Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ – 4

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

İcra şebekesi, araçlara, göstermelik borçla haciz koydurtmuş
 
ADANA merkezli 8 ilde, yakalattıkları icralık araçları parçalatıp, Aladağ İcra Müdürlüğü tarafından satışa çıkarılan bu parçaları değerinin altında bir fiyata satın alarak yeniden bir araya getirip sattığı iddia edilen şebekeye yönelik düzenlenen operasyonda yeni detaylar ortaya çıktı. Şebekenin, borçlu kişilere göstermelik senet düzenleyip, anlaşmalı olduğu icra müdürü aracılığıyla haciz koydurduğu, bu araçları da parçalayıp, hurda olarak satışa çıkarttıkları belirlendi. Şebeke üyelerince satın alınan parçaların yeniden toplanarak, araçların satıldığı elde edilen paranın bir kısmının borçlu kişiye verildiği, kalan kısmının da şebeke liderinde kaldığı ifade edildi.

Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında yurt genelinde icralık araçları yakalatarak parçalayan, Aladağ İcra Müdürlüğü aracılığı ile satışa çıkarılan bu parçaları ucuza alıp tekrar bir araya getirerek satan şebeke deşifre edildi. Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü’ne bağlı Mali Büro Amirliği ekipleri 9 Mart günü suç şebekesine yönelik operasyon düzenledi. Adana merkezli Mersin, Hatay, Gaziantep, Kayseri, Bolu, Düzce ve Ankara’da düzenlenen operasyonda, haklarında gözaltı kararı bulunan 21 kişiden şebeke lideri Mehmet A. ve emekli icra müdürü Emine İ.’nin de aralarında bulunduğu 18 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda toplam değeri 267 bin TL olan çok sayıda senet, araç satış sözleşmesi, icralık araçlarla ilgili bilgi belge, dijital materyaller ele geçirildi. Firari olan 3 şüpheliyi ise yakalama çalışmalarının sürdüğü bildirildi.

BORÇ BATAĞINDAKİ KİŞİLERE GÖSTERMELİK SENET DÜZENLEMİŞLER

Operasyonun ardından şebekenin çalışma yöntemine ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı. Borç batağında olan ve ödeme yapamadıkları için araçlarına ipotek konulan kişilerin, söz konusu şebekenin lideri Mehmet A.’ya ulaştıkları ve göstermelik olarak 2-3 bin TL’lik borç senedi düzenledikleri belirlendi. Şebeke ile birlikte çalıştığı öne sürülen dönemin Aladağ İcra Müdürü Emine İ.’nin ise bu senetlere istinaden borçlu kişilerin araçlarına ipotek koydurduğu, şebeke üyelerini ise yediemin olarak görevlendirdiği tespit edildi.

İCRALIK ARAÇLARI PARÇALAYIP, TOPLADIKTAN SONRA SATMIŞLAR

Şebeke üyelerinin, söz konusu araçları boş bir araziye götürdükleri ve polis veya jandarmayı arayarak terk edilmiş bir aracın olduğu ihbarında bulunduğu, icralık olduğu tespit edilen araçların da ilçede yediemin otoparkının olmaması nedeniyle icra müdürü Emine İ.’nin nezaretinde yediemin olarak görevlendirilen kişilerce şebeke üyelerinin adreslerine götürüldüğü saptandı. Bu araçların tüm motor ve elektronik aksamının söküldüğü ve satışa çıkarıldığı, yine şebeke üyeleri tarafından 10 ila 20 bin liraya satın alındığı, daha sonra da sökülen parçalarının yeniden biraya getirildiği tespit edildi. Hakkında icra kararının kalktığı araçların, başka kişilere piyasa fiyatına satıldığı, satışın ardından da paranın bir kısmının borçlu kişiye verildiği, kalan kısmının da şebeke liderinde kaldığı öğrenildi. Şebekenin, bu yöntemle 23 aracın satışını yaptığı kaydedildi.

Reklam Alanı

İCRA MÜDÜRÜ EMEKLİLİĞİNİ İSTEYİP, KAÇMIŞ

İsmi öğrenilemeyen bir kişinin Aladağ Adliyesi’ne giderek yaptığı şikayetin ardından savcılığın soruşturma başlattığı, geçen yıl mayıs ayında icra müdürü Emine İ.’nin Feke İcra Dairesi’ne tayin edildiği bildirildi. Bunun üzerine Emine İ.’nin, eylül ayında yaptığı başvuruyla emekli olduğu, daha sonra da Gaziantep’e gittiği tespit edildi.

Operasyon kapsamında gözaltına alınan 3’ü kadın 18 kişinin emniyetteki işlemlerinin sürdüğü bildirildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————-
– Adli tıp biriminin dış görüntüsü
– Gözaltına alınan şüphelilerin adli tıp birimine getirilmesi

Haber: Anıl ATAR – Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA, (DHA)

=====================================

Bolu Dağı’nda kar ve sis 

BOLU Dağı’nın D-100 Karayolu geçişinde kar yağışı ve sis etkili oldu. Sis nedeniyle görüş mesafesi 30 metreye kadar düşerken, ulaşımda herhangi bir aksama yaşanmadı.

İstanbul ve Ankara’yı birbirine bağlayan Bolu Dağı’nda kar yağışı başladı. Kar yağışı trafikte aksamaya yol açacak düzeye ulaşmadı. Bölgede ayrıca yoğun sis de etkili oldu. Sis nedeniyle görüş mesafesi yer yer 30 metreye kadar düştü. Yol kenarlarındaki ikaz ışıkları yakılarak görüş mesafesi artırılmaya çalışıldı. Araçlar sis nedeniyle yavaş ilerledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————
-Kar görüntüleri
-Sis görüntüleri
-Detaylar

Haber: Murat KÜÇÜK/BOLU,(DHA)

===============================

Prof. Dr. Yalçın, pandeminin bir yılını değerlendirdi

AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, Covid-19 pandemisinin birinci yılında tüm dünyada 116 milyon 500 bin olgu görüldüğünü, 2 milyon 589 bin vakanın kaybedildiğini, ülkemizde ise 2 milyon 800 bin olgu ile karşılaşıldığını ve yaklaşık 29 bin kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

AÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Covid-19 Virüs Salgını Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, 2019 yılı Aralık ayında ilk defa Çin’in Vuhan kentinde görülen Covid-19 pandemisinin bir yılını değerlendirdi. Dünyadaki tüm vakalardaki ölüm oranları kıyaslandığında her 100 vakada 2.2 civarında olan vaka ölüm oranının, ülkemizde ise yüzde 1’in altında olduğunu aktaran Prof. Dr. Yalçın, bu oranın genel kıyaslamaya bakıldığında sevindirici olduğunu söyledi.

‘REHAVETE KAPILMAYALIM’
Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, “Amerika kıtası vakaların en yoğun görüldüğü kıta, bunu Avrupa kıtası takip etti. Vakaların özellikle yaz aylarının sonundan başlayarak ekim ayı sonuna doğru ciddi yükselişe geçtiğini gördük. Kasım, aralık ve ocak aylarında tüm dünyada yüksek seyretti. Ocak ayı itibariyle genel olarak vakalarda azalma trendi mevcut. Biz de ülkemizde kış aylarının daha yoğun geçmesini bekliyorduk, fakat bizde de aynı şekilde devam etti. Ülkemizde maske, mesafe ve temizlik kurallarına nispeten uyulduğunu, bunun sonucunda ölüm oranlarının daha düşük seyrettiğini gördük. Rehavete kapılmadan bu önlemler devam ettirilirse en az hasarla çıkacağımızı tahmin ediyorum” diye konuştu.

SEYAHAT VE TAZİYE ZİYARETLERİ
Ülkemizde başlatılan aşı çalışmalarında da ilk doz aşının 7.5 milyon, ikinci dozun da 2.5 milyon kişiye uygulandığını aktaran Prof. Dr. Yalçın, “Bu çalışmaların biraz daha hızlandırılması durumunda bizim özellikle olgu bazında ve buna bağlı olarak ölüm oranlarında ciddi bir azalmayı göreceğimizi tahmin ediyoruz. Ülkemizdeki veriler, son bir hafta 15 günlük süreçte yüzde 10 oranında artışı gösteriyor. Bu ülkemizin belli bölgelerinde biraz daha yüksek. Tabi bunda insanların biraz daha seyahate başlaması, bunun yanında taziye ziyaretlerinin olması ve gerçekten alınan tedbirlere uyulmamasının yeri olduğunu düşünüyorum” dedi.

MUTASYON VİRÜSLER TEHDİT EDİYOR
Koronavirüslü yaşamın ne kadar sürebileceği konusundaki öngörülerini de paylaşan Prof. Dr. Yalçın, şöyle konuştu:

“Bu hastalık mevsimsel grip gibi olmaktan çıktı. Aslında artık ortaya çıkan veriler yıl boyu görülebileceğine dair bir takım sonuçlar tespit edildi. O nedenle devam edecek muhtemelen, ne kadar süreceği konusunda şu an için bir şey söylemek zor. Virüsün mutasyon geliştirdiğini görüyoruz. Şu anda dünyada yaygın olarak İngiltere, Brezilya ve Güney Afrika’dan kaynaklanan mutant virüsler kısmen ülkemizi de tehdit etmeye başladı. Bu mutasyonlar bir şekilde virüsün etkinliğini kaybedebilmesiyle sonlanabileceği gibi daha sıkıntılı, aşıların dahi belki gelecekte başarısının düşük olacağı bir duruma da dönüşebilir. Biz muhtemelen önlemlerle birlikte aşılama oranını da yükselttiğimiz takdirde üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum.”

ANTİKOR ORANI YAŞLILARDA DÜŞÜK, GENÇLERDE YÜKSEK
Aşılama yapılan kişilerdeki direnç oranlarıyla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Yalçın, “Ülkemizde yapılan faz çalışmalarında yüzde 90’ın üzerinde etkinlik görüldü. Aslında aşıların faz çalışması sonunda uygulamaya girdikten sonra da etkinliğinin yüzde 80’in üzerinde olduğu görülüyor. Genelde yüzde 50’nin üzerindeki etkinlik başarılı sayılabiliyor. Aşılamada elde edilen antikor oranları yaşlı bireylerde nispeten düşük, genç yetişkin bireylerde daha yüksek.” dedi.

HASTA ORANI YÜZ BİNDE 78’DEN 82’YE ULAŞTI
Antalya ve Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören hastaların durumlarını da değerlendiren Prof. Dr. Yalçın, “Hastanemizde gördüğümüz olgular itibariyle şubat ayından itibaren hasta sayısında azalma gördük. Bununla ilgili servis azaltmasına da gittik. Bu azalma aynı şekilde devam ediyor ama belli bir hasta grubu da karşımızda var. Özellikle kronik hastalığı olan bireyler. Hasta oranına Antalya ölçeğinde bakarsak önceki hafta yüz binde 78 civarındaydı. Şu anda ise yüz binde 82’ye kadar ulaştı. Bu oranlarda gitmesini umuyoruz, bu oranların artması sıkıntı yaratacaktır. Önlemlerin ciddi şekilde sürdürülmesi halinde bu rakamların aşağı çekilebilmesi de pekala olanaklı” diye konuştu.

ÖLÜMCÜL VAKALAR GENELLİKLE OBEZİTE, TANSİYON VE AKCİĞER HASTALARI
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde koronavirüs nedeniyle tedavi gören hastaların yaş ve altta yatan hastalıklara göre oranlarının belirlenmesi konusunda bilgi veren Prof. Dr. Yalçın, şu ana kadar böyle bir istatistiki çalışmanın yapılamadığını, önümüzdeki dönemde yapılacağını belirtti. Prof. Dr. Yalçın, “Bundan sonra gerçekleştireceğimiz epidemiyolojik verilerle bu ortaya konacaktır. Özellikle 50 yaş üzeri ve kronik rahatsızlığı bulunan bireylerde oranın yüksek olması dikkatimizi çekti. Obezite olması, tansiyon hastalığının bulunması, eşlik eden akciğer rahatsızlığının olması ya da bağışık sistemini baskılayan birtakım ilaçların kullanılıyor olması. Bu grup hastalarda oranların biraz daha fazla seyrettiğini gördük. Ağırlıklı olarak da ölümcül vakaları, bu hastalık ya da olaylar sonrasında gözledik” dedi.

DÜNYA İLE KARŞILAŞTIRILDIĞINDA İYİYİZ
Prof. Dr. Yalçın, “Bir yılı aşkın süredir karşılaştığımız vakalar, ülkemiz açısından dünya ile karşılaştırdığımızda nispeten daha iyi olduğumuz yönünde. Ama daha da iyi olabilecek durumdayız. Çünkü pandemiler dünyayı ciddi şekilde etkileyen önemli olaylardır. Burada şunu vurgulamak gerekiyor, maske kullanmanın ciddi önleyici etkisi var. Tek maskenin, cerrahi maskenin yeterli olduğunu gördük, sonuçlar da bunu gösteriyor. Fiziki mesafeyi kollamak durumundayız. Bir de el hijyenine dikkat edersek daha az sıkıntıyla karşılaşıp bu olayı bertaraf edebiliriz diye düşünüyorum” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
– Prof.Dr. Yalçın’ın açıklamaları

***ARŞİV***
– Koronavirüs yoğun bakımından genel
– Entübe hastadan görüntü
– Otobüste maske denetimi
– Cadde ve yollarda maskeli zabıtadan
– Kimlik sorulması
– Mezarlıktan, ateş ölçülmesinden detay görüntüler

HABER-KAMERA: Erol AKKIR/ANTALYA, (DHA) – 

=======================

İletişim uzmanından ‘dijital obezite’ uyarısı

AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Ayşen Yalman, yapılan araştırmalara göre bireylerin günde 7 saatini internet başında geçirdiğini belirterek “Nasıl ki vücuda yakabileceğinden fazla miktarda kalori yüklemesi obeziteye neden oluyorsa, aynı şekilde zihne kullanabileceğinden fazla miktarda bilgi ve bildirim yüklemesi de dijital obeziteye neden oluyor” dedi.

AÜ İletişim Fakültesi öğretim görevlisi, Sağlık İletişimi Uzmanı Ayşen Yalman, hayatımıza yeni giren ‘dijital obezite’ kavramının, aşırı ve sağlıksız zihin şişmanlığı anlamı taşıdığını belirtti. Tüm dünyanın bu kavramı konuşmaya başladığını ifade eden Yalman, “Nasıl ki vücuda yakabileceğinden fazla miktarda kalori yüklemesi obeziteye neden oluyorsa, aynı şekilde zihne kullanabileceğinden fazla miktarda bilgi ve bildirim yüklemesi de dijital obeziteye neden oluyor” dedi.

FARKLI DİJİTAL HASTALIKLAR ORTAYA ÇIKIYOR

Dijital obezitenin sağlığı etkileyerek bir takım fiziksel rahatsızlıkların ortaya çıktığını anlatan Yalman, uzun süre ekran karşısında olmanın kas, iskelet ağrıları, uyku bozuklulukları, göz hastalıkları, psikolojik sorunlara yol açabildiği gibi dijital hastalıklara da neden olduğunu söyledi. Bu hastalıkların siberhondrik, tıkınmalı izleme, nomofobi ve ego sörfü olduğunu kaydeden Yalman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ego sörfü, bireylerin arama motorlarına kendi isimlerini yazıp kendileri hakkında bilgi aramaları ve bunu bir takıntı haline getirmeleridir. Mesela ulaştıkları kendi fotoğraflarına tekrar tekrar bakmaları ve ne kadar etkileşim aldığını takip etmeleridir. Tıkınmalı izleme ise dijital platformlardaki dizi, film ve değişik içerikleri hızlı bir şekilde arka arkaya, herhangi bir zaman kısıtlaması olmaksızın izlemek anlamına geliyor. Nomofobi de bireylerin internetin kesilmesi ya da telefonun şarjının bitmesi korkusu ve dolayısıyla sosyal medya platformalarına ulaşamama korkusu olarak tanımlanıyor. Çok önemli bir dijital hastalık ise siberhondrik. Bu da bireylerin, kendi hastalıklarını ya da hasta olduklarını düşündükleri belirtileri internet üzerinden araştırıp, oradaki bilgilerle kendilerine teşhis koymaları. Koydukları teşhis doğrultusunda da kendi tedavilerini uygulamaya başlıyorlar. Çok tehlikeli bir durum. Sonu ölüme bile gidebilir.”

TÜM DÜNYA DİJİTAL OBEZİTEYLE MÜCADELE EDİYOR

Yalman, yapılan araştırmalara göre bireylerin günde 7 saatini internet başında geçirdiğini belirterek, “Bu uzun bir süre. Aslında herkes birer dijital obezite adayı. Bu durumdan kendimizi korumalıyız. Covid 19 pandemisiyle birlikte dijital içeriklerin izlenmesi, sosyal medya platformlarında geçirilen zaman da arttı. Aslında zihinsel anlamda doyma noktasını kaybettik. Bu nedenle de hepimiz birer dijital obez adayıyız ve tüm dünya bugün bununla mücadele ediyor” dedi.

BİREYİN TAMAMEN İNTERNETTEN UZAKLAŞMASI DOĞRU DEĞİL

Bireyin kendisini internet kullanımı ve sosyal medya platformlarından uzaklaştırmasının yanlış olduğunu da vurgulayan Yalman, şöyle devam etti:

“Çünkü bu durum bir taraftan da bireyleri yoksunluk sendromuna taşıyabilir. Bizler psikolog değiliz ama iletişimciler olarak, sosyal medya diyetini öneriyoruz. Nasıl ki normal obezitede düzenli beslenmeye bağlı bir diyet öneriliyorsa, dijital obezitede de benzer süreç işliyor. Yani doğru miktarda doğru biçimde sosyal medyayı kullanmak. Dijital platformalara yüklenen içerikleri zamana yayarak izlemek en doğrusu.”

Yalman, ‘We Are Social 2021’ raporuna göre dünya genelinde internet kullanıcısı sayısının 4,6 milyar olduğunu, tüm dünyada insanların günlük yaklaşık 7 saatini internette geçirdiğini belirterek, dijital yayın platformlarının en popüler olanını 2300’den fazla film ve 1200’den fazla dizi oluşturduğunu hatırlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————-
– RÖP: Ayşen Yalman ile İletişim Fakültesi’nde röportaj
– Ayşen Yalman detay görüntü
– Bir çocuğun ekran karşısında internet kullanımından görüntüler

HABER: Selma KUNAR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!