Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ – C BÖLGE

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

BELDEN AŞAĞISI TANDIRDA YANAN FATMANUR, AYAKKABI GİYİP, KOŞMAK İSTİYOR

IĞDIR Karakuyu köyünde düştüğü tandırda göğüs, kalça, ayak bölgelerinde 2 ve 3’üncü derece yanık oluşan Fatmanur’un (5) tedavisi 1,5 yıl sürdü. Ayağındaki yaralar sebebiyle yürümekte zorlanan Fatmanur, bir an evvel iyileşerek arkadaşları gibi koşmak istiyor. 
    Karakuyu köyünde yaşayan Asiye-Sadullah Çakmaz çiftinin 2 çocuğundan en küçüğü olan Fatmanur, 7 Kasım 2019’da evlerindeki tandıra düşerek yandı. Göğüs, kalça, ayak bölgelerinde 2 ve 3’üncü derece yanık olan Fatmanur, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi yanık merkezinde tedavi altına alındı. 1,5 yıl süren tedavide yanıklarının bir bölümü iyileşen Fatmanur, bacaklarındaki yaralar sebebiyle tuvalete gitmekte zorlanıyor. Fatmanur, ayak parmaklarındaki yanık yaraları sebebiyle yürümekte güçlük çekiyor. Doktorların verdiği merhem ve ilaçlarla ağrıları dindirilen Fatmanur, yaşıtları gibi koşup oynamak istiyor. 
    Asiye-Sadullah Çakmaz çifti, çocuklarının tuvalet ihtiyacını gidermekte zorlandığını, ayak parmaklarındaki yara yüzünden yürüyemediğini söyledi. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Dr.Ömer Özkan’ın kızlarını tedavi edebileceğini belirten anne Asiye Çakmaz, bu konuda yardım beklediklerini söyledi. Kızının yaraları sebebiyle ayakkabı giyemediğini belirten Asiye Çakmaz, “Sadece terlik giyebilen kızım, ayaklarının ucuna basarak yürümeye çalışıyor. O da arkadaşları gibi ayakkabı giyip, oyun oynamak istiyor” dedi.
    Çocuğunun tedavisi için yardım isteyen Asiye Çakmaz, “Sayın Cumhurbaşkanımız çocukları sever bizim çocuğumuzun da iyileşmesi için yardımda bulunursa çok mutlu olacağız. Hayırsevelerden de yardım bekliyoruz. Kocam işsiz, zor geçiniyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Ne olur çocuğumun iyileşmesi için bize yardımcı olsunlar” diye konuştu.
    Fatmanur’un ablası Betül de “Kardeşim bir an önce iyileşsin. Tuvaletini yaparken sürekli ağlıyor. Yardım edin, kardeşim de koşup oynamak istiyor” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Fatmanur ve annesinin evin bahçesinde gezmesi
-Fatmanur’un ailesiyle bahçede dolaşması
-Fatmanur’un ablası Betül’ün konuşması
-Annenin tandır başında ağlaması
-Annenin Fatmanur’un yanıklarını göstermesi
-Fatmanur’un yanan ayakları
-Anne Asiye Çakmaz’ın ağlaması
-Baba Sadullah Çakmaz’ın konuşması
-Anne Asiye Çakmaz’ın konuşması
-Fatmanur’un ablasıyla oynaması

 Haber-Kamera: Özkan AYDIN / IĞDIR, (DHA)

==============

ŞEHİT EMNİYET MÜDÜRÜ GAFFAR OKKAN DÖNEMİ, DİZİ OLUYOR

Reklam Alanı

DİYARBAKIR’da, Şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ın görev yaptığı dönemi konu alan dizi çekilecek. Çekimlerine nisan ayından başlanacak ‘Kançepek’ adlı dizinin yapımcısı Mazlum Yiğit, Gaffar Okkan’ın ailesinin isteği üzerine şehit emniyet müdürünün ismini kullanmayacaklarını belirtti. Yiğit, “Biz de bazı konulara değinip, rahmetliyi o şekilde anacağız ve Diyarbakır’a yaptığı güzellikleri, Diyarbakır halkı üzerinde bıraktığı izleri yansıtmaya çalışacağız” dedi.

Diyarbakır’da, 2001 yılında uğradığı silahlı saldırı sonucu 5 silah arkadaşıyla birlikte şehit olan Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ın görev yaptığı dönemi konu alan bir dizi film çekilecek. Milli kaleci Mazlum Yiğit’in yapımını ve yönetmenliğini üstleneceği, sloganının da ‘3310’dan tüm birimlere’ olduğu ‘Kançepek’ dizisi, dijital platformlarda yayınlanacak. Dizide, İskender Bağcılar, İzzet Çivril, Bahadır Tokmak, Ayhan Taş, Rojda Esen ile sosyal medya fenomenleri Bülent Mert ve Çorumlu Amir gibi isimler yer alıyor. 

DİJİTAL PLATFORMLARDA YAYINLANACAK

Dizi çekimlerine nisan ayında başlayacaklarını ve bir ay içerisinde ilk bölümleri tamamlayıp yayıncı platforma vereceklerini söyleyen Mazlum Yiğit, ilk sezonun 13 bölümden oluşacağını ifade ederek, “Dizinin içeriği Gaffar Okkan olayına benziyor. Tamamen Gaffar Okkan değil, çünkü ailesi isim olayına girmemizi istemediler. Biz de bazı konulara değinip rahmetliyi o şekilde anacağız ve Diyarbakır’a yaptığı güzellikleri, Diyarbakır halkı üzerinde bıraktığı izleri yansıtmaya çalışacağız. Çok sağlam bir kadromuz var. 3 Nisan’da çekimlere başlıyoruz. Birinci sezon 13 bölüm olacak. Bir ay içerisinde ilk bölümleri tamamlayıp dijital platformlara vereceğiz. 2021 yılı içerisinde yayınlanacak, anlaşmalar var ama şu an net bir yayın tarihi veremem. Türkiye’nin bir internet dizisine göre açık ara en iyi kadrosunu kurduk. En güzel şehirde çekiyoruz ve işin en önemli kısmı sadece ünlü oyuncular değil, Diyarbakır’dan çıkaracağımız oyuncuları da işin içine dahil edip neler yapabileceklerini herkese göstereceğiz” diye konuştu. 

‘OKKAN’IN YAPMIŞ OLDUĞU GÜZELLİKLER DİZİDE YANSITILACAK’

Birçok dizi ve filmlerde rol alan ve Kurtlar Vadisi dizisinde de ‘Faruk Bey’ karakteriyle hafızalara kazınan ünlü oyuncu İzzet Çivril, ‘Kançepek’ dizisinde de mafya babasını oynayacağını kaydetti. Dizide çok güzel mesajların verileceğini dile getiren Çivril, şunları söyledi:

“Gaffar Okkan’ın ailesi müsaade etmediği için belki ismini kullanamayacağız ama onun yapmış olduğu güzellikleri dolaylı olarak anlatacak bir dizi ile anacağız onu. Çok hoşuma gitti ve duygulandım. Bu yapımda yer almak beni mutlu etti. Neden hep İstanbul, Ankara, neden Diyarbakır değil? Burada da güzel şeylerin yapılması lazım. Potansiyel çok iyi ve Diyarbakır’ın tarihi dokusu hiçbir yerde yok. Beni gezdirdiklerinde tüylerim diken diken oldu. Çok güzel bir dokusu var, Diyarbakır’ın her yeri doğal plato. Güzel şeyler olacak, en azından güzel bir mesaj vereceğiz. Örneğin, gençleri uyuşturucu bataklığından kurtaracak temalar var içerisinde. Bu çok güzel bir şey ve beni de etkiledi. Biz sanatçıyız, bir şeyler yapmamız lazım sanatla ilgili, sanatsız yaşayamıyoruz. Dizinin kadrosu da çok iyi ve o yüzden iyi bir şey çıkacak diye düşünüyorum ve iyi mesaj vereceğiz, Diyarbakır’a ve yöreye.”

Dizinin kadın başrol oyuncusu Rojda Esen de, dizinin konusunun kendisini çok etkilediğini vurgulayarak, “Özellikle böyle değerli insanlarla çalışmak benim için daha çok güzel. Çok güzel bir proje çıkacağına eminim. Enerjisi çok yüksek bir ekip var. Bu ekibe ve enerjisine güvenerek girdim, yolumuz açık olsun” dedi.

Görüntü Dökümü
——-
Dizi ile ilgili tanıtımın yapıldığı salon
Dizi ekibi ve katılımcılar
Yapımcı Mazlum Yiğit ile röp
Oyuncu İzzet Çivril ile röp
Oyuncu Rojda Esen ile röp
Dizi afişi
Genel ve detay

Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN-Nurettin FİDANCAN/DİYARBAKIR,(DHA)

==================

20 YIL ÖNCE BIRAKILDIĞIKLARI ADADA ÇOĞALAN TAVŞANLARI JANDARMA BESLİYOR

ELAZIĞ’ın Sivrice ilçesi Hazar Gölü’nde bulunan Tavşan Adası’ndaki tavşanlar, jandarma ekiplerince götürülen yiyecekler ile besleniyor. Sürek köyünün muhtarı Ahmet Gönültaş, adada 200 tavşan olduğunu belirterek, “Bu tavşanları askeri personel bırakmıştı. Onlar üremeye başlayınca çoğaldılar. Zaman zaman jandarmamız yemlerini temin ediyor. Arada bizler de yem götürüp, bırakıyoruz” dedi.

Sivrice ilçesinde bulunan, 22 kilometre uzunluğa ve 6 kilometre genişliğe sahip Hazar Gölü, doğal güzelliğinin yanı sıra, halk arasında ‘Tavşan Adası’ olarak tabir edilen adacıkta yaşayan tavşanlarla da dikkat çekiyor. İlçeye bağlı Sürek köyüne 200 metre uzaklıkta bulunan adacığa 20 yıl önce bir jandarma personeli tarafından bırakılan bazı tavşanlar, zamanla çoğaldı. Sayıları yaklaşık 200 olan tavşanlar, özellikle kış aylarında otların kuruması nedeniyle, sık sık jandarma tarafından getirilen yiyeceklerle besleniyor. İl Jandarma Komutanlığı ekipleri pazardan temin ettikleri marul, maydanoz, havuç ve mandalina gibi sebze ve meyveleri kayıkla adaya götürerek belirli noktalara bırakıyor. Ekipler, yiyecekleri görüp yanlarına gelen tavşanları elleriyle besliyor. 

Sürek köyü Muhtarı Ahmet Gönültaş, zaman zaman kendilerinin de tavşanları beslemek için yiyecek bıraktıklarını belirterek, “Adada yaklaşık 200 tavşan bulunuyor.  Daha önce bu tavşanları bir askeri personel bırakmıştı. Onlar üremeye başlayınca çoğaldılar. Zaman zaman jandarmamız yemlerini temin ediyor. Arada bir bizler de yem götürüp bırakıyoruz” dedi.

Görüntü Dökümü
———-
Ada drone görüntüsü

Ekiplerin kayıkla adaya gelişi

Ada geneli

Ekiplerden detay

Tavşanlardan detay

Röportaj

Genel ve detay

Haber-Kamera: Ahmet ÇÖTELİ/ELAZIĞ,(DHA)

========================

ÇALINTI OTOMOBİLLE 15 BİN TL’LİK BUZAĞI HIRSIZLIĞI KAMERADA

BATMAN’da, besici Ayşete Atay’ın evinin önüne gelen 3 hırsızlık şüphelisi, bodrum katta bulunan 15 bin TL değerindeki simental cinsi buzağıyı çalıntı otomobile bindirerek götürdü. Güvenlik kamerası görüntülerinde, buzağının tam olarak sığmadığı otomobille arka kapısı açık gidildiği anlar yer alıyor.

Merkeze bağlı Tılmerç Mahallesi’nde besicilikle uğraşan Ayşete Atay’ın evinin önüne 8 Şubat’ta sabah saatlerinde 3 kişi geldi. Bir süre evin etrafında gezinen şüpheliler, bodrum katta bulunan simental cinsi buzağıyı dışarı çıkardı. Geldikleri çalıntı otomobile buzağıyı bindirmek için bir süre uğraşan şüpheliler, bindirdikten sonra otomobile binerek, uzaklaştı. Sabah uyanan Ayşete Atay, buzağının bodrum katta olmadığını fark etti. Daha önce yaşadıkları hırsızlık olayları nedeniyle, evinin etrafına güvenlik kamerası taktıran Atay, görüntüleri izleyince 15 bin TL değerindeki simental cinsi buzağısının çalındığını gördü. Oğlu Nizam Atay’la emniyete giderek görüntüleri de veren Atay, hırsızlardan şikayetçi oldu. Polis ekipleri, yaptıkları incelemede otomobilin çalıntı olduğunu tespit etti. Şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatıldı. Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, evinin önüne gelen 3 şüpheli, bir süre evin içerisini ve çevreyi gözledikten sonra bodrum kattan çıkardıkları buzağıyı, tam olarak sığmadığı halde, otomobilin arka kapısı açık şekilde götürüyor. Ayşete Atay’ın olay yaşanmadan önce buzağıyı satıp hacca gitmeyi planladığı öğrenildi. 

Görüntü Dökümü

———

Güvenlik kamerası görüntüleri

Hırsızların evin önüne gelmesi

Buzağıyı araca bindirmeleri

Araçla ilerlemeleri

Genel ve detay

Haber-Kamera: Reşat YİĞİZ/BATMAN,(DHA)

================

DİYARBAKIR’DA, ÇİÇEKÇİNİN 14 ŞUBAT SİPARİŞ LİSTESİ İNTERNETTEN

DİYARBAKIR’da 20 yıldır çiçekçilik yapan Mustafa Çakıcı (37), koronavirüs salgını dolayısıyla 14 Şubat Sevgililer Günü için çiçek siparişlerinin yüzde 80’ini internet üzerinden aldıklarını söyledi. Çakıcı, dünyanın her yerine çiçek gönderebildiklerini belirterek, “Herkesi mutlu etmeye davet ediyoruz. 100’e yakın siparişim var. Genelde tercih edilen gül oluyor. Solmayan güller bu sene iyi gitti. Çikolata konseptlerimiz var. Orkide, teraryum ve yapay çiçekler ile sayamayacağım bir sürü model var. Bundan 3-5 yıl önce normalde 20 gün boyunca boş bir anımız olmazdı. Pandemi süreci herkesi etkilediği gibi bizi de etkiledi; ama yine de iyi olma yolundayız. Pandemiden dolayı online iyi. Yüzde 80 internetten sipariş alıyoruz” dedi

Bağlar ilçesinde 20 yıldır çiçekçilik yapan Mustafa Çakıcı, koronavirüs salgını nedeniyle 14 Şubat Sevgililer Günü’nde çoğunluğu internet üzerinden verilen siparişleri yetiştirmeye çalışıyor. Solmayan gül, teraryum, buket modelleri, çikolata, orkide ve kaktüs gibi ürünlerden farklı konsept yapan Çakıcı, hazırladığı ürünleri sosyal medya hesaplarından da paylaşınca siparişlerin arttığını belirterek, İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerin yanı sıra, yurt dışına da sipariş gönderdiğini söyledi. 

“YÜZDE 80 ŞU ANDA İNTERNET ÜZERİNDE ALIŞVERİŞ YAPABİLİYORUZ”

Mustafa Çakıcı, pandemi süreci nedeniyle çiftlerin elden ürün almadığını, internet üzerinden sipariş vermeyi tercih ettiğini ifade ederek, “Dünyanın her yerine çiçek gönderme şansımız var. Herkesi mutlu etmeye davet ediyoruz. 100’e yakın siparişim var. Şehir dışı ve yurt dışına gönderiyoruz. Genelde tercih edilen ürünümüz gül oluyor. Solmayan güller bu sene iyi gitti. Çikolata konseptlerimiz var. Orkide, teraryum ve yapay çiçekler ile sayamayacağım bir sürü model var. İçişleri Bakanlığı’na çok teşekkür ediyorum. Bu kısıtlamayı biraz genişletip esnettiği için. Bundan 3-5 yıl önce normalde 20 gün boyunca boş bir anımız olmazdı. Pandemi süreci herkesi etkilediği gibi bizi de etkiledi ama yine de iyi olma yolundayız. Pandemiden dolayı online iyi. Yüzde 80, internet üzerinden alışveriş yapıyoruz. Her yerden sipariş düşüyor. Listeliyoruz, ayarlıyoruz ve bir haftaya kadar siparişte sıkıntı çıkmayacaksa ondan sonra gönderiyoruz” diye konuştu.

Hediye almaya gelen Duygu Kaya da, online sipariş yaptığını ancak yolunun üzeri olduğu için çiçekçiye geldiğini ifade etti. Kaya, hediyeyi sevgilisine değil ablasına ve yeğenine yaptırdığını ve 14 Şubat’ta ellerine ulaşacak şekilde göndereceğini söyledi.

Görüntü Dökümü
————
Güllerden detay
Çiçek çeşitleri
Saksı çiçekleri
Kaktüsler
Siparişlerin listelenmesi
Muhabir Burak Emek anons
Telefon üzeri alınan çiçek siparişi
Sipariş verilen çiçeğin hazırlanması
İşletme sahibi Mustafa Çakıcı ile röp.
Hazırlanan hediyeli çikolatalı paketler
Muhabir Burak Emek anons
Müşteri Duygu Kaya ile röp.
Teraryumlar
Fanus içine bırakılan güller
Hazırlanan buketin gönderilmesi
Genel ve detay
Haber-Kamera: Burak EMEK-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,(DHA)

==========================

PROFESÖR, 29 YILDIR SOKAK HAYVANLARINI BESLİYOR 

SİVAS’ta hayvan sevgisiyle tanınan Cumhuriyet Üniversitesi(SCÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurten Tezer, 29 yıldır her gün vaktinin büyük bölümünü ayırarak, lokanta kasap ve firmalardan topladığı yiyecekler ve aldığı mamalarla sokak hayvanlarını beslenmesini sağlıyor. Hayvanlar Tezer’i aracının sesinden bile tanıyor. 
SCÜ Fen Fakültesi Kimya Bölümü Organik Kimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Hayvan Hakları Federasyonu İl Temsilcisi Prof.Dr. Nurten Tezer, kentteki sokak hayvanlarıyla yakından ilgileniyor. Kentte hayvan haklarını savunmasıyla tanınan Tezer, 29 yıldır belirlediği noktalarda bulunan sokak hayvanlarına günlük  100 kilogram yiyecek bırakıyor.  Tezer, beslediği hayvanların kendisini aracının sesinden ve kornasından tanıdığını belirtirken, hayvanlar da onun gelişi ile etrafında toplanıyor. Tezer, hayvanların barınma ve sağlık sorunlarıyla da ilgileniyor. Tezer’e aynı üniversitenin Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olan Dr. Deniz Gölbaşı  da yardım ediyor.
Sivas Hayvanları Koruma Derneği Başkanı ve Hayvan Hakları Federasyonu Temsilcisi Prof.Dr. Nurten Tezer, “Ben çok uzun yıllar öncesinde sokaktaki hayvanların çok mağdur olduklarını görmüştüm. Kimse onlara bakmıyordu, yaralanıyor ve aç kalıyorlardı. Araştırmalarım sonucunda onlara yardım etme gereği duydum. Yaklaşık 1992 yılından beri bu şekilde hayvanlara yardımcı oluyorum. Onlara ulaşmak için dolaşıyorum. Görmek için sadece bakmak yeterli değil. Herkes bakıyor ama onları görmüyor. Özellikle kışın hayvanları beslemeye her gün gidiyorum” dedi.

‘ONLARA BESLENME ODAĞI OLUŞTURUYORUM’
Hayvanlar ile arasındaki bağı anlatan Tezer, “Diyelim ki bir yerde bir hayvan gördüysem ertesi gün gidiyorum ve onları tekrar yokluyorum. Eğer hayvanlar bulundukları yerde hala duruyorlarsa o noktaya bir beslenme odağı oluşturuyorum. Bu şekilde birçok beslenme odaklarım oldu. Zamanım yettiğince dolaşmaya çalışıyorum. Dolaştığım yerlerde nerelerde hayvanlar olabileceğini az çok tahmin edebiliyorum. Kışın beslenme odağı oluşturduğum yerlere barınma alanı da oluşturuyorum. Çünkü kış aylarında hayvanlar beslenmezlerse donabiliyorlar. Eskiden çok fazla yoktu ama son dönemlerde duyarlı insanların sayısı arttı. Bu durum bizi sevindiriyor, umarım daha iyiye gider. Şu hayvan hakları yasası çıkarsa, hayvanların eziyet görmesi de engellenmiş olur. Ya da hayvanlarla ilgili bu kadar çok kötü haber duymayız” diye konuştu.

‘KORNA SESİNDEN TANIYORLAR’
Gittiği bölgelerde hayvanları ya ıslıkla ya da korna sesiyle çağırdığını vurgulayan Nurten Tezer, “Kornanın sesini duyar duymaz hemen yanıma geliyorlar. Eğer yakındalarsa arabanın sesini duyar duymaz geliyorlar. Arabamın sesinden bile benim geldiğimi anlıyorlar. Ben bu duruma çok şaşırıyorum. Oradan bir sürü araba geçiyor ama benim arabam gelince hemen peşine koşuyorlar. Hayvanlara çoğu zaman mama alıyorum, işkembe, paça yapan esnaflarımız var. Onların, artıklarını alıyorum ve hayvanları besliyorum. Bazen paramızla aldığımız zaman da oluyor. Yetmediği zaman mama takviyesiyle her gün besleme yapıyorum. Hayvanların doyması için günlük 100 kilo dağıtmam gerekiyor. Belirlediğimiz hayvanları kısırlaşmaya gönderiyorum. Hasta olan hayvanların tedavisi noktasında da elimizden geleni yapıyoruz. Sadece yeme ve suyu değil onların hastalıklarıyla da ilgileniyoruz. Hayvanlar sokak aralarında birlikte yaşamayı öğrenebilirler. Tabi ki korkabilirler ama hepsi saldırgan değiller. Saldırgan olmayanları bile insanlar sürekli barınağa göndermeye çalışıyorlar. Bunu yapmasalar daha iyi olur. Bu dünya hepimizin, birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:
-Prof.Dr. Tezer ve Dr. Gölbaşı’nın görüntüleri
Araçları ile hayvanların bulunduğu alanlara gidişleri
-Hayvanların gelişi ve beslemeleri
-Prof.Dr. Tezer’in açıklaması
-Detaylar

Haber-Kamera: Arife Defne ARSLAN-Ayşe Mine EĞÜZ/SİVAS, (DHA)

==============

TOKAT’IN GÜLLECİ KIZLARI AVRUPA ŞAMPİYONASI YOLUNDA 

TOKAT’ta, ikisi de 17 yaşında olan Büşra Hatun Ekinci(17) ve Zeynep Hilal Adıgüzel(17), 3 yıl önce sağlık için spor yaparken gülle atmaya merak sardı. Genç sporcular, U20 Salon Atletizm Türkiye Şampiyonası’nda barajı geçerek Avrupa Şampiyonası yolunda önemli bir adım attı. Sağlık için spor yaptığı statta gülleyle tanışan Büşra Hatun Ekinci, “Orada spor yaparken hocalarım beni keşfetti” dedi. Zeynep Hilal Adıgüzel da zayıflamak için spor yaptığı sırada antrenörlerin teşvikiyle gülle atmaya başladığını dile getirdi.
Tokat’ta lise 12’nci sınıf öğrencileri  Büşra Hatun Ekinci ve  Zeynep Hilal Adıgüzel 3 yıl önce Gaziosmanpaşa Stadyumu’nda sağlıklı yaşam için spor yapmaya başladı. Ekici ve Adıgüzel spor yaparken Tokat Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nde görevli antrenörlerin gülle atma branşı ile ilgili sporcu seçmelerini gördü. Antrenörler, seçmeler esnasında gördükleri Ekici ve Adıgüzel’den gülle sporunu anlatarak seçmelere katılmalarını sağladı. Seçmelerde başarı olan Ekinci ve Adıgüzel bu şekilde başladıkları güllede kısa sürede başarı gösterdi. En son ise İstanbul’da yapılan U20 Salon Atletizm Türkiye Şampiyonası’nda Büşra Hatun Ekinci 14,18 metre atarak Türkiye şampiyonu olurken, Zeynep Hilal Adıgüzel ise 14 metrelik atışıyla Türkiye 2’ncisi olarak U20 Avrupa Şampiyonası barajını geçti.

‘HEDEFİM DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU’
Sağlık amacıyla spor yapmak için gittiği Gaziosmanpaşa Stadyumu’nda gülle ile tanıştığını belirten Büşra Hatun Ekinci “Orada spor yaparken hocalar beni keşfetti. Beni bu spora başlattılar. Türkiye şampiyonası seçmesine götürdüler. Orada seçmelerde birinci oldum. 3 yıldır da çalışıyorum, durmadan devam ediyorum. Ocak ayında yapılan Türkiye Şampiyonasında 14,18 metre atarak Türkiye şampiyonu oldum ve U-20 Avrupa barajını geçtim. Hedefimiz bir sonraki yarışmada dünya barajını da geçip Dünya Şampiyonasında birinci olmak. Aynı şekilde Avrupa Şampiyonasında da birinci olmak. Hedefim Avrupa şampiyonu olmak ve dünya şampiyonu olmak. Bir sonraki hedefimde olimpiyat barajını geçmek. Pandemi bizi etkiledi ama çalışmalarımıza ara vermeden evimizde devam ettik. Evimize spor malzemeleri götürdük ve halter salonu kurarak devam ettik” dedi. 

‘ZAYIFLAMAK İÇİN BAŞLADIM, DERECEYE GİRDİM”
Zayıflamak için Gaziosmanpaşa Stadyumu’na gittiğinde gülle atma sporu ile tanıştığını ifade eden Zeynep Hilal Adıgüzel ise “Eskiden  kiloluydum. Statta spor yaparken hocalarımız beni gördü. Vücudum uygundu. Buraya getirdiler, test ettiler, ‘Gülle atmaya başlamak ister misin’ dediler. Ben de kabul ettim. Gülle atmaya başlayalı 2 yıl oldu. Hedefimiz Avrupa Şampiyonasında birincilik elde etmek. Dünya Şampiyonası barajını geçerek, Dünya şampiyonu olmak. Arkadaşlarım bu spora ilk başladığımda beni desteklemiyorlar, gelmemi istemiyorlardı. Sonra başarı elde etmeye başlayınca onlar da gurur duymaya başladı. Biz şeref duymaya başladık. Böyle böyle ilerledik ve onlar da en büyük destekçim. Türkiye 2’inciliği elde ettim. Şimdi hedefim Avrupa şampiyonluğu” dedi.

‘ÜLKEMİZİ TEMSİL ETME YOLUNDA ÖNEMLİ ADIM ATTILAR’
Tokat Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Atletizm Antrenörü Mustafa Erol Karaca ise “Şu anda sezonun ilk yarışması olarak salon yarışmalarında gülle atma branşı mevcuttu. 6-7 Şubat’ta İstanbul’da yapılan U-20 ve Büyükler Salon Atletizm Türkiye Şampiyonasında Büşra Hatun Ekinci 14 metre 18 santimetrelik derecesiyle Türkiye şampiyonu oldu. Ayrıyeten Avrupa barajını geçti. Akabinde yeni sporcularımızdan Zeynep Hilal Adıgüzel iyi bir performans göstererek 14 metrelik derecesi ile Türkiye 2’ncisi oldu. Her ikisi de Avrupa Şampiyonasının barajını geçerek ülkemizi temsil etme yolunda önemli adımlar elde etti” diye konuştu. 

Görüntü Dökümü:
-Sporcu kızların görüntüleri
-Antrenörleri eşliğinde çalışmaları
-Gülle antrenmanından görüntüler
-Büşra Hatin Ekinci’nin konuşması
-Zeynep Hilal Adıgüzel’in konuşmaları
-Antrenör Mustafa Erol Karaca’nın açıklaması

Haber-Kamera: Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT,(DHA) 

======================

KEMALİYE’NİN UNESCO ADAYLIĞI İÇİN İLK ADIM; SÖZLEŞME İMZALANDI

ERZİNCAN’ın tarihi, kültürel ve doğa dokusuyla en önemli varlıklarından biri olan Kemaliye ilçesinin UNESCO Dünya Mirası geçici listesi adaylığı için çalışma başlatıldı. Kemaliye Belediyesiyle ‘Kemaliye İlçesi UNESCO Danışmanlık Projesi’ sözleşmesini imzalayan Kuzeydoğu Anadolu (KUDAKA) Ajansı Genel Sekreteri Oktay Güven, Kemaliye’nin markalaşarak yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelmesini amaçladıklarını söyledi. 
    Erzincan’a 194 kilometre uzaklıkta doğusunda Tunceli, batısında Sivas, güneyinde Malatya ve Elazığ bulunan Kemaliye ilçesinin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi adaylığına başvurulacak. İlçeyi kültür ve doğa turizmi yapmak amacıyla yapılan çalışma kapsamında Kemaliye Belediyesi ile KUDAKA arasında sözleşme imzalandı. İmzalanan protokol gereği ‘Kemaliye İlçesi UNESCO Danışmanlık Projesi’ne KUDAKA destek verecek. Proje kapsamında, tarihi ve kültürel dokusuyla Erzincan’ın en önemli kültür varlıklarından biri olan Kemaliye ilçesinde ön fizibilite çalışması yapılarak doğal, kültürel, somut olmayan mirasların ortaya konulması ve ilçeye ait üstün evrensel değerlerin UNESCO geçici listesinde yer almasının sağlanması amaçlanıyor. Bunun için gerekli olan çalışmaların yürütülmesi, geçici liste başvuru dosyasının Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme ve Uygulama Rehberi ile UNESCO Danışma Organı olan Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) teknik kriterlerine uygun olarak hazırlanması, UNESCO Türkiye Milli Komitesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın sürece ilişkin öneri, teftiş ve uyarılarına göre çalışmaların yönlendirilmesi ve böylelikle UNESCO Dünya Miras Listesi adaylık başvurusunun gerçekleştirilmesi hedefleniyor. 
GÜVEN: KEMALIYE’YI MARKALASTIRMAK ISTIYORUZ
    KUDAKA Genel Sekreteri Oktay Güven, “Erzincan’ın Kemaliye ilçesi doğal güzellikleri ve mimarı yapılarıyla ön plana çıkan bir ilçe. Biz Kemaliye’nin UNESCO Dünya Kültürel Geçici Miras Listesine alınabilmesi için Kemaliye Belediyesi’yle çalışmalara başladık. İlçedeki kültürel varlıkların envanteri çıkarılacak, proje dosyası hazırlanarak UNESCO’ya sunulacak. Hedefimiz UNESCO Dünya Kültürel Mirası Geçici Listesine aldıracağımız Kemaliye’nin tanınırlığını artırarak, markalaşmasını sağlamak. Bu şekilde bölgemize gelen yerli ve yabancı turist sayısını artırmayı hedefliyoruz” dedi. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kemaliye’nin drone görüntüsü
-İlçenin genel görüntüsü
-Karla kaplı ilçeden genel ve detaylar
-KUDAKA Genel Sekreteri ile röp

Haber-Kamera: Coşkun MENEK / ERZİNCAN, (DHA)

============

ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİN KÖY OKULUNDA YÜZ YÜZE EĞİTİM HAZIRLIĞI

MUŞ’ta, köy okullarında 15 Şubat Pazartesi günü yüz yüze eğitim-öğretim için çalacak olan ders zilinin telaşı başladı. Tekyol köyündeki ilk ve ortaokul öğretmen ve öğrencilerin de desteğiyle, eğitim-öğretime hazır hale getirdi. 
    Muş’a bağlı Tekyol Köyündeki ilk ve ortaokulda hazırlıklar öğretmen ve öğrenciler tarafından yapıldı. Hazırlıklar kapsamında okul tamamen temizlenip dezenfekte edilirken, katlara dezenfektanlar yerleştirildi. Sınıflardaki sıraların aralığının yeniden düzenlendiği hazırlıklar çerçevesinde, sosyal mesafeye dikkati çeken uyarı yazıları, sınıf ve koridorlara asıldı. Öğrencilerinin büyük bir özlemi içerisinde olan fen bilgisi öğretmeni Emine Dilek, meslektaşları ve öğrencileriyle el ele vererek, okulu Pazartesi günü başlayacak olan yüz yüze eğitim-öğretim sürecine hazır hale getirdi. 
    Bayram sevinciyle Pazartesi gününün bekleyişi içerisinde olduklarını anlatan Emine Dilek, “Okulumuzda öğrencilerimizle tüm tedbirleri alarak, ele ele verdik. Okulumuzun temizliğini, sıraların temizliğini, kitapların eksikliğini, dolapların düzenini ve eğitim-öğretim için tüm eksiklerimizi tamamladık. Öğrencilerimizi Pazartesi günü bayram sevinciyle bekliyoruz. Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk hocamızın da dediği gibi çocuklar bizlere emanet ve bizlerde Ziya hocamıza emanetiz. 15 Şubat Pazartesi günü tüm sevincimizle okullarımızdayız” dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZI ÇOK ÖZLEDİK’
    Yüz yüze eğitim-öğretimin özlemi içerisinde olduklarını vurgulayan 3’üncü sınıf öğretmeni Mervenur Bozkurt ise, “Biz bir köy okuluyuz ve yüz yüze eğitim-öğretimi çok özlemiştik. 15 Şubat Pazartesi günü inşallah yüz yüze eğitim-öğretime geçeceğiz. Bunun için öğretmen arkadaşlarımız ve öğrencilerimizle birlikte okulumuzun temizliğini, panoların düzeltilmesi gibi her şeyi elden geçirdik. Umarım yüz yüze bir şekilde eğitim-öğretime devam edeceğiz. Çocuklarımızı çok özledik. İnşallah hepimiz bir arada olup, aynı bu şekilde devam edeceğiz” diye konuştu.
‘YÜZ YÜZE EĞİTİM-ÖĞRETİME HAZIRIZ’
    Koronavirüs nedeniyle ara verilen yüz yüze eğitim-öğretimin köy okullarında yeniden başlamasının sevinci içerisinde olduklarını ifade eden Tekyol Köyü İlk ve Ortaokulu Müdürü Cengiz Akyol şunları söyledi:
    “Yüz yüze eğitim-öğretimi gerçekten çok özlemiştik. İdare olarak öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimizle beraber Pazartesi gününü çok büyük bir sabırsızlıkla bekliyoruz. Okul idaresi olarak öğretmen ve öğrencilerimizle gerekli temizlik işlemlerimizi yaptık. Sınıflarımızı temizleyerek, gerekli dezenfektan çalışmalarını yaptık. 15 Şubat’ta başlayacak olan yüz yüze eğitim-öğretime hazırız. Bundan dolayı da çok mutlu ve sevinçliyiz.”
‘OKULUMUZU ÇOK ÖZLEDİK’
    Pazartesi günü başlayacak olan yüz yüze eğitim-öğretim için okulda hazırlık çalışması yürüten öğretmenlerine destek olan 6’ıncı sınıf öğrencisi İrem Çaldır ise, “Öğretmenlerimiz yüz yüze eğitim-öğretim için okulumuzu temizledi. Bizlerde onlara eşlik edip, yardım ettik. Pazartesi günü inşallah yüz yüze eğitim-öğretime başlarız. Evde sürekli ders çalışıyoruz ve okulumuzu çok özledik. Öğretmenlerimizle birlikte Pazartesi günü sınıfımızda buluşuruz inşallah” dedi. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Öğretmen ve öğrencilerin sınıfa bayrak asmasından detaylar
-Sınıf panosunun düzeltmesinden detaylar
-Sıra ve masaların silinmesinden detaylar
-Sınıf tahtasının silinmesinden detaylar
-Koridordaki panonun düzeltilmesinden detaylar
-Okul kütüphanesinin düzeltilmesinden detaylar
-Fen Bilgisi Öğretmeni Emine Dilek RÖP.
-Okulun anasınıfının düzenlenmesinden detay
-Okul koridorunun temizlenmesinden detaylar
-3. Sınıf Öğretmeni Mervenur Bozkurt RÖP.
-Okul Müdürü Cengiz Akyol RÖP.
-6. Sınıf Öğrencisi İrem Çaldır RÖP.
-Kalorifer peteklerinin silinmesinden detaylar
-Dezenfektanların koridora yerleştirilmesinden detaylar
-Okul bahçesinden detaylar

Haber-Kamera: Muhammed Sami MARAL/MUŞ, (DHA)

===========

CESEDİ BULUNAMAYAN SARİYE DAVASINDA, 7 SANIĞA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET

HAKKARİ’de, 12 yıl önce akrabası olan gençle zorla evlendirilecekken, kına gecesi evden kaçtığı için öldürüldüğü değerlendirilen Sariye Çetin (19) cinayetiyle ilgili yargılanan, babasının da aralarında bulunduğu 7 sanık hakkında karar çıktı. Cesedine henüz ulaşılamayan Sariye ile ilgili davada, tutuklu sanıklara ‘töre saikiyle öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi.
Olay, 2009 yılında Bağlar Mahallesi’nde meydana geldi. 1’i resmi nikahlı 2 eşli ve 12 çocuklu Abdullah Çetin (62), Çağdaş Yaşam Kız Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’ndan (YİBO) mezun olan ve okulun kız futbol takımında oynayan kızı Sariye Çetin’i, komşusu olan akrabasının oğluyla evlendirmek istedi. Sariye Çetin, bu evliliğe karşı çıktı. Tüm itirazlarına rağmen ailesini ikna edemeyen Sariye, kına gecesi yapılırken evinden kaçtı. Yakınlarının bir süre aradığı Sariye, Yüksekova’da tanıdıklarının evinde bulundu. Yeniden babaevine getirilen Sariye, kısa süre sonra ortadan kayboldu. Sariye’nin kaybolmasından birkaç gün geçtikten sonra ailesi, polise kayıp başvurusunda bulundu. Polis ekiplerince başlatılan arama çalışmalarında, Sariye’nın izine raslanılamadı.
‘AİLESİ ÖLDÜRÜP, GÖLETE ATTI’ İHBARI GELDİ
Çalışmalar sürerken, Hakkari Emniyet Müdürlüğü’ne ihbar geldi. ‘155 Polis İmdat’ hattını arayan kimliği belirsiz kişi, Sariye’nin, kendisini zorla evlendirmek isteyen ailesi tarafından kına gecesi kaçtığı için bulunup, öldürüldüğü ve cesedinin de Merzan Mahallesi’ndeki Sülük Göleti’ne atıldığı iddia edildi. Bunun üzerine harekete geçen polis, çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırdı. Van’dan da gelen arama- kurtarma ve polis ekipleri, Sülük Göleti’nde Sariye’nin cansız bedeninin bulunması için çalışma başlattı. Yapılan tüm aramalara rağmen Sariye’ye ait bir ize burada da rastlanılamadı.  
BABASI DAHİL 7 SANIK, BERAATİN ARDINDAN YENİDEN YARGILANDI
Sariye’nin öldürüldüğünün değerlendirilmesi sonrası polis ekiplerince yapılan çalışmaların ardından 2010’da babası Abdullah Çetin, amcası C.Ç. (39) kuzeni M.Ç. (30) ile F.Ç. (40), İ.Ç. (41), İ.Ç. (46) ve R.Ç. (45) gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından şüpheliler, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Şüpheliler hakkında, Hakkari 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Tutuklu yargılanan 7 şüpheli, 9 ay Hakkari Kapalı Cezaevi’nde kaldıktan sonra tahliye edildi ve haklarında beraat kararı verildi. 
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VERİLDİ
Çelişkili ifadeler, gizli tanık beyanları, Sariye’nin kaybolduğu gece sanıkların yaptığı telefon görüşmeleri ile farklı noktalardaki telefon sinyal kayıtlarından dolayı Yargıtay, kararı bozarak, tüm sanıklar için ‘töre saikiyle adam öldürmek’ten ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istedi. Geçen yıl Mart ayında tekrar Hakkari 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan davada tüm sanıklar için yakalama kararı verildi. Yakalanıp, tutuklanan 7 sanık hakkında davanın 8’inci duruşmasında mahkeme heyeti, ‘töre saikiyle öldürme’ suçundan, 62’nci madde uygulanmadan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası kararı verdi.
GİZLİ TANIKTAN ‘BABASI ALDI, TELLE BOĞULUP, CESEDİ GÖMÜLDÜ’ İDDİASI
Öte yandan 4 sayfalık gerekçeli kararda, Sariye Çetin’in kayıplara karıştığı gün bazı yakınlarının yaptıkları telefon görüşmelerinin yanı sıra ‘Vicdan sahibi’ kod isimli gizli tanığın ifadelerine de yer verildi. Gizli tanığın, beyanında Abdullah Çetin’in Yüksekova’ya gelerek, kızını teslim aldığı, Hakkari’ye getirdiğini söylediği belirtildi. Sariye Çetin’in, gece saatlerinde ise Sülük Göleti civarına götürülüp, burada telle boğulduğu, cesedinin ise göletin yukarı taraflarındaki yere gömülüp, üzerinin taşlarla kapıtıldığı ve kolay kolay bulunamayacağının söylendiği gerekçeli kararda yer aldı. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————-
-Sariye çetinin öldürüp içine atıldığı öne sürülen Sülük göleti
-Hakkari çarşı merkezinden genel görüntü
-Hakkari adliyesinden görüntüler
-Çevreden genel detaylar

HAKKARİ, (DHA)- 
====================================

KARS’TA AT BİNEN RUS ÖĞRENCİ OLGA, CİRİT ATMAYI DA ÖĞRENECEK

KARS Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde Gürcü Dili ve Edebiyatı okuyan Olga Sılaeva, Selim ilçesinde at binmeyi öğrendi. Atasporu ciritin oynandığı Kekeç köyüne sık sık giderek cirit atlarıyla gezinti yapan Olga, sırada cirit atmayı öğrenmek olduğunu söyledi.
    Ülkesi Rusya’dan yüksek öğretim için Kars’a gelen Olga Sılaeva, ata binmeyi öğrenmek için Selim ilçesine bağlı Kekeç Köyü’ne gitmeye başladı. Pandemi sebebiyle yüz yüze eğitimin iptal edilmesi sonrası belirli aralıklarla gittiği Kekeç köyünde, Kars Kafkas Atlı Spor Kulübü’ne ait Zafer isimli atla gezintiye çıkmaya başladı. Ata binmenin insanı rahatlattığını ifade eden Olga Sılaeva, “3 yıl önce ilk olarak Rusya’da ata binme dersleri aldım. Kars’a geldikten sonra Kekeç köyünde at binmeye devam ettim” dedi. 
    Ata binmenin zor olduğunu ancak alışmaya başladığını anlatan Olga Sılaeva, at binmeyi iyice öğrendikten sonra cirit atma eğitimi de alacağını söyledi. Rus Sılaeva, “Ata binmeyi iyi bir şekilde öğrendikten sonra cirit atmak için de çalışmalara başlayacağım” dedi. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Rus Rehber Olga Sılaeva’nın ata binmesi
-Atla tur atması
-At üstünde konuşması
-Atı sevmesi ve konuşması
-At üstünde tur atmasından genel ve detaylar

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS, (DHA)

====================================

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!