Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ – 19

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

1) YUNANİSTAN’A KAÇMAK İSTERKEN YAKALANAN FETÖ ŞÜPHELİSİ 4 ESKİ ASKER TUTUKLANDI

EDİRNE’nin Keşan ilçesinde yasa dışı yollarla Yunanistan’a çıkış yapmak isterken polis tarafından yakalanarak, gözaltına alınan Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski askeri personeli 4 FETÖ/PDY şüphelisi, tutuklandı.
Edirne ve Keşan Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, düzenledikleri operasyonla yasa dışı yollarla Yunanistan’a gitmeye çalışan 4 kişiyi yakalayarak, gözaltına aldı. Yakalanan şüphelilerin ‘FETÖ’ye üye olmak’ suçundan dosyaları bulunan Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski askeri personeli M.G., B.K., K.K. ve A.U. oldukları belirlendi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 4 şüpheli, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak, cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü
————————
-FETÖ şüphelilerinin adliyeden çıkarılması
-FETÖ şüphelilerinin araca bindirilmesi
-Araçtaki FETÖ şüphelileri
-Adliye girişi ve tabelası
-Detaylar

Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),(DHA)-

=====================================================

2) KUŞADASI’NDA JEOTERMAL KUYU AÇILMAK İSTENMESİNE TEPKİ
 
AYDIN’ın Kuşadası ilçesinde bir şirketin jeotermal kuyu açmak için sondaj çalışması yapmak istemesi, çevreci dernekler, sivil toplum kuruluşları ve mahallelinin tepkisine neden oldu. Bir araya gelen 6 mahalle muhtarı, üç kooperatif ile iki dernek üyesi ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Bölge halkı olarak bu kuyuların açılmasını istemiyoruz” denildi. Şirketin proje teknik sorumlusu Anıl Kayaalp ise projenin tamamen jeotermal teknolojik sera kurmaya yönelik olduğunu öne sürdü.
Kuşadası’nın Değirmendere Mahallesi’nde, özel bir şirket jeotermal kuyusu açmak için geçen günlerde sondaj çalışması yapmak istedi. Bunun üzerine ilçedeki çevreci dernekler, sivil toplum kuruluşları ve kırsal mahallede oturan vatandaşlar harekete geçti. Çalışmanın bölgedeki tarımsal faaliyetlere zarar vereceğini ileri süren çevreciler, kuyuların açılmak istendiği yerlerde inceleme gezisi yaptı. Gezinin ardından bir araya gelen 6 mahalle muhtarı, 3 kooperatif ile 2 derneğin üyeleri sosyal medya üzerinden ortak basın açıklaması yaptı.
TARIM ALANI OLMA VASFINI KAYBEDECEK
Kirazlı, Soğucak, Caferli, Çınar, Yaylaköy ve Değirmendere mahalle muhtarları ile Kirazlı Küplüce Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Kirazlı Sulama Kooperatifi, Yaylaköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği ile Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) adına yapılan açıklamada bölgede ekolojik tarım yapıldığına dikkat çekildi. Tarım alanının ortasında bir termal işletmenin yer altı sularının tuzlanmasına ve bor oranının artmasına neden olacağı için bölgenin tarım alanı olma vasfını kaybedeceği, vurgulandı.
‘SAHA İNCELEMESİ YAPTIK’
Kuşadası’nda jeotermal kuyusu açılmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini belirten Yaylaköy Mahallesi Muhtarı Erhan Yıkılmaz, “Haberi duyunca Değirmendere Mahallesi’ne gidip bir saha incelemesi yaptık. İnceleme sonrasında kuyuların özellikle tarım alanlarının içerisinde olduğunun tespitini yaptık. Bizler altı köyün muhtarı olarak yüzyıllardır tarımın devam ettiği bu bölgemizde jeotermal kuyuların açılmasına karşıyız” dedi.
‘YARDIM BEKLİYORUZ’
Değirmendere Mahallesi Muhtarı İsmail Atal ise “Mahallemiz sınırları içerinde olan Saz Değirmeni mevkiinde JES kuyuları açılmak isteniyor. Ancak biz buna kesinlikle karşıyız. Bu konuda elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bölgede özellikle bol miktarda zeytin ağacı var. Narenciye yetiştiriliyor. Eğer JES kuyuları açılırsa tarımsal faaliyetler zarar göreceği için bitecek. Bu konuda devletimizden de destek ve yardım bekliyoruz” diye konuştu.
TERMAL AKIŞKAN JES KURMAYA UYGUN DEĞİL’
Değirmendere Mahallesi’nde jeotermal kuyusu açmak için sondaj çalışması yapmak isteyen şirketin proje teknik sorumlusu Anıl Kayaalp, tepkileri anlayışla karşıladıklarını söyledi. Projenin tamamen jeotermal teknolojik sera kurmaya yönelik olduğunu belirten teknik sorumlu Kayaalp, “Bilimsel veriler doğrulusunda bölgedeki termal akışkan zaten jeotermal elektrik santrali kurulumuna uygun özellikler göstermiyor. Türkiye genelinde bulunan 18 jeotermal arama ve işletme ruhsatlarımızın hiçbirinde JES’e yönelik çalışmalarımız veya girişimlerimiz olmamıştır” dedi.

Reklam Alanı

Görüntü Dökümü
———————–
-Yaylaköy Mahallesi Muhtarı Erhan Yıkılmaz ile röp.
-Değirmende Mahallesi Muhtarı İsmail Atal ile röp.
-Kuyuların açılmak istendiği bölgenin uydu fotoğrafları
-JES kuyusu açılmak istenen alan ve alanda yapılan saha incelemesi

Haber – Kamera: Eşber OKAYER / KUŞADASI (Aydın), (DHA)

=======================================================

3) PROF. DR. SÖZBİLİR: DATÇA AÇIKLARINDAKİ DEPREMLERİN İSTANBUL VE İZMİR’LE BAĞLANTISI YOK
 
İZMİR Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Denizi’nde Muğla’nın Datça ilçesi açıklarında meydana gelen depremlerle ilgili olarak bölgede çok sayıda volkanik ada bulunduğunu, bunların tarihsel dönemlerde çok defa püskürüp insanlar için can ve mal kaybına yol açtığını belirtti. Prof. Dr. Sözbilir, bölgedeki hareketliliğin İzmir ve İstanbul’daki olası depremlerle bağlantısı olup  olmadığına yönelik soruya, “İstanbul ve İzmir ile bu depremlerin bir bağlantısı yok” yanıtını verdi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi’nin (AFAD) verilerine göre; Ege Denizi’nde, Muğla’nın Datça ilçesinin 14.4 kilometre açıklarında, geçen hafta salı günü 5.1 büyüklüğünde deprem oldu. Bu  depremin ardından  birçoğu 4 büyüklüğünde 400’ü aşkın artçı deprem gerçekleşti. Bu sarsıntılar ise, tedirginlik yarattı. Bazı Datçalılar, depremin Knidos Antik Kenti açıklarında çok eski tarihlere dayanan bir yanardağın harekete geçmesi sonucu gerçekleştiğinin halk arasında konuşulduğunu kaydetti.
5 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREMİN1’DEN FAZLA OLMASI
“Bölgedeki depremler 400’ü buldu” diyen Prof. Dr. Sözbilir, şöyle konuştu:
“İlginç olan bir konu ise 5 olan depremlerin birden çok olması. Ana şok sınıfına giren bu depremler, 1’den çok gerçekleşti. 3 ve 4 büyüklüğünde çok sayıda deprem meydana geldi. Bu tür birbirine yakın büyüklükteki depremlerin olduğu zamanlarda daha çok ‘volkanik kökenden mi kaynaklandığı’ konusunda bir soru işareti oluşuyor. Dolayısıyla bölgeye baktığımız zaman volkanları görüyoruz. Bu volkanlara baktığımız zaman Datça’dan Yunanistan’a doğru bir yay şeklinde uzanıyor. Bölgede çok sayıda volkanik ada bulunuyor. Bunlar tarihsel dönemlerde çok defa püskürüp insanlar için can ve mal kaybına yol açmış. Ayrıca bölgede çok sayıda fay da bulunuyor. Bunlar da geçmişte deprem üretmiş faylar. Bölgedeki bazı fayların kırıldığını görüyoruz. Öteki faylar 6.5’i aşan depremler üretebiliyor. Bu fayların bu boyutta deprem üretmesi durumunda Güney kıyılarımız özellikle Datça taraflarında tsunami tehlikesi oluşabilir”
DATÇA’NIN KIYI KESİMLERİ
Bölgede 6 büyüklüğünde bir depremin yaratacağı olumsuzluklara da değinen Prof. Dr. Sözbilir, Datça’nın kıyı kesimlerini işaret ederek, “Buradaki zayıf zeminlerde ve binalarda problem oluşacak. 6.5’i aşması durumunda ise tsunami yaratma tehlikeleri var. Bu olay gerçekleşirse Kos adası, Rodos Adası ve Datça Yarımadasının bazı kesimlerinde tsunami oluşabilir” dedi.
Bölgedeki hareketliliğin İzmir ve İstanbul’daki olası bir depremle bağlantısı olup olmadığına yönelik bir soruya ise Prof. Dr. Sözbilir,   “İstanbul ve İzmir ile bu depremlerin bir bağlantısı yok. Bölgede kendi içinde tekil fay dediğimiz, çok sayıda fay var. Bunlar ne yapabilir, yanındaki fayı tetikleyebilir. Buradan İzmir’deki fayı tetikleme olasılığı yok. İzmir ve İstanbul için bir tehlike oluşturmuyor” dedi.

Görüntü Dökümü
———————–
– Prof. Dr. Hasan Sözbilir röp.
– Genel ve Detay görüntü

Haber: Kadir ÖZEN- Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)

=======================================================

4) AB TÜRKİYE DELEGASYONU BAŞKANI BÜYÜKELÇİ NİKOLAUS MEYER LANDRUT ADANA’DA (2)
TÜRKİYE, LÜBNAN VE ÜRDÜN’E FİNANSAL DESTEK SÜRECEK

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut, Adana programı kapsamında Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı da makamında ziyaret etti. Adana’nın Suriyeli göçmen bakımından en çok etkilenen iller arasında olduğunu belirten Meyer Landrut, görüşmede Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi (PIKTES) kapsamında yaptıkları çalışmalardan bahsetti. PIKTES projesini gelecek seneye uzatmaya karar verdiklerini dile getiren Meyer-Landrut, “AB devlet başkanları bu bölgede Suriyeli göçmen krizinden en çok etkilenen Türkiye, Lübnan ve Ürdün’e finansal desteği sürdürmeye karar verdi. Önümüzdeki haftalarda komisyonun bu desteği nasıl sürdürmeye karar verdiklerini konseye iletmelerini bekliyoruz. Bu süre zarfında bizler de halihazırda yürüttüğümüz programlarda neleri iyi yaptık, neleri daha geliştirebilirdik, ne gibi ihtiyaç ve talepler çıktı bunu değerlendiriyoruz ve aynı zamanda mevcut yeni tip koronavirüs salgınının projelerimiz üzerindeki etkilerini değerlendiriyoruz. Bunları değerlendirerek gelecekte yapacağımız iş birliklerini daha iyi şekilde yürütmeyi hedefliyoruz. Bu bakımdan sizlerin değerlendirmeleri bizler için çok önemli” diye konuştu.
KARALAR: ADANA’DA 400 BİNE YAKIN GÖÇMEN VAR
Adana’da 400 bine göçmen olduğunu aktaran Büyükşehir Belediye Başkanı Karalar ise şöyle konuştu:
“Onlara yönelik hem altyapı hem üstyapı noktasında pandemi döneminde dahil ek maliyetle işler yaptık. Şu anda Adana’nın nüfusu yüzde 22 daha fazla. Belediye olarak bunların hepsine hizmet veriyoruz ama nüfus yüzde 22 daha fazlaysa her şeyde yüzde 22 fazla maliyet ve iş yükü oluyor. Bu hizmetlerin daha rahat yapılabilmesi için diyalog ve temas devam edecek. Umarım ve bekliyorum ki bu hibe ve uzun vadeli krediler devam eder.”

Görüntü Dökümü
————————
– AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut’un konuşması
– Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın konuşması
– Detaylar

Haber:Gülşah ÖZGEN-Kamera:ADANA,DHA

======================================================

5) OTOMOBİLLE ÇARPIŞAN TAKSİ SAVRULUP, SİMİT TEZGAHINA ÇARPTI

İZMİR’in Konak ilçesinde, belediye otobüsünü sollamak için manevra yapan otomobile çarpışıp kontrolden çıkan taksi, savrularak yol kenarındaki seyyar simit tezgahına çarptı. Tezgah kullanılmaz hale gelirken, şoka giren simitçi, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere tedbir amaçlı hastaneye kaldırıldı.
Kaza, bugün saat 11.00 sıralarında Gazi Osman Paşa Bulvarı’nda meydana geldi. İddiaya göre, N.M.’nin kullandığı 35 T 6880 plakalı taksi, önündeki belediye otobüsü sollamaya çalışan K.T. yönetimindeki 35 GR 9631 plakalı otomobil ile çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği taksi, yol kenarında bulunan simit tezgahına çarparak durabildi. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve 112 Acil Servis ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaralanan ve şoka giren simitçi Metin T.’ye ilk müdahaleyi olay yerinde yaptıktan sonra tedbir amacıyla ambulansla İzmir Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Metin T.’nin durumunun iyi olduğu bildirildi.
Öte yandan kaza anın çevredeki bir işyerinin güvenlik kamerası tarafından görüntülendiği ortaya çıktı. Görüntülerde, manevra yapan otomobilin taksi ile çarpışması yer aldı. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü
———————–
-Güvenlik kamerasından görüntü
-Kaza yerinden görüntü

Haber – Kamera: Tolga TAHÇI / İZMİR, DHA

=======================================================

6) AYVALIK’TA MOR SALKIM GÜZELLİĞİ
 
BALIKESİR’in Ayvalık ilçesi, nisan ayında mor salkım ağaçlarının çiçek açmasıyla morun farklı tonlarına büründü. Sokaklara güzel koku yayan mor salkım sarmaşığı, Ayvalık’ın tarihi binalarında da fotoğraflık görüntüler oluşturdu. 
Balıkesir’in turizm ilçelerinden Ayvalık’ta baharın gelişiyle ağaçlar ve türlü bitkiler çiçek açmaya başladı. Çiçek açan mor rengin farklı tonlarındaki çiçekleri ve hoş kokusuyla mor salkımlar, Ayvalık’ın tarihi binalarında fotoğraflık görüntüler oluşturdu. Tarihi kahvehaneler, yeni açılan restoran ve kafelerin de büyük bölümünü saran mor salkım ağaçları, sokaklara güzel koku yayıyor. 
‘SOKAĞA BİR GÜZELLİK VERİR’
Ara sokaklarda binalar arasında çekilen teller üzerine yayılan mor salkım sarmaşıkları, yürüyenlere ve oturmak isteyenlere gölge oluşturuyor. 70-80 sene ömrü olan mor salkım ağacının 20 metreden fazla uzadığını belirten bölge esnafı Faik Gazozcu, bu bitkinin Ayvalık’ın sembol bitkilerinden bir tanesi olduğunu söyledi. Gazozcu, “Mor salkımlar her sokakta bulunmayabilir. Bazı sokaklarda yetiştirilmiş. Macaronda, Sakarya Mahallesi’nde, Cumhuriyet Caddesi’nde. Mor salkım zamanı şimdi. Açar çiçeğini, sonradan yaprağını döker. Bir güzellik verir sokağa, gölgelik verir” dedi.
‘BUNUN ALTINDA OTURMAK BİR AYRICALIK’
Mor salkımların güzel görüntü sunduğunu belirten Gazi Kemalpaşa Mahalle Muhtarı İbrahim Bülbün, “Tarihi bir dokusu olan Macaron’da oturup çayımı içiyorum. Buranın havası başka oluyor. Büyüklerimizden aldığımız referansa göre bu mor salkımın 110 yıllık olduğu teyit edildi. Mor salkımın 110 yıllık bir geçmişi var. Bunun altında oturmak bir ayrıcalıktır” dedi.

Görüntü Dökümü
———————–
-Faik Gazozcu ile röp
-İbrahim Mülbün ile röp
-Ayvalık cadde ve sokaklarından genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Kadri KAYA / AYVALIK (Balıkesir), (DHA)

======================================================

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!