1- FSM’DEKİ KAZADA ÖLEN GENCİN MOTOSİKLETİ TEK TEKER KULLANDIĞI GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI
Haber – Kamera: Soner HASIRCIOĞLU/İSTANBUL,(DHA)- FATİH Sultan Mehmet Köprüsü’nde, tek teker üstünde ilerlediği iddia edilen motosiklet sürücüsü Ebubekir Sözcü (22) motosikletten düşerek hayatını kaybetti. Sözcü’nün motosikletle tek teker üzerinde ilerlediği görüntüler ortaya çıktı.
Kaza, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde (FSM) dün gece saat 22.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, 34 DSU 607 plakalı motosikleti kullanan 22 yaşındaki Ebubekir Sözcü, Ankara istikametinde motosikletin ön tekerini kaldırarak ilerlemeye çalıştığı sırada kaza yaptı. Kaza sonrası motosiklet köprü üzerinde yaklaşık 250 metre sürüklenirken, Sözcü köprü korkulukları ile bariyer arasına savrularak ağır yaralandı. Köprüde görevli koruma polis ekipleri kazanın olduğunu görünce durumu sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, Ebubekir Sözcü’nün hayatını kaybettiğini belirledi. Kaza sonrası ikinci bir kaza yaşanmaması nedeniyle polis ekipleri köprüde önlem alarak trafiği tek şeritten sağladı. Polis ekiplerinin olay yerindeki incelemelerinin ardından sürücünün cansız bedeni ambulans ile olay yerinden kaldırıldı. Kaza sonrası sürüklenen motosiklette çekici yardımıyla bulunduğu yerden kaldırıldı. Polis ekipleri yolu tamamen araç geçişine açtı. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
MOTOSİKLETİ TEK TEKER KULLANDIĞI GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI
Öte yandan, Ebubekir Sözcü’nün farklı tarihlerde motosikleti tek teker kullandığı görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde Sözcü, motosikletin ön tekerleğini kaldırarak, trafikte tehlikeli şekilde ilerliyor.
Görüntü dökümü:
——————–
-Tek teker ilerlediği anlara ilişkin görüntüler
-Hayatını kaybeden Ebubekir Sözcü’nün fotoğrafları
//////////////////
– Kazanın meydana geldiği yer
– Polisin önlemi
– Motosiklet sürücüsünün cansız bedeni
– Sürüklenen motosikletin görüntüsü
– Polisin olay yeri incelemesi
– Trafikten görüntü
– Genel ve detaylar
=================
2- (ÖZEL) TEK BİR DOZ BİLE ZİYAN OLMASIN DİYE HASTANELER ARASI “İNSAN TRANSFERİ”
-Randevularına gelmeyenlerin dozları, sonraki randevulara aktarılıyor. Gün sonunda da elde kalan doz varsa, yakın bölgelerdeki hastaneler arasında “insan transferi” başlıyor.
-Biontech aşısının eksi 80 dereceye kadar soğutmaya sahip aşı dolaplarından hastanelere yolculuğu, ilk kez Demirören Haber Ajansı tarafından görüntülendi.
Özlem YURTÇU KARABULUT-Buğra BENLİOĞLU-İbrahim MAŞE/İSTANBUL,(DHA)- BİONTECH aşıları için saklandıkları depolardan, uygulandığı aşılama merkezlerine kadar “iğneyle kuyu kazar gibi” saatler süren planlamalar yapılıyor. Randevu alıp aşıya gelmeyenlerin dozları, sonraki randevulara aktarılıyor. Gün sonunda da elde kalan doz varsa, yakın bölgelerdeki hastaneler arasında “insan transferi” başlıyor. Bir doz aşının dahi ziyan olmaması için randevusuna gelen vatandaşlar, randevuya gelmeyenlerin olduğu diğer hastaneye naklediliyor. Böylelikle günlük aşılama işlemi, mutlaka “zayiatsız” tamamlanıyor.
Aşıların İstanbul’da saklandığı Halk Sağlığı Kurumu’na ait eksi 80 dereceye kadar soğutmaya sahip aşı dolapları ve İstanbul’da depodan hastaneye Biontech aşısının yolculuğu, ilk kez Demirören Haber Ajansı tarafından görüntülendi. Geçtiğimiz ay ülkemizde de vatandaşlara uygulanmaya başlanan Pfizer-Biontech aşısı, saklanma koşulları ve sıkı soğuk zincir mecburiyeti nedeniyle tüm dünyadaki aşı uygulamalarında ezberleri bozdu. Türkiye, yaygın aşılamalarındaki tecrübesi ve başarılı Aşı Takip Sistemi sayesinde, yeni bir alt yapı kurulmasına gerek kalmadan, Biontech aşılamalarını da başarıyla yürütüyor. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı’na ait aşı depoları ve Biontech aşılarının saklandığı eksi 80 dereceye kadar soğutmaya sahip aşı dolapları, ilk kez Demirören Haber Ajansı tarafından görüntülendi.
İstanbul Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Aşı Sorumlusu Dr. Önder Yel, 20 yıllık meslek hayatının yaklaşık 15 yılını aşı sorumlusu olarak geçirdiğini anlatarak, “Biontech aşısı, bizim için yeni bir dönem oldu. Gerek saklama koşulları, gerek planlama açısından çok titizlik gerektiren bir aşı çünkü. Diğer aşılarımız 2-8 derecede saklanabiliyorken Biontech aşısı, özelliğinden dolayı eksi 80 derecede saklanmak zorunda. Bu nedenle planlamalar çok büyük titizlikle yapılıyor. Randevu alan vatandaşlarımızın zamanında aşıya gitmesi bu açıdan çok önemli gerçekten. Bu yasaklı dönemler de dahil, vatandaşlarımız istedikleri zaman randevularını alıp, aşı olabilirler” dedi.
“4 BİN AİLE HEKİMLİĞİ VE 39 İLÇEYE AŞI DAĞITIYORUZ”
Dr. Yel, İstanbul’daki Halk Sağlığı depolarından 4 bin aile hekimliği birimine, 39 ilçe sağlık müdürlüğüne ve diğer hastanelere rutin aşıların dağıtımının yapıldığını anlatarak, “Biz buradan tüm aşıların saklanması ve dağıtımını yapıyoruz. BioNTech aşısının dağıtımı içinse, biz bir gün önce ‘SİNA’ dediğimiz bakanlığımızın dijital sistemi üzerinden, hastanelerdeki randevuları saat dilimlerine göre görebiliyoruz. Hastanelerde mağduriyet yaşanmaması için bir gün öncesinden planlamalarımızı yapıyoruz. Aynı zamanda Aşı Takip Sistemi dediğimiz ATS üzerinden de hastanelerin aşı stok seviyelerini anlık olarak izleyebiliyoruz. Böylece hastanelere kaç doz aşı dağıtılması gerektiğinin planlamasını yapıyoruz. Tüm diğer aşılar İstanbul genelinde çoğu sağlık kurumunda yapılmakla beraber, BioNTech aşısı sadece 38 adet kamu hastanesinde yapılabiliyor. Hem dağıtım sorunu çıkmaması, hem de saklama koşullarında sıkıntı yaşanmaması adına bu aşı sadece kamu hastanelerinde yapılabiliyor” diye konuştu.
“İSTANBUL’DAKİ 3 ADET DOLAPTAN HER BİRİNİN KAPASİTESİ YAKLAŞIK 150 BİN DOZ”
Hastanelerdeki randevu planlamalarının depodaki aşı sorumlusuna bildirildiğini anlatan Dr. Yel, süreci şöyle özetledi:
“Depodaki arkadaş, listeye bakar. Hangi hastaneye ne kadar da aşı götürülmesi gerektiğini belirler ve ilgili hastane ile irtibat kurulur. Eksi 80 derecedeki dolaptan, ihtiyaç kadar aşı dışarı çıkartılır. Tek tek, ATS üzerinden hastanenin kayıtlı görevlisi üzerine barkod okutularak kurye nakli gerçekleştirilir. Daha sonra özel kaplar, buzlar içerisinde, aşı nakil araçlarıyla ilgili hastaneye götürülür. Orada da hastaneler, kurye naklini kendi depolarına yapar. BioNTech aşıları eksi 80 derecelik dolaptan çıktıktan sonra, eksi 20 derecelik dolaplarda 14 gün, 2-8 derecelik normal aşı dolaplarında ise 5 gün dayanır. Ankara’dan özel polis eskortu eşliğinde aşılar buradaki depolarımıza getiriliyor. Kuru buzlardan çıkartılıp, tabakalar halinde bu dolaplara yerleştiriliyor. Eksi 80 derecelik bu dolaplardan İstanbul Halk Sağlığı Kurumu depolarında 3 tane var. Her bir dolabın ortalama 150 bin doz aşı kapasitesi var. Bu dolapların bulunduğu odalar güvenlik tarafından 24 saat korunuyor. Kamera sistemi ile anlık olarak izleniyor. İhtiyaç anında acil durumlarda da, depo görevlisi arkadaşlar her saat gelip buradan aşı dağıtımı yapabiliyorlar.”
“RANDEVUYA GELMEYEN OLDUĞUNDA KOŞTURMA BAŞLIYOR”
İstanbul’da en çok aşılamanın yapıldığı merkezlerden Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde şimdiye kadar 25 binin üzerinde BioNTech aşılaması yapıldı. Hastanede yaklaşık günlük 4 bin 500 kapasiteyle BioNTech aşılamalarının ikinci dozlarına da geçtiğimiz günlerde başladıklarını söyleyen Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Genel Hastane Başhekimi Dr. Öğr. Üyesi İdris Kurtuluş, “Soğuk zincire tam uyulması gereken bir aşı. Bu nedenle de belirli prosedürlere uymak çok önemli. Tamamen iğne ile kuyu kazar gibi, ilmek ilmek dokunarak planlamalar yapılıyor. Bu aşı o kadar titizlikle ve o kadar farklı ve zorlu süreçlerle buralara getiriliyor ki, randevusunu alan bir vatandaşımız buraya gelip bu aşıyı olmadığı zaman, bizim elimizde tek doz aşı ile ne yapacağız korkusu başlıyor. Hakikaten bu bir vebal. Çünkü bütün dünyada aşı savaşları var. Herkes aşı bulmaya çalışıyor. Bunun için de 08.00 ila 24.00 arasında olan aşılama saatlerini, yeri geliyor gece 3’e 4’e kadar uzatabiliyoruz” dedi.
Bir flakondan çıkan 6 doz için randevuların ayarlandığını, özellikle son randevulara doğru gelmeyenler olursa, aşı için orada bulunan diğer vatandaşları bekleterek 6 kişiyi mutlaka tamamlamaya çalıştıklarını anlatan Dr. Kurtuluş, “Bazen vatandaşımıza, ‘Bir iki kişi gelmedi, biz birkaç kişi daha bulalım’ diyor ve telefonla arıyoruz gelmeyen vatandaşı. Ulaşamıyorsak uygun olan vatandaşlarımızı randevusuna erken çağırıyoruz. Hiçbir aşıyı zayi etmeden vatandaşımıza uyguluyoruz” diye konuştu.
“İSTANBUL’DAKİ HASTANELER ARASINDA TAM BİR İŞBİRLİĞİ VAR”
Bazen de hastaneler arası işbirliği yaptıklarını anlatan Dr. Kurtuluş, bu süreci de şöyle ifade etti:
“Gece son dozlara doğru eksik kalan randevu olursa ‘aşı dozu tamamlama trafiği’ başlıyor. Diyelim ki bizim hastanemizdeki randevularda bir kişi eksik kaldı. Yakınlarda birçok hastanemiz var. Bu hastanelerin bir tanesinde de vatandaş gelmiş, tek kişi kalmış. 6 kişi için açmanız gereken bir flakonu tek kişi için açmak zorunda kalmamak için kendi aramızda haberleşiyoruz. Bu bölgedeki birbirine yakın hastaneler olarak aracımızı gönderiyoruz, ya da oradaki hastane aracı ile vatandaşı bize gönderiyor. Aşılamayı burada yapıyoruz. Hastanelerimiz arasında aslında tam bir işbirliği var. Özellikle akşam saatlerinde, son dozların uygulanacağı saatlere doğru bu durum ortaya çıkıyor. Sonlara doğru anlıyorsunuz ki gelmeyen olacak. Randevuları aktarmaya çalışıyorsunuz. O flakonu açmamaya çalışıyorsunuz. Hastanelerin Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürleri birbirleri ile iletişime geçiyorlar. Gerektiğinde başhekimlerle de iletişime geçiyorlar ve bunu minimuma indirmeye çalışıyorlar. Bu şekilde bazen sabahtan aşısı olan vatandaş varsa, adresine göre bakıp onu buraya geceden çağırıp işi bitirmeye çalışıyorlar. Şükürler olsun aşıdaki zaiyatımız dünyadaki hiçbir ülkeye benzemeyecek düzeyde, minimum seviyede bu planlamalar sayesinde.”
Görüntü dökümü:
————-
-Dr. Önder Yel röp
-Dr. İdris Kurtuluş röp
-Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı aşı deposu eksi 80 derecelik BioNTech dolaplarından detaylar
-Aşılama planlamalarından detay ekran görüntüleri
-SİNA uygulamasına dair detay ekran görüntüleri
-ATS sisteminden izlenen aşı araçları ve aşı takip sistemiyle ilgili detay görüntüler
-Aşıların dolaptan transfer aküsüne alınması ve aşı nakil aracıyla hastaneye transferi
-Hastaneye getirilen aşıların Ginger ve görevliler eşliğinde Çam ve Sakura Hastanesi içerisindeki yolculuğu
-Transfer akülerinden eksi 20 derecelik dolaplara aktarılması
-Aşıların randevu planlamalarına göre eksi 20 derecelik dolaplardan çıkarılıp flakonların sayılarak 2-8 derecelik normal aşı dolaplarına nakli
-Normal dolaplardan, Ginger ve güvenlik eşliğinde aşı polikliniğine götürülmesi ve vatandaşın aşılanması
-Genel ve detay görüntüler
==================
3- CAM KEMİK HASTASI OĞLU AYAĞA KALKSIN DİYE 10 YILDIR MÜCADELE EDİYOR
Murat DELİKLİTAŞ-Cemil ÖZDEMİR/İstanbul, (DHA)
Hatay’da yaşayan 14 yaşındaki cam kemik hastası Mehmet Halit Aktaran’ın annesi, ayağa kalkabilsin diye 10 yıldır mücadele ederek, oğlunu hastane hastane gezdiriyor. Yedi ay önce yapılan kalça çıkığı ameliyatının başarısız sonuçlanmasının ardından bir kez de İstanbul’daki özel bir hastanede operasyon geçiren Aktaran’ın geriye kalan tedavisinin sürdürülebilmesi için 300 bin lira gerekiyor. İkinci kez yapılan ameliyat için gerekli olan parayı Avrupa’da yaşayan Türklerin verdiğini ifade eden anne Fatma Aktaran “Skolyoz, diğer kalçalar, diz açması bunların hepsi olması lazım ki, ilerideki günlerde hem ağrıları hem de yürüme şansı olabilir. 300 bin liraya yakın tutuyor ameliyatlar.” dedi.
Antakya ilçesindeki ailesiyle 4 yaşına kadar sağlıklı bir yaşam süren Mehmet Halit Aktaran, birdenbire çeşitli rahatsızlar yaşamaya başladı. Teşhis için annesi tarafından Hatay, Mersin ve İstanbul’daki birçok hastaneye götürülen Mehmet Halit’in hastalığı uzun süre anlaşılamadı. Son olarak gittikleri hastanede ‘cam kemik’ teşhisi konuldu. Kemiklerin herhangi bir yaralanma ya da travma olmadan kırılmasına, kemik deformasyonları, duyma kaybı, dış bozukluklar, omurga eğriliği, nefes alma problemleri ve kalp yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen hastalığının tedavisi için ailesi tarafından hastane hastane gezdirilen Mehmet Halit Aktaran’ın durumu gün geçtikçe kötüleşti.
BİR AMELİYATI AVRUPA’DA YAŞAYAN TÜRKLER YAPTIRDI
Yaklaşık 10 yıldır hastalıkla mücadele eden Aktaran, geçtiğimiz yıl, bu kez de kalça çıkığı sorunu yaşamaya başladı. Kalça çıkığı tedavisi için Hatay’da yapılan ameliyat başarısızlıkla sonuçlandı. Ameliyat sonrası uzayan kemiğin idrar yoluna kadar ulaşması nedeniyle 2’nci kez operasyon geçirmesi gerekti. İstanbul’daki özel bir hastanede yapılacak ameliyat için gerekli olan 70 bin lirayı bulmak için çalmadık kapı bırakmayan anne Fatma Aktaran’ın imdadına Avrupa’da yaşayan Türkler yetişti. Anne Aktaran, hastalığa bağlı olarak gelişen rahatsızlıklar yüzünden yatağa mahkum olan ve büyük acılar çeken oğlunun tekrar ayağa kalkabilmesi için yapılacak ameliyatların yaklaşık 300 bin liraya mal olacağını belirtti.
AMELİYATLAR İÇİN 300 BİN LİRA GEREKİYOR
Oğlunun tekrar ayağa kalkabilmesi için gerekli parayı bulmasının mümkün olmadığının altını çizen Fatma Aktaran, “Kendisi cam kemik bir de kalçadan ameliyat oldu. Daha devam edilecek bazı ameliyatlar var; skolyoz, diğer kalça ve diz açması. Bunların hepsi olması lazım ki, ilerideki günlerde hem ağrıları biter hem de yürüme şansı olabilir. Kim yardım etmek istiyorsa Allah razı olsun. Ben zor durumdayım şu an. Bütün ameliyatları için şu an yardım bekliyorum. 300 bin liraya yakın tutuyor ameliyatlar. Bu parayı verebilecek durumda değilim. Daha önceki ameliyat için de yardımda bulunan arkadaşlarım vardı. Bu ameliyatı geçirdik diğer ameliyatlar için yardım bekliyorum. Herkesten destek istiyorum. Hatay’da birkaç hastaneye gitmiştim. Sadece araştırma hastanesinde bu ameliyatı yaptılar. Onu da hata olarak görüyorum, çünkü kalça kemiğini kestikten sonra, platin takıp sabitleyebilirdi. Ama boşlukta bıraktığı için kemik uzadıkça uzadı, idrar yoluna kadar geldi. Tek çaremiz bu doktor oldu. Buraya yönlendirdiler, o yüzden buraya geldik. Hatalı ameliyat düzeltildi. Platin taktılar, sabitlediler. Uzama ihtimali yok çok şükür” dedi.
ENES BATUR VİDEOLARI İZLEYEREK OYALANIYOR
Yaşadığı rahatsızlıklar nedeniyle yatağa bağlı olarak yaşayan oğlunun, hayranı olduğu Youtuber Enes Batur videolarını izleyerek oyalandığını söyleyen anne Aktaran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuğun ayakları gerildi. Diğer ameliyatları olması gerekiyor. 10 yıldır hastalıkla mücadele ediyoruz. 4 yaşına kadar bir şeyi yoktu. Çok sıkıntılar yaşıyoruz. Uykusu yok, her şey zor yani. Allah kimseye böyle acı vermesin. Tek başıma mücadele eden bir insanım.”
Görüntü Dökümü:
———–
Anne Fatma Aktaran ile röp.
Cam kemik hastası Mehmet Halit’ten detaylar
===============
4- MERTER D-100 KARAYOLU’NDA MİNİBÜS LASTİĞİ PATLADIĞI İÇİN DURAN OTOMOBİLE ÇARPTI: 2 YARALI
Haber – Kamera: Murat SOLAK – Uğur ŞAHİN / İSTANBUL, (DHA) – MERTER D-100 Karayolu’nda seyir halindeki minibüs, sürücüsünün lastikleri patladığı için yol kenarında park ettiği otomobile arkadan çarptı. Kazada minibüs ve otomobil sürücüsü yaralandı. Kaza saat 09.00 sıralarında Merter D-100 Karayolu Edirne istikametinde meydana geldi. İddiaya göre Buket Sultanbeşir yönetimindeki 34 CZS 828 plakalı otomobil, seyir halindeyken lastiği patladı. Lastiği patlayan otomobil, sürücüsü tarafından en sağ şeride park edildi. Seyir halindeki Münir İnce yönetimindeki 34 SE 7078 plakalı minibüs, park eden aracı fark edemeyerek otomobile arkadan çarptı. Kazada otomobil sürücüsü Buket Sultanbeşir ile minibüs sürücüsü Münir İnce yaralandı. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralıları ambulansa koyarak hastaneye kaldırdı. Kaza nedeniyle D-100 Karayolu Edirne istikametinde uzun araç kuyrukları oluştu. Kazaya karışan araçların çekicilerle yoldan kaldırılmasının ardından trafik normale döndü.
“SON ANDA KURTULDUK”
Kazayı son anda atlatan Gökay Gündoğdu, “Bizde son anda kurtardık. Kadın sürücünün iki lastiği patlamış. Tam kenara çekmemiş. Arkadan gelen araçta aldığı emniyeti görmemiş. Emniyetin üstünden geçmiş. O esnada hanımefendi aracın içinde oturuyormuş. Bizde yardım etmeye çalıştık. Durumları iyi, hafif yaralılar. Minibüs arkadan vurmuş. Kadının durduğu yer doğru yer değil. Aracı emniyet şeridine çekmemiş” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
———————————–
-Kazaya karışan araçlardan görüntü
-Yaralılardan görüntü
-Yaralıların ambulansa konulması
-Röp
-Oluşan trafik
-Genel ve detaylar
=================
5- (ÖZEL) TEM OTOYOLU’NDA GERİ GİDEN YOLCU OTOBÜSÜ KAMERADA
Emin YEŞİL/İSTANBUL,(DHA)- TEM Otoyolu’nda sapağı kaçıran yolcu otobüsü şoförü, emniyet şeridinden geri geri giderek faciaya davetiye çıkardı. O anlar yolun karşısındaki bir kişinin cep telefonu kamerasına yansıdı.
Olay dün saat 14.00 sıralarında TEM Otoyolu’nda meydana geldi. 15 Temmuz Demokrasi Otogarı’na gittiği öğrenilen yolcu otobüsünün sürücüsü Sultangazi mevkiinde sapağını kaçırınca, emniyet şeridinden geri geri giderek sapağa ulaşmaya çalıştı. Otobüsün muavini ise aşağı inerek, otobüs şoförünü yönlendirdi. Hem otobüstekilerin hem de yoldaki diğer sürücülerin hayatını tehlikeye atan otobüs şoförünün yaptığı yolun karşısındaki bir kişinin cep telefonu kamerasına yansıdı.
Görüntü dökümü:
———————-
-Otobüsün geri geri ilerlemesi
-Muavinin yönlendirmeleri
=======================
6- AVCILAR’DA BELEDİYE OTOBÜSÜ VE TAKSİDEKİ İZİNSİZ YOLCULARA CEZA
İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA) Tam kapanma kapsamında Avcılar’da yapılan denetimlerde izin belgesiz İETT otobüsü ve taksi ile yolculuk eden 3 kişiye 3 bin 460’ar lira para cezası kesildi.
Avcılar girişindeki Namık Kemal Caddesi’nde oluşturulan denetim noktasında araçlar durdurulurken sürücü ve yolcuların tek tek kimlik ve izin belgeleri kontrol edildi. Başakşehir’den gelen İETT otobüsünde izin belgeleri olmadığı belirlenen biri yerleşik yabancı, diğeri oto elektrikçisi iki kişi araçtan indirilerek haklarında tutanak düzenlendi. Yine izin belgesi bulunmayan ve “Gezmeye çıktım” diyen taksideki bir kadın da araçtan indirildi. Haklarında Umumi Hıfzıssıhha Kanunu uyarınca 3 bin 460 TL idari para cezası uygulanmak üzere tutanak düzenlenen kadın polise teşekkür ederek uzaklaşırken, belediye otobüsündeki oto elektrik tamircisi bir tanıdığının aracındaki arızayı gidermek için evden çıktığını söyledi.
Görüntü Dökümü:
————–
Denetim noktasında araçlarda bulunanların kimlik ve belgeleri kontrol edilirken
Durdurulan İETT otobüsündeki polis denetimi ve yolcularla diyalog
İzin belgesiz yolcular otobüsten indirilirken
İzinsiz yolculara tutanak düzenlenirken
Taksi ile dolaştığını söyleyen kadın yolcuya ceza tutanağı düzenlenirken
Genel ve detay görüntüler
==================
7- (Özel)- AŞI İKNA EKİBİ DEVREYE GİRDİ; 65 YAŞ ÜSTÜ AŞILANMA ORANI YÜZDE 80’E ÇIKTI
Haber – Kamera: Halil Sadri YILMAZ – Harun UYANIK / İSTANBUL, (DHA) SULTANBEYLİ Kaymakamlığı aşı bilgilendirme ekipleri, aşı olmak istemeyen 65 yaş üstü vatandaşları evlerinde ziyaret ederek, koronavirüse karşı aşı olmaya ikna ediyor. Ekiplerin devreye girmesiyle ilçede 65 yaş üstü aşılanma oranı yüzde 80’e çıktı. Kaymakam Metin Kubilay, öğretmenlerin, imamların ve kamu personellerinin ikna ekipleri arasında yer aldığını belirterek, “Koronavirüsle mücadelede en büyük silahımız, gücümüz muhakkak ki aşılama. Sırası gelen bütün vatandaşlarımızı aşı olmaya davet ediyoruz” dedi.
Sultanbeyli Kaymakamlığı, koronavirüsle mücadele kapsamında aşı olmak istemeyen vatandaşlar için ‘Vefa Sosyal Destek Grubu’ içinden belirledikleri kişilerden aşılama bilgilendirme ekipleri kurdu. Ekipler, aşı olmak istemeyen vatandaşları tek tek ziyaret ederek aşı olmaya ikna ediyor ve ikna edilen vatandaşları hastaneye götürüyor. Sultanbeyli’de 65 yaş üstü vatandaşların yüzde 79,64’nün aşılandığı öğrenildi.
MUHTAR, İMAM VE ÖĞRETMEN AŞI İKNA TİMİNDE
Vefa Sosyal Destek Grubu’yla birlikte vatandaşları ziyaret eden Sultanbeyli Kaymakamı Metin Kubilay, aşılanmamış 65 yaş üstü vatandaşların ziyaret edilerek bilgilendirildiğini kaydetti. Kubilay, “Bu amaçla oluşturduğumuz aşılama bilgilendirme ekiplerinde muhtarlarımız, imamlarımız, öğretmenlerimiz ve çok sayıda kamu personelimiz görev alıyor. Bu çalışmalar neticesinde Sultanbeyli’de 65 yaş üstü aşılanma oranımız yüzde 80’lere ulaştı” şeklinde konuştu.
Koronavirüsle mücadelede en büyük silahın aşılanmak olduğunu vurgulayan Kubilay, “Sırası gelen 55 yaş üstü bütün vatandaşlarımızı aşı olmaya bir kez daha davet ediyoruz” dedi.
VATANDAŞLAR İKNA EDİLDİ
Aşı olma konusunda tereddüt yaşayan 70 yaşındaki Fatma Can, İlçe Sağlık Müdürü Doktor Burak Kaya tarafından ikna edildi. Doktor Kaya, “Dünya’da bu işin sonu gelecekse bu aşıyla gelecek. Ben kendim aynı anneme de bu aşıyı yaptırdım. Benim annemin de alerjik bünyesi var, bu aşıyı oldu” dedi.
“HERKESİN OLMASINI TAVSİYE EDİYORUM”
İkna olan Fatma Can ve diğer 65 yaş üstü vatandaşlar aşı oldu. Aşı olduktan sonra konuşan Can, “Ben çok korkmuştum, sağlık durumum iyi değildi benim. Vücudumun direnci yok diye korkudan, bir de televizyonda izliyorum ben bunu. İğneleri gördükçe daha çok korktum ve aşıdan vazgeçtim. Allah razı olsun herkesten. Beni ikna ettiler, beni buraya getirdiler. Ben aşı oldum ama hiçbir şey duymadım. O bakımdan herkese tavsiye ederim. Herkes sağlıklı olsun, bu virüs illeti şu dünyadan zaman gelince inşallah Rabbimiz bizim bu ağır imtihanımızı yok edecek inşallah. Hepimiz sağlığımıza kavuşacağız, özgürlüğümüze kavuşacağız, dışarıya çıkabileceğiz. Herkesin olmasını tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cemil Yavuz ise aşı olduktan sonra yetkililere teşekkür ederek “Allah kimseye zeval vermesin, Allah devlete zeval vermesin. Herkes sağlıklı olsun, çok şükür” dedi.
Görüntü dökümü
———————-
-Sultanbeyli Kaymakamlığı’ndan ekibin çıkışı
-Sultanbeyli Kaymakamı Metin Kubilay’la röportaj
-Ekibin evleri ziyaret etmesi
-Ekibin vatandaşları ikna etmesi
-Ekibin vatandaşları hastaneye götürmesi
-İlçe sağlık müdürünün yaşlı kadını ikna etmesi
-Vatandaşların aşı olması
-Aşı olan vatandaşlarla röportaj
-Muhabir anonsu (Halil Sadri Yılmaz)
