Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA İSTANBUL BÜLTENİ – 2

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

1- TURUNCU KATEGORİDE ARANAN PKK’LI ATAŞEHİR’DE BÖYLE YAKALANDI 

Ali TİNBEK – İstanbul , (DHA) – BİNGÖL ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüklerince yapılan çalışmalarda terörden arananlar listesinde turuncu kategoride yer alan “Rodi Çevlik” kod adlı Sonuç Gürdeğir isimli örgüt mensubu Ataşehir’de yakalandı. Eylem arayışı içinde olduğu belirtilen teröristin yakalanma anları da kameraya yansıdı. 
Emniyet İstihbarat Başkanlığı koordinesinde Bingöl ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüklerince yapılan çalışmalarda, PKK/KCK terör örgütünün sözde Erzurum Eyaletinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren ve terörden arananlar listesinde turuncu kategoride yer alan Rodi Çevlik kod adlı Sonuç Gürdeğir sabah saatlerinde İstanbul Ataşehir ilçesinde kaldığı evde yakalandı. Eylem arayışında olduğu belirtilen Gürdeğir ile birlikte bir kadın gözaltına alındı. Gözaltına alınan 2 kişi İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü.
11 ayrı suçtan aranma kaydı bulunan örgüt mensubunun 9 Ekim 2014 tarihinde Bingöl İl Emniyet Müdürü’nün ve korumasının yaralanması, 2 güvenlik görevlisinin şehit olması eylemini gerçekleştiren örgüt mensupları arasında yer aldığı tespit edildi. Ayrıca, 1 Ağustos 2016 tarihinde Bingöl Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne ait zırhlı araca yönelik gerçekleştirilen ve 7 polis memurunun şehit olduğu, 3’ünün yaralandığı bomba yüklü araç saldırısını düzenleyen örgüt mensuplarından biri olduğu belirlendi.  

Görüntü dökümü:
———————–
Örgüt mensubunun fotoğrafı 
Örgüt mensubunun bulunduğu ikamete yapılan operasyon
Evde yapılan aramalar
Örgüt mensubunun yakalanma anı
Genel ve detaylar

==================

2- TAKSİMETRE AÇMADAN TURİSTLE PAZARLIK YAPAN TAKSİCİYE CEZA; TAKSİ TRAFİKTEN MEN EDİLDİ

Murat DELİKLİTAŞ – Hasan YILDIRIM /İSTANBUL,(DHA) Beyoğlu’nda, müşteri seçen ve istediği parayı alamayınca aracına binen turistleri indiren taksiciye, çalışma ruhsatı geçici olarak iptal olmasına rağmen trafiğe çıktığı için para cezası kesildi. Taksici bin 483 lira idari para cezası öderken, taksisi de trafikten men edildi.
Beyoğlu’nda, 2 gün önce bir taksici, turist müşteri görünce taksimetreyi açmak istemememiş, talep ettiği parayı alamayınca turistleri aracına almayıp, başka bir turist aileyi de aynı nedenle taksiden indirmişti. Trafik ekipleri, dün Taksim Meydanı’nda yapılan denetimlerde, 34 TAS 35 plakalı taksiyi fark ederek durdurdu. Yapılan kontrollerde, sürücünün E. Özbek olduğu tespit edilirken, taksinin çalışma ruhsatının da 3 gün süre ile geçici olarak iptal edildiği anlaşıldı. Ekipler, çalışma ruhsatının iptaline rağmen trafiğe çıkan E. Özbek’e Karayolları Trafik Kanunu’nun EK2/5 maddesince bin 339 TL ve 47/1D (Yönetmelikte belirtilen diğer hükümlere uymamak) maddesine istinaden 144 TL olmak üzere, toplamda bin 483 TL idari para cezası uyguladı. Ekipler ayrıca, 34 TAS 35 plakalı taksiyi de trafikten men etti. Taksi, trafik çekicisi yardımıyla otoparka çekildi.

Reklam Alanı

Görüntü dökümü:
——————
-Taksinin ekipler tarafından bağlanması
-Arşiv görüntü olay anları

===================

3- İSTANBUL’DA KURALLARA UYMADAN KULLANILAN SCOOTERLAR TEHLİKE SAÇIYOR

Büşra ŞİMŞEK – OSMAN BAKIR- Mertcan ÖZTÜRK /İSTANBUL, (DHA)-İSTANBUL’DA elektrikli scooter kullananlar kurallara uymuyor. Scootera binen 2 kişinin, düşme tehlikesi yaşadığı anlar DHA kamerasına yansıdı. Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı “Elektrikli, havaya, kirliliğe karşı emisyon açısından son derece avantajlı. Ama bunun da güvenli olması için kurallarına ve yönetmeliğine uymamız lazım” dedi.
Elektrikli scooterler İstanbul’da yoğun bir şekilde kullanılıyor. Son dönemde kentin bazı bölgelerinde kullanılan scooterların yoğunluğu dikkat çekerken, kurallara uymayarak tek kişilik araca iki kişinin binmesiyle tehlikeye davetiye çıkarıyor. Resmi Gazete’de yer alan yönetmelikteki kurallar zaman zaman göz ardı ediliyor. Tek kişilik scootera binen iki kişinin düşme tehlikesi yaşadığı anlar kameralara yansıdı. 

“KURALLARA HARFİYEN UYARSAK TRAFİK KAZASI RİSKİMİZ AZALIR”
İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, scooter kazalarının önlenmesi için uyarılarda bulundu. Elektrikli scooter yönetmeliğinin öneminden söz eden Ilıcalı, “Özellikle büyük şehirlerdeki ulaşım için çok önemli. Hele bu pandemi sürecinde sosyal mesafe endişesiyle, toplu ulaşımdan bayağı bir kaçış yolu oldu. Scooter gibi ulaşım araçlarıyla bireysel yolculuklar çok pratik bir şekilde yapıyor. Elektrikli, havaya, kirliliğe karşı emisyon açısından son derece avantajlı. Ama bunun da güvenli olması için kurallarına ve yönetmeliğine uymamız lazım. Geçen senenin sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çok iyi bir şeye imza attık. Elektrikli scooterların da içerisinde bulunduğu bir yasa 2020 yılının son ayında çıktı. Ulaştırma Bakanlığı bunun yönetmeliğini hazırladı. 14 Nisan’da da Resmi Gazete’de yayınlanarak bu scooterların ne şekilde kullanılacağına dair 30 maddeden oluşan bir yönetmelik yürürlüğe girdi. Bu yönetmelikte scooterların hangi yolda kullanılacağı, kullanan kişilere, bu işletmeyi yapan kişilere, kamu kuruluşlarına burada sorumluluk veriyor. Bunun için özel yollar yapılması, bu ulaşım aracının 50 kilometre saatin üstünde olan yollarda kullanılmaması, ikinci bir yolcuyu almaması, iki eliyle tutması, eşya taşımaması ancak sırt çantası hariç. Bu işin işletmesini yapanlarda aranan şartlar bunları çok güzel bir şekilde tarif etmiş. Burada belirlenen bütün kurallara harfiyen uyarsak trafik kazası riskimiz azalır. Trafik güvenliğimiz artar. Ama uymadığımız anda bu şekilde kazalar oluyor. ” dedi.

“SCOOTER SÜRÜCÜLERİNE EĞİTİM VERİLMESİ LAZIM”
Scooter sürücülerine eğitim verilmesi gerektiğini belirten Ilıcalı, “Scooterdaki kazaların en büyük dezavantajı araçta kaporta, insan vücudu. Doğrudan temas halinde. Dolayısıyla şiddetli kazaların olumsuz etkisi çok yüksek. Bu açıdan hem scooter kullanıcılarının hem araç sürücülerinin birbirine karşı saygılı olması lazım. Elektrikli scooter kullananlara muhakkak bir eğitim verilmesi lazım. Hem sürüş tekniği açısından hem kurallara harfiyen uymalarında bir farkındalık oluşturması açısından eğitim önemli.” şeklinde konuştu.

“İKİ KİŞİ BİNMEK RİSKLİ”
Aynı scooterı kullanan iki kişi, “Biz kullanıyorduk haberimiz yok, bilgilenmiş olduk. Scooter bulamadık etrafta bulmak zor oluyor bazen rezerve ediliyor ya da bazı bölgelerde yeterince olmuyor. Rezerve edip almıyorlar. Bir scootera bakıyorum işlem yapılamıyor, diğerine bakıyorum şarjı yok o yüzden bazı sıkıntılar oluyor. Şimdi doğru konuşmak lazım iki kişi binmek riskli bir şey. Ama arkadaşıma güvendiğim için, iyi süreceğini düşündüğüm için bunu yapıyorum. Ama etrafta çok dikkatsizce sürenler var. Ben de araba sürüyücüsüyüm bu şekilde yoldan gidip yolu tıkayanlara çok sinirleniyorum yeri geldiği zaman. Ama güzel sürüldüğünde, kimse tehlikeye atılmadığı sürece bana dokunmayan yılan bin yaşasın derler ya o şekilde” diye konuştu.

“İSTANBUL ŞU AN DA SCOOTERA ALIŞIK DEĞİL”
Yaya geçidinde scooter kullanmanın yasak olduğunu bilmediğini ifade eden Tibet Abacı (21) ise şunları söyledi: 
“Elektrikli scooter kazaları artmış olabilir. Çünkü İstanbul şu anda scootera alışık değil ve arabalar dikkat etmiyor olabilir. Mesela ben sürekli scooter kullanıyorum ama yaya geçidinden geçmemem gerektiğini bilmiyordum. Bu ve bunun gibi şeyler kazaları artırmış olabilir ama seviyoruz.”

Görüntü dökümü
———————
Scooter kullanıcıları
Scooter görüntüsü
Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ile röportaj
Scooter sürücüleri ile röportaj
Genel Detay

======================

4- (Özel) ÖNCE HASTASI, SONRA ÖĞRENCİSİ, EN SONUNDA DA MESLEKTAŞI OLDU

Özlem YURTÇU KARABULUT, Mertcan ÖZTÜRK / İstanbul (DHA) Ailesiyle Bursa’da yaşarken 17 yaşında kronik böbrek hastası olarak tedavi olmak üzere 10 yıl önce İstanbul Tıp Fakültesi’ne gelen ve burada Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever’in binlerce hastasından biri olarak diyalize girmeye başlayan Su Emin (28), onun meslektaşı olarak aynı fakülteden mezun oldu. Dr. Su Emin, tıp fakültesini kazandığını öğrendiğinde bile diyalizdeydi ve haftada 3 gününü diyalizde geçiyordu. Hastalığı nedeniyle geçirdiği ağır ameliyatın ardından 6 ay hastanede yatmasına rağmen Emin, zorlu tıp fakültesi derslerine hastane odasında çalıştı. Sağlığı için endişelenen ailesi, hiç istemediği halde tıp okudu, hem doktoru hem hocası Prof. Dr. Sever’in manevi desteği ve Türk Böbrek Vakfı’nın verdiği eğitim bursuyla, yıllardır hasta olarak bulunduğu hastane koridorlarından, doktor olarak mezun olmayı başardı.
Dr. Su Emin, bundan 10 yıl önce henüz 17 yaşındayken kronik böbrek hastası olduğunu öğrendi. Ailesiyle Bursa’da yaşıyordu. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever’in hastalarından biri olarak tedavisine İstanbul’da devam etmeye karar verdi. Yaşıtları okula giderken o haftada üç gününü hastanede diyaliz ünitesinde geçirdi. En büyük ideali doktor olmaktı. Ailesi ise doktorluğun yorucu mesaisinden dolayı hastalığı nedeniyle kızlarının tıp fakültesine girmesini hiçbir zaman istemedi. Prof. Dr. Sever’e “Ben tıp okuyacağım” dediğinde, başta o bile inanamadı çünkü hastalığı ve diyaliz, hayatını yeterince zorlaştırıyordu ve bu şartlarda yoğun bir ders maratonu ile tıp fakültesine girebileceğinden kimsenin umudu yoktu. Ama Su Emin, herkesi şaşırttı, 2014 yılında girdiği sınavlarda Van 100. Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı. Bir yandan tedavisine devam edip bir yandan okuluna giden Emin, bir süre sonra yatay geçişle İstanbul Tıp Fakültesi’ne girmeyi başardı. Doktoru olan Prof. Dr. Sever’in öğrencisi oldu. Onun bu gayretine duyarsız kalmayan Türk Böbrek Vakfı da eğitim hayatı boyunca Emin’e eğitim bursu verdi.

10 YIL ÖNCE TEDAVİ İÇİN TANIŞTILAR
Aynı zamanda Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi de olan Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, Su Emin ile ilk kez 2011 yılında hastası olarak tanıştıklarını belirterek, “O zaman Bursa’dan gelmişlerdi, bir hasta olarak bir kronik böbrek hastalığı söz konusuydu. İlerleyici bir hastalıktı. Böbrek yetmezliğine doğru gidiyordu ve bir süre onun yatırdık İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Servisi’nde. Daha sonra diyalize almaya başladık. 4-5 sene süre boyunca Su, benim diyaliz hastam oldu. ‘İleride ben de başka hastaların sağlık sorularını çözmek istiyorum hocam, tıp fakültesine gireceğim doktor olacağım’ demişti. İnşallah dedim ama itiraf edeyim ilk başta çok başarılı olacağını da düşünmüyordum. Ama Su, sağ olsun beni yanılttı. Diyaliz hastası olduğu halde çok değişik mesleklerde olan pek çok insan var elbette. Ama tıp fakültesi öğrencisi olmak çok efor gerektiriyordu. Devamlı çalışmayı gerektiren bir eğitim karşısında zorlanabileceğini düşünmüştüm. Ama çok mutluyum ki beni mahcup etti ve Van 100. Yıl Tıp Fakültesi’ne girdi. Daha sonra da belli kriterleri sağlayarak İstanbul Tıp Fakültesi öğrencisi olmayı başardı. Yatay geçiş ile buraya geldi.” dedi.

“GELECEKTE BERABER HASTA VİZİTİ YAPACAĞIZ”
Kendi fakültesine geldikten sonra Su Emin’in artık sadece hastası değil aynı zamanda öğrencisi de olduğunu belirten Prof. Dr. Sever, “Su, artık benim aktif olarak hem hastam, hem de öğrencim olmuştu. Onunla birlikte çok sayıda ders de yaptık, pratikler de yaptık. Zaman zaman da o diyaliz makinesine bağlıyken başında hekimliğini yaptım. Şimdi artık doktor oldu ve bundan sonra onunla meslektaşız. Öyle ümit ediyorum ki gelecekte onunla birlikte hasta başı viziti yaparak, bu sefer hasta tedavisi konusunda onunla fikir alışverişimiz olacak. Onun hikayesi de aslında şunu gösteriyor; Diyalize giriyor olmak hayata küsme nedeni değil. Aksine, diyaliz hastaları da pek çok insanın hayatına olumlu yönde katkıda bulunabilir” dedi. 

“HEM DOKTORUM, HEM HOCAM, HEM EN BÜYÜK DESTEKÇİMDİ”
Lise son sınıftayken böbrek hastalığının başladığını anlatan Dr. Su Emin, diyaliz hastası olmaktan doktorluğa giden sürecin, artık hem doktoru hem meslektaşı olan Prof. Dr. Sever ile tanışmalarıyla başladığını söyleyerek “O dönem lise sondaydım ve üniversiteye çalışıyordum. Aynı zamanda diyalize girmeye de başladım. Ama hiçbir zaman hayalimden vazgeçmedim. Her ne kadar ailem, yakınlarım çok ısrar etse de sağlığım için zararlı olacağını düşünerek tıp okumamı istemese de ben hep hayalimin peşinde koştum ve 2014-2015 yıllarında tıp fakültesini kazandım. Mehmet Hocamın benim hayatımda zaten doktorum olarak çok büyük bir rolü var. Tıp fakültesi okumamda da çok büyük payı var. Ailemin isteksizliğine rağmen o beni hep teşvik etti. Hem doktorum oldu, şimdi de meslektaşım oldu” diye konuştu.

“HER İKİ TARAFI DA ANLIYORSUN, ÇOK AZ İNSANA NASİP OLUR”
Diyaliz hastası olmasına rağmen zorlu bir okul hayatını nasıl sürdürdüğüne kendisinin de bazen şaşırdığını anlatan Dr. Emin, “Hem diyalize giriyordum hem okula gidiyordum. O kadar yoğun derslerim vardı ki, ondan çıkıp diyalize, diyalizden sınavlara, komitelere derken süreç böyle gitti. Bazen diyaliz seansım olduğunu unuttuğum zamanlar bile oldu. Bu yoğunluk nedeniyle bir süre sonra ev diyalizine geçtim. Bir taraftan hem hasta oluyorsun, hem doktor, her iki tarafı da anlıyorsun. Yani bence bunu yaşamak çok az insana nasip olur” dedi.

6 AY HASTANEDE YATTI ODASINDA HEP DERS ÇALIŞTI
Dr. Su Emin, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“6-7 ay böyle hastanede yatmıştım. Ama o dönem bile hemşirelerim bilir, sürekli ellerimde kitaplarla ders çalışıyordum. Hatta ben şöyle bir şey söyleyeyim, tıp fakültesini kazandığımı diyalizde öğrenmiştim.” Pandemi döneminde diyaliz hastası olduğu için aslında daha fazla korunması gerekirken yoğun pandemi mesaisinde ise bir doktor olarak yer almak zorunda kalan Dr. Su Emin, bu süreci de zorluklarla da olsa başarıyla atlatarak mezuniyetine sağlıkla katılabildi ve bu yıl artık resmen doktor oldu. Dr. Emin, sözlerini şöyle noktaladı: “Pandemi döneminde herkes gibi biz de zorlandık. Özellikle İstanbul Tıp Fakültesi, bunu en yoğun yaşayan merkezlerdendi. O dönem hem nöbete gidip hem kendimi korumaya çalıştım çünkü risk grubunda bir hastaydım. Bir de üzerine diyalize giriyordum. Çok zor bir süreç oldu ama hepsini hocalarımın yardımı ve kendi gayretimle aşmayı başardım.”

Görüntü dökümü:
Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever röp
Dr. Su Emin röp
Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever’in hastasına artık meslektaşı olarak beyaz önlük giydirme görüntüleri
Dr. Su Emin’in diyaliz hastası viziti görüntüleri
Prof. Dr. Sever ve Dr. Emin’in birlikte genel ve detay görüntüleri

====================

5- ESENYURT’TA BÖREKÇİYE GİREN HIRSIZ ÖNCE KASAYI BOŞALTTI, SONRA LİMONATA İÇTİ

Haber-Kamera: Erol DEĞİRMENCİ – Veysel TİMDU / İSTANBUL , (DHA) Esenyurt’ta, börek salonuna giren hırsız önce kasadan para çaldı, daha sonra da bardağa doldurduğu limonatayı içip kaçtı. Hırsızlık ile hırsızın limonata içtiği anlar dükkanın güvenlik kamerasına yansıdı.
Olay, 16 Ağustos Pazartesi gecesi saat 03.24 sıralarında Mehterçeşme Mahallesi’nde bulunan börekçide yaşandı. Bir şüpheli bisikletle geldiği börekçinin camını tornavida ile açarak içeri girdi. Tezgah arkasındaki kasaya giden şüpheli, kasadaki paraları alıp cebine doldurdu. Şüpheli daha sonra da börekçideki plastik bardaklardan birine limonata doldurup içti. Hırsız, buradan kaçtı. Sabah iş yerine gelen Yunus Oğuz, camın açık olduğunu görünce hırsızlık yaşandığını anlayıp durumu polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, yaptıkları parmak izi çalışmalarının ardından şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı. Yaşanan ilginç hırsızlık, iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.

“BİR MİKTAR PARA ALIYOR SONRA DA PİŞKİN BİR ŞEKİLDE LİMONATASINI İÇİYOR”
İş yerinde yaşanan hırsızlığı anlatan Yunus Oğuz, “Hırsız bisikleti ile geliyor. Buraya tırmanıyor, tornavida ile camı açıyor. İçeri giriyor, kasamızdan bir miktar para alıyor sonra da pişkin bir şekilde limonatasını içiyor. Kaçıp gidiyor zaten. Yaklaşık 15 dakika içeride kalıyor. Parmak izi aldılar. İnşallah bir an önce sonuçlanır” dedi.

Görüntü dökümü:
Güvenlik kamerası
-Hırsızın dükkana girmesi
-Kasadaki parayı alması
-Plastik bardak alması
-Kendisine limonata koyması
-Olay yerinden ayrılması
Aktüel
-Hırsızlığı yaşandığı dükkan
-Limonata doldurduğu tezgah
-Yunus Oğuz ile röp
-Genel ve detay

====================

6- ÇEKMEKÖY’DE BEBEK ARABASINDAN ÇANTA ÇALAN KADIN YAKALANDI

Mikail BIYIKLI / İSTANBUL, (DHA) ÇEKMEKÖY’de mağazada alışveriş yapan E.B.’nin içinde 2 cep telefonu ve cüzdanının bulunduğu çantayı bebek arabasından çalan Saniye K. (41) yakalandı. 22 suç kaydı bulunan kadın, çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, şüphelinin olay anında tanınmamak için çarşaf giydiği tespit edildi.  Olay anı güvenlik kamerasına yansıdı.
Olay, Çekmeköy’de geçen çarşamba yaşandı. Bebek giyim mağazasına giren E.B. (33) çantasını bebek arabasına bırakarak alışveriş için reyonlara bakmaya başladı. Bu sırada mağazada bulunan şüpheli kadın, bebek arabasının yanına yaklaşarak içinde 2 cep telefonu ve cüzdan bulunan çantayı çalarak mağazadan ayrıldı. Çantasının olmadığını fark eden E.B. polise ihbarda bulundu. Olaya ilgili polis ekipleri de çalışma başlattı.

SANİYE K.’NİN 22 SUÇ KAYDININ OLDUĞU ÖĞRENİLDİ
Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, olay yerindeki güvenlik kameralarını inceledi. Ekiplerin çalışması sonucunda hırsızlık anında tanınmamak için siyah çarşaf giyen kadının Saniye K. olduğu tespit edildi. Şüpheli geçtiğimiz cumartesi polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Saniye K.’nin 22 suç kaydının olduğu öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Saniye K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hırsızlık anı güvenlik kamerasına yansıdı.

Görüntü Dökümü:
————————-
-Hırsızlık anları
-Şüphelinin emniyetten çıkışı 

=====================

7- İSTANBUL MERKEZLİ 4 İLDE PKK’NIN SÖZDE CEZAEVİ YAPILANMASINA OPERASYON: 6 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI 

Ali Çağlar TINBEK / İSTANBUL,(DHA) İSTANBUL merkezli 4 ilde düzenlenen eş zamanlı PKK operasyonunda gözaltına alınan 29 şüpheliden 6’sı tutuklandı. 19 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 4 şüphelinin adliyedeki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi. 
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, PKK’nın sözde cezaevi yapılanması oluşturduğu ve bu yapılanmadaki kişilerin yasa dışı şekilde elde ettiği geliri örgütsel suçlardan cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülere aktardığı istihbaratı üzerine çalışma başlattı. Yapılan çalışmalar kapsamında, PKK / KCK terör örgütü üyelerinin örgütsel faaliyetlerine devam etmesini sağlamak adına eğitim kadrolarına militan hazırladıkları ve tutuklu örgüt üyelerini örgütten kopmamaları doğrultusunda eğitildikleri ve örgüt aleyhine ifade veren kişiler ve gizli tanıkları deşifre ettikten sonra cezalandırmak için harekete geçtikleri tespit edildi. Harekete geçen polis ekipleri, geçtiğimiz cuma günü şüphelileri yakalamak için operasyon düzenlendi. Operasyonda gözaltına alınan ve emniyetteki işlemleri tamamlanan  29 şüpheli dün adliyeye sevk edildi.  Adliyeye sevk olan 29 şüpheliden 19’u  adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 6 şüpheli ise çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 4 şüphelinin ise adliyede işlemlerinin devam ettiği belirtildi.

Görüntü Dökümü:
———————–
-Şüphelilerin adliyeye sevk görüntüsü
-Genel ve detaylar

==================

8- (Özel) ŞİŞLİ’DE YÜZÜK SATMA BAHANESİYLE OYALAYIP TELEFONUNU ÇALDILAR

Haber – Kamera: Özgür EREN / İSTANBUL (DHA) ŞİŞLİ’de iki kişinin, girdikleri gümüşçüde yüzük satma bahanesiyle oyaladıkları iş yeri sahibinin masa üstündeki cep telefonunu çaldıkları anlar güvenlik kamerasına yansıdı. 
Hırsızlık olayı, geçtiğimiz ay Feriköy Mahallesi’nde meydana geldi. İki kişi, pasajda bulunan gümüşçü dükkanına geldi. Şüphelilerden biri, satmak istediğini söylediği yüzüğü parmağından çıkartıp iş yeri sahibine gösterdi. İş yeri sahibi yüzükle ilgilenirken, diğer şüpheli masa üstünde bulunan cep telefonunu saniyeler içinde alarak cebine koydu.  İş yeri sahibinin yüzüğü alamayacağını söylemesi üzerine iki kişi dükkandan çıkarak, uzaklaştı. Bir süre sonra cep telefonunu masa üstünde bulamayan iş yeri sahibi güvenlik kamera kayıtlarını inceledi. Görüntülerde, yüzük satmak isteyen kişilerden birisinin cep telefonunu alıp cebine koyduğu anlar yer aldı. Telefonu çalınan kişi polis merkezine giderek şikayetçi oldu. Polis olayla ilgili çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü
————
Güvenlik Kamera görüntüleri
-İki şüphelinin dükkanda bulunması
-Bir kişinin parmağındaki yüzüğü iş yeri sahibine göstermesi
-Diğerinin masa üstünden duran cep telefonunu alıp cebine koyması
-İki kişinin dükkandan çıkması  

=================

9- (Özel) – BAĞCILAR’DA KAFEDE TEZGAHIN ARKASINDAKİ TELEFONU ÇALDI

Haber-Kamera: Serdar ALTINTEPE / İSTANBUL,(DHA) BAĞCILAR’da sabahın erken saatlerinde kafeye giren bir kişi, güvenlik kamerasını gördüğü halde tezgahın arkasındaki telefonu çalıp kaçtı. Hırsızlık anları güvenlik kamerasına yansıdı.
Olay, dün saat 07.30 sıralarında Sancaktepe Mahallesi’ndeki kafede meydana geldi. Ağır hareketlerle kaldırımda yürüyen kişi, kafeden içeri girdikten sonra bir süre çevreyi gözetledi. Garson arka tarafta çalışırken, tezgahın arka tarafında ne olduğunu kontrol eden şüpheli, güvenlik kamerasını görmesine rağmen tezgahın arkasındaki telefonu alıp kaçtı. Bir süre sonra kafe bölümüne gelen kafe çalışanı telefonun yerinde olmadığını gördü. Telefonu uzun süre aradıktan sonra güvenlik kameralarını kontrol eden çalışan, telefonun çalındığını öğrendi. Görüntülerde, şüphelinin kafeye girdikten sonra kamerayı görmesine rağmen telefonu alıp kaçtığı görülüyor.

Görüntü dökümü
———–
Güvenlik kamera görüntüleri
-Şüphelinin kafeye girişi
-Şüphelinin çevreyi gözetlemesi
-Şüphelinin güvenlik kamerasını görmesi
-Şüphelinin telefonu alıp kaçması

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!