1) ‘KARDEŞİMİZDEN BOŞAN’ DİYE 40 DAKİKA DÖVÜP, VÜCUDUNA KAYNAR SU DÖKTÜLER
ANTALYA’da Mehmet ve Ahmet U. kardeşler, kız kardeşlerinden boşanmasını istedikleri enişteleri Ahmet Asrav’ı (36), 40 dakika boyunca dövdü. Başına demir sandalye, klavye ve cam şişeyle vurulan, vücuduna kaynar su dökülen Asrav hastaneye kaldırılırken, saldırganlar emniyetteki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Olay anı, güvenlik kamerasına yansırken, Emine Arsav’ın da eşinden boşanmak istemediği belirtildi.
Kepez ilçesinde yaşayan 5 yıldır evli olan Emine ve Ahmet Asrav çifti arasında geçen haftalarda tartışma çıtı. Emine Asrav’ın ailesi, tartışmayı öğrenince çiftin boşanmasını istedi. Asrav çifti ise boşanmak istemediklerini söyledi. Geçen hafta Emine Asrav’ı arayan ağabeyleri, “Son kararın nedir?” diye sordu. Emine Asrav ise boşanmak istemediğini söyleyince ağabeyler Mehmet U. ve Ahmet U., Ahmet Asrav’ın iş yerine gitti. İş yerine girer girmez Asrav’a saldıran kardeşler, tezgahın üzerinden atlayıp, yumruk atmaya başladı. Ardından demir sandalyeyi alan 2 kişi, Asrav’a vurmaya başladı. Arbede sırasında cam kolonya şişesini alan Mehmet U. ve Ahmet U., Asrav’ın başına vurarak yaraladı. Ardından iş yerindeki bilgisayarın klavyesiyle vurmaya başlayan saldırganlar, son olarak Asrav’ın boynundan sırtına kaynar su döktü.
ANNE VE BABASI DA YARALANDI
İhbar üzerine iş yerine gelen polis, olaya müdahale etti. Mehmet ve Ahmet U. kardeşler, saldırıdan haberdar olup iş yerine gelen Asrav’ın anne ve babasının motosikletine de tekme attı. Anne ve baba Asrav motosikletten düşerek hafif yaralandı. Yaralanan Ahmet Asrav ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık görevlilerince yapılan ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı. Saldırganlar ifadeleri alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Mehmet ve Ahmet U., ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.
‘BOŞANMAMIZ İÇİN ZORLAMIŞLAR’
Eşiyle geçen hafta küçük tartışma yaşadıklarını söyleyen Ahmet Asrav, “Eşimin ailesi onu boşanmamız için zorlamış. Eşim de boşanmayacağını söyleyince ağabeyi arıyor ve ‘Son kararın nedir’ diye soruyor. Eşim boşanmak istemediğini söylüyor. Sonrasında beni arayarak tehdit ettiler. Eşimle bu durumu konuştuktan 10 dakika sonra dükkanda müşteriyle ilgilenirken, içeri girdiler. ‘Ağabey durun’ demeye kalmadı, saldırmaya başladılar” dedi.
’40-45 DAKİKA DAYAK YEDİM’
Saldırganların serbest kalmasına tepki gösteren Asrav, “40-45 dakika kadar dayak yedim. Üstüme kaynar su döküldü, kafamı yardılar. Ben de eşimi aradım ‘Her yerim kan gel’ diye. Eşim de anne ve babamı arayarak dükkanı bastıklarını söylemiş. Dışarıda polisler varken anne ve babamın olduğu motosiklete tekme atarak yolun ortasına düşürüyorlar. Onlar da yaralandı. Tedirginlikten kaynaklı dışarı çıkamıyorum. Bunlara rağmen şahıslar sadece ifade verip serbest bırakıldılar” diye konuştu.
Mehmet U. ve Ahmet U.’nun Asrav’a saldırdığı anlar, iş yerinin güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
– Darp anına ait güvenlik kamerası görüntüleri
– Şahısların dükkana girerek saldırması
– Yumruk atmaları
– Sert cisimlerle Ahmet Asrav’ı darp etmeleri (klavye, cam şişe ve demir sandalye ile)
– Ahmet Asrav’ın darp izlerinden detay( kafasındaki dikişler ve boynundaki yanık izleri detay)
– Ahmet Asrav RÖP
– Detaylar
HABER: Semih ERSÖZLER-KAMERA: Burak YALMAN/ANTALYA, (DHA)
===========================
2) TRABZON SAĞLIK MÜDÜRÜ: AKTİF VAKALAR ARASINDA ÇOCUKLARIN ORANI YÜZDE 3,5
TRABZON İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta, “Şu an aktif sayılar olarak baktığımızda çocuklarda yaklaşık yüzde 3,5 civarında vakamız var. Bunların içinde maalesef yoğun bakıma yansıyan da olabiliyor” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 27 Mart-2 Nisan haftasında illere göre paylaştığı, 100 bin kişiye düşen Covid-19 vaka sayısında 278,24 olan sayının 353,49’a yükseldiği Trabzon’da vaka artışı sürüyor. Son günlerde koronavirüsün en fazla cenaze, taziye ve ev ziyaretlerinde yayıldığı tespit edilen kentte ekipler, denetimlerini sürdürüyor. Trabzon’da, filyasyon ekiplerince yapılan analizde; vakaların aynı soyadlı kişilerde kümeleştiği, salgında aile içi bulaşın öne çıktığı belirlendi. Artış eğiliminde olduğu gözlenen vakaların yüzde 3,5’ini ise çocukların oluşturduğu tespit edildi. Kentte, vakaların ‘açık hava’ düşüncesi ile çıkılan köy ve yayla evlerindeki toplu buluşmalarda daha fazla yayıldığı da anlaşıldı. Çocuk vakalar arasında, yoğun bakım ünitesinde tedavi görenlerin de bulunduğu belirtildi.
‘ÇOCUKLARDA VAKA OLMASI KAÇINILMAZ’
İl Sağlık Müdürü Usta, kentte aktif çocuk vaka oranının yüzde 3,5 olduğunu belirterek, “Çocuklarda da Covid-19 pozitif vakalar olabiliyordu. Tüm Türkiye’de yaptığımız bir uygulama var. 18 yaş altı genelde test almıyorduk. Okullarında kapalı olmasından dolayı test alma gereği hissetmiyorduk. Şimdi okullar açık olduğu için okullardaki çocukların birbirinden etkilenerek oluşacak vaka sayılarının önüne geçmek için gerektiğinde testler alıyoruz. Alınan testlerde pozitif vakaları yakalamış oluyoruz. İlimizde bir kısım okullarda karantina tedbirlerini uyguladık. Çocuklarda vaka olması kaçınılmaz bir durum. Şu anki aktif sayılar olarak baktığımızda çocuklarda yaklaşık yüzde 3,5 civarında vakamız var. Bunların içinde de maalesef yoğun bakıma yansıyan olabiliyor” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
-Trabzon drone şehir görüntüsü
-Sokaklardan insan kalabalık görüntüleri (Arşiv)
-Meydan alanından kalabalık insan görüntüsü (Arşiv)
-Trabzon İl Sağlık Müdürü Hakan Usta röportajı
-Filyasyon ekibinin apartman dairesinin kapısına uyarı bröşürü yapıştırma görüntüsü(Arşiv)
HABER: SELÇUK BAŞAR KAMERA: ALEYNA KESKİN/TRABZON-DHA
====================================
3) EŞİ VE BABASINI KORONAVİRÜSTEN KAYBEDEN AMBULANS ŞOFÖRÜNDEN ‘DİKKAT’ UYARISI
KÜTAHYA’nın Emet ilçesinde 112 ambulans şoförü ve 4 çocuk babası Sami Öztürk (56), geçen yıl ekim ayında 10 gün arayla babası İbrahim Öztürk’ü (95) ile eşi Ayşe Öztürk’ü (54) koronavirüsten kaybetti. Öztürk “İnsanlar dikkat etsin, benim canım yandı başkalarının canları gitmesin” dedi.
Emet ilçesinde 112 Acil Sağlık Hizmetleri bünyesinde ambulans şoförü olarak çalışan Sami Öztürk’ün geçen yıl ekim ayında 10 gün arayla koronavirüse yakalanan babası İbrahim (95) ve eşi Ayşe Öztürk’ü hayatını kaybetti. Birçok kişinin hastalığı ciddiye almamasının ve sağlık çalışanlarına hastalıklı gibi davranılmasına üzüldüğünü ifade eden Öztürk “36 yıldır sağlık camiasının içerisindeyim. 112 çalışanıyım, birçok birimde çalışmama rağmen son 15 yıldır 112 çalışanıyım. Bu süre zarfı içerisinde birçok vaka ile karşılaştım. Bu salgın çıktıktan sonra yüzlerce hasta taşıdım” dedi.
‘BABAM VİRÜSÜ PARKTA KAPTI’
Hastalıkla mücadelede ailesine koronavirüs bulaştırmamak için çok dikkatli davrandığını ancak hayatını kaybeden babasına hava almak için çıktığı parkta koronavirüs bulaştığını anlatan Öztürk, şunları söyledi:
“Çok dikkat ettik evime hastalık götürmeyeyim diye evde eşim var, babam, çocuklarım var diye. Ama virüsü buradan götürmedim evime. Lakin babam evin karşısında park var, ihtiyar adam hava almaya gidiyor ve oradan buldu. Bizler sağlık çalışanları olarak çok dikkat etmemize rağmen dışarıdan geldi. Neticede benim babam ve eşim 10 gün içerisinde kronik rahatsızlıkları neticesinde vefat etti. Daha önce de ben sosyal medyada herkesi uyarmaya çalıştım. Buna rağmen günde 30-50 vaka taşıdık. Nöbetten çarşıya çıktığım zaman hastane çalışanlarından arkadaşlar öcü gibi korkuyorlar. Diz dize oturuyorlar çay, kahve muhabbet şahane hastane çalışanını gördükleri zaman hemen maskelerini yukarı çekiyorlar. Biz tüm tedbirlerimizi alıyoruz. Biz hastalığın içinde durduğumuz için çizmemizi, tulumumuzu, eldivenimizi maskemizi giyiyoruz. Ama çarşıdaki vatandaş bizi hasta taşıdığımız için hastalıklı olarak görüyor. Bu da beni şahsen yaralıyor.”
BabaSI ve eşini kaybetmenin büyük acısını yaşadığını ifade eden Öztürk uyarılarda bulunarak, “Herkesin koronavirüsü ciddiye alarak tedbirlere uyması gerekiyor. İnsanlar dikkat etsin benim canım yandı, başkalarının canları gitmesin” şeklinde konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
-Öztürk’ün odasında çalışma görüntüsü
-Vakaya çıkarken tulum giymeleri
-Ambulansla görüntü
-Ambulansa binmesi
-Öztürk’ün röportajı
-Hastanenin dış görüntüsü
Haber-Kamera: Oğuzhan KILIÇ-Ercan KOLKU/EMET(Kütahya),(DHA)-
================================
4) YIKIMINA BAŞLANAN DİVAN TALYA OTEL YERİNE, 3 YILDA YENİSİ YAPILACAK
ANTALYA’nın ilk şehir içi otellerinden Divan Talya Otel’in yıkımına başlandı. Koç Holding’in yeniden yapımı için 50 milyon dolar tutarında bütçe ayırdığı Divan Talya Otel, 3 yılda tamamlanacak.
Antalya’da 1975 yılında açılan, 38 yıllık faaliyetin ardından 2013 yılında yenilenmek amacıyla kapatılan 204 odalı Divan Talya Otel’in yıkımına başlandı. 8 yıl süren yargı sürecinin ardından Koç Holding Yönetim Kurulu, alınan kararları borsaya bildirerek otelin yıkımını başlattı.
Koç Holdinig’in sahibi olduğu Divan Talya Otel’in yıkılarak yeniden yapımına ilişkin yargı sürecinin tamamlanması nedeniyle 50 milyon dolarlık yatırımla inşaatın yeniden başlayacağı ve 3 yıl sonra da Talya’nın turizme yeniden açılacağı bildirildi.
Koç Holding Yönetim Kurulu’nca alınan ve Borsa’ya bildirilen karar metninde şu ifadeler yer aldı:
“Yönetim kurulumuzun 2 Nisan 2013 tarihli kararı doğrultusunda 13 Mayıs 2013 tarihi itibari ile faaliyetlerine ara verilen Divan Talya Otelimizin yeniden yapımı ile ilgili olarak 14 Ocak 2021 tarihli özel durum açıklamamızda belirtilen yargı ve imar izin süreçlerindeki gelişmeler ve yatırım ile ilgili fizibilite çalışmaları dikkate alınarak, Divan Talya Otelimizin yeniden yapımı için resmi makamlardan alınması gerekli yıkım ve inşaat izinleri ile birlikte diğer tüm idari ve tüzel kişiler ile ilgili süreçlerin tamamlanmasına yönelik çalışmaların başlatılmasına, bu çalışmalar doğrultusunda kamu kurum kuruluşları ve üçüncü kişiler nezdinde gerekli işlemlerin yapılmasına, Divan Talya Otelimizin ve Konferans Merkezi’nin bulunduğu Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, 28435 ada 1 ve 2 parsellerdeki parselasyon neticesinde T.C Maliye Hazinesi adına tescil edilen toplam yaklaşık 600 metrekarelik alanların satın alınmasına ve 28435 ada 1 ve 2 parseller ile 68 ada 58-60-61-62-65 parsellerdeki inşaata ilişkin tüm işlemlerin gerçekleştirilmesine, Divan Talya Otelimizin yeniden yapımı için 50 milyon ABD Doları tutara kadar yatırım yapılmasına, karar verilmiştir.”
Yatırımın yaklaşık 3 yıl içerisinde tamamlanması, toplam yatırımların yaklaşık yüzde 40’ının sermaye artırımı, bakiyenin ise mevcut kaynaklar ve kredi ile finanse edilmesinin planlandığı kaydedilen metinde, “İlk etapta şirketin mevcut nakit ve nakit benzeri varlıklarının kullanılması öngörülmekte olup, diğer finansman kaynaklarının kullanım şekli, zamanlaması ve tutarları hakkında bu aşamada alınmış bir karar bulunmamaktadır. Öngörülen finansman yapısı piyasa koşullarına ve yatırım sürecine bağlı olarak değişebilecektir” denildi.
VEHBİ KOÇ’UN ÖLDÜĞÜ OTEL
Divan Talya Otel, iş insanı Vehbi Koç’un 94 yaşında hayata gözlerini yumduğu otel olarak da biliniyor. Koç, 25 Şubat 1996’da otelin 609 nolu odasında yaşama gözlerini yummuştu. Otelin yıkımına da 609 nolu odanın bulunduğu cepheden başlandı. İş makineleri ilk olarak bu taraftaki bloğu yıkarak, yıkım çalışmalarını başladı.
‘ANTALYA’NIN 1 NUMARASIYDI’
Otelle aynı adı taşıyan taksi durağı çalışanları ise yıkımla birlikte hatıralarının da geride kaldığını söyledi. Taksi şoförü Tahsin Birsen, “Şu anda mahallemiz terk edilmiş gibi. Eskiden daha güzeldi. Sokaktan geçen yok. Otelin renkli olduğu günleri çok iyi hatırlıyorum. 12 ay hizmet verirdi bu otel. Vehbi Koç da burada öldü. Otel yeniden açılırsa işlerimiz daha iyi olur. Üzülüyoruz bu duruma” diye konuştu. Talya Otel için, “Antalya’nın 1 numarasıydı” yorumunu yapan Orhan Boran da, “İnşallah yeniden açılacak ve güzel işler yapacağız. Vehbi Koç, hafta sonları hep buraya gelirdi. Sevdiği oteldi ve burada öldü” dedi. Taksi durağı başkanı Savaş İpek ise “Çok güzel, hareketli canlı günler geçirdik. Otel yeniden inşa edilince işlerimiz hareketlenecek” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————
– Otelin yıkım çalışmalarından dron görüntü
– Deniz ile otelin yıkım çalışmaları aynı açıda dron görüntü
– Talya Oteli yazısı
– Yıkımdan, kepçelerden, otelin giriş bölümdeki yıkımdan detay
– DHA Muhabiri Alparslan Çınar’ın anonsu
– RÖP: Otel önünde olan taksi durağındaki taksicilerle röp
– DHA Muhabiri Alparslan Çınar’ın anonsu
– Otelin dış plan görüntüsü (YIKIM ÖNCESİ SON HALİ FOTO)
HABER:İbrahim LALELi-Alparslan ÇINAR-KAMERA: Mehmet KILIÇARSYAN/ANTALYA, (DHA)
=======================
5) KIZI İÇİN EVDE EKMEK YAPMAYA BAŞLADI, 3 YILDA FIRIN AÇTI
MERSİN’in Mezitli ilçesinde yaşayan Şebnem Söğüt (48), 5,5 yıl önce sindirim problemi yaşayan 7 yaşındaki kızı Deniz için çavdar unundan ekşi mayayla ekmek üretmeye başladı. Sögüt, çevresindekilerin beğenmesi üzerine üretici pazarında satmaya başladığı ekmeklerini, fırın açıp gelir kapısına dönüştürdü.
Merkez Yenişehir ilçesinde yaşayan Şebnem Söğüt, 7 yaşındaki kızı Deniz’in henüz 1,5 yaşındayken sindirim sorunu yaşamaya başlayınca ekmeğini yapmaya karar verdi. Çavdar ununun çabuk sindirildiğini ve bunun ekşi maya ile yapıldığı takdirde probiyotik etkisi olduğunu öğrenen Söğüt, evinde doğal ekmekler üretti. Ekmeklerinin, kızının yanı sıra çevredeki arkadaşları tarafından da beğenilmesi üzerine sipariş almaya başlayan Söğüt, o zamanlar kendi fırınını açma imkanı olmadığı için üretici pazarlarında ürünlerini satmaya başladı. Kazandığı paralarla kısa süre önce kendi fırınını açan Söğüt, çavdar ekmeğinin yanı sıra karabuğday ekmeği ve borodinsky olarak bilinen Rus ekmeğini, sağlıklı ve lezzetli ekmek arayan vatandaşlarla buluşturuyor.
‘SİNDİRİMDE EKMEĞİN ÖNEMLİ YERİ OLDUĞUNU GÖRDÜM’
Kızının sindirim sorunu ile yola çıkıp fırın sahibi olan ve şimdilerde haftada yaklaşık 200 ekmek satan Söğüt, başarı hikayesini anlattı. Söğüt, “Araştırmalarım sonucunda sindirimde ekmeğin çok önemli bir yeri olduğunu gördüm. Çavdar ununun çabuk sindirildiğini ve bunun ekşi maya ile yapıldığı takdirde probiyotik etkisi olduğunu öğrendim. Çavdar ekmeğinin en doğalına ulaşmaya çalışırken kendim yapmaya karar verdim. Ekşi maya üretimi ve faydaları ile ilgili araştırmalar yaptım. Bu araştırmamın neticesinde kendim, en doğal hali ile üretmeye karar verdim” dedi.
‘FARKLI ŞEHİRLERDEN DE TALEP GELİYOR’
Ürettiği ekmekleri kazanca çevirmek için ilk başlarda Kadın Üretici Pazarı’nda ekmek satmaya başlayan Söğüt, “Doğal ürüne olan ilgi ve merak sayesinde çok kısa sürede sadece haftada bir gün giderek benim için büyük sayılacak miktarda ekmek satmaya başladım. Kendi fırınımı açana kadar yaklaşık 2,5 yıl kadın üretici pazarında stant açarak ekmek satmaya devam ettim. Ekmeğimin her aşamasını evde yapıp yakındaki bir fırında da pişirimini yapıyordum. Ancak bu oldukça zordu. Pişirim aşamasını eşimin desteği olmadan yapmam imkansızdı. Başka fırında pişirmek de sorun oluyordu. Çünkü mayalı ekmekleri taşımak, mayalanma sürecini gece anlaştığımız fırının zamanına uydurmak yorucuydu. Bu yüzden kendi fırınımızı açmaya karar verdim. Şu an satışlarımız iyi. Farklı şehirlerden talep geliyor. Hafta sonları ise kadın üretici pazarında satışa devam ediyorum. Ekmeklerin fiyatı türüne boyutuna göre 5 ile 25 TL arasında değişiyor. 3 çeşit ekmek yapıyorum. Bunlar, karabuğday ekmeği, Rus ekmeği (borodinsky) ve çavdar ekmeği. Bir çeşidi alan diğerlerini de merak etti ve aldı. Bunlara ek olarak atalık undan galeta yapmaya başladım” dedi.
‘KADINLAR İSTERSE HER ŞEYİ BAŞARIR’
Kadınların çalışıp kendi ayakları üzerinde durmasının önemli bir şey olduğunu kaydeden Söğüt, “Buralara geleceğimi tahmin etmiyordum. Evde ekmek yaparak yola çıktım şimdi kendi fırınımda üretim yapıyorum. Çok mutluyum. Kadınlar asla pes etmesin, istedikleri zaman yapamayacakları hiçbir şey yok” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
-Şebnem Söğüt hamur yapması
-Şebnem Söğüt hamur kesmesi
-Şebnem Söğüt hamuru fırına vermesi
-Şebnem Söğüt röp
-Fırından ekmeklerin çıkması
-Hazır ekmekler
Haber-Kamera: Soner AYDIN/MERSİN, (DHA)
==============================
