 30 liradan alıcı bulurken, son günlerde ise toptan 7-8 liraya satılıyor. Malta eriğinin pazar tezgahlarındaki fiyatı ise 15 TL’ye kadar çıkıyor.
Kumluca ilçesinin Hacıveliler Mahallesi’nin muhtarı Adem Baltacıoğlu, bahçe kenarlarına yemek için diktikleri Malta eriğinin fazlasını sattıklarını belirterek, “7 liraya biz satıyoruz. Pazar tezgahlarında 10 liradan satılıyor” dedi.
’40 SENEDEN BERİ YENİ DÜNYA ÜRETİYOR’
Finike’de 13 dönüm arazisinde 400 ağaca Malta eriği üretimi yapan Feyzullah Akın (67), “40 senedir bu yeni dünyayı üretiyorum. Bunu üretmekten büyük bir zevk alıyorum. Keyifle üretiyorum. Bahçelerimin çoğu da bu yeni dünyadandır. Ürettiğim portakal ve limondan daha fazladır. Pazarlamasını iç piyasada yapıyoruz. Denizli, Burdur bölgesi, Bucak, Korkuteli, Elmalı, Kumluca ve Finike pazarlarında satıyoruz. Müşterilerimiz hamdolsun çok memnun. Para kazanıyorlar. Para kazandırıyoruz” diye konuştu.
‘PAZAR TEZGÂHLARINDA 13-15’E KADAR SATIYORLAR’
Malta eriğinin çok faydalı olduğunu belirterek, herkese yemeyi tavsiye eden Feyzullah Akın, siparişlere yetişemediğini kaydetti. Feyzullah Akın, şöyle devam etti:
“Hasada bu sene ilk olarak 20 Mart’ta başladık. Olgunlaşanları tek tek dalından topladık. İstanbul piyasamız var. İstanbul’a paketledik ambalajladık ve o gün kilosu 30 liradan satıldı. İkinci hasadımız 20 liraya düştü. Bugün itibari ile İstanbul’da 3 ayrı yerde malım var. En düşüğü 18 liraya satılıyor. Bölge pazarlarına kilosunu 4-8 liradan toptan veriyoruz. İyi meyveleri 8 liradan veriyoruz. Pazar tezgâhlarında 13-15’e kadar satıyorlar. Helal olsun. Satacaklar, haklarıdır. Şu anda ürün yetiştiremiyorum. Ben de 25 kişi var çalışan. Allah’a şükür mal yetiştiremiyorum. Kalitede de iddialıyım.”
‘ÇOK CİDDİ C VİTAMİNİ DEPOSU’
Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce de “Üretimin merkezi Kumluca ve Finike’de yeni dünya hasadı ile başladık. Bu meyvenin yöremizde 3 ismi var. Muşmula, yeni dünya ve Malta eriği. Çok ciddi bir C vitamini deposuna sahip. Bu bölgede bu meyve müthiş bir şekilde oluyor. Yüce Mevla’mın bize verdiği her türlü ürünü biz bölgemizde yetiştiriyoruz. Ama bu meyve ayrı bir özelliği olan bir meyvedir. Hasadı mart ayında başlayıp, mayıs ayı sonuna kadar devam eden bir ürünümüzdür. Üreticiye ve tüketiciye hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Görüntü dökümü
———————–
– Hasat yapan işçiler
– RÖP1: Kumluca Hacıveliler Mahalle Muhtarı Adem Baltacıoğlu ile röportaj
– RÖP2: Üretici Feyzullah Akın ile röportaj
– RÖP3: Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce ile röportaj
– İşçilerin meyve paketlemesinden görüntü
HABER-KAMERA: Ramazan SARIKAYALI/KUMLUCA (Antalya), (DHA)
====================================================================
