Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ – 4

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

1) HIDIRELLEZ DİLEKLERİNİ VEKALETEN BAŞKAN UYSAL DENİZE ATTI

Antalya’da, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, sokağa çıkma kısıtlamaları dolayısıyla denizle buluşamayan Hıdırellez dileklerini ilçe sakinleri adına denize bıraktı.  Başkan Uysal, dileklerin sağlıklı, sosyal ve ekonomik hayatın normale döndüğü yaşam konusunda birleştiğini aktardı.
Muratpaşa Belediye Başkanı Uysal, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde de yer alan doğanının uyanışının müjdecisi, Orta Asya’dan Balkanlara dünyanın en renkli geleneklerinden Hıdırellez’i, covid-19 pandemisi dolayısıyla evlerinden çıkamayan Muratapaşa sakinleri adına kutladı. 
Muratpaşa Belediyesi, ilçe sakinlerinin, gerçekleşmesi için suya bırakması gerektiğine inanılan dileklerini belediyenin sosyal medya hesapları üzerinden topladı. O dilekler, kağıtlara tek tek yazıldı. Hıdırellez gününün sabahında da Başkan Uysal, cam bir fanusta toplanan dileklerle Muratpaşa Belediyesi’nin Erenkuş Falez Plajı’ndan denize indi. 
Bu yıl Muratpaşalı komşularına vekaleten Hıdırellez dileklerini denizle buluşturduklarını söyleyen Başkan Uysal, bütün dileklerin sağlıklı, müreffeh, demokratik, sosyal ve ekonomik hayatın normale döndüğü bir yaşam konusunda birleştiğini aktardı. Başkan Uysal, “Bazı şeyler pozitif duyguları, pozitif enerjiyi evrene gönderebilmek içindir. Hıdırellez de öyle bir gün bizim için. Ben de katıldığım bu dilekleri denizle buluşturuyorum” diye konuştu. 
Başkan Uysal, Muratpaşalıların dileklerini Akdeniz’in mavi sularına bırakırken, dileklerin yazılı olduğu kağıtların suda çözünebilir olduğunu da belirtti. 

Görüntü Dökümü
———————–
– Erenkuş Falez Plajı dron görüntüsü
– Dileklerin fanus içinde
– Başkan Uysal’ın deniz kenarında elinde fanusyla
– Başkan Uysal’ın açıklamaları
– Delikleri denize atması
– Su üzerindeki dileklerden genel görüntü

HABER-KAMERA: ANTALYA,(DHA)

===================================================

2) ÇİFTÇİLERİN ‘FİRİK’ MESAİSİ; İFTARDAN SONRA BAŞLAYIP, SAHURA KADAR ÇALIŞIYORLAR
 
HATAY’da yeşil buğday başaklarının yakılmasıyla elde edilen ve zahmetli bir sürecin ardından hazır hale gelen sofraların vazgeçilemez lezzeti olan firik sezonu başladı. Firik, gastronomi kenti Hatay’da sıkça tüketilirken, iftar sofralarına da renk katıyor. Ramazan ayı dolayısıyla iftardan sonra işe koyulan çiftçiler, sahur vaktine kadar metrelerce yükseklikteki ateşin karşısında firik üretiyor.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından alanında ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’na layık görülen ve zengin mutfağı ile gastronomi şehri ilan edilen Hatay’da firik sezonu açıldı. Yapımı sadece 1 ile 10 Mayıs arasında gerçekleşen ve oldukça meşakkatli olan iş olan firik,  buğday başaklarının tarlalardan makine yardımıyla yaşken toplanarak odun ateşinde ütülüyor. Ütülen başaklar tarlalara serilen muşambalarda iki gün boyunca kurutuluyor. Aradan geçen 2-3 günün ardından patoz veya biçerdöver makinelerine giren başaklar, firik tanelerine ayrılarak hazır hale getiriliyor. Aldıkları çiftçilik belgesi ile sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olan çiftçiler, iftarın ardından tarlaya giderek sahur vaktine kadar firik üretimi yapıyor.
‘İFTARDAN SONRA GELİYORUZ, SAHURA KADAR ÇALIŞIYORUZ’
Antakya ilçesine bağlı Tanışma Mahallesi’nde çiftçilik yapan Necmettin Arslan, her yıl bu tarihlerde firik yaptıklarını söyledi. Firik yapımının zor ve zahmetli olduğunu söyleyen Arslan, “Ramazan dolayısıyla bir de havaların sıcak olması nedeniyle bu işi genellikle gece yapıyoruz. İftardan sonra geliyoruz, sahura kadar ateşin karşısında firik yapıyoruz. Bizim işimiz 10 gün sürer, gündüzleri başakları makine yardımıyla tarladan topluyoruz. Akşamda belirlediğimiz bir noktaya başakları ve odunları getiriyoruz öyle hazırlık yapıyoruz” dedi.
Geçen yıl 6,5 ton firik elde ettiklerini fakat bu sene sadece 15 dönüm ektiklerini söyleyen Arslan, kendi tarlalarından 4 ton firik beklediklerini söyledi. Firiğin Tanışma Mahallesi’nde herkes tarafından yapıldığını söyleyen ve meşakkatli bir iş olduğunu söyleyen Nurullah Arslan da, kışın yeterli yağış olmadığı için bu yıl verimin az olduğunu dile getirdi.
‘FİRİĞİN ÜRETİM VE TÜKETİMİ ARTMAKTADIR’
Hatay ilinde firik yapımının talep doğrultusunda yoğun olduğunu söyleyen Mehmet Muzaffer Okay, firiğin bulgur çeşitlerinden biri olduğunu söyledi. Okay, konuşmasının devamında ise şu ifadelere yer verdi; “Firik, işlenme şekli farklı olan, buğday başaklarının ısıya tutularak, yakılarak elde edilen bir gıdadır. Aroması ve tadı diğer bulgur çeşitlerine göre daha farklıdır, özellikle tercih edilen gıdalar arasındadır. Bunun üretimi ve tüketimi her geçen gün artmaktadır. İnsan sağlığına faydalı olan, besin değeri yüksek olan bir gıdadır firik, pirincin ve bulgurun ciddi bir alternatifidir”
‘AFRİN’DEN GELEN FİRİK, YERLİ ÜRETİCİYİ ZOR DURUMDA BIRAKIYOR’
Son zamanlarda firiğin Suriye’nin Afrin bölgesinden, Türkiye’ye geçirildiğini bunun da piyasayı ciddi anlamda olumsuz etkilediğine vurgu yapan Okay, “Bu durum, firik gelirine bel bağlamış, firik üretiminden geçimini sağlayan çiftçimizi zor durumda bırakmaktadır. Şu an iç piyasada toptan firik fiyatlarımız 11 TL iken, Afrin üzerinden yasadışı yollarla veya gümrüksüz, hiçbir denetime tabi tutulmadan Türkiye’ye paketlenmiş, işlenmiş olarak el altında 7 TL’ye getirilmektedir. Bu da çiftçimizi firik üretiminden kaçmasına yol açmaktadır” ifadelerine yer verdi.

Reklam Alanı

Görüntü Dökümü
———————–
– Firik yapımı için ateşin yakılması
-Çiftçilerin ateş karşısında buğday başaklarını ütülemesi
-Buğday başaklarından detaylar
-Çalışan çiftçilerden detaylar
-Tarlaya serilen buğday başaklarından detaylar
-Antakya Ziraat Odası başkanı Mehmet Muzaffer Okay’ın konuşması
-Çiftçi Necmettin Arslan’ın konuşması
-Çiftçi Nurullan Arslan’ın konuşması
-Firik pilavından detaylar

Haber-Kamera: İzzet NAZLI/ HATAY,(DHA)

===================================================

3) YUSUFELİ BARAJI’NDA SON METREKÜP BETON DÖKÜLDÜ

ARTVİN’de, Çoruh Nehri üzerinde yapımı süren, 275 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı’nda 6.5 yıl süren çalışma ile son metre küp beton döküldü. Devlet Su İşleri Genel Müdürü Kaya Yıldız, “Dar vadinin gizli hazinesinde heyecanlandıran gelişme, baraj gövde beton miktarı 4 milyon metreküp seviyesine ulaştıö dedi.

Çoruh Nehri üzerinde 275 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise ‘çift eğrilikli ince kemer baraj tipi’ kategorisinde 3’üncü en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı’nda sona gelindi. Türkiye sınırlarında 410 kilometrelik uzunluğa sahip Kuzeydoğu Anadolu’nun en büyük nehirlerinden olan Artvin’deki Çoruh Nehri üzerinde, 26 Şubat 2013 tarihinde dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından telekonferansla temeli atılan Yusufeli Barajı ve HES Projesi’nde son metreküp beton dökümü yapıldı. 6.5 yıl süren çalışma ile 4 milyon metreküp beton dökülen baraj gövdesinde son düzenlemeler yapılıyor.
DÖKÜLEN BETONLA ARTVİN-EDİRNE ARASI YOL YAPILABİLİYOR
Baraj inşaatında, 440 metre temel kotundan başlanarak, 710 metre kotuna yükselecek olan 275 metrelik gövde inşa ediliyor. Şantiye sahasında dev iş makineleri için özel bir sistem kuruldu. Yamaçtan yamaca kurulan kablolu vinç sistemiyle tonluk iş makineleri, havadan taşındı. Gövde yüksekliği 100 katlı gökdelene eş değer olacak Yusufeli Barajı’nda, Artvin’den Edirne’ye 13 metre platform genişliğinde beton yol veya 120 metrekarelik 60 bin konutun inşa edilebileceği 4 milyon metreküp beton kullanıldı. Bu yılın yarısından itibaren su tutulmaya başlanacak baraj projesinde elektrik üretimine geçilecek.
SANTRAL TÜRBİNLERİ MONTE EDİLİYOR
Yusufeli Barajı’nda bir yanda gövde inşaatı tamamlanırken diğer yanda ise elektrik enerjisinin üretileceği yer altı tünellerinde çalışma yürütülüyor. Yer altı sahasında dev elektrik santral türbinlerinin montajında ise sona gelindi. 2 milyar 130 milyon metreküp su depolanacak ve 2,5 milyar liraya mal olması planlanan proje ile günlük 3 milyon lira elektrik enerjisi geliri elde edilecek. Yusufeli Barajı ile yaklaşık 750 bin nüfuslu bir kentin yıllık enerji ihtiyacı karşılanmış olacak.
‘DAR VADİNİN GİZLİ HAZİNESİ’
Devlet Su İşleri Genel Müdürü Kaya Yıldız, “Dar vadinin gizli hazinesinde heyecanlandıran gelişme, baraj gövde beton miktarı 4 milyon metreküp seviyesine ulaştı. 

Görüntü Dökümü
———————–
-Yusufeli barajı detayları
-İnşaat detayları

Haber-Kamera: Nusret DURUR ARTVİN-DHA

===================================================

4) TALEP ARTINCA TEKRAR KARAVAN ÜRETTİLER
 
SAKARYA’nın Erenler ilçesinde bulunan bir karavan firması, 2017 yılında ara verdiği karavan üretimine pandemi sürecinde taleplerin artmasıyla yeniden başladı. Firmanın satış müdürü Zelkif Sarı, şu an yaklaşık 4 aylık sipariş olduğunu ve üretim kapasitelerinin dolduğunu belirtti. 
Erenler ilçesinde 2010 yılında baza ve kanepe metal iskeleti üreterek üretime başlayan firma 2017 yılında off-road karavan modeli de üretmeye başladı. Piyasaya girmesinin ardından kısa bir süre sonra üretime ara veren firma, pandemi sürecinde karavana olan ilginin artmasıyla tekrardan karavan üretimine başladı. Daha büyük bir model tasarlayarak tescilini alan firma ürettikleri karavan ile karavan piyasasına tekrardan giriş yaptı. Firma müşterilerinin yoğun taleplerini karşılamak için üretim kapasitelerinin tamamını doldurarak çalışmalarını sürdürüyor. 
‘İZOLE BİR TATİL ANLAYIŞI YAYGINLAŞIYOR’ 
Firmanın satış müdürü Zelkif Sarı, “Firmamız, 2017 yılında mobilya sektöründeki tecrübelerini karavan sektörüne aktarma kararını aldı. Markamızı tescil ettirerek ilk başlarda off-road karavan modelleri ile piyasaya girdik. Daha sonra kısa bir ara verdik. Geçen yıl pandemi süreciyle birlikte karavan sektörünün de rağbet gören bir hal almasıyla daha büyük bir modelle karavan piyasasına tekrar giriş yaptık. Pandemi sürecinde karavana rağbet bayağı bir arttı. İnsanlar bu sosyal mesafeyi tatilde de kullanmak istiyorlar. İzole bir tatil anlayışı, daha bireysel ve aileye özel tatil anlayışı yaygınlaşıyor. Bunun getirisi olarak da karavan piyasası canlandı.” dedi. 
‘HERKES KARAVANINI ALSIN’ 
Aldıkları siparişle 4 aylık bir sürenin dolduğunu söyleyen Zelkif Sarı, “Talep yoğunluğu güzel, bütün kapasitemizi doldurmuş vaziyetteyiz. İnsanlar erken teslimat istiyor ama malum karavanlar belli bir üretim sürecinden geçiyor. Mecburen bir süre bekletmek durumunda kalıyoruz. İnsanlarda şunu görüyorum, karavan almak istiyorlar fakat alım yaparken tam donanımlı bir karavan üzerinde plan yapıyorlar ve bu da bütçelerini aşıyor. Bana göre karavan maliyetleri her geçen gün artacak. En düşük modelden de olsa karavan alıp daha sonra ekstra donanımları ve opsiyonel donanımları daha sonra yaptırabilirler. Bütçelerine göre karavanın konforunu arttırabilirler.” diye konuştu. 

Görüntü Dökümü
———————–
-Fabrikada ustaların çalışması 
-Karavan içerisinde ustaların çalışması 
-Fabrikadaki çalışmalar detay 
-Zelkif Sarı röp. 
-Yapımı tamamlanmış karavanın içerisi detay 

HABER-KAMERA: Ramiz Kaan OKTAR/ ERENLER (Sakarya), (DHA)

===================================================

5) BOLU’DA TAM KAPANMA SÜRECİNDE BÜYÜK OTELLER AÇILMADI 
 
TÜRKİYE’nin önemli doğa turizmi merkezlerinden biri olan Bolu’da, tam kapanma sürecinde oteller yeterince ilgi olmaması sebebiyle açılmadı. Abant Tabiat Parkı ve Gölcük Tabiat Parkı bölgesinde bulunan büyük oteller açılmazken, kentte yalnızca küçük şehir otelleri hizmet veriyor. 
Binlerce yerli ve yabancı turistin, büyük şehirlerin gürültülü ve havasından kaçarak, dinlenmek için tercih ettiği yerlerin başında gelen Abant, Gölcük, Yedigöller ve termal turizm noktası Karacasu her mevsimin güzelliğini ziyaretçilerine sunuyor. Doğal güzellikleriyle dört mevsim ilgi çeken Bolu, 17 günlük tam kapanma sürecinde tatilciler tarafından ilgi görmedi. Özellikle doğa tutkunlarının tercih ettiği Abant’ta ve Gölcük bölgesinde bulunan büyük oteller, 17 günlük tam kapanma sürecinde ilginin az olması nedeniyle açılmadı. Otelciler, yeterli rezervasyon alamadıkları için otellerini açmadı. 
OTELLERİN YÜZDE 90’I KAPALI 
Batı Karadeniz Otelciler Derneği Başkanı Halit Ergül, “Bolu ve Batı Karadeniz bölgesindeki otellerin yüzde 90’ı kapalı. Devlet tarafından oteller kapatılmadı, otelin açık olmasında hiçbir sakınca yok. Ama seyahat yasağı nedeniyle büyük otellere gelecek misafir sayısı da otelcilerin masraflarını kurtarması imkansız. O yüzden büyük otellerin tamamı kapalı. Çok küçük aile işletmeleri açık. Şehir içindeki küçük oteller açık.” diye konuştu. 
KAPANMADAN SONRA YERLİ MİSAFİR BEKLİYORUZ 
Ergül kapanma sonrası ilgi beklediklerini ifade ederek, “Bizim buraya ilgi de olmadı. Sonuçlar da son anda belli olduğu için bizi kurtaracak talep olmadı. Benim otelimde normal şartlarda 200 kişi çalışıyor. Ama en düşük minimum çalıştırdığım zaman 50 kişi çalıştırmam lazım. Masraflar kurtarmayacağı için ayın 17’sine kadar kapalıyız. 17’sinden sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bizim Karadeniz bölgesi yerli misafir ağırlıklı bir bölge. Kapanmadan sonra yine yerli misafir bekliyoruz.” dedi. 

Görüntü Dökümü
———————–
-Otellerden görüntüler
-Boş otelin içinden görüntüler
-Abant görüntüleri
-Halit Ergül ile röportaj
-Detaylar

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,(DHA)

===================================================

6) KULAKLARDAN ÇIKANLAR HAYRETE DÜŞÜRÜYOR
 
DÜZCE’de, Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Ali Fuat Şaşoğlu, kulağa kaçan yabancı cisimlerin kulakta duyma kaybına varacak hasarlar yaptığını belirtirken, hastaların kulaklarından çıkan sinek, karınca, kulaklık tıpası, boncuk ve oyun hamuru şaşırtıyor. 
Dr. Ali Fuat Şaşoğlu, 17 yıllık meslek hayatı boyunca kulağa kaçan birçok yabancı cismi çıkardığını belirterek, çıkardığı böcek ve cisimleri biriktirdi. Şaşoğlu, aynı zamanda kulak içerisindeki kelebek, sinek, oyun hamuru, kulak içinde adeta bir kum ocağı gibi görünen deniz kumu ve karıncayı görüntüledi. 
Kulağa yabancı cisim kaçmasının kulakta ciddi hasarlara neden olacağını söyleyen Şaşoğlu, “Kulakta yabancı cisimleri ikiye ayırmak lazım. Canlı ve cansız olarak. Kulağa kaçan cisimler bilinçsiz kaçmışsa bu genelde kazayla olan ya da canlı hayvanlar. Diğeri ise insanlar kulaklarını karıştırırken kaçabiliyor. Bunlar dış kulak yolunu aşıp, kulak zarına doğru gitmiş ise kulak zarında delik, orta kulakta yüz sinirlerine hasar, işitme kaybı ve şiddetli baş dönmelerine neden olabilir.” dedi. 
Kulak içinden çıkardığı yabancı cisimlere örnekler veren Dr. Şaşoğlu, “Bir kelebek çıkardım. Gerçekten büyük bir kelebekti. Kişi mangal yaparken kulağına girmiş tabii geri çıkamıyor. Kanat çırptıkça ileri gitmiş. Sinek, karınca bunlar sık gördüğümüz kulağa kaçan canlılar. Cansızlarda ise yine Düzce’ye özgü fındık dalı parçası, bizim kılçık otu dediğimiz ilerleyen bir ot çıkardım. Çocuklarda oyun hamurları, saat pili ki, en tehlikelisi saat pilidir. Sık gördüğümüz yabancı cisimler. Yine bir hastam olmuştu. Yabancı cisim olarak değil ama kulağına ilaç damladığı sanıp, yapıştırıcı damlatmış. Kulak içinde kıllar ve tüylerle donunca tam bir donatı haline gelmiş. Kulak bir kitle halinde hareket ediyordu. O da ilginçti.” dedi. 
Özellikle Karadeniz bölgesi ile tatile gidecek vatandaşlara uyarılarda bulunan Dr. Şaşoğlu şöyle konuştu: 
“Özellikle bölgeyle alakalı olduğu için söylüyorum. Önümüzdeki aylarda fındık bahçeleri tırpan motoruyla temizlenmeye başlayacak. Yüze siper yapılırken kulaklarında korunmasını öneririm. Çünkü hem canlı hem cansız yabancı cisimler tırpan aşamasında kulağa sık kaçıyor. Ayrıca önümüzde yaz sezonu var. Deniz için gidilen yerlerde dalgalarla beraber çok sık görülen bir durum ise özellikle çocuklarda kulakta yabancı cisim olarak deniz kumu. Dalgalı denizlere mümkün olduğu kadar girmemeleri gerekir. Ya da kulakta bir yabancı cisim hissettikleri zaman kurcalamamaları, bir kulak burun uzmanına başvurmalarını öneririm.”  

Görüntü Dökümü
———————–
(Doktor kamerası) 
-Kulağa kaçan kelebeğin görüntüsü
-Kulağa kaçan karıncanın kulak içinde görüntüsü
-Kulağa kaçan deniz kumlarının kulak içinde görüntüsü
-Kulağa kaçan oyun hamurunun kulak içinde görüntüsü 
(Aktuel)
-Doktorun çıkardığı cisimlerin görüntüsü 
-Doktor Ali Fuat Şaşoğlu’nun muayene yaparken görüntüsü 
-Ali Fuat Şaşoğlu ile röp ve detaylar 

HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/ DÜZCE, (DHA)

===================================================

7) KISITLAMADA, APARTMANDAN BİSİKLET HIRSIZLIĞI KAMERADA

ESKİŞEHİR’de sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal eden ve kimliği henüz tespit edilemeyen 1 kişi girdiği bir apartmandan 2 bisiklet çaldı. Şüphelinin hırsızlık anları apartmanın güvenlik kamerasına yansıdı.
Tepebaşı ilçesine bağlı Ömerağa Mahallesi Danış Sokak üzerinde sokak kısıtlamasını ihlal eden 1 kişi, önceki gece 02.30 sıralarında bir apartmana girerek içeriden 2 bisiklet çaldı. Apartman sakinleri, hırsızlığı fark etmesi üzerine polise haber verdi. Güvenlik kameralarında yapılan incelemede hırsızlık şüphelisinin 2 bisikleti apartmandan çıkardıktan sonra birini kullanıp diğerini ise elinde götürdüğü tespit edildi. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, şüpheliyi yakalamak için soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü
———————–
-Güvenlik kamerası görüntüleri

Haber-Kamera: ESKİŞEHİR,(DHA)-

===================================================

8) ‘ÇOCUKLARIN BİLGİSAYAR, CEP TELEFONU ALIŞKANLIĞI BOYUN KASLARINI KISALTIYOR’
 
FİZİK Tedavi Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Fatih Çeşme, koronavirüs nedeniyle evlerine kapanan çocuklarda, bilgisayar, tablet ve telefon kullanımının arttığını belirterek, “Özellikle çocukların büzülmüş vaziyette başlarına boyunlarını aşırı öne bükmüş vaziyette, dizlerini karnına çekmiş vaziyette çömelir gibi aşırı öne eğilerek çalışmaları bilgisayarla tabletle vakit geçirmelerinin önüne geçilmeli. Bu pozisyonda ve duruşta kalan çocuklarda göğüs kaslarında, boyun kaslarında kısalmalar olmakta ve uzun dönemde çocuklarda gelişen duruş bozukluğuna sebep olabilmekte” dedi.
Koronavirüs tedbirleri kapsamında evde kalan çocuklarda bilgisayar, tablet, cep telefonu kullanımını artarken, uzmanlar bu durumun beraberinde  bazı sağlık sorunlarını da getirdiği söyledi. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Fatih Çeşme, çocuklarda, tablet, bilgisayar ve cep telefonu gibi alışkanlıkların arttığını ve bunları kullanırken kendilerinden geçtiğini söyledi. Çeşme, “Salgın ortamında uzaktan eğitim ve sokağa çıkma yasağının da yaygınlaşmasıyla ev içinde daha çok vakit geçirilmekte. Çocuklar ve yetişkinler içinde böyle. Maalesef aileler çocuklarıyla değişik sebeplerden dolayı ev işlerine daha çok vakit ayırır gibi çocuklarıyla yeterince ilgilenmemekte. Zaten dersler yüzünden yoğun şekilde tablet ve bilgisayara maruz kalan çocukların bunun dışındaki saatlerde de oyunlarla aşırı vakit geçirmesi boyun, sırt omurga gibi problemleri yaygınlaşmasına sebep olabilmekte. Bunların önüne geçebilmek için mümkün olabileceğinle aileler çocuklarıyla mümkünse bahçede oyun oynamaları ya da ev içerisinde daha hareketli oyunlar oynamalılar. Daha sosyal faaliyetlere yönelmelidirler. Çocuklar tabi ders sırasında tabi ki tablet, bilgisayar kullanımı olacak” dedi.
‘BOYUN VE KAS KISALMALARINA YOL AÇIYOR
Dr. Çeşme, aileleri dikkat etmeleri konularda uyarıp, “Özellikle çocukların büzülmüş vaziyette başlarına boyunlarını aşırı öne bükmüş vaziyette, dizlerini karnına çekmiş vaziyette çömelir gibi aşırı öne eğilerek çalışmaları bilgisayarla tabletle vakit geçirmelerinin önüne geçmeleri iyi olur. Çocukların oturdukları, çalıştıkları ortamı daha ergonomik hale getirmeleri gerekir. Özellikle bu pozisyonda ve duruşta kalan çocuklarda göğüs kaslarında, boyun kaslarında kısalmalar olmakta ve uzun dönemde çocuklarda gelişen duruş bozukluğuna sebep olabilmekte . Bunların önüne geçebilmek için daha sportif faaliyetlere yönlendirilmek gerekir çocuklar” diye konuştu.
‘ÇOCUKLARIN SOSYAL HAYATI SIFIRLANDI’
Klinik Çocuk ve Ergen Psikolog İrem Akman, pandemi nedeniyle okullarda uzaktan eğitime geçilmesiyle birlikte çocukların evlerine kapandığını söyledi. Akman, “Pandemi süreciyle okulların online sisteme de geçmesi ile birlikte çocukların sosyal hayatları neredeyse sıfırlanmış durumda. zamanların çoğu ya bilgisayar başında, telefon ya da televizyon başında geçiyor ve bu da aslında baktığımızda beraberinde iletişimsizliği de getiriyor. İletişim açısından oyunun gücüne çok inanıyorum. Çocukların hayal güçlerini de geliştirmek amacıyla hikaye oyunu oynayabilirler. Ailece hayal güçlerinden faydalanarak bir hikaye oluşturup sonrasını hikaye içindeki rolleri aile üyelerine dağıtıp onu canlandırabilirler. Oyunlar çocukların kendilerini ifade etme becerilerini de destekler” dedi.
Çocukların evlerin de özellikle ders molaların da mutlaka fiziksel aktivitelerin de yapmasının önemli olduğunu belirten Akman, “En basitinden koşabilirler zıplayabilirler ya da yürüyüş yapabilirler. Ev içinde bunlar onların derslerine daha fazla odaklanmalarını dikkatlerinin açılmasını sağlayacaktır. Bunun yanında rahatlamak açısından nefes egzersizleri, gevşeme egzersizleri yapabilirler. Ebeveynlerle birlikte bunu gerçekleştirebilirler” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————–
-Tablet kullanan çocuklar
-Bilgisayar kullanan çocuklar
-Dr. Fatih Çeşme ile röp.
-Psikolog İrem Akman ile röp.
-Çocuklardan detaylar

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN-Şafak TAŞOYAR /TEKİRDAĞ,(DHA)

===================================================

9) ANNELERİ YUVADA ÖLEN 6 KIRLANGICI ŞIRINGAYLA BESLİYOR 

Bursa’da yuvada anneleri ölen 6 kırlangıç yavrusunu, hayvansever Fatma Terkenli (50) sahiplendi. Sıcak su torbasıyla yavruların vücut ısılarını dengeleyen Terkenli, hazırladığı mamayı yavrulara şırınga yardımıyla yedirmeye başladı.
İnegöl ilçesinin Mahmudiye Mahallesi’nde oturan bir kişi, evinin bacasının üzerinde yumurtlayan kırlangıcın yuvada öldüğünü ve 6 yavrusu olduğunu görerek durumu itfaiyeye bildirdi. Gelen itfaiye ekipleri,  yavruların olduğu kırlangıç yuvasını bacadan aldı. Yavru kırlangaçları, İnegöl Doğal Hayatı Koruma Derneği üyesi Fatma Terkenli, sahiplendi. Yavruların soğuktan ölmemesi için yanlarına sıcak su torbası koyan Terkenli, beslenmeleri için özel mama hazırladı. Terkenli mamayı yavru kuşlara şırınga yardımıyla yedirmeye başladı. Yuva sıcaklığı ve yavruların beslenmeleri için yoğun çaba harcayan Terkenli, “Yavrulara bebek gibi bakıyorum” dedi.
“TEK TEK BESLİYORUM”
Kuşlara bakım sürecini anlatan Fatma Terkenli, “Dernek üyeleri olarak pandemi sürecinde doğa hayvanlarını besleme çalışması yapıyoruz. Ramazanda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün itfaiye ekipleri, annesi ölmüş olan yavru kırlangıçları kurtardılar. Ben de hayvansever olarak 6 yavruyu sahiplendim. Kırlangıçlara bakmak için bir veterinerden destek aldım. Mamalarını hazırlayıp, enjektör ile tek tek besliyorum. Daha yeni yumurtadan çıkmışlar. Elimden geleni yapıyorum. Bebek gibi bakıyorum onlara. İnşaallah yaşarlar, büyürler de doğaya salarız.” dedi.

Görüntü Dökümü
———————–
-Yavrulardan görüntüler
-Yavruların beslenmesinden görüntüler
-Yavruların kaldığı yerden görüntü
-Detaylar
-Fatma Terkenli ile röp.

Haber-Kamera:  Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa), (DHA) 

===================================================

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!