Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ- 5

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

 

1- 4 KİŞİNİN YARALANDIĞI AİLE KAVGASININ FİRARİ ŞÜPHELİLERİ, SİLAHLARLA YAKALANDI

VAN’da, şubat ayında, 4 kişinin yaralandığı iki aile arasındaki silahlı kavga sonrası kaçan 4 şüpheli, polis operasyonuyla yakalandı. Gözaltına alınan şüphelilerin üst aramalarında; 4 tabanca, 9 şarjör ile 145 fişek ele geçirildi. 

Tuşba ilçesine bağlı Seyrantepe Mahallesi Avarek yolunda, şubat ayında, iki aile arasında bilinmeyen nedenle silahlı kavga çıktı. Kavgada 4 kişi yaralanırken, olaya karışan 4 şüpheli ise kaçarak, izini kaybettirdi. Şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatan Van Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği ekipleri, saklandıkları adresi tespit etti. Firari 4 şüpheli, polis ekiplerince düzenlenen operasyonla yakalanıp, gözaltına alındı. Şüphelilerin üst aramalarında ise 4 tabanca, 9 şarjör ve 145 fişek ele geçirildi. Soruşturma sürüyor. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————
-Şüphelilerin emniyete getirilmesi
-üphelilerin emniyetten çıkarılması
-Detaylar

Orhan AŞAN/VAN, (DHA)- 

Reklam Alanı

=========

2- VAKA SAYILARI ARTAN ANTALYA’DA KURALLAR HİÇE SAYILIYOR

Çok yüksek riski iller arasında olan ve yüz binde 270 vaka sayısına ulaşılan turizm kenti Antalya’da maske ve sosyal mesafe kuralı hiçe sayılıyor. 
Kentin en kırmızı noktası ise yaya trafiğinin yoğunlaştığı ‘Kapalı Yol’ olarak bilinen Kazım Özalp Caddesi oldu.

Sağlık Bakanlığı’nın en son yayımladığı koronavirüs risk haritasında turizm kenti Antalya, 2 Nisan tarihine kadar vaka sayısı yüz binde 190 iken 3 Nisan’da açıklanan son verilerle sayı bir anda artarak yüz binde 270’e ulaştı. Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasındaki haritada kentin büyük kısmı kırmızı ile gösterilirken kırmızı rengin en yoğun olduğu yerin ise araç trafiğine kapalı yaya trafiğinin yoğun olduğu Kazım Özalp Caddesi’nin olduğu dikkati çekti. 
İŞLEK CADDEDE  KURAL YOK
Başlangıcında alışveriş merkezi bitişinde ise tarihi Kaleiçi’ne girilen Kazım Özalp Caddesi’nde alışveriş yapılabilecek işletmeler ile restoranlar bulunduğu için kentte yaşayanlar ile turistler gün içinde mutlaka bu caddeyi kullanıyor. Yoğunluk sebebiyle zaman zaman caddenin bazı noktalarında fiziki mesafe kuralı aşılıyor. Maske kuralına ise caddeyi kullananların büyük kısmının uymadığı dikkati çekti. Vatandaşlar maskeyi ya hiç takmadı ya da çenelerinin altında ağız ve burunları açık bir şekilde taşımayı tercih etti. Denetimin olmadığı bu noktada esnaf ve kurallara uyan vatandaşların ise tedirginlik yaşadıkları görüldü.
KURALA UYANLAR: ENDİŞELİYİZ
Sağlık personeli olan Haşim İmak, mecbur olduğu için alışveriş amaçlı Kazım Özalp Caddesi’ne geldiğini belirterek, “Türkiye’nin her yeri kırmızı Antalya’da bu şekilde. Tabi ki endişeleniyoruz. İşim olmadıkça dışarı dahi çıkmıyorum. Evden işe, işten eve. Aylar sonra ilk defa dışarı çıktım” dedi.
Maske ve mesafe kuralına uyan ancak alışveriş için bu caddeyi tercih ettiğini belirten Ziya Esmer, “Bu durum beni de çok endişelendiriyor. Maske, fiziki mesafe ve hijyene çok dikkat ediyorum. Toplu taşımA kullanmıyorum. Olabildiğince yürümeye çalışıyorum” diye konuştu.
Kırmızı haritanın gittikçe arttığını belirten ve endişe duyduğunu anlatan Gonca Aydemir, “Ailecek kimseyle görüşmüyorum. Alışveriş yaparken hızlıca yapıp eve gidiyorum. Kimseyle temas etmiyoruz” dedi.
Kurallara uymayan ve maske takmayan bazı vatandaşların ise görüntülendiklerini anladıkları zaman maske takma çabaları kameralara yansıdı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
————–
– Kapalı yoldan detaylar
– Vatandaş yoğunluğu detay
– DHA Muhabiri Alparslan ÇINAR anons
– RÖP1: Vatandaşlarla röportajlar
– Maskesiz gezenlerden görüntü
– Detay
HABER: Alparslan ÇINAR-KAMERA: Burak YALMAN/ANTALYA,(DHA)

=============

3- ÇOK YÜKSEK RİSKLİ ELAZIĞ’DA VALİDEN ‘KURALLARA UYALIM’ ÇAĞRISI

SAĞLIK Bakanlığı’nca yayımlanan son risk haritasında ‘çok yüksek riskli’ iller arasında yer alan Elazığ’da, bazı caddelere HES kodu ile giriş şartı devam ederken, Vali Erkaya Yırık da kurallara uyma çağırısında bulunarak, “Hiçbir virüs tedbirlerden daha güçlü değildir ama vatandaşlarımızın biraz daha gayret etmesini istirham ediyoruz” dedi.

Elazığ’ın, koronavirüs risk haritasında, geçen haftaki vaka oranı 100 binde 153,92 olurken, bu hafta ise 250,19’a yükseldi. Daha önce ‘orta riskli’ iller arasında yer alan ve son tabloda ‘çok yüksek riskli’ illerin yer aldığı kırmızı kategoriye geçen Elazığ’da Gazi, Vali Fahribey, Hürriyet ve Kültür caddeleri ile Ahmet Aytar Meydanı’na girişler için getirilen HES kodu şartı da sürüyor. 

Kentte artan vakalar nedeniyle Vali Erkaya Yırık, uyarılarını yineledi. Kurallara uyma çağrısında bulunan Yırık, “Vaka sayımız her gün artıyor. Maske, mesafe ve temizliğin bu işin en başında gelen tedbirler olduğunu vatandaşlarımıza anlatıyoruz. Hiçbir virüs tedbirlerden daha güçlü değildir ama vatandaşlarımızın biraz daha gayret etmesini istirham ediyoruz” dedi.

Görüntü Dökümü
———-
Cadde ve sokaklardan detay
HES kodu denetimden detay
Röportajlar
Genel ve detay

Haber-Kamera: Ahmet ÇÖTELİ/ELAZIĞ,(DHA)

=======

    
4- HEM RAMAZANDA HEM DE PANDEMİDE VÜCUT DİRENCİ ÇOK ÖNEMLİ 

Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı Dr. Alev Türe, Ramazan ayında vücut direncinin artırılması ve koronavirüse karşı alınacak tedbirlerin önemine işaret etti. Alev Türe, özellikle güneşte ve balıkta bulunan D vitamininin yanı sıra C vitamininin hem Ramazan hem de koronavirüs sürecinde çok önemli olduğunu vurguladı.

Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı Dr. Alev Türe, Ramazan ayında koronavirüsten korunmak için yapılması gerekenleri Demirören Haber Ajansı’na (DHA) anlattı. Tüm hastalıklar gibi koronavirüsle de mücadele etmek ve yakalanmamak için veya hafif atlatmak için kişiye bağlı faktörler olduğunu söyleyen Dr. Alev Türe, kronik hastalığı olan kişilerde, beslenmesi bozuk olanlarda, bağışıklık sistemini zayıf düşürecek rahatsızlığı olan kişilerde koronavirüs hastalığının da diğer hastalıklar gibi daha farklı seyrettiğini vurguladı. Dr. Alev Türe, “Biz her zaman diyoruz ki beslenmemize dikkat edelim. Uykumuza dikkat edelim, stres faktörüne dikkat edelim, mümkün olduğunca ev içi dahi olsa özellikle bu koronavirüs döneminde insanlar maalesef evlere kapanmak zorunda kaldılar, ev içi dahi olsa egzersiz yapmaya çalışalım. Beslenmeyle ilgili de özellikle C vitamini, evlere kapandığımız için D vitaminini güneşten alamayacağımız için vitaminler şeklinde alabiliriz. Multivitaminler tarzı vitaminlerden faydalanabiliriz. Selenyum bizim için çok önemli. C vitamini, D vitamini önemli, çinko çok önemli, bunları besin olarak kış mevsiminde turunçgillerden brokoli çok önemlidir, sarımsak, soğan bunlar bizim rahatlıkla ve bolca tüketmemiz gereken özellikle kefir bağışıklık sistemini güçlendirme adına çok önemli. Evde kendi yaptığımız probiyotik yoğurtlar bunlar bizim için çok önemli” dedi. 
STRESTEN NE KADAR UZAK O KADAR İYİ
Hem Ramazan’da hem de koronavirüsle mücadelede stresten uzak durulması gerektiğini belirten Dr. Alev Türe, “Stresten ne kadar uzak durabilirsek şu koşullarda şu ortamda mümkün olduğunca stres faktörlerini azaltıcı kendimizi deşarj etmemizi sağlayacak mesela egzersiz çok önemli bir deşarj yoludur. İşte kitap okumayı seven insanlar için kitap okunabilir. Çünkü biz sosyal bir toplumuz. Sosyallikten de şu anda uzaklaştığımız için kendimizce ben çevremde görüyorum insanlar kendileri de hobiler geliştirmeye başladı. Kimi işte bir şeyler örüyor, bu işi hiç yapmayan kişiler. Kimi resimler yapıyor, aslında insanların yetenekleri belki de bu bağlamda ortaya çıkmaya başladı. Bunlara özellikle dikkat edersek koronavirüse yakalandığımızda, kendimizi vücut direncimizi daha da artırmış oluruz” diye konuştu.
‘EV YAPIMI YOĞURT İLE ARA ÖĞÜN’
Koronavirüsten korunmak için ve hafif şekilde atlatabilmek için Ramazan ayında ev yapımı yoğurt, yumurta ve balık ile beslenilmesi gerektiğine dikkati çeken Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı Dr. Alev Türe, şöyle konuştu:
“İftarda hafif gıdalarla beslenmemiz lazım. Bizim hep önerimiz kafein tarzı içecekler değil de yeşil çay tarzı, rezene çayı tarzı, daha bitki çaylarına yönelik beslenmeler. İşte mutlaka akşam bir ara öğün olarak bir kefir, evde yapılan probiyotikli bir yoğurt, bu ev yapımı yiyecekler, bizim vücut direncimizi için çok daha iyi olacaktır. Sahurda da zaten biz karbonhidrat ağırlıklı yenmesini hiçbir zaman istemiyoruz. Mutlaka bu üç öğünden birinde yumurta olması gerekiyor mesela. Hem tok tutması açısından hem içerisindeki aminoasitler açısından olmazsa olmazımız. Tabii bu arada vücudun su ihtiyacının da karşılanması adına vücudun susuz kalmaması adına da o süreçte böbreklerimizi yeterince çalıştıracak  kadar su ihtiyacımızı almamız da olmazsa olmazımız diyoruz.”
‘VÜCUTTAKİ D VİTAMİNİ KORONA HASTALIĞINA KARŞI GÜÇLENDİRDİ’
Vücuttaki D vitamini düzeyinin koronavirüse karşı vücutta ciddi bir direnç oluşturduğuna işaret eden Dr. Alev Türe, “Koronavirüs döneminde yine karşılaştığımız hastalardan gerekse bu hastalığa karşı yapılan çalışmalardan hep şunu gördük. Vücuttaki D vitamini düzeyini ciddi anlamda koronavirüse karşı güçlendirdi. D vitamini biliyorsunuz daha çok güneşte var, balıkta var ama maalesef bizim yeme alışkanlığımız açısından bu biraz çok rutinimizde olmayan beslenme alışkanlığı ama balığı haftada en azından 2 kere soframıza koyarsak bizim için D vitamini açısından çok faydalı olacaktır. Diğer türlü de hekim kontrolünde bu D vitamini takviyesi ilaçlar var. O ilaçlarla kontrollü bir şekilde, çünkü bazen kontrolsüz multivitamin kullanımları sakıncalar doğurabiliyor. D vitamini vücutta birikim yapan bir vitamindir. Onun için hekim kontrolünde bu ilaçları kullanmamız gerekiyor” dedi.
Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı Dr. Alev Türe, Ramazan ayı sürecinde aşının da ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.
‘EN AZ HAFTADA İKİ KEZ BALIĞI TÜKETMEK GEREKİYOR’
Balıkçı esnafı Aykut Şakar da “Uzmanların da söylediği gibi bir güneşte bir de balıkta D vitamini vardır. En az haftada iki kez tüketilmesi lazım. Sağlıklı yaşam için koronavirüsten korunmak için en az haftada iki kez balığı tüketmek gerekiyor” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
————–
– Afyonkarahisar Tabipler Odası Başkanı Dr. Alev Türe konuşma
– Alev Türe detaylar
– Balıkçı esnafı detaylar
– Balıkçı Aykut Şakar konuşma
HABER- KAMERA: Ali Fuat GÜÇLÜER/AFYONKARAHİSAR, (DHA)

=======================

5- BUZDOLABINDA ‘BAKTERİ’ UYARISI

*- Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, et, tavuk, yumurta ve süt ürünlerinin buzdolabına yanlış yerleştirilmesi nedeniyle oluşan bakterilerin, insan sağlığına zarar verebileceğini söyledi. 

*- Manavoğlu, yumurtanın buzdolabının kapağındaki rafta saklanmasının, yumurta ile dondurulmuş et ürünlerinin diğer gıdalarla temasının, bakteri oluşumunu artırdığına dikkati çekti.

Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, Ramazan ayında insanların tüketim alışkanlığı ile beslenme düzeninin değişmesi, açlık süresinin de uzamasından dolayı sağlıklı beslenmenin öneminin arttığını belirtti. Pandemi sürecinde sağlıklı ve güvenilir gıda tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini aktaran Manavoğlu, satın alınan gıdanın marketten buzdolabına sonrasında da tüketim aşamasına kadar uyulması gereken kurallar olduğunu hatırlattı. Buzdolabına ürün yerleştirilmesinde çoğu kişinin hatalı uygulama yaptığını anlatan Manavoğlu, bu basit hataların insan sağlığını olumsuz etkileyecek sonuçlara yol açtığını söyledi.
YUMURTAYI DOLAP KAPAĞINDAKİ RAFA YERLEŞTİRMEYİN
Yumurta, kırmızı ve beyaz et, balık ile süt ürünlerini muhafaza ederken yapılan hataların buzdolabında bakteri oluşturduğunu anlatan Manavoğlu, “Alışveriş yaparken soğuk, dondurulmuş ürünler en son satın alınmalı. Çözülmeden dolaba yerleştirilmeli. Hangi ürünün, hangi rafta saklanması gerektiği çok önemli. Kırmızı veya beyaz et, balık, yumurta gibi ürünlerin muhafazasında dikkat edilmesi gereken hususlar var. Dolap kapağında yumurta için ayrılmış yer var. En çok yapılan yanlış, herkesin yumurtayı kapaktaki rafa yerleştirmesi. Dolap açıldığında ısı değişimi en çok kapakta olur. O nedenle yumurtaları dolap kapağında değil, daha soğuk olan ısı düzeyinin etkilenmediği noktaya koymak gerekir. Gerekirse, kendi ambalajıyla saklamak daha doğru. Yumurtanın dış kabuğunda düşük oranda da olsa mikroorganizma bulunur. Yumurtayı diğer ürünlerle değmeyecek şekilde dolabın iç bölgesine yerleştirmek gerekiyor” diye konuştu.
YUMURTAYI YIKAYIP, DOLABA KOYMAK DAHA TEHLİKELİ
Yumurtanın buzdolabında muhafaza edildiği rafın yanı sıra yıkanarak dolaba konulması gibi yanlış uygulamalar da yapıldığına değinen Manavoğlu, “Salmonella yumurtada çok fazla bulunan mikroorganizmadır. Yumurtaya dokunulduktan sonra tüketime hazır gıdaya dokunulursa bakteri bulaştırma artacaktır. Çapraz kontaminasyonu engellemek için tüketici yumurtaya temas ettiğinde elini yıkayıp, sonra başka gıdaya dokunulmalı. Yumurta yıkandıktan sonra dolaba konulması daha yanlış uygulama. Yumurta yıkandığında kabuğu etkinliğini kaybediyor ve mikroorganizmaların oluşumunu hızlandırıyor. Salmonella çok tehlikeli, kanamalı ishal, halsizlik, felç, bağışıklığı düşük insanlarda ölüme kadar götürebilen bir bakteri.”
ÇİĞ ETİN DİĞER GIDALARA TEMASI ENGELLENMELİ
Buzdolabındaki yumurtanın yanı sıra, çiğ et ürünlerinin buzdolabında yanlış muhafaza edilmesi halinde diğer gıdalara bakteri bulaştırma riski taşıdığını belirten Manavoğlu, “Çiğ et ürünleri ambalajlı, başka gıdaya temas etmeyecek şekilde buzdolabının derin dondurucuya yakın kısmında saklanması gerekiyor. Yumurta, et ve et ürünleri riskli ürünler. Doğal florasında mikroorganizmalar var. Tavuk çiğ olarak ciddi bir bakteri kaynağı. O nedenle doğru şekilde muhafaza edip, uygun ısıda pişirilmeli. Yumurta ve tavuğun haricinde kırmızı etlerde e-coli bakterisi bulunabiliyor. Tüketici eti buzdolabında saklarken, diğer ürünlerle temasını engellemeli. Bakteri oluşumu insan sağlığını olumsuz etkileyebilir. Balıkta da aynı şekilde bakteri oluşumu gerçekleşebilir. Yumurta, et, balık tavuk gibi ürünlerde, doğal florasında insanları öldürmeye kadar giden bakteriler bulunur” diye konuştu.
MEYVE VE SEZBE YIKANIP KURUTULDUKTAN SONRA DOLABA KONMALI
Manavoğlu, meyve ve sebzeleri yıkayıp, gerekirse sirkeli suda dezenfekte ettikten sonra kuru şekilde dolaptaki yerine konulmasının gıda güvenliğini artıracağına işaret etti. Kuru baklagil, tahıl ürünlerinin güneş ışığı almayan nemsiz ortamda saklanmasını tavsiye eden Manavoğlu, pişirilen ürünlerin de sıcaklığının azalmasından sonra dolaba konması gerektiğini söyledi. Yüksek ısıda buzdolabına konulan gıdanın dolap sıcaklığını yükselteceğini hatırlatan Manavoğlu, peynir gibi süt ürünlerinin de ambalajı açıldıktan sonra bozulmaması için dolapta sıcaklık dalgalanması olmayan noktalarda saklanmasını önerdi. Manavoğlu, ürünlerin tıka basa doldurulmadan buzdolabında hava akımı sağlanacak boşluklar bırakılarak yerleştirilmesi gerektiğini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
————–
– Buzdolabından görüntü
– Buzdolabındaki et ve yumurta görüntüleri
– RÖP1: Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu Röp.

HABER: Tolga YILDIRIM-KAMERA: Semih ERSÖZLER/ANTALYA, (DHA) – 

==================

6- 112’YE İLHAM VEREN AMBULANSLAR
 
TÜRKİYE’deki 112 Ambulans Sistemi’nin kurucu ekibinde görev yapan Dr. Turhan Sofuoğlu, helikopter ambulanstan uçak ambulansa, deniz ambulansından doktor arabasına kadar farklı sistemleri içeren 300 parçalık model ambulans koleksiyonu oluşturdu. Ambulans sistemlerinde kullanılan mevzuatı hazırlarken de oyuncaklardan ilham aldığını anlatan Dr. Sofuoğlu, “Bu koleksiyonda neredeyse her ülkeye ait farklı yıllarda kullanılan ambulanslar var. Türkiye’deki ambulans sistemleri hepsini harmanlayarak oluşturulmuştur ve salgın hastalıklara karşı oldukça hazırlıklıdır” dedi.

Acil Ambulans Hekimleri Derneği (AAHD) Başkanı Dr. Turhan Sofuoğlu, hemen hemen her ülkeye ait farklı yıllarda üretilmiş oyuncak ambulans maketlerini bir araya getirerek, koleksiyon oluşturdu. Helikopter ambulanstan uçak ambulansa, deniz ambulansından doktor arabasına kadar farklı sistemleri içeren 300 parçalık koleksiyonun sahibi olan Dr. Sofuoğlu, yıllarca ambulans sistemleri üzerine çalıştığı için çevresindekiler tarafından ‘112 Turhan’ diye anılıyor.

‘AMBULANS, GÖNÜL İŞİ’
Aynı zamanda Türkiye’de kullanılan ambulans mevzuatının hazırlanmasında görev yaptığını anlatan Dr. Sofuoğlu, “Bunları yaparken de farklı ülkelerdeki bu ambulans sistemlerinden yararlandık. Her ülkede ambulans numaraları için farklı rakamlar kullanılıyor. Bu numaralar Amerika’da 911, İspanya, Hollanda, Almanya ve Türkiye’de 112, İtalya’da 118, Avusturya’da 144, Fransa’da 15’tir. Ambulans bana göre bir gönül işidir” diye konuştu. 

Geçen yıl emekli olduğunu dile getiren Dr. Sofuoğlu, “2014 yılından bu yana Türkiye’de tek olan Acil Ambulans Hekimleri Derneği’nin başkanlığını yürütüyorum. Yurt dışında Sağlık Bakanlığı adına araştırmalara gittiğimde ambulansları toplamaya başladım. Almanya, Amerika, Japonya gibi pek çok ülkede ilginç parçaları topladım. Daha sonra bu hobiye dönüştü ve pek çok kişiden hediye almaya başladım. Hepsi farklı yıllara ait ve bazıları antika olmuş parçalar” dedi.

Dr. Turhan Sofuoğlu, Covid-19 salgınıyla ilgili ise “Ambulansta çalışanlar daha da riskli. Küçük bir alanda Covid’li hastayı taşıyorlar. Bazen de bilmedikleri bir hastaya gidiyorlar. Her hasta için sanki Covid’li hastaymış gibi önlem almaları gerekiyor. Çok daha dikkatli olmalılar. Her taşınan hastadan sonra ambulans içinin dezenfekte edilmesi gerekiyor. Zor bir süreç ve herkes yoruluyor. Umarım aşının yaygınlaşmasıyla dünya bununla başa çıkacaktır” diye konuştu. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Koleksiyondan genel detay görüntüler
-Dr. Sofuoğlu ile röp.
Haber: Hande NAYMAN- Kamera: Ahmet Turhan ALTAY / İZMİR, (DHA)-

=======================

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!