Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ- 15

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

 

1- ‘ONUN KANI AKARSA BÜYÜ BOZULACAK’ DİYE BAĞIRIP, KIZINI DAMDAN SARKITARAK ATACAĞINI SÖYLEDİ

ADANA’da kendisine büyü yapıldığını öne süren Mustafa A. (51), tek katlı evinin damına çıkıp, 4 yaşındaki kızı Ela’yı sarkıtarak aşağı atacağını belirtip, “Onun kanı akarsa büyü bozulacak” diye bağırdı. “Babacığım, ne olur beni atmaö diye ağlayan minik Ela, dama çıkan dedesi tarafından kurtarılırken, Mustafa A., polis ekipleri tarafından etkisiz hale getirilip gözaltına alındı.

Olay, saat 12.00 sıralarında merkez Seyhan ilçesine bağlı Tellidere Mahallesi’nde meydana geldi. Tek katlı müstakil evinin damına çıkan Mustafa A., kendisine büyü yapıldığını öne sürüp, kızı Ela’yı aşağı atacağını söyledi. Evdeki çiçek saksıları ve kavanozları sokağa atan Mustafa A.’yı görenler, polise haber verdi. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen polis ekiplerinin eylemine son vermesi için ikna etmeye çalıştığı Mustafa A., “Kızımı aşağı atarım. Onun kanı akarsa büyü bozulacakö diyerek kızı Ela’yı damdan sarkıttı. Korkuya kapılan minik kız, “Babacığım, ne olur beni atma. Eve gidelim, anneme gidelim babaö diyerek ağladı.

BİBER GAZIYLA ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Bir süre sonra Mustafa A.’nın kayınpederi Mehmet Y. geldi. Mehmet Y.’nin, kızı bırakıp teslim olmasını istediği Mustafa A., damdaki hortumla aşağıya su tutmaya başladı. Mustafa A. kayınpederinin dama çıkmasına izin verirken, çevrede toplanan mahalleli olan biteni şaşkın gözlerle izledi.

Reklam Alanı

Mehmet Y., bir anlık dalgınlığından faydalandığı damadının elinden torunu Ela’yı kurtarmayı başardı. Hazır bekleyen polis ekipleri de biber gazıyla Mustafa A.’yı etkisiz hale getirip gözaltın aldı.

GAZI AÇIP, ‘CENNETE GİDECEĞİZ’ DEMİŞ

Mustafa A.’nın bir süredir psikolojik sorunları olduğu ve evdeki eşyaları kırdığı öne sürüldü. Mustafa A.’nın dün gece de mutfakta gazı açıp eşi Eda A.’ya ‘Cennete gideceğizö dediği iddia edildi.

POLİS MERKEZİNE GÖTÜRÜLDÜ

Kızı Ela’yı alıp, ambulansa koşan Eda A. gözyaşlarına boğuldu. Evden çıkarılan Mustafa A, ise ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.

Görüntü Dökümü
———————–
– Mustafa A. ile kızı Ela A.’nın damdaki görüntüsü
– Polislerin ikna etmeye çalışması
– Mustafa A.’nın büyü yapıldığını söylemesi
– Mustafa A.’nın kızı Ela’yı damdan sarkıtması
– Çevredekilerin ‘Atma’ diye bağırması
– Ela A.’nın ‘Babacığım beni atma’ demesi
– Ela A. ‘nın korkup ağlaması
– Mustafa A.’nın dua okuması
– Mustafa A.’nın damdan saksı atması
– Polislerin etkisiz hale getirmesi
– Mustafa A.’nın annesinin duvara vurması
– Anne Eda A.’nın kızına sarılması
– Kızını ambulansa götürmesi
– Genel ve detay görüntüler

Haber: Anıl ATAR – Kamera: ADANA, (DHA)

====================================================

2- BAKICI ŞİDDETİNİ, BEBEK İZLEME KAMERASI ORTAYA ÇIKARDI

BALIKESİR’in Savaştepe ilçesinde bakıcılık yapan N.Ö.’nün, biri 2,5 yaşında, diğeri 11 aylık olan iki kardeşlere uyguladığı şiddet, bebek izleme kamerasıyla ortaya çıktı. Çocukları ailesi, bakıcı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Savaştepe ilçesinde her ikisi de memur olan Elif ve İsmail Gürbüz çifti, oğulları 2,5 yaşındaki Ö.G. ve 11 aylık kızları E.G. için N.Ö. adlı kadını bakıcı olarak tuttu. Yaklaşık 5 ay sonra çocuklarının hareketlerinden şüphelenen Elif Gürbüz, eve bebek izleme kamerası kurdu.
Aile kameranın konulmasından bir gün sonra ise hayatlarının şokunu yaşadı. Bakıcı tarafından çocuklarının dövüldüğünü, hakaretlere uğradığını ve küfürlere maruz kaldığını gören Gürbüz çifti, N.Ö. hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
OĞULLARININ ‘TOKAT ÇAT’ SÖZLERİ ŞÜPHELENDİRDİ
İlçe belediyesinde çalıştığını belirten Elif Gürbüz, “Bakıcıyı tuttuktan sonra çocuklarımın hal ve hareketlerinde birtakım değişiklikler gördüm. 2,5 yaşındaki çocuğum bize sürekli ‘tokat çat’ gibi cümleler kuruyordu. 11 aylık kızım ise geceleri ağlayarak uyanıyor ve sabahlara kadar uyumuyordu. Biz de eve kamera koymaya karar verdik. Kamerayı taktıktan sonra görüntüleri incelediğimizde, bakıcının çocuklarımıza psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını gördük. Yine bakıcı tarafından çocuklarımıza hakaretler ve küfürler edildiğini gördük. Çocuklarım büyük bir travma yaşıyor. Çocuklarımı psikoloğa götürüyorum. Oğlum psikolojik ilaç kullanmaya başladı. Küçük kızımda gece uykusu yok. Böyle devam ederse, o da ilaç tedavisine başlayacakö dedi.
Bakıcıdan şikayetçi olduklarını belirten Gürbüz, “Ben sanıyordum ki bu tür olaylar sadece televizyonlarda oluyor. Aklımıza gelmeyen başımıza geldi. Çocuklarım, ‘gece kabus görerek uyanma, ayrılık kaygısı, bakıcı tarafından uygulanan şiddetin travması’ teşhisi konularak tedavi görüyor. Bakıcı N.Ö. 11 aylık bebeğe neden vurdun diye sorulduğunda, ‘Bir refleksle vurdum’ diyor. Peki, neden çocuklara küfür ve hakaret ettin denildiğinde ise ‘Bizim yörenin şivesi böyle’ diyor. Böyle bir savunma olamaz” diye konuştu.
‘BİZE KARŞI HAREKETLERİ DE DEĞİŞTİ’
İsmail Gürbüz ise, bakıcı geldikten sonra çocukların hareketlerinde büyük değişiklik yaşandığını belirterek, “Çocuklarımız bizden bile korkar ve kaçar olmuştu. Bu durum üzerine evimize bir kamera yerleştirmeye karar verdik. Kamerayı taktıktan bir gün sonra şiddet görüntüsü düştü. Şok olduk. İnanamadık. O kişiye çok güvenmiştik. İki çocuğuma da hem fiziki, hem manevi şiddet uyguluyordu. Devamlı çocuklarıma bağırıp çağırıyor. Ağza alınmayacak küfürler ediyor. Çocuklarıma vuruyordu. Biz de bakıcı N.Ö. hakkında şikayetçi olduk. İnşallah ağır bir ceza alırö ifadelerini kullandı.
KAMERA GÖRÜNTÜLERİ DELİL NİTELİĞİNDE
Gürbüz ailenin avukatı İsmail Zeybek, üzücü bir olayla ile karşı karşıya geldiklerini söyledi. Anne ve babanın evlerine kamera koymasının hiçbir sakıncası olmadığını belirten Avukat İsmail Zeybek, “Çocukların bakıldığı ev, bakıcının iş yeridir. Aynı zamanda çocukların yaşlarının küçük olması Yargıtay’ın da vermiş olduğu kararlarda başkaca bir delil elde etme şansı yoksa, bu kamera görüntüleri delil olarak hukuka uygun sayılıyor. Aynı zamanda evin tuvaleti ve banyosu gibi evin mahrem yerlerini göstermemek kaydıyla, ebeveynler gönül rahatlığıyla evlerine kamera yerleştirebilirler. Oradaki görüntülerin delil niteliği vardırö dedi.

Görüntü Dökümü
———————–
– Bebek kamerası görüntüleri
– Aileden görüntüler
– Konuşmalar

Alper ÇOBANOĞLU/SAVAŞTEPE (Balıkesir), (DHA)-

======================================================

3- FACİADA TIR ŞOFÖRÜ, ÇARPMAYI ÖNLEMEK İÇİN YOLUN SAĞINA VE SOLUNA KAÇMA EYLEMİNE BAŞVURMAMIŞ

BURSA’nın Kestel ilçesinde 4 kişinin öldüğü, 20 kişinin de yaralandığı kaza ile ilgili TIR şoförü ve lojistik firma yetkililerinin de aralarında bulunduğu 4 sanık hakkındaki 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede yer verilen 5 kişilik heyetin hazırladığı bilirkişi raporunda TIR şoför birinci derecede asli kusurlu sayıldı. Raporda TIR’ın yüksek hızda ilerlediği, önünde seyreden araca çarpmayı önlemek için yolun sağ ve solunda uygun alan olmasına rağmen kaçma eylemine başvurulmadığı, araçları arkadan çarparak sürüklediği belirtildi. Raporda ayrıca TIR şoförünün hızını bölgenin şartlarına göre ayarlamadığı, iniş eğimli karayolunda motor frenini kullanmadığı ifade edildi.

Kaza, 12 Mart’ta Kestel ilçesi Barakfakih mevkiinde meydana geldi. Faruk Eskiçırak yönetimindeki 18 AAJ 361 plakalı TIR, freninin boşalması sonucu kontrolden çıkıp, kırmızı ışıkta bekleyen araçlara çarptı. Ortalığın savaş alanına döndüğü kazada TIR’ın çarptığı 22 araçtaki Basri Gümüş, Ahmet Ömeroğlu, Semih Ural ve Recep Göler öldü, 20 kişi de yaralandı. Kaza anı bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
‘KAZA ANINI HATIRLAMIYORUM’
Kazanın ardından gözaltına alınan TIR şoförü Faruk Eskiçırak tutuklandı. Eskiçırak’ın ifadesinde şunları söylediği belirtildi:
“Yirmi yıldan fazla TIR şoförüyüm.2 yıla yakın bir süredir çalıştığım firmada, hep aynı aracı kullandım. Periyodik bakımlarını aracın zamanı geldiğinde serviste yaptırdım. Rampadan inmeye başlayınca fren tutmadı. Hızım iyice arttı. En son hızım 120 kilometreye dayandı. Motor bağırıyordu, aracım 4’üncü vitesteydi. Rampadan inerken önümde seyreden araçlara çarpmamak için kendilerini korna, selektörle uyarıp, dörtlüleri yakıp, yol vermelerini istedim. Rampada bulunan araçlar sağa sola kaçışıp yol verdi. Rampadan aşağıya zikzaklar çizerek indim. Amacım önümde seyreden araçlara vurmamaktı. En son düzlüğe doğru giriş yaptım. Bir anda trafik ışıklarının kırmızı yandığını, araçların orada durduğunu gördüm. Aracımı, sağa doğru manevra yaptırıp, devirme eğilimine girdim. Işıklara gelmeden öndeki bir araca çarpınca aracın yönü ışıkların istikametine döndü. Direksiyon bir anda kilitlenip stop etti. O anda hızla kırmızı ışıkta bekleyen araçların arasına daldım. İlk araca çarptığımda başımı bir yerlere vurmuş olacağım ki kaza anını ve nerelere çarptığımı hatırlamıyorum. Kazadan sonra birilerinin gelip, beni araçtan çıkarmaya çalıştıklarını hatırlıyorum. Kazanın dorse fren körüklerinin boşalmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Dorsedeki yükün en son indiğim rampada çekiciye baskı yaptığını hissettim. Tüm tedbirleri almama rağmen aracımı, durdurmam mümkün olmadı.”
ŞOFÖRE 22,5 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kazaya ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan, TIR şoförü ve lojistik firma yetkililerinin de aralarında bulunduğu 4 sanık hakkındaki 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. İddianamede tutuklu sanık Faruk Eskiçırak, tutuksuz sanıklar TIR sahibi S.A.P ve dorse sahibi Y.P. ile lojistik firma baş şoförü M.A. hakkında ‘bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak’ suçundan kusurları oranında hapis cezası talep edildi.

ÇEKİCİNİN, TRAFİĞE ÇIKMASININ UYGUN OLMADIĞI TESPİT EDİLDİ

Bursa 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, kaza sonrası polis tarafından hazırlanan tutanak ve bilirkişi raporlarına yer verildi. Polisin kaza tutanağında, TIR şoförü Faruk Eskiçırak’ın birinci derecede asli kusurlu olduğunun tespit edildiği belirtildi.

İddianamede yer alan, 5 kişilik heyet tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda ise 06 CHS 523 plakalı çekicinin sistem sorgusunda 2 Mart 2021’de Samsun’da Karayolları Trafik Kanunu’nun (kamyon çekici ve otobüslerde takograf, taksi otomobillerde ise taksimetre bulundurmamak, kullanmamak veya kullanılır durumda bulundurmamak) maddesinden işlem yapılarak trafikten men bilgisinin POLNET sistemine girildiği, 7 günlük izin süresi bitiminde bu eksikliğin giderilmediği ve bu nedenle çekicinin eksiklik giderilinceye kadar trafiğe çıkmasının uygun olmadığını tespit edildiği ifade edildi. TIR’ın yüksek hızda ilerlediği, önünde seyreden araca çarpmayı önlemek için yolun sağ ve solunda uygun alan olmasına rağmen kaçma eylemine başvurulmadığı, araçları arkadan çarparak sürüklediği bilgisi paylaşılan raporda, takografta çekicinin eski plakasının kayıtlı olduğu, aracın kalibrasyonunun yapılmadığı vurgulandı.

FREN SİSTEMLERİNİN BAKIMSIZLIĞI, KAZADA CİDDİ ETKEN OLDU

Raporda aynı zamanda kaza anında çarpmanın da etkisiyle aracın hız kadranının 101 kilometrede takılı olmasına rağmen en son hızın 93 kilometre olarak görüldüğü vurgulanarak takografa usulsüz müdahale olduğuna işaret edildi. Sürüş süresinin toplam 10 saat 10 dakika olarak tespit edildiği aktarılan bilirkişi raporunda, sürücünün yasal süreyi 1 saat 10 dakika aştığı bilgisi de verildi. Ayrıca raporun sonuç kısmında çekici ve dorsenin fren sisteminde hava kaçağı ve ‘patlamanın’ söz konusu olmadığı, fren sistemlerinin bakımsızlığının ölümlü, yaralamalı ve hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde ciddi anlamda etken olduğu ifade edildi.

TIR ŞOFÖRÜ HIZINI, BÖLGE ŞARTLARINA GÖRE AYARLAMADI

Çekicinin ve dorsenin malikinin tekerlek ve fren bakımlarını zamanında yaptırmadığı için kusurlu olduğu aktarılan raporda, TIR şoförünün de hızını bölgenin şartlarına göre ayarlamadığı, trafik hız işaret levhalarına riayet etmediği gibi sürekli iniş eğimli karayolunda motor frenini kullanmadığından da kusurlu bulunduğu yer aldı.

Firmanın baş şoförü M.A. aracın bakımlarının kısa süre önce yapıldığını, şoförden de kendisine herhangi bir arıza bildirimi gelmediğini öne sürerken, diğer şüpheliler de haklarındaki suçlamaları kabul etmedi. İddianamede, sanıkların ‘bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası istendi.

Görüntü Dökümü
——————-(ARŞİV)
-Güvenlik kamerasında kaza anı
-Kaza yerinden görüntüler 

BURSA/DHA

=======================================================

4- BABA VE OĞLUNUN KATİL ZANLISI YAKALANDI, ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
 
MUĞLA’nın Menteşe ilçesinde, Erol Atmaca (55) ile oğlu Emre Yiğit Atmaca’yı (29) av tüfeğiyle vurarak öldüren Menduh Demir, yakalandı. Elektrik tamircisi Demir, işlemlerinin ardından güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.
Olay, 8 Nisan günü Zeytinköy Mahallesi Gökçebelen mevkiinde meydana geldi. Menduh Demir ile Erol Atmaca ve oğlu Emre Yiğit Atmaca arasında bilinmeyen nedenle çıkan tartışma, kavgaya dönüştü. Demir, av tüfeğiyle baba ve oğluna ateş etti. Saçmaların isabet ettiği Erol Atmaca ve oğlu kanlar içinde yere yığıldı. İhbar üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Erol Atmaca ve Emre Yiğit Atmaca’nın yaşamını yitirdiği belirlendi. Baba ve oğlunun cansız bedenleri, otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Olayın ardından kaçan Menduh Demir’in yakalanması için çalışma başlatıldı. Yapılan araştırmada, çifte cinayetle bağlantısı olduğu değerlendirilen Menduh Demir’in arkadaşı Mehmet D., gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Mehmet D., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

ŞÜPHE ÜZERİNE DURDURULUNCA YAKALANDI

Polis ekipleri, bugün sabah saatlerinde Menteşe’nin Kötekli Mahallesinde yürüyen Menduh Demir, şüphe üzerine polis ekipleri tarafından durduruldu. Menduh Demir’in Genel Bilgi Taraması (GBT) sorgusunda ‘kasten öldürme’ suçundan arandığı tespit edildi. Gözaltına alınan Demir, işlemlerinin ardından jandarmaya teslim edildi.
Jandarmadaki ifadesinde susma hakkını kullanan Menduh Demir adliyeye sevk edildi

Görüntü Dökümü
———————–
– Adliye binası
– Adliyeye sevkedilmesi
– Detaylar

Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)

================================================

5- HASTANE ÇALIŞANLARINA SALDIRAN ŞÜPHELİLER ADLİYEDE 

Olay sonrası polis ekiplerince adliyeye sevk edilen şüpheliler A.Ü. (50), G.Ö. (32), M.Ö. (22), A.Ö. (57), V.Ö. (24), İ.Ü. (25), Ş.B. (44), M.Ö. (17) ve S.Ö. (36) Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden S.Ö. isimli kadın polis eşliğinde götürülürken, “Biz utanacak bir şey yapmadık. Sağlığımız için yaptık. Utanmıyoruz” ifadelerini kullandı. Şüphelilerin savcılık sorgusuna başlandı. 
BAŞHEKİM YARDIMCISI FİDAN: SALDIRIYI KINIYORUZ
Numune Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Mehmet Fidan, talihsiz bir olay yaşadıklarını belirterek, “Dün akşam saatlerinde ayağında kırık olan bir hasta acil servisimize başvurdu. Aynı zamanda kalabalık bir hasta yakını da hastanın yanında geldi. Hastaya ilk müdahalesi yapıldı. Daha sonra hasta yakınları hastayla yeteri kadar ilgilenilmediğini belirterek kalabalık bir grup halinde acil serviste olay çıkarıyorlar. Sağlık çalışanları ve güvenlik güçlerine saldırıyorlar. Maalesef 6 güvenlik görevlimiz hafif şekilde yaralanmış durumda. Acil servisimizde de maddi hasar meydana geldi” dedi.
Sağlık çalışanlarının özverili bir mücadele verdiği dönemde bu tür şeylerle karşılaşmanın üzücü olduğunu vurgulayan Fidan, “Hem pandemi öncesi hem de sonrası büyük bir özveri ile çalışan sağlık çalışanlarımıza yapılan bu saldırıyı kınıyoruz. Umarım bu saldırıyı yapanlar en ağır şekilde cezalandırılır ve caydırıcı olur. Özellikle saldırı sonrasında hastanemize gelerek bizlere destek veren Valimiz Salih Ayhan’a teşekkür ediyoruz. Bu yaşanan talihsiz olay sonrası biz sağlık çalışanları her zaman işimizin başında görevimize devam ediyoruz” diye konuştu. 
Sağlıkta şiddet artarak devam ettiğine dikkat çeken Fidan, “Bizim hastanemizde olmaz diyoruz ama bizim de başımıza geliyor. Bununla ilgili mutlaka caydırıcı önlemler olması gerekiyor. Bu çalışan arkadaşlarımızın motivasyonunu da bozuyor. Buradaki sağlık çalışanlarının tek amacı insanlara şifa olmak ve şifa dağıtabilmektir. Ama bu tür saldırgan arkadaşlar insanın çalışma azmini de azaltıyor. Bunların hem ceza olarak hem de toplumsal olarak bir şekilde reddedilmesi lazım. Bu saldırıların artık bir son bulması gerekiyor. Hastaneler insanların hastalandığında şifa aramak için geldiği yerlerdir. Buradaki insanlar da gelenlerin sağlığı için uğraşan insanlardır. Gece gündüz demeden, iftar sahur demeden canla başla çalışan insanlardır. İnşallah bu saldırılar son bulur” ifadelerini kullandı. 

Görüntü Dökümü
———————–
-Şüphelilerin adliyeye götürülüşü
-Şüpheli kadının konuşmaları
-Başhekim Yardımcısı Mehmet Fidan’ın açıklamaları

Haber-Kamera: Eraydın AYTEKİN-Hüsnü Ümit AVCI-Arife Defne ARSLAN-Alperen YILDIZ/SİVAS, (DHA)

================================================

6- ÜZÜM BAĞI İÇİN ÜRETTİĞİ SOLUCAN GÜBRESİNDE TALEPLERE YETİŞEMİYOR

GAZİANTEP’in İslahiye İlçesinde, Ahmet Yıldırım (27), üzüm bağlarında kullanmak amacıyla 15 bin solucan alarak gübre üretimine başladı. Yıldırım, aradan geçen 2,5 yıl içerisinde solucan sayısını 1 milyon 200 bine günlük üretimi 1 tona çıkarırken,  gelen taleplere de yetişmeye çalışıyor.
Yukarı Bilenler Mahallesi’nde yaşayan Ahmet Yıldırım, merak üzerine internetten solucan gübresi ile ilgili araştırma yaptı. Yıldırım, yaptığı araştırma sonunda 2,5 yıl önce kendi üzüm bağlarında kullanmak amacıyla hobi olarak 15 bin Kaliforniya solucanı aldı. Evlerinin altında depo olarak kullanılan alanı üretim sahasına dönüştüren Yıldırım, solucan besleyerek gübre üretimine başladı. Yıldırım, zaman içerisinde çoğalan solucanların sayısı 1 milyon 200 bine, ayda 1 ton gübre üretimine ulaştı. 
Yıldırım, kimyasal gübre fiyatlarının yüksek olması ile birlikte solucan gübresinin üründe yüzde 30 ile 40 oranında verimi arttırdığını, daha az suya ihtiyaç duyması ile çiftçiler tarafından tercih edilmeye başlandığını söyledi. Yıldırım, “İlk etapta amacım kendi üzüm bağlarımızda kullanarak kendi ürün kalitemizi ve verimimizi artırmak için 15 bin solucanla başladım. Şu anda 1 milyon 200 bin solucana ulaştım ve gübre üretimine devam ediyorum. Gübremiz üründe yüzde 30 ile 40 oranında verim artışı sağlıyor. Kullanılan mevcut kimyasal gübreler çoraklaşmaya yol açarken, bu gübremizin su tutma özelliği var. Daha az su ile daha çok verim alabilme imkanı ortaya çıkıyor. Bu durumu gören üreticiler de solucan gübresi tercih etmeye başladı” dedi.
AYDA BİR TON ÜRETİLİYOR
Oluşan talep ile birlikte gübre satışına başladığını anlatan Yıldırım, “Taleplerin gelmesiyle de işi ticarete dönüştürdük. Gübrenin tonunu 3 bin liraya satıyorum. Gübrenin toprağa faydasını üreticilere anlatarak bilinçlenmelerini de sağlayıp numune vererek deneme yapmalarını sağlıyorum. Ayda ortalama bir ton gübre üretimimiz var. Hedefim ilerleyen süreçte gübre üretimini daha da artırmak” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————–
– Ahmet Yıldırım’ın gübre kontrolü
– Gübrelerin nemlendirilmesi
– Gübrenin elekte geçirilmesi
– Ahmet Yıldırım ile röp
– Genel ve detay görüntüler

Haber- Kamera:  Kadir ÇELİK- GAZİANTEP-DHA)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!