1- ÇEKMEKÖY’DE HAYVANAT BAHÇESİNDE SİLAHLI KAVGA : 2 ÖLÜ (1)
Ramazan EĞRİ – Elif YAVUZ – Buğra BENLİOĞLU – İstanbul DHA- ÇEKMEKÖY’de silahlı kavgada 2 kişi hayatını kaybetti.
Çekmeköy’de bulunan hayvanat bahçesinde tartışma silahlı kavgaya dönüştü. Silahlı kavgada ilk belirlemelere göre 2 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi de yaralandı. Saldırganlar otomobille hızla kaçarken polisin çalışması sürüyor.
Görüntü Dökümü:
———-
-Olay yerinden görüntüler
========================
2- ÇEKMEKÖY’DE ÖLÜ BULUNAN ÇOCUKLARIN ANNESİ; ORAYI KAPATSALARDI OLMAZ MIYDI?
Haber – Kamera: Elif YAVUZ /İSTANBUL, (DHA) Çekmeköy’de kaybolan ve evlerinin arkasında bulunan inşaatın, asansör boşluğu için kazılan çukurda ölü olarak bulunan biri 4 diğeri 8 yaşındaki iki kardeşin annesi Hanife Büyür, “Benim tahminim oyuncak var diye gittiler. Oyuncak varsa alıp oynamak istediler. Orayı kapatsalardı olmaz mıydı? Ben yavrumdan oldum onların yüzünden. Benim iki tane yavrum gitti” dedi.
Çekmeköy’de dün öğle saatlerinde 4 yaşındaki Hasan ve 8 yaşındaki Hüseyin Büyür kardeşler kayboldu. İhbar üzerine polis ekipleri ve AFAD tarafından aranan kardeşler, evlerinin hemen arkasında bulunan inşaatın asansör çukurunda bulundu. İçi yağmur suyu ile dolan çukurda bulunan çocukların hayatını kaybettiği belirlendi. Cansız bedenleri itfaiye tarafından çıkarılan kardeşler, otopsi işlemleri için Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
“BENİM TAHMİNİM OYUNCAK VAR DİYE GİTTİLER”
Çocuklarının kıyafetlerine sarılarak gözyaşı döken anne Hanife Büyür, “Orada daha önce oyuncak vardı. Bir hafta önce gördüler, oynadılar. Oyuncağı almak istediler. Oyuncağı aldılar getirdiler. Ben de yıkadım daha sonra kaldırdım oyuncakları. Dün de benim tahminim oyuncak var diye gittiler. Oyuncak varsa alıp oynamak istediler. 14.30 gibi dışarı çıktılar. Yemek yedik. İçime bir şey oturdu. Kalkamadım. Daha sonra çocukları aramaya başladım. Her yeri aradık. Saat 20.00’ye kadar aradık bulamadık. En son gece 01.00 gibi çıktılar. Orda olduklarını bilseydim aramaz mıydım? Orayı kapatsalardı olmaz mıydı? Ben yavrumdan oldum onların yüzünden. Benim iki tane yavrum gitti” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
—————-
-Anne Hanife Büyür röp
-Annenin çocuklarının kıyafetine sarılması
-Evden detaylar
========================
3- ÇEKMEKÖY’DE HAYATINI KAYBEDEN KARDEŞLERİN BABASI; İHMAL VAR
Haber – Kamera: Elif YAVUZ – Buğra BENLİOĞLU / İSTANBUL, (DHA) Çekmeköy’de inşaat alanındaki asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybeden 4 ve 8 yaşındaki iki kardeşin babası İlker Büyür, adlı tıp ön raporuna göre çocuklarının boğulma sonucu hayatını kaybettiklerini belirterek, “Ben şikayetçiyim inşaattakilerden. İhmal var.” dedi.
Çekmeköy’de dün öğle saatlerinde 4 yaşındaki Hasan ve 8 yaşındaki Hüseyin Büyür kardeşler kayboldu. İhbar üzerine polis ekipleri ve AFAD tarafından aranan kardeşler, evlerinin hemen arkasında bulunan inşaatın asansör çukurunda bulundu. İçi yağmur suyu ile dolan çukurda bulunan çocukların hayatını kaybettiği belirlendi. Çocuklarının cenazesini Adli Tıp Kurumu morgundan alan baba İlker Büyür, “Ben kayboldukları sırada işteydim. Saat 01.30’da orada olduklarını anlamışlar. Orası tahtaymış çürümüş su almaktan. Oraya basıp düşmüşler. Adli tıpta suda boğulma olarak tespit edildi ama bir ay sürer dediler. Ben şikayetçiyim inşaattakilerden. İhmal var. Çocuklarım daha önce orada oynamıyorlardı ama sonuçta gittiler oynadılar. Çocuklarım gitti.” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————
-Baba İlker Büyür röp
-Babadan detaylar
==================
4- ÇEKMEKÖY’DE İNŞAATTA ÖLEN 2 ÇOCUĞUN SON GÖRÜNTÜLERİ
Elif YAVUZ / İSTANBUL (DHA) ÇEKMEKÖY’de inşaat alanındaki asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybeden 4 ve 8 yaşındaki 2 kardeşin son görüntüleri ortaya çıktı.
Çekmeköy’de dün 4 yaşındaki Hasan ve 8 yaşındaki Hüseyin Büyür kardeşler saat 13.30 sıralarında kayboldu. İhbar üzerine polis ekipleri ve AFAD tarafından aranan kardeşler, evlerinin hemen arkasında bulunan inşaatın asansör çukurunda bulundu. İçi yağmur suyu ile dolan çukurda bulunan çocukların hayatını kaybettiği belirlendi. 2 kardeşin ölmeden önce çekilen görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde 2 kardeş sokaktan geçiyor.
Görüntü dökümü:
—————–
-Çocukların son görüntüleri güvenlik kamerası
===================
5- ÇEKMEKÖY’DE ÖLÜ BULUNAN KARDEŞLERDEN GERİYE BU GÖRÜNTÜLER KALDI
Elif YAVUZ / İSTANBUL (DHA) ÇEKMEKÖY’de inşaat alanında asansör boşluğuna düşerek hayatlarını kaybeden 8 ve 4 yaşındaki kardeşlerin görüntüleri ortaya çıktı.
Çekmeköy’de dün öğle saatlerinde 4 yaşındaki Hasan ve 8 yaşındaki Hüseyin Büyür kardeşler kayboldu. İhbar üzerine polis ekipleri ve AFAD tarafından aranan kardeşler, evlerinin hemen arkasında bulunan inşaatın asansör çukurunda bulundu. İçi yağmur suyu ile dolan çukurda bulunan çocukların hayatını kaybettiği belirlendi.
Hasan ve Hüseyin kardeşlerin videoları da ortaya çıktı. Görüntüde Hasan ve Hüseyin, yanlarındaki bir kız çocuğu ile üst geçit merdivenlerinden iniyor.
Görüntü dökümü:
————-
-Kardeşlerin birlikte oldukları video
-Sarıldıkları fotoğraf
-Fotoğraflar
================
6- ÇEKMEKÖY’DE ÖLÜ BULUNAN ÇOCUKLARIN CENAZESİ ADLİ TIP KURUMU’NDAN ALINDI
Burçak BOZKUŞ – Mertcan ÖZTÜRK / İSTANBUL (DHA) ÇEKMEKÖY’de kaybolan ve evlerinin arkasında bulunan inşaatın, asansör boşluğu için kazılan çukurda ölü olarak bulunan biri 4 diğeri 8 yaşındaki iki kardeşin cenazesi Adli Tıp Kurumu’nda ailesine teslim edildi.
Ağlamaktan konuşamayan baba İlker Büyür’ü yakınları sakinleştirdi. 2 kardeşin kuzeni Sergen Yıldız, “Yani birisi düşüp öbürü de onu kurtarayım diye mi düşmüş veya birisi kasten mi düşürdü şu an hiçbir şekilde bir şey bilmiyoruz. 12 saat boyunca Çekmeköy’ün altını üstüne getirdik. Evlerinin yanındaki şantiyede asansör boşluğunda çıktılar” dedi.
Çekmeköy’de dün öğle saatlerinde 4 yaşındaki Hasan ve 8 yaşındaki Hüseyin Büyür kardeşler kayboldu. İhbar üzerine polis ekipleri ve AFAD tarafından aranan kardeşler, evlerinin hemen arkasında bulunan inşaatın asansör çukurunda bulundu. İçi yağmur suyu ile dolan çukurda bulunan çocukların hayatını kaybettiği belirlendi. Cansız bedenleri itfaiye tarafından çıkarılan kardeşler, otopsi işlemleri için Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Cenazeler, buradaki işlemlerin ardından ailesine teslim edildi. İki kardeşin Çekmeköy Mezarlığına defnedileceği öğrenildi.
“NASIL DÜŞTÜLER, İHMAL Mİ VAR, HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUZ”
Adli Tıp Kurumuna gelen ölen 2 kardeşin kuzeni Sergen Yıldız da şunları söyledi: “Dün saat 15.00 civarında çocukların kaybolduğunu öğrendik. Ondan sonra arama başlattık. Polis ekiplerine, itfaiyeye, gönüllü aramalara başvuru yaptık. Ormanlar, mahalleler, Çekmeköy’ün 12 saat boyunca altını üstüne getirdik ama bulamadık. Evlerinin yanındaki şantiyede asansör boşluğunda çıktılar. Yani insanın geçmeyi bırak, çocuğun bile geçebileceği yer var. Oradan geçip asansör boşluğuna, yağmur suyuyla birikmiş kuyuya yani asansör boşluğuna düşmüş çocuklar. Yani birisi düşüp öbürü de ‘onu kurtarayım diye mi düşmüş’ veya ‘birisi kasten mi düşürdü’ şu an hiçbir şekilde bir şey bilmiyoruz. Ama ikisinin cansız bedenini orada bulduk. İhmal mi bilmiyorum belki de düşmüş olabilir. Koşarken yanlışlıkla düşmüş olabilir. Küçük çocuk belki de ikisi bir anda düştü oynarken bilmiyoruz.”
Görüntü Dökümü
—————
-Baba İlker Büyür’ün görüntüleri
-Cenazelerin Adli Tıp’tan çıkarılması
-Kuzen Sergen Yıldız ile röp
-Genel ve detay
==================
7- ÇEKMEKÖY BELEDİYESİ’NDEN İKİ ÇOCUĞUN ÖLDÜĞÜ İNŞAAT İLE İLGİLİ AÇIKLAMA
İSTANBUL, (DHA) ÇEKMEKÖY Belediyesi, inşaat alanındaki asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybeden iki kardeşin ölümüyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada müteahhit ve toprak sahibi anlaşmazlığı nedeniyle yapının 5 yıldır inşaat halinde olduğu, yapı ve çevresinin belediye ekiplerinin rutin denetiminde kontrol edildiği belirtilerek, “Yasal olarak belirtilen güvenlik önlemlerinin alınmasına rağmen, iki kardeşin hayatını kaybetmesi, kurumumuzu da derinden üzdü. Ailemizin acısını paylaşıyor, sabırlar diliyoruz.” denildi.
Belediyeden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Çekmeköy Mimar Sinan Mahallesi’ndeki inşaatta iki evladımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bir yandan acılı ailenin yanında acılarını paylaşırken bir yandan da yasal sürecin işlemesi için Çekmeköy İlçe Emniyet Müdürlüğü ile paylaştığımız inşaat hakkındaki bilgileri kamuoyunun bilgisine de sunarız. Acı olayın yaşandığı inşaata, 2015 yılında yapı ruhsatı verilmiş. 301 ada 4 ve 5 parsel üzerinde başlayan inşaat için bir süre sonra toprak sahibi tarafından tapu iptal davası açılmış. 2016 yılında sonuçlanan mahkeme kararı ile tapu iptal edilmiş ve bu karara istinaden inşaat durdurulmuş. Mahkeme kararını takiben belediye, mevcut durumu kayıt altına almak için seviye tespit tutanağı tutmuş.
Müteahhit ve toprak sahibi anlaşmazlığı nedeniyle 5 yıldır inşaat halinde kalan yapı çevresi, belediye ekiplerinin denetimlerinde rutin olarak kontrol ediliyor. 28.10.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile yapılan yazışmalarda kayıt altında bulunan yerinde tespit tutanağının yanı sıra inşaat Yapı Kontrol Müdürlüğü saha ekiplerinin rutin denetimlerinde de gözetim altında tutulmuştur. Yasal olarak belirtilen güvenlik önlemlerinin alınmasına rağmen, iki kardeşin hayatını kaybetmesi, kurumumuzu da derinden üzdü. Ailemizin acısını paylaşıyor, sabırlar diliyoruz.
===================
8- (ÖZEL) – İSTANBUL ADALET SARAYI’NIN ‘KOZMİK ODASI’ EMANET DEPOLARINDA 200 BİN SORUŞTURMA DELİLİ
– Adnan Oktar operasyonunda ele geçirilen keskin nişancı tüfeğinden terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’ta kurmayı planladığı TV kanalı için gerekli malzemelere…
– İstanbul Cumhuriyet Savcısı İbrahim Çiçek,
“Şu an bu depolarda 200 bin emanet var”
Hilal ÖZTÜRK – Harun UYANIK – İbrahim MAŞE / İSTANBUL, (DHA) ŞİŞLİ’deki İstanbul Adalet Sarayı’nın ‘kozmik odası’ emanet depolarında 200 bin soruşturma delili yoğun güvenlik önlemleri altında saklanıyor. DHA ekibinin yapılan çalışmaları görüntülediği emanet depolarında saklanan deliller arasında FETÖ’nün örgüt üyelerine dağıttığı 1 dolarlar, 15 bin silah, bunların içinde 15 Temmuz darbe girişiminde ele geçirilenler, Reina saldırısında kullanılanlar, Adnan Oktar operasyonunda ele geçirilen keskin nişancı tüfeği, terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’ta kurmayı planladığı TV kanalı için gerekli malzemeler de var. Cinayet şüphesi taşıyan intihar ve cinayet davalarında olay yerinden alınan kanlı giysi ve eşyalar ise açık hava deposunda tutuluyor.
Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın “kozmik odası” olarak tanımlanan adli emanet depolarında Türkiye’de en önemli soruşturma ve davalarına ait yaklaşık 200 bin soruşturmanın delilleri saklanıyor. FETÖ, 15 Temmuz darbe girişimi, terör örgütleri PKK, DHKP-C’ye yönelik operasyonları, Reina saldırısı, Adnan Oktar çetesi dosyası ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi önemli davaların delilleri, yoğun güvenlik önlemleri altında yargılama süresince korunuyor.
“4 BİN METRAKERELİK ALANDA 19 ODA İÇİNDE 200 BİN DELİL”
İstanbul Cumhuriyet Savcısı İbrahim Çiçek, emanet depolarını, içerisindeki önemli delileri ve yoğun güvenlik önlemleri ile sürdürdükleri zorlu çalışma sistemlerini şöyle anlattı:
“Çağlayan Adliyesi 2011 yılında faaliyete geçti. Şişli, Beyoğlu, Fatih, Eyüp, Beşiktaş ve Sultanahmet adliyeleri buraya taşındı. Bu adliyeler emanetleriyle birlikte buraya taşındılar. Yaklaşık 300-400 bin emanetle 2011 yılında adli emaneti devraldım. Büyük bir çalışmayla, eskiden kalma, imha edilmemiş eşyaları tasfiye ettik. Burada faaliyete geçtikten sonra da yıllık 26 bin emanet eşya gelmeye devam etti. Şu an bu depolarda 200 bin emanet var. Bu adliyede 4 bin metrekare alanı kaplayan 19 odadan oluşan emanet depolarımız var. FETÖ, 15 Temmuz darbe soruşturmaları gibi büyük soruşturmaların delilleri, hepsi ayrı ayrı depolarda muhafaza ediliyor.”
“24 SAAT KAMERA TAKİBİ,”
Başsavcı Çiçek, ‘Adliyenin kozmik odası’ olarak tanımladığı önemli dava ve soruşturmaların delillerinin olduğu depoların şifreli ve kilitli olduğunu belirterek, “Her depoya sadece bir emanet memuru girebiliyor. Güvenlik kameralarıyla 24 saat takip ediliyor. 23 personelimiz, bir emanet müdürümüz var. Çeşitli kasalarımız var, çok gizli evraklar saklanıyor. Güvenilir ve bu işi yapabilecek personeli seçiyoruz. Rastgele personel alınmıyor. Örneğin bulunduğumuz yer 15 Temmuz operasyonlarında elde edilen delillerin bulunduğu depo. Dijital materyaller, silahlar, kitaplar ve belge var. Bu deliller içinde FETÖ’nün örgüt üyelerine dağıttığı 1 dolarlar da var. Soruşturmalarda askerlerin üzerinde yakalanmış şifreli olduğu belirlenen seri numarası ‘F’ ile başlıyor ‘G’ ile bitiyor. Bunları biz yargılama sonuna kadar müsadere ediyoruz. Daha sonra Mal Müdürlüğüne gönderiyoruz, devlet değerlendiriyor. İade olanlar oluyor bazıları ama sahiplerinin çoğu gelip almıyor, çekiniyorlar.” ifadelerini kullandı.
UYUŞTURUCULARIN MUHAFAZA EDİLDİĞİ BÖLÜM
“Bulunduğumuz depo uyuşturucuların muhafaza edildiği bölüm” diyen Başsavcı Çiçek, “Burada 100 milyon dolarlık uyuşturucu bulunuyor. Uyuşturucu haplar, kokain, eroin, baz morfin gibi muhtelif uyuşturucular. Mahkeme kararları sonucuna kadar burada bekletiliyor. Mahkeme müsadere kararı verince Valiliğe teslim ediyoruz. Valilik Uyuşturucu İmha Komisyonu, uyuşturucuyu bizden teslim alıyor. Büyükçekmece’deki bir çimento fabrikasında 2 bin derecede yanan kazanda imha ediliyor. 3 ayda bir imha işlemi yapılıyor. Uyuşturucu operasyonu, terör örgütlerinin uyuşturucu ile ilgili dosyaları ve her türlü dosya. Küçük torbacısından büyük uyuşturucu sevkiyatından yakalanan yüksek miktardaki tüm uyuşturucular buraya getiriliyor.
“FETÖ’DEN ELE GEÇEN GİZLİ BELGELER ÇELİK KASADA SAKLANIYOR”
Başsavcı Çiçek, FETÖ soruşturmalarında ele geçen ve gizlilik içeren belge ve dijital verilerin ise çelik kasada saklandığını belirterek, “Çelik kasamızın içinde gizlilik dereceli belgeler saklanıyor. Bunların içinde önemli tapeler, önemli yazılı belgeler var. Mahkeme sonucuna kadar burada saklanıyor. Mahkemenin kararına göre işlem yapılıyor. İade kararı verilenler sahibine iade ediliyor” dedi. 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ soruşturmalarında toplanan delilerin farklı bir emanet odasında tutulduğunu belirten Çiçek, “Sanıkların ev ve iş yerlerinde elde edilen belgeler, kitaplar, dijital veriler mahkeme sonucunda, kıymetli eşya ise Milli Emlak’a gönderiliyor, imha edilmesi gerekiyorsa da imha ediyoruz. Kitapları da geri dönüşüme gönderip değerlendiriyoruz. Bu kitaplar Türkiye’nin her tarafından, ana davalar burada olduğu için, buraya getiriliyor. Burada muhafaza ediliyor. Bu kitapların kararlarını bekliyoruz. İade edilecek olanları iade edeceğiz, müsadere (zoralım) edilenleri de geri dönüşüme göndereceğiz değerlendireceğiz” diye konuştu.
“15 TEMMUZ, ADNAN OKTAR, REİNA SALDIRISI TOPLAM 15 BİN SİLAH”
Adli emanet depolarında FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi ve evlerinde bulunan silahlar, Adnan Oktar çetesine yönelik operasyonda ele geçirilenler ve 1 Ocak 2017 yılında yaşanan Reina saldırısının da aralarında olduğu önemli dosyalara ait silahlar ayrı bir emanet deposunda saklanıyor. Başsavcı Çiçek, bu depoda 15 bin silah olduğunu belirterek, “Yönetmelik gereği silahlar Jandarmada muhafaza ediliyor ama bir kısım silahlar da bu depoda tutuluyor. Depoda operasyonlarda yakalanan silahlar var. FETÖ silahları, 15 Temmuz darbe girişiminde ele geçirilen silahlar, Reina saldırısında kullanılan silahlar var. En son Adnan Oktar operasyonunda ele geçirilen silahlar var. Bu silahlar bize gelmeden önce kriminal inceleme yapılıyor. Faili meçhul cinayetlerde kullanılıp kullanılmadığı belirleniyor. Biz silahları sadece muhafaza ediyoruz. Karar aşamasından sonra silahlar Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’na teslim ediliyor. Gerekirse tamir edip piyasaya satıyor veya demirinden yararlanıyor, fabrikada değerlendiriyor. 15 bin civarında silah mevcut bir kısmı av tüfeği, tabii mermiler de var.” dedi.
“BİR MERMİ ÇEKİRDEĞİ KAYBOLSA CİNAYETTEN YARGILANAN KURTULUR”
Başsavcı Çiçek, adli emanet depolarının çok önemli olduğunu belirterek, “Mahkemeler bu emanette bulunan delillere göre karar veriyorlar. Bir mermi çekirdeğini kaybederseniz o cinayetten yargılanan insan cezadan kurtulur. Çok şükür 2011 yılından beri herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Bu depolar 7 adliye emanetlerinin birleşmesinden meydana geldi. Bu adliyelerden gelenler arasında 1968 yılına ait emanetler vardı. 12 Eylül döneminde toplanan 3 bin 700 silahı 6 ay uğraşarak tasfiye ettik. Bakılmamış, çöp olmuş sol yayınlar vardı örneğin. 11 yıldır temizliyoruz, büyük bir sorumluluk alarak yaptık bunları” diye konuştu.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KURACAĞI TV KANALININ EŞYALARI DA DEPODA
Adli emanet deposunda terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’ta kurmayı planladığı TV kanalı için gerekli eşyalar da olduğunu belirten Çiçek, “Bunların içinde kameralar televizyonlar, sandalyeler var. 2014 yılında bir operasyonla Kuzey Irak’a bir TIR’la götürülürken yakalandı. Mahkeme süreci tamamlandıktan sonra işlem yapacağız” dedi.
CUMHURBAŞKANI SÜLEYMAN DEMİREL İMZALI ÖZEL YAPIM TABANCA FETÖ DOSYASINDA
FETÖ dosyasında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel imzalı Cumhurbaşkanlığı forsunun üzerine işlendiği özel yapım bir tabanca da bulunuyor. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde FETÖ’cü askerlerin sivil halkın üzerine ateş ettiği G3 Piyade tüfeği de emanet deposunda saklanan deliller arasında.
REİNA SALDIRISINDA KATLEDİLEN İNSANLARIN PARÇALANMIŞ KANLI CEP TELEFONLARI
Yine depolarda 1 Ocak 2017 yılında ünlü gece kulübü Reina’da DEAŞ terör örgütü tarafından saldırıda katledilen insanlara ait mermilerle parçalanmış ve üzerinde kan olan ait cep telefonları da saklanıyor.
ADNAN OKTAR’IN KESKİN NİŞANCI TÜFEĞİ EMANET DEPOSUNDA
Adnan Oktar’ın küçük çaplı bir cephaneliği de depolarda bulunuyor. Silahlar arasında keskin nişancı silahı ve ayaklı tüfekler dikkat çekiyor. Yasadışı Kumar operasyonlarında ele geçirilen oyun makineleri de emanet depolarında yer alıyor. Tombala adı verilen kumar makinelerinin yanında ödül olarak insanlara dağıtılacak çok sayıda televizyon da yargılama süresince depolarda tutuluyor. Operasyonlarında yakalanan çuvallar dolusu sahte paralar da emanet depolarında saklanıyor.
CİNAYET DAVALARININ KANLI DELİLLERİ AÇIK HAVA DEPOSUNDA
Öte yandan cinayet şüphesi taşıyan intihar ve cinayet davalarında olay yerinden alınan kanlı giysi ve eşyalar ise açık hava deposunda tutuluyor. Yargılamalar tamamlanıncaya kadar saklanması gereken bu delillerin kanlı olması nedeniyle, depoların kötü koku ve sağlıksız şartlardan korunması için bu yöntem uygulanıyor.
Görüntü dökümü
—————-
-Savcı İbrahim Çiçek röportaj
-Adli emanet depolarına girişten itibaren, koridor ve depoların içerisinden ayrıntılı görüntüler
-FETÖ, Adnan Oktar, Reina saldırısı, PKK terör örgütü, uyuşturucu, yasadışı kumar, sahte para operasyonlarından ele geçirilen delillerin genel detay görüntüleri
-Cinayet dosyalarına ait delillerin tutulduğu açık hava deposu
-Muhabir anonsları
-Detaylar
======================
9- (Havadan görüntülerle) ZEYTİNBURNU’NDA KARAYA OTURAN GEMİNİN SÖKÜLEN PARÇALARI KARAYA TAŞINIYOR
– Zeytinburnu’nda karaya oturan geminin söküm işlemi devam ediyor
Haber – Kamera: Serdar ALTINTEPE – Cemal YURTTAŞ / İSTANBUL, (DHA) OCAK ayında Zeytinburnu Sahili’nde karaya oturan Comoros Bayraklı “STREAMLINE” isimli kargo gemisinin yerinde söküm işlemi devam ediyor. Ambar kısmında kesilen dev parçalar bugün vinç ile karaya taşındı. Çalışmalar havadan görüntülendi.
Marmara Denizi’nde şiddetli fırtınanın etkisiyle 29 Ocak’ta Zeytinburnu, Ahırkapı’da Morini Limanına kayıtlı ve Comoros Bayraklı “STREAMLINE” isimli kargo gemisi sürüklenerek karaya oturmuştu. 11 Haziran 2018 tarihinden itibaren boş olarak Ahırkapı Serbest Demir Alanında demirlemiş haldeyken sürüklenen ve karaya oturan gemi için yapılan incelemeler sonucu kurtarılamayacağı raporu hazırlandı. Balık adamlar tarafından geminin alt kısmında yapılan çalışmalarda, yan bordada ciddi yarıklar olduğu, ambar kısmının tamamen su aldığı ve tamir edilmesinin mümkün olmadığı belirlendi.
Geminin parçalanmasına karar verilmesinin ardından hazırlıklar tamamlanarak yerinde söküm işlemi başladı. İlk olarak, ambar bölümünü üzerinde bulunan demirler kesildi. Oksijen tüpü kullanılarak kesilen dev demir parçaları vinç ile karaya çıkarıldı. 45 gün içinde tamamlanması planlanan yerinde söküm işlemi sonrası 800 ton demirin geri dönüşüme kazandırılması planlanıyor.
Görüntü dökümü
——————-
Demir parçaların vinç ile karaya çıkarılması
Çalışmaların havadan görüntüsü
İşçilerin çalışması
Gemi üzerinden aktüel görüntü
=====================
10- TAKSİM’İN SİMGESİ SİMİTÇİLER, 6 AYLIK ARADAN SONRA TEZGAHLARININ BAŞINA GEÇTİ
Simitçi Ramazan Deniz: “Müşteriler de şükür kavuşturana diyor.”
Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM -Özgür EREN/İSTANBUL,(DHA)- TAKSİM Meydanı’nda bulunan 11 simitçi tezgahı altı ay sonra yeniden hizmet vermeye başladı. İşlerinin başında oldukları için mutlu olduklarını söyleyen simitçiler, “6 aydır çok zor durumdan geçtik. Tezgahlarımızın başında olduğumuz için çok mutluyuz” dedi.
Taksim’in simgelerinden olan simitçi tezgahları, 6 ay önce Beyoğlu Belediyesi ile İBB arasında yaşanan işgaliye ücreti ve yeniden düzenleme nedeniyle kaldırıldı. Bunun üzerine simitçi tezgahı sahipleri dilekçe hazırlayıp işgaliye düzenlemesi için İBB’ye başvuruda bulundu. Yaklaşık altı ay süren çalışmaların ardından 11 simitçi tezgahı hizmet vermeye başladı. Yeniden tezgahlarının başına geçen çalışanlar, müşterileri ile buluştu.
“TEKRAR TEZGAHLARIMIZA KAVUŞTUK, ÇOK MUTLUYUZ”
12 yıldır aynı yerde simit satışı yapan Murat Maskan, “Beyoğlu bölgesinde 11 tezgah vardı. Bundan 6 ay önce İBB bir yanlış anlamadan dolayı tezgahlarımızı aldı. Yapılan görüşmeler sonucu İBB’den işgaliyelerimizi aldık. Dün de tezgahlarımızı aldık. Bugün işbaşı yaptık. Taksim’de simit satan arkadaşlarımız 6 aydır çok zor durumlardan geçtiler. Zaten pandemi var. Kimisi çalışmıyordu. Kimisi de memlekete dönmüştü. Dün bize güzel bir haber geldi. Bizim için çok güzel oldu. Tekrar tezgahlarımıza kavuştuk. Çalışıyoruz. Mutluyuz” dedi.
“SİMİT TEZGAHLARI TAKSİM’İN SİMGESİ”
Taksim Meydanı metro çıkışında iki yıldır simit satan Ramazan Deniz, “Çok şükür kavuşturana. 6 aydır sadece 15 gün çalıştım. İnanan olur inanmayan olur. Altı aydır işsizdik. Belediye anlaşmamazlığından dolayı. Arada olan işçiye oldu. Tezgahların yeniden verilmesi sevindirici bir durum. Simit tezgahları Taksim’in simgesi. Olmazsa olmazı. Daha önceki sorun da buradaki tezgahlar fırına bağlıydı. İBB de ‘işgaliyeleri bize geçireceksiniz’ dedi. Biz de Beyoğlu Belediyesi’nden İBB’ye geçtik. Anlaştığımız için mutluyuz. Sabahtan beri müşterilerimiz bizi özlemiş. Müşteriler de şükür kavuşturana diyor” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
—————–
-Taksim Meydanından görüntü
-Simit satışı yapan simitçiler
-Simitçi tezgahlarından görüntü
-Simitçilerle röp.
-Genel ve detaylar
====================
11- İNŞAAT HALİNDEKİ BİNADAN YAN BİNAYA GİRİP HIRSIZLIK YAPAN ŞÜPHELİLER KAMERADA
Haber-Kamera: Emin YEŞİL/İSTANBUL, (DHA)
Sultangazi’de inşaat halindeki binadan yan binaya giren 3 şüpheli, girdikleri daireden ziynet eşyası ve para çaldı. Şüphelilerin, inşaat halindeki binaya girip, çıktıları anlar ise güvenlik kameralarına yansıdı.
Olay, geçen Çarşamba Cebeci Mahallesi’nde yaşandı. İnşaat halindeki bir binaya giren kimliği belirsiz üç kişi, binanın çatısından yan binadaki dubleks daireye girdi. Ev sahibinin evde olmadığı sırada daireye giren üç şüpheli, evdeki iki odayı dağıttı. Zanlılar, dağıttıkları bir odada buldukları üç adet bilezik ve yaklaşık 2 bin lirayı alarak, geldikleri gibi binadan çıktılar. İnşaat halindeki binada yaklaşık 20 dakika oyalanan zanlılar, daha sonra dışarı çıkarak olay yerinden uzaklaştı.
Misafirliğe giden ev sahibi, eve geldiğinde gördüğü manzara karşısında şok geçirdi. İki odanın dağının olduğunu gören ev sahibi durumu polise bildirdi. Kısa sürede eve gelen ekipler, olayla ilgili çalışma başlattı.
“BİNANIN TERASINDAN BİZİM EVE ATLIYORLAR”
Hırsızlık olayını anlatan ev sahibi Enes Beyhan, “Saat 15.00 sıralarında ailem evden çıkıyor. Saat 19.30 sıralarında hırsızlardan biri sokaktan geçip, arka sokaktan dönüyor. Daha sonra inşaat halindeki binadan içeri giriyorlar. Binanın terasından bizim eve atlıyorlar. Eve girdikten sonra üst ve alt katta odaları dağıtıyorlar. Evde buldukları üç tane bilezik ve bir miktar da nakit parayı bulup, alıyorlar. Ve tekrar geldikleri gibi evden çıkıyorlar. 18 dakika inşaat halindeki binada kalıyorlar. 18 dakika sonra binadan çıkıp gidiyorlar. Karakola gidip hırsızlardan şikayetçi oldum. Hırsızlık yaşandığı gün inşaatın bekçisi ve kapısı bulunmuyordu. Daha yeni kapı taktırdılar” dedi.
GİRİŞ VE ÇIKIŞLARI GÜVENLİK KAMERASINDA
Öte yandan üç kişinin inşaat halindeki binaya giriş ve çıkışları da güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde, evin bulunduğu sokağa gelen cerrahi maskeli üç kişinin, daha sonra inşaat halindeki binaya girdikleri görülüyor. Evden hırsızlık yaptıktan sonra zanlıların, inşaat halindeki binadan çıktıkları ve yürüyerek sokaktan ayrıldıkları güvenlik kameralarına yansıyor.
Görüntü dökümü:
——————-
-Güvenli kamerası görüntüleri
-Şüphelilerin binaya girişi
-Çıkışları
-Sokaktaki şüpheliler
-Aktüel görüntüler
-Enes Beyhan ile röp
-Olay yeri
-Çatıdan detaylar
-İnşaat halindeki bina
-Hırsızlık yapılan bina
-Genel ve detaylar
==================
12- SEREN SERENGİL, CAN TANRIYAR’A HAKARET SUÇUNDAN HAKİM KARŞISINDA
Seren Serengil,
“Hakaret kastım yoktur. Kadın olarak sesimi duyurmak istedim.”
“Bir kadın olarak şiddet görüyorum Can Tanrıyar’dan.”
Haber: Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA) SOSYAL medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımla Can Tanrıyar’a hakaret ettiği iddiasıyla hakkında dava açılan Seren Serengil, hakim karşısına çıktı. Paylaşımını kabul eden Serengil, “Hakaret kastım yoktur. Kadın olarak sesimi duyurmak istedim” dedi.
İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Seren Serengil katıldı. Müşteki Can Tanrıyar’ı ise avukatı temsil etti. Sanık Seren Serengil, kimlik sorgusunda sanatçı olduğunu ve aylık gelirinin 10 bin lira olduğunu söyledi. Sanık Serengil savunmasında, 17 yıldır televizyonda program yaptığını belirterek “Can Tanrıyar’ı bu camiadan tanıyorum. Sabah programı yaptığım sırada müştekinin eski eşi Petek Dinçöz’ü yayınlamamı istemişti. Ayrılma kararı aldığı için müşteki eski eşini sürekli tehdit ediyormuş. Şantaj uyguluyormuş. Petek Dinçöz bu iddialarla ana habere kadar çıktı. Hatta Cumhurbaşkanının eşinden de yardım istedi. Sonra müşteki Petek hanımın annesiyle ilgili asılsız iddilarda bulunmaya başladı. Petek hanımı hiçbir yerde çalıştırmamak için baskı uyguladığı medyaya yansıdı. Müştekinin eskiden beri basını ve medyayı tanıdığı için yönlendirme yaptığı yönünde haberler çıktı.” dedi.
“DAYANAMAYIP SÖYLEDİM”
Müşteki Can Tanrıyar’ın kendisini yemeğe davet ettiğini kendisinin de katıldığını anlatan Serengil, nişanlılık ve evlenme sürecinde müştekinin ve oğlunun kendisi aleyhinde haberler yaptığını, işlerine engel olmaya başladığını ileri sürdü. Serengil, “Cumhurbaşkanına hakaret ettiğim yönünde haberler çıkarttırdı, ancak böyle bir şey olmadığı ortaya çıktı. Eski eşi Petek hanıma yaptığı tüm şiddeti bana da yapmaya başladı. İddianamedeki sözleri ben söyledim. Çünkü 2 yıldır şahsım, eşimle olan evliliğimle ve işimle uğraşıyor. İftira atıyor. Yalan haber yapıyor. Dayanamayıp bunları söyledim. Hakaret kastım yoktur. Kadın olarak sesimi duyurmak istedim” diye konuştu.
“BERAATİMİ İSTERİM”
Hakim, hakkında ceza verilecek olursa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını isteyip istemediğine ilişkin sorusuna Serengil, “Öncelikle beraatimi isterim. Mahkeme aksi kanaatteyse hakkımda verilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ederim.” diye cevap verdi.
TANRIYAR’IN AVUKATI: MÜVEKKİLİM SANIK ALEYHİNE 10 KORUMA KARARI ALDI, CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ
Can Tanrıyar’ın avukatı Hande Var ise “Sanığın iddia ettiği olaylara ilişkin müvekkilim beraat etti. Müvekkiim, sanık aleyhine yaklaşık 10 koruma kararı aldı. İddianamedeki olayın sanığın savunmasında belirttiği olaylarla ilgisi yoktur. 17. Asliye Ceza Mahkemesinde de yine sanık hakkında benzeri bir dava vardır. Mahkeme uygun görürse birleştirilmesini talep ediyoruz. Sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
MÜTALAANIN HAZIRLANMASI İÇİN SÜRE VERİLDİ
İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin de birleştirme için muvaffakat istediği belirtildi. Ancak mahkeme, 17. Asliye Ceza Mahkemesinin suç tarihlerinin farklı olmasını dikkate alarak birleştirmeyi kabul etmedi. Savcıya mütalaasını hazırlaması için süre veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
“BİR KADIN OLARAK ŞİDDET GÖRÜYORUM CAN TANRIYAR’DAN”
Duruşma çıkışında Seren Serengil basın mensuplarının soruları üzerine “Cumhurbaşkanına seslenişi vardı (Petek Dinçöz’ün) Can Tanrıyar ile alakalı. Petek Dinçöz’ün annesinin kendisine bir barda kendisine mesaj attığını söylemişti. Bütün bunların sebebi de şu, Petek Dinçöz, kendisinden ayrılmak istedi ve saplantılı bir şekilde. Petek Dinçöz’ün ifadesine göre, onu bitirmek, karalamak, çalıştırmamak için elinden geleni yaptı. Maalesef sonraki durağı bendim. Bana da aynı şiddeti uygulamak istedi. Şu anda tüm belgeleri sundum. Bir kadın olarak şiddet görüyorum Can Tanrıyar’dan. Tabii ki susmadım, susmayacağım da. Bu şekilde birilerinin bu kişiye dur demesi gerekiyor çünkü” dedi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Can Tanrıyar “müşteki”, Seren Serengil ise “şüpheli” olarak yer aldı. İddianamede, Serengil’in sosyal medya hesabı Instagram üzerinden “Bu manyak içim gerekeni yapalım. Tımarhanelik ama önce bir parmaklık görsün, belki düzelir. Bu adam herkesi ölümle tehdit ediyor, namusuma laf ediyor. Kim diye sorarsanız Petek Dinçöz’ün Cumhurbaşkanına seslendiği Can Tanrıyar’dır” şeklinde hakaret içerikli paylaşımda bulunduğu anlatıldı. Bu sözlerin müşteki Tanrıyar’ın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olduğunun belirtildiği iddianamede, Serengil’in “Sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle alenen hakaret” suçundan 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Görüntü Dökümü
Seren Serengil’in açıklaması
==================
13- (Ek bilgi ve görüntülerle) İSTANBUL’DA UYUŞTURUCU OPERASYONU: 13 GÖZALTI
* Operasyonlarda gözaltına alınan şüpheliler kameralara yansıdı.
Haber: Ali ÇAĞLAR TİNBEK / İSTANBUL, (DHA) – İSTANBUL ve Tokat’ta uyuşturucu imalatı ve ticareti yapan 30 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Operasyonda 13 şüpheli gözaltına alındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yapılan soruşturma kapsamında, İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü koordinesinde, örgüt faaliyeti çerçevesinde ve ya iştirak halinde uyuşturucu ya da uyarıcı madde imal ve ticareti yaptığı tespit edilen 30 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Şişli, Beşiktaş, Fatih, Üsküdar, Eyüpsultan, Beykoz, Zeytinburnu, Sarıyer ve Beyoğlu ilçelerinde ve Tokat’ta eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Operasyona polis helikopteri de destek verdi. 30 şüpheliden 13’ü gözaltına aldı. 5 şüphelinin önceden gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltına alındığı, tutuklanarak cezaevine konulduğu tespit edildi. Adreslere yapılan operasyonlarda gözaltına alınan şüpheliler kameralara yansıdı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————
-Gözaltına alınan kişilerin görüntüleri
-Genel ve detaylar
====================
14- AVCILAR’DA EĞLENCE MEKANINA KORONAVİRÜS BASKINI KAMERADA
Ali Çağlar TİNBEK/İSTANBUL, (DHA) AVCILAR’da koronavirüs denetimi yapan polis ekipleri, tedbirlere uyulmadığı ve sahte alkol satışı yapıldığı iddia edilen eğlence mekanına çevrilen restorana baskın düzenledi. 29 kişiye toplam 100 bin lira cezai işlem tutanağı düzenlendi, 61 şişe sahte alkol ele geçirildi. Baskın anı kameralara yansıdı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 6 Mart cumartesi günü, “5607 Sayılı Kanuna Muhalefet” ve “1593 Sayılı Hıfzıssıhha Kanununa Muhalefet” konuları ile ilgili Avcılar’da yürütülen çalışmalar kapsamında, Denizköşkler Mahallesi’nde bulunan bir restoranda, koronavirüs tedbirlerine uyulmadığı ve sahte alkol bulundurulduğu yönünde ihbar üzerine harekete geçti. Ekipler aynı gün saat 21.45’te iş yerine baskın düzenledi. Mekana giren ekipler, kurallara uymadığı belirlenen 29 kişiye toplam 100 bin 50 lira cezai işlem tutanağı düzenledi. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) belgesi bulundurmadığı belirlenen iş yerinde yapılan aramada da 61 şişe sahte alkol ele geçirildi. Restoranda bulunan ve sahte alkol yaptığı iddia edilen Ö.G. (34) gözaltına alındı. Ö.G. ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü
-eğlence mekânına baskın anı
-genel ve detaylar
==================
15 -EMEKLİ SAVCIYI DOLANDIRDIĞI İDDİA EDİLEN ŞÜPHELİLERE 10’AR YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Halil Sadri YILMAZ / İSTANBUL, (DHA) EMEKLİ Cumhuriyet savcısı A.D.’yi (77) telefonla arayarak banka şifresini alan ve emekli savcının hesabından 99 bin 750 lirayı kendi hesaplarına aktardıkları iddia edilen tutuklu iki şüpheli hakkında “Nitelikli dolandırıcılık” suçundan 10’ar yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede müşteki A.D.’nin 17 Eylül 2020 günü kendini banka görevlisi olarak tanıtan bir şüpheli tarafından arandığı anlatıldı. Telefondaki şüphelinin, müştekinin hesabında sözde bir takım işlemler yapılması gerektiğine ikna edip müştekiyi hataya düşürdüğü ve aldığı banka giriş bilgileriyle müştekinin hesabından çektiği paraları, başka hesaplara aktardığı belirtildi.İddianamede müşteki A.D.’nin hesabından şüpheli İbrahim G.’nin (19) hesabına 59 bin 875 lira, diğer şüpheli Cüneyt E.’nin (34) hesabına da 39 bin 875 lira para gönderildiği kaydedildi. Şüphelilerin gönderilerin paraları Kadıköy’deki bir bankadan çektiği de iddianamede vurgulandı. Şüpheli Cüneyt E. ve İbrahim G.’nin de ifadesine yer verilen iddianamede, şüphelilerin hesabını başkasına kullandırdığını ve bu iş için menfaat temin ettiklerini, kullanan kişiyi ise tanımadıklarını öne sürerek, dolaylı yolla suçlamayı kabul ettikleri belirtildi. Şüphelilerin, müştekiyi hataya düşürerek banka bilgilerini paylaşmasının sağladıkları, söz konusu paraları kim olduklarını açıklamadıkları kişilere verdiği ifade edilen iddianamede, şüphelilerin hesaplarını kullandırmak suretiyle suç işlediklerinin anlaşıldığı vurgulandı.
10’AR YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENDİ
İddianamede şüpheliler Cüneyt E. ve İbrahim G.’nin “Nitelikli dolandırıcılık” suçundan 3’er yıldan 10’ar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Tutuklu şüpheliler önümüzdeki günlerde iddianameyi kabul eden Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.
