Cumhurbaşkanı Erdoğan: 18 yılda her alanda Türkiye’nin çehresini değiştirdik
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti olarak hükümete geldiklerinde öncelliklerin başına ülkenin eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, toplu konuttan spora kadar her alanda kalkındıracak projeleri yerleştirdiklerini belirterek, “Milletimizin desteği ve teşvikiyle 18 yılda her alanda Türkiye’nin çehresini değiştirdik” dedi.
?Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’nce, Karakaya Baraj Gölü üzerinde mevcut köprünün yakınına 2017 yılında yapımına başlanan 517,5 metre uzunluğundaki ‘Tohma Köprüsü Yapım Projesi tamamlandı. Lojistik açıdan önemli bir yere sahip köprünün açılışına; uzaktan canlı bağlantı yöntemi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, belediye başkanları, milletvekilleri, kurum müdür ve daire başkanları katıldı.
Törene canlı yayınla katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tohma Şehit Gaffari Güneş Köprüsü’nün Malatya, bölge ve ülkeye hayırlı olmasını diledi. Malatya Ovası’nın iki yakasını birbirine bağlayan köprünün üzerinden geçen karayolu ve demiryolu hatlarıyla bölge ulaşımının can damarlarından biri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eski haliyle artık ihtiyaca cevap veremeyen köprümüzün yerine, en ileri teknoloji ile inşa edilen 517 metrelik yepyeni bir köprüyü şehrimize kazandırdık. Bu köprü sayesinde artık Malatya-Hekimhan-Sivas arasındaki bölünmüş yolda, kesintisiz, konforlu, güvenli ve yüksek standartlı ulaşım sağlanabilecektir. Anadolu ve Orta Doğu’nun önemli güzergâhlarından biri olan bu yolun ve köprünün bölgede ticaretin ve turizmin gelişmesine katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu eserin, ülkemize kazandırılmasında emeği geçen bakanlığımızı, kurumlarımızı, yüklenici firmayı, mühendisinden, işçisine herkesi tebrik ediyorum” diye konuştu.
‘ŞEHİRLERİMİZİN TAMAMINI KISA SÜREDE ŞANTİYEYE ÇEVİRDİK’
Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki kalkınma atılımının daha sonra akamete uğradığını, AK Parti iktidarının ise 18 yılda her alanda Türkiye’nin çehresini değiştirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Rahmetli Menderes’in yeniden başlattığı kalkınma hamlesinin cevabı darbe ile verilmiştir. Küresel düzeyde büyük bir dönüşümün yaşandığı 1980’lerde rahmetli Özal, yeni bir kalkınma atılımı başlamıştır. Bu atılımda ülkemiz siyasi ve sosyal kaos iklimine sokularak yarım bırakılmıştır. Hükümete geldiğimizde önceliklerimizin başına, ülkemizi eğitimden, sağlığa, ulaşımdan, enerjiye, toplu konuttan, spora kadar her alanda kalkındıracak projeleri yerleştirdik. Şehirlerimizin tamamını kısa sürede adeta şantiyeye çevirdik. Milletimizin desteği ve teşvikiyle 18 yılda her alanda Türkiye’nin çehresini değiştirdik. Bu güçlü altyapı üzerinde hedeflerimizi sürekli büyüttük. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için daha büyük projelere, daha büyük yatırımlara yöneldik. Bugün Türkiye küresel düzeyde üretilen mega projelerin yarısından fazlasını tek başına gerçekleştiren bir ülkedir. Salgın krizi gelişmiş ülkeleri bile sarsarken, Türkiye’nin bu süreçte en az kayıpla çıkması, hatta hedef büyütmesinin gerisinde işte böyle bir arka plan vardır. Öyle ki G20 ülkeleri arasında 2020’ye pozitif büyümeyle kapatabileceği anlaşılan iki ülkeden biri Türkiye’dir. Bu sıkıntılı süreçte dahi, sanayi üretimimiz, tarım üretimimiz, ihracatımız, rekor üstüne rekor kırmayı sürdürüyor. Alt yapımızın gücünden aldığımız cesaretle her alanda sürekli hedef yükseltiyor, kapasitelerimizi arttırıyor, yeni üretim alanlarını özellikle genişletiyoruz. Elbette ulaşımdan, sulamaya kadar, tüm alanlardaki yatırımlarımızı da hız kesmeden devam ettiriyoruz. Hemen her hafta bugün olduğu gibi tamamlanan yatırımlarımızın hizmete alınması törenlerine iştirak ediyoruz. İnşası süren özellikle bu tür yatırımlarımızı yakından izliyor, aksaklıkların eksikliklerin hızla telafisi sağlıyoruz.”
‘İKTİDARA GELİRSEK TÜM PROJELERİ DURDURACAĞIZ’ DİYORLAR’
Birilerinin iktidara gelirsek, ‘İktidara gelirsek tüm projeleri durduracağız’ dediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim! Peki, biz bunları yaparken birileri ne diyor? En yetkili isimlerin marifetiyle, milletin karşısına çıkıp, ‘İktidara gelirsek tüm projeleri durduracağız’ diyorlar. Hatırlarsanız, Gezi olayları sırasında da karşımıza aynı taleplerle çıkılmış, tüm büyük projelerin durdurulması istenmişti. Daha sonra 17-25 Aralık emniyet yargı darbe girişimindeki hedeflerden biri de yine büyük projelerimiz ve onları yürüten iş insanlarımızdır. Ülkemize yönelik, sinsi hesaplar içinde olan, uluslararası spekülatörlerden, terör örgütlerine kadar, her alçaklığın altından benzer gayelerin çıktığında gördük. Türkiye’nin kalkınmasını, büyümesini, güçlenmesini, bölgesel ve küresel güç hedeflerini hayata geçirmesini istemeyen kim varsa hep bu projelerimize saldırdı. Hem ülkenin yönetime talip olduğunu iddia etmenin, hem de bu olursa büyük projeleri durduracağını söylemenin, nasıl bir ruh halini yansıttığını işin erbabına bırakıyoruz. Bu zihniyet eline fırsat geçse, şu açılışını yaptığımız köprüyü, şayet inşası bitmese durduracaktı. Büyük Marmara Otoyolu ağımızın önemli bir bağlantı noktası olan 1915 Çanakkale Köprümüzün inşası, hızla ilerliyor. Herhalde gözlerin oraya da dikmişlerdir. Yusufeli Barajı’nın gövde betonda bitmek üzere, orası ile ilgili bir niyetleri varsa haberler olsun. Her alanda inşası süren yüzlerce, binlerce proje olduğuna göre, işleri epeyce zor demektir. Tabii biz işi şakaya vuruyoruz. Ama maalesef karşımızda işte böylesine hastalık bu bir zihniyet var. Türkiye’nin Cumhuriyet dönemindeki geri kalmışlığının en önemli sebebi ülkenin uzunca bir dönem işte bu zihniyetin eline kalmış olmasıdır. Hamdolsun artık o günleri geride bıraktık. Şimdi gözünü uzaya diken, yüksek teknolojiye diken, yapay zekaya diken, geleceğin kucaklamaya diken, bir Türkiye var. Salgın döneminde, sağlıkta tüm ülkeler hastane kapılarını vatandaşlarına kapatırken, biz gayet rahat bir şekilde herkese kesin kesintisiz, hizmet sunabildiysek, kurduğumuz güçlü altyapı ve sistem sayesindedir. Yine salgın döneminde, okullar kapalıyken bile ülkemizde eğitim öğretim devam edebilmişse, kurduğumuz güçlü teknolojik altyapı sayesindedir. Ticaretimiz, salgın tedbirlerine rağmen sınırlı bazı alanlar dışında, işleyişini sürdürdü ve hatta yeni açılımlara yöneldi ise kurduğumuz güçlü altyapısı sayesindedir. Bu örnekleri, aziz milletim, savunma sanayimizden, ihracatımıza kadar, teşkil etmek mümkündür. Milletimiz, kendisine güven telkin etmediği gibi, kazanımlarına gözünü dikenlere bugüne kadar onlara fırsat vermemiştir. İnşallah bundan sonra da fırsat vermeyecektir. Halkımızdan alamadıkları desteği provokatörler vasıtasıyla, ülkemizin huzurunu kaçırarak elde etmek peşinde olanlar, hep olduğu gibi yine hüsrana uğrayacaklardır. Allah’ın izniyle, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasının önünde durabilecek bir güç tanımıyoruz. Bu duygularla, bir kez daha açılışını yaptığımız Tohma Şehit Gaffari Güneş Köprüsü’nün ülkemize ve coğrafyamıza hayırlı olmasını diliyor, emeği geçenleri tebrik ediyorum.”
‘DÜNYANIN ÖNEMLİ TİCARİ KORİDORUNDA SÖZ SAHİBİ OLDUK’
Bakan Karaismailoğlu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinden gelerek Doğu ve Güneydoğu’ya açılan yolların kesişme noktası olan Malatya’ya bu eserin kazandırılmasındaki katkılarından dolayı teşekkür etti. Bakan Karaismailoğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye’yi baştan başa kuşatan ulaştırma ve haberleşme projelerimizle sadece bölgemizin değil, dünyanın en önemli ticari koridorlarında söz sahibi bir ülke haline geldik. Yaptığımız her yol, her köprü, her tünel, her havaalanı, her liman inşa edildikleri noktada halkımıza iş oluyor, aş oluyor, bereket getiriyor. Tohma Köprüsü gelişen ve büyüyen Malatya’mızın kalkınmasına ivme kazandıracak, bereketine bereket katacak. Ayrıca bugün Malatya’da günümüz şartlarına uygun Malatya’ya yakışan Malatya Havalimanı yeni terminal binamızın temelini atmanın mutluluğu ve gururunu yaşadık. Malatya’ya 9 bin 625 metrekare olan mevcut havalimanı terminal binasının yanına 26 bin 765 metrekare büyüklüğünde yeni bir terminal binası kazandırıyoruz. Laf değil, eser siyaseti yapan bir hükümet olarak daha nice iftihar edeceğimiz projelere imza atacağız. Tohma Köprüsü, 104 kilometrelik ‘Malatya- Hekimhan Projesi kapsamındaki ‘Malatya- Elbistan Ayrımı- Yazıhan- Hekimhan- Kangal yolu üzerinde kuruludur. Tohma Köprümüz, 517,5 metre uzunluğunda, konvansiyonel betonarme kazıklı altyapı sistemi olan çelik kompozit ikiz kirişli bir köprüdür. İtme- Sürme Yöntemi ile yapılan köprümüzün kirişleri için tam 2 bin 700 ton çelik, 13 bin metreküp demirli beton ve 4 bin 500 ton betonarme demiri kullandık. Köprü imalatında; 146 bin metreküp yarma kazı yaptık. Bu proje ile Malatya-Hekimhan-Sivas arasında kuzey-güney aksında bölünmüş yol bütünlüğü sağlanmıştır. Tohma Köprüsü’nün yapılması ve bölünmüş yol çalışmalarının tamamlanmasıyla mevcut Devlet Yolu’nun ulaşım standardı yükselmiştir. Bu yol ve köprü ile birlikte, Malatya’nın konforlu, güvenli ve hızlı ulaşım ihtiyacını sağlarken, trafik kazalarını da azaltmış oluyoruz. Kamuoyuna açıklanan, Karayolları Trafik Güvenliği Eylem Planı’ndaki hedeflere uygun olarak, canla başla çalışıyoruz. Bugün Malatya’ya yaptığımız Tohma Şehit Gaffari Güneş Köprüsü de bu amaca yönelik örnek bir eserdir. Ülkemizin imarındaki tarihi katkılarınız ve yurdun dört bir köşesinde bizlere verdiğiniz destekten dolayı, bakanlığım ve Malatyalılar adına şükranlarımı sunuyorum. Projede emek veren mühendisinden işçisine kadar bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Tohma Köprüsü’nün başta Malatya olmak üzere tüm ülkemize hayırlı uğurlu olsun.”
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
Haber Kodu: 210206152
Haber Kodu: 210206153
Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA
=============================
Çocuğuna şiddet uygulayıp nefessiz bırakan kadına sosyal medyada tepki (6)
KOMŞULAR ZAMAN ZAMAN GÜRÜLTÜ DUYUYORMUŞ
Nurcan S.’nin yaşadığı apartmandaki komşusu Necati Keskin, zaman zaman ailenin evinden gürültüler geldiğini ama olayın bu boyutta olabileceğini tahmin etmediklerini söyledi. Nurcan S.’yi kendi halinde sakin bir kadın olarak tanıdıklarını ifade eden Keskin, “Mahallemizin sakiniydi, komşumuzdu. Evlerinden aralıklı olarak gürültü sesleri geliyordu. Çocuklarına şiddet uyguladığını ben hiç görmedim ama internette gördüklerime çok şaşırdım, biz onu öyle bilmiyorduk. Çocuklarını dövdüğüne dair apartmanda herhangi bir ses duymadık” dedi.
“KENDİ HALİNDE BİR İNSANDI”
İzlediği görüntüler karşısında dehşete kapıldığını belirten Necati Keskin şunları söyledi:
“Bağıran, çağıran bir insan da değildi kendisi, kendi halindeydi ama ara sıra bağrışma sesi geliyordu fakat çocuklarına şiddet uyguladığını kesinlikle görmedik. Görüntüleri izledim, bu yapılacak bir şey değil. Hepimizin evladı var, düşünceli olmamız gerekiyor. Kendisi düşüncesiz davranmış.”
Görüntü Dökümü
-Nurcan Serçe’nin komşusu Necati Keskin ile röportaj
-Adliye binasından detaylar
Haber-Kamera: Ergün AYAZ-Alişan KOYUNCU-Nabi YAZICI/KÖRFEZ(Kocaeli),(DHA)
==========================
Adana’da termometreler 32 dereceyi gösterdi
ADANA’da şubat ayının ilk haftası olmasına rağmen hava sıcaklığı gölgede 21, güneş altındaki termometrelerde 32 dereceyi gösterdi.
Türkiye’nin birçok bölgesinde soğuk hava etkili olurken, Adana’da adeta yazdan kalma günler yaşanıyor. Kentte termometreler gölgede 21, güneş altında ise 32 dereceyi gösterdi. Koronavirüsle mücadele kapsamında sokak kısıtlamasının uygulandığı bugün temel ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıkan vatandaşlar merkezdeki Atatürk Parkı’ndan geçerek buradaki banklarda kısa süreli dinlendi, köpeklerini gezdirmeye çıkan hayvanseverler ise sıcak havanın keyfini yaşadı.
Küçük yaştaki oğlu ile markete gitmek için evden çıkan ve hemen yakınındaki parktan geçen Hatice Şen (31), “Şubat ayında hiç yaşamadığımız bir kışı yaşıyoruz. Yaz mevsimi gibi, biz de oğlumla markete giderken parktan geçelim istedik. Çok güzel bir hava ama bir yandan endişeliyim. Su rezervleri azaldı. Bizi neler bekliyor bilmiyorum” dedi.
Marketten çıkan ve alışveriş sonrası yorulunca yol üzerinde bulunan parktaki bankta kısa süreli dinlenen Nuriye Koruklu (64) ise bu yıl kış mevsiminde hala yarım kollu kıyafetler giydiğini belirtti. Koruklu, “Yarım kollu giymeme rağmen terliyorum. Bu sene daha hiç kışlık kıyafet giymedim. Böyle bir sıcak hiç görülmemiştir herhalde dünyanın sonu geldi” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-Muhabir Gülşah Özgen anons
-Termometrenin 32 derece göstermesi
-Yürüyüş yapan vatandaşlar
-Hatice Şen röportaj
-Ailenin çocuğuyla top oynaması
-Nuriye Koruklu röportaj
-Parktan genel detaylar
Haber: Gülşah ÖZGEN- Kamera: Yusuf KANTARLI/ ADANA,(DHA)
=============================
Uyuşturucu şüphelisi, içiçi olduğunu öne sürüp, gazetecileri tehdit etti
ANTALYA’nın Manavgat ilçesinde jandarmanın düzenlediği operasyonda, sobanın içerisine uyuşturucu madde ve sahte döviz ve Türk lirası ele geçirildi. Gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 3 şüpheliden C.P. gazetecilere, “Ben içiciyim. Çıkınca hesabını sizden sorarım” dedi.
Manavgat ilçesi Ilıca Mahallesi turizm bölgesinde bazı kişilerin uyuşturucu madde satışı yaptığı ihbarı üzerine İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, İlçe Jandarma Komutanlığı ve Kumköy Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri çalışma başlattı. Ekipler, teknik ve fiziki takiple C.P. ile eşi Özbekistan uyruklu D.S. ve U.T.’nin il merkezinden aldıkları uyuşturucu maddeleri sattığı tespit edildi.
Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı doğrultusunda jandarma, şüphelilerin kaldığı eve baskın yaptı. Evde, narkotik köpeğiyle yapılan aramada, çoğu sobanın içinde, 300 gram metamfetamin, 5 gram kubar esrar, 5 gram bonzai, A4 kağıda emdirilmiş uyuşturucu madde ile 50’lik banknotlar halinde 650 sahte Amerikan doları, sahte Türk lirası ve ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Şüpheliler, C.P., D.S. ve U.T., ‘uyuşturucu madde imal ve ticareti’, ‘parada sahtecilik’ ve ‘6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet’ suçlamasıyla gözaltına alındı.
İÇİÇİ OLDUĞUNU ÖNE SÜRÜP, GAZETECİLERİ TEHDİT ETTİ
Jandarmada işlemlerinin ardından 3 şüpheli, sağlık kontrolü sonrası adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden C.P., adliyeye getirilirken, gazetecilere, “Yakalanan 1 gram kristal. Ben içiciyim. Çıkınca sizden hesabını sorarım” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
– Sobada uyuşturucu maddenin bulunması (Arşiv)
– Ruhsatsız silahın bulunması (Arşiv)
– Narkotik köpeği ile yapılan arama (Arşiv)
– Şüphelilerin gözaltına alınması (Arşiv)
– Şüphelilerin adliyeye getirilmesi
HABER- KAMERA: Ömer KARÇA- Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya), (DHA)-
==============================
Ölmeden 1 hafta önce açıkladığı 53 yıllık sırrıyla toprağa verildi
KAHRAMANMARAŞ’ın Ekinözü ilçesinde 53 yıl önce eşini ve oğlunu kaybeden Gülüzar Köker (85), ‘Size bir sır vereceğim’ diyerek kızlarına eşinin tarağı ile oğlunun sapanını hatıra olarak sakladığını belirtip, ölünce mezarının yanına gömülmesini vasiyet ettikten 1 hafta sonra öldü. Ünlü şairler Abdürrahim Karakoç ve Bahaettin Karakoç’un da kuzeni olan Köker’in 53 yıllık sırrı, mezarının yanına gömüldü.
3’ü kız 4 çocuk annesi Gülüzar Köker’in eşi Osman Köker 1968’de hayatını kaybetti. Eşini kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan Köker, 3 ay sora da en büyük çocuğu olan 13 yaşındaki oğlu Mehmet Köker’i toprağa verdi. Çok sevdiği 2 insanı 3 ay arayla toprağa veren ve genç yaşında dul kalan Gülüzar Köker, ikinci bir evlilik yapmayıp küçük kızları Zeliha, Şengül ve Hatice ile yaşamını sürdürdü.
‘HER BAYRAM ÖPÜP KOKLAYIP HASRET GİDERİYORUM’
Aradan geçen 53 yılda hırka, kazak gibi el işiyle kızlarını büyütüp evlendiren Gülüzar Köker, bir gün kızlarıyla otururken, “Size bir sır vereceğim. Babanızın atkısı, gömleği ve tarağı ile ağabeyinizin de oyuncağı olan sapanını hatıra olarak saklıyorum. Her bayram onları çıkarıp öpüp koklayıp hasret gideriyorum. Ölürsem, bu sırrımı da mezarımın yanına gömün” dedi. Yaşlı kadın daha sonra oğlunun ve eşinin eşyalarını sakladığı yerden çıkardı. Gülüzar Köker’in kızları, ağabeyi ve babalarının eşyalarını 53 yıl sonra görünce hem şaşırdı hem de duygulandı.
BİR HAFTA SONRA SIRRIYLA DEFNEDİLDİ
Eşi Osman ile oğlu Mehmet Köker’in acısını kalbinde taşıyan 11 torun sahibi Gülüzar Köker, bu vasiyetinden bir hafta sonra yaşlılığa bağlı olarak hayatını kaybetti. Köker’in ölümü ailesini yasa boğdu. Cenaze işlemlerinin ardından Gülüzar Köker, gözyaşları arasında oğlu ve eşinin mezarlarının yanında toprağa verildi. 53 yıllık sırrı olan oğlu ve eşinin eşyaları ise mezarının yanına açılan çukura gömüldü.
‘VEFAT ETTİKTEN SONRA HABERİMİZ OLDU’
Gülüzar Köker’in kardeşi Durmuş Ali Karakoç, ablasının 53 yıllık sırrını vefat ettikten sonra yeğenlerinden öğrendiğini söyledi. Ablasını defnederken vasiyetini de yerine getirdiğini belirten Karakoç, “Gülüzar Köker, 1968’de eşini ve oğlunu 3 arayla kaybetti. Bacım, kızlarını kendi şartlarında hiç kimselere boyun bükmeden, sırrını kimselere demeden bu hayatta çocuklarını bir aile, bir ev sahibi yaptı. Kendisi de bir hafta önce 85 yaşında vefat etti. Kendisi, eşinin, oğlunun cücük sapan lastiğini, tarağını, gömleğini, eşyalarını saklamış. Biz hiç görmedik, kimselere bir şey dememiş. Ölmeden bir hafta- 10 gün önce açıklamış, ‘Benim oğlumla eşimin eşyaları var. Onların mezarımın yanına gömün’ demiş. Biz de Gülüzar Köker’i defnederken kendisinin vasiye ettiği eşyalarını mezarının yanına gömdük” diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
– Gülüzar Köker’in mezarı
– Eşi ve oğlunun mezarları
– Durmuş Ali Karakoç ile röp.
– Gülüzar Köker’in sağlık fotoğrafları
– Eşi ve oğlunun eşyaları
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA
====================================
Yüzündeki yaraların izi kalınca bunalıma girip, intihar etti iddiası
ANTALYA’da yüzünde çıkan yaralar sonrası iz kalınca bunalıma girdiği öne sürülen 2 çocuk annesi Şafak E. (45), tabancayla intihar etti. Şafak E.’nin 1 ay önce de ilaç içerek intihar girişiminde bulunduğu belirtildi.
Olay, saat 14.00 sıralarında Konyaaltı ilçesi Öğretmenevleri Mahallesi 914 Sokak’taki 4 katlı apartmanın 3’üncü katında meydana geldi. Şafak E., 8 ay önce yüzünde çıkan yaralar nedeniyle iz kalınca, iddiaya göre bunalıma girdi. Geçen ay ilaç içerek intihara kalkışan Şafak E., bugün evdeki tabanca ile başına bir el ateş etti.
Şafak E.’nin eşi polis memuru H.E.’nin ihbarı üzerine eve çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, Şafak E.’nin yaşamını yitirdiği tespit edildi.
Şafak E.’nin cansız bedeni, yapılan incelemenin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
– Evden genel detay
– Polislerden detay
– Olay yeri şeridi çekilirken detay
– Ambulans ve sağlık ekipleri detay
– Olay yeri inceleme ekiplerinden detay
– Genel detaylar
HABER: Alparslan ÇINAR- KAMERA: Tolga YILDIRIM/ANTALYA, (DHA)
===============================
Güvenlik kamerasının altındaki kutudan 6’ncı kez bakır kablo çalındı
SAKARYA’nın Karasu ilçesinde cadde üzerinde bulunan internet hatlarının olduğu kutuya dadanan hırsızlar, 6 kez aynı noktadaki bakır kabloları çaldı. İnternet hattının olduğu kutunun üzerinde 3 yönlü kamera bulunmasına rağmen hırsızların yakalanmadan bakır kabloları çalmaya devam ettiğini belirten mahalleli, önlem alınmasını istedi.
Karasu ilçesi Yalı Mahallesi Sahil Caddesi’nde internet kablolarının olduğu bir kutunun kapağı kırılarak bakır internet kabloları çalındı. Daha önce de aynı noktada 5 kez hırsızlık olayının yaşandığını belirten mahalleli, internet kullanıcılarını bıktırdı. Şüpheli ya da şüphelilerin ana kutu altından kabloyu kesip yolun karşı tarafından ise aynı hattı bulup toprağı kazdıktan sonra kabloyu çektiği iddia edildi. İnternet hattının olduğu kutunun üzerinde 3 yönlü kamera bulunmasına dikkat çekti.
Mahallede oturan Uğur Fındık, “Kabloları kutudan kesiyorlar ve belirli bölgelerden de kazarak oradan da kabloları kesiyorlar. Daha sonra da kabloları söküp çıkartıyorlar. İnsanlar burada çok mağduriyet yaşıyor. Biz devamlı mağduriyet yaşıyoruz ve mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. İnsanlar boşu boşuna para ödüyor. İnternet gidiyor, kimse kullanamıyor. Yapılsa bile tekrar gelip kırıp alıp gidiyorlar. O kadar para ödeniyor, yazık” dedi.
Hırsızlık olayının sürekli yaşandığını söyleyen İsmail Ölmez, “Gece yarısı saat 03.00’ten sonra ses gelmeye başlıyor. Ben bu mahallede yaşıyorum, sesleri duyuyorum fakat nerden geldiğini anlamadım. Çatıdan yankı yapıyordu. Sesin çatıdan geldiğini düşündüm, fakat çatıda hiçbir şey yoktu. Meğer burada kabloları çalıyorlarmış. Arabayla kutuya çarpıyorlar. Kutuda lastik izleri var. Kutuya çarparak koparıyorlar. Bu kaçıncı sefer oldu. Buna gerekli işlemlerin yapılması gerekiyor. Kutunun üzerinde kamera var ama adamların arkası gözüküyor. Kimlikleri tespit edilemiyor. Yine yapacaklarını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Kutunun onarılması detay
Uğur Fındık’ın olayı anlatması
İsmail Ölmez’in olayı anlatması
Olay yeri detay
HABER-KAMERA: Levent KIZILASLAN-KARASU (Sakarya), (DHA)
