Reklam Alanı
Reklam Alanı

HABEROLDUK İSTANBUL BÜLTENİ – 2

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

1- KAYAŞEHİR’DE YÜREKLER AĞZA GELDİ; KÜÇÜK ÇOCUK PENCERENİN PERVAZINDA OTURDU

Mehmet İlkay ÖZER-İSTANBUL (DHA) BAŞAKŞEHİR, Kayaşehir’de pencere pervazına oturan çocuk yürekleri ağza getirdi. Küçük çocuk bir süre sonra içeriye girerken, o anları telefon kamerası ile kaydeden kadın derin bir nefes aldı. Öte yandan evde kimsenin olup olmadığı bilinmiyor.
Görüntüler, Kayaşehir’de kaydedildi. Çok katlı binanın üst katlarındaki dairenin penceresi açık bırakıldı. 1.5 ila 2 yaşlarında olduğu tahmin edilen bir çocuk açık pencereden dışarıya çıkarak pervaza oturdu. Bu sırada yan binada oturan kadın, çocuğu fark etti. Kadın, telefonunun kamerası ile yüreklerin ağza geldiği anları kaydetmeye başladı. Küçük çocuk bir süre burada oturduktan sonra tekrar içeriye girdi. Videoyu kaydeden kadın, kendi çocuğunu da ‘Balkona dahi çıkmak yok’ diyerek uyarırken, küçük çocuğun pencereden içeri girmesiyle derin bir nefes aldı. Öte yandan evde kimsenin olup olmadığı bilinmiyor.

Görüntü dökümü:
————
-Pencere pervazında oturan çocuk
-Çocuğun içeriye girmesi

==================

2- (ÖZEL) – BALIK HALİNE BOY BASKINI:  8 TON 795 KİLOGRAM BALIĞA EL KONULDU 

Yalın Onat ERGÖR-Ömer HASAR/İSTANBUL(DHA)  – İSTANBUL İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, Gürpınar Su Ürünleri Hali’ndeki denetimlerinde bir gecede boy yasağına uymadığı gerekçesiyle 8 ton 795 kilo balığa el koydu. 9 kişi hakkında tutanak tutularak, toplamda 70 bin 780 TL cezai işlem uygulandı. 
1 Eylül itibariyle su ürünleri  av sezonun açılmasıyla beraber İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu kapsamında denetimlerini sıkılaştırdı. Beylikdüzü’ndeki Gürpınar Su Ürünleri Hali’ndeki denetimlerde, İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Müdürlüğü’ne bağlı ekiplere,  İstanbul Büyükşehir Belediye Zabıta Daire Başkanlığı Deniz Zabıta Amirliği, Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı ve Beylikdüzü Sahil Güvenlik Komutanlığı personelleri de destek verdi. 

Reklam Alanı

BALIKLARIN BOYLARI TEK TEK ÖLÇÜLDÜ
1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu kapsamında kasalardan alınan balıkların en fazla yüzde 15 standarttan ufak çıkacak şekilde kontrolleri yapıldı. Hava muhalefeti nedeniyle bugün denize açılmayan ekipler önce soğuk hava depolarındaki kasaları inceledi, şok deposuna girdi, mezat alanındaki balıkları kontrol etti. Boy yasağına uygun olmayan balıklara el koydu. Hale balık getiren araçların da kasaları açıldı. Kanuna uygun boyda olmayan balıklara el konuldu. Gece boyu süren denetimde 573 kasa istavrit,12 kasa uskumru ve 4 kasa tekir balığının boy yasağına uygun olmadığı saptandı. 8 ton 795 kilogram balık Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay gibi sosyal yardım kuruluşları ve hayır kurumlarına verilmek üzere Yediemin Balık Deposuna taşındı.  9 kişiye boy yasağına uymamaktan ve nakil belgesi bulundurmamaktan toplamda 70 bin 780 lira para cezası uygulandı, haklarında tutanak tutuldu. 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu’nca hamsinin boyu en az 9 santimetre, sardalya ve tekirin boyu en az 11 santimetre, istavrit, barbunya, mezgitin boyu en az 13 santimetre, uskumru, çipuranınsa en az 20 santimetre olması gerekiyor. Denizde ve karada yapılan denetimlerde, zaman derinlik, yer, boy ve ışık ile avlanmalar kontrol ediliyor. 

“GELECEK NESİLLERİN BALIKLARI SADECE MÜZELERDE GÖRMEMESİ İÇİN”
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca yaptığı açıklamada, “Halde ve perakende satış noktalarında boy yasaklarına bakıyoruz. Boy yasaklarına bakma sebebimiz; sürdürülebilir balıkçılık için bizden sonraki nesillerin de balık yiyebilmesi, balıkçılık faaliyetini yürütebilmesi. Gelecek nesillerin balıkları sadece internet ve müzede görmemesi için, balıklara mutlaka bir kere üreme fırsatı vermemiz gerekiyor. Su ürünleri halinde denetim yaptık, boy yasaklarına uymayanlara el koyduk. Mülkiyeti kamuya geçti. Bugünkü el koyduğumuz 8 ton balık, Çocuk Esirgeme Kurulu, Kızılay, Darülaceze gibi sosyal yardım kuruluşlarına paylaştırılacak. Vatandaşlarımız küçük boyda balık almasınlar, balıkçılarımız da küçük boyda balık satmasınlar. Biz küçük boyda balık almazsak balıkçılar da küçük boyda balık tutmaz. Balıkçılar da küçük boyda balık tutmazsa gelecek nesillerin de kendi çocukları da babalarından kalma mesleği, çocukları da yapar” dedi. 

“BALIK BİZİM MİLLİ SERVETİMİZ”
Balıkçı İbrahim Hakkı Arslan da “Burada balık boylarına dikkat ediyoruz çünkü yoğun denetimler var. Ben balık alırken göz kararı seçiyorum, hangisi standartlara uygun anlıyorum. Balık bizim milli servetimiz. Gelecek nesiller balık bulamayacak, günü kurtarmanın derdine değil de gelecek nesillerin derdine düşmeliyiz” diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————
Balık halinden detaylar 
Balıkların ölçülmesi 
Standarda uygun olmayan balıklara el konması 
Yediemin Balık Deposu’ndan detaylar 
Kontrol edilen araçlardan detaylar 
Balık boy ölçümü yapılan cetvelden detaylar 
El konulan balıklardan detaylar 
Ahmet Yavuz Karaca ile röportaj 
İbrahim Hakkı Arslan ile röportaj 
Muhabir anonsu(Yalın Onat Ergör) 
Genel ve detaylar 

===================

3- İSTANBUL’DA  ‘TSUNAMİDEN KAÇIŞ YOLU’ TABELALARI

Esma MURAT – Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL, (DHA)-  İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi (İBB), Marmara Denizi ile kıyısı olan ilçelerde sahillere ‘tsunami tahliye yolu’ tabelaları koyuyor. İBB tabelalarla, depremden sonra tsunami tehdidiyle karşı karşıya kalabilecek, kalması muhtemel alanlardan vatandaşların uzaklaşmasının sağlandığını açıkladı.
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Deprem ve Tsunami Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “İstanbul’da Küçükçekmece, Büyükçekmece, Bakırköy, Ataköy, kısmen Zeytinburnu ve Topkapı’ya yakın semtler tsunamiye yatkın yerler” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Marmara Denizi’ne kıyısı olan ilçelerde sahillere ‘tsunami tahliye yolu’ tabelaları koyuyor. Tabelalarda tsunami tehlikesinde izlenecek yol gösteriliyor.
İstanbul’da tsunami riskini ise Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Deprem ve Tsunami Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy değerlendirdi.
Ersoy,  “Marmara Denizi iç denizi olmasına rağmen tsunami riski var. Tsunami tarihsel dönemlerde de olmuştu. Bu nedenle Marmara Denizi kıyılarının tsunami açısından tehlikeli olduğunu söylemeliyim. Geçmişte Marmara Denizi ‘inde meydana gelen depremler İstanbul ve çevresini hep etkilemiştir. Bu depremlerle birlikte tsunami gerçeğini de ifade etmek gerekiyor. Son 2 bin yıl içerisinde 30’un üzerinde tsunami var” dedi.
 
“TSUNAMİ DURUMUNDA VATANDAŞLARIN YÜKSEĞE DOĞRU KAÇMASI GEREKİYOR” 
Prof. Dr. Ersoy, “Marmara Denizi’nde tsunami olacağını biliniyordu ancak sakınım planları yoktu. Yani, tsunami tehlikesi gerçekleşirse vatandaşların ve yetkililerin ne yapacağı bilinmiyordu. Pasifik’teki dalga yüksekliği Türkiye’de görülmez. Bizde, tsunami dalga boyu birkaç metre olur. Yani 1 metrelik dalga Marmara kıyılarında, kıyıdan içeriye 50 metre bile girse sahildeki bütün otomobilleri ve insanları denize çekebilir. Çünkü bir otomobilin hacmiyle suyu karşılaştırdığımızda aynı hacimdeki su otomobili kıyıdan alır denizin içine çekebilir. Öyle bir durumda vatandaşların yükseğe doğru kaçması gerekiyor” diye konuştu.
 
“NASIL DAVRANACAĞIMIZI BİLİRSEK TSUNAMİDEN ZARAR GÖRMEYE BİLİRİZ” 
Prof. Dr. Ersoy,  “Tsunamide ilk dalga genellikle centilmen dalgadır. Bu dalga yıkıcı değildir, ardından gelen ikinci ve üçüncü dalga çok yıkıcı olabilir. Hem dalga geldiğinde, hem çekildiğinde kıyıda tahribat oluşabilir. Ama bizler nasıl davranacağımızı bilirsek tsunamiden zarar görmeye biliriz” ifadesini kullandı.

“TESİSLERİN TSUNAMİ RAPORLARI ALMASI GEREKİYOR” 
Tsunaminin kıyıya, vatandaşa ve deniz yapılarına ciddi hasar verebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ersoy, “Buraların tsunamiye karşı ne kadar dayanıklı olduğu konusunda incelemeler yapılması gerekiyor. Hatta tesislerin tsunami raporları alması gerekiyor. Biz bu zamana kadar insanlara ancak tsunaminin varlığını kabul ettirebildik. Türkiye’de tsunami olabileceğinin varlığı yeni yeni oluşmaya başladı. Bu zamana kadar ‘tsunami açık denizlerde olur, kapalı denizlerde olmaz’ gibi bilgisiz, cahilce cümleler kuruldu. Ancak bu doğru değil. Marmara Denizi gibi iç denizlerde de tsunami olabilir” ifadelerini kullandı.
 
“TSUNAMİ DALGALARININ KIYIYA ERİŞME SÜRESİ 5 İLE 30 DAKİKA ARASI” 
Marmara Denizi için tsunami dalgaların kıyıya erişme süresi 5 ile 30 dakika arası olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ersoy, “İstanbul’da Küçükçekmece, Büyükçekmece, Bakırköy, Ataköy, kısmen Zeytinburnu ve Topkapı’ya yakın semtler tsunamiye yatkın yerler. Tsunami zaten kıyıdaki dar bir alanda bile etkili olsa bu tüm İstanbul kıyılarının tsunamiden etkileneceğini gösteriyor. Kıyıda uyarıcı tabelaların olmasını şiddetle onaylıyorum. Çünkü panik anında insanlar nereye kaçacağını bilemez. Ancak kişiler tsunami bölgesinde olduğunda nereye kaçacağını bilir” şeklinde konuştu. 

“TABELALARINI VATANDAŞLARA FAYDALI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM” 
‘Tsunami tahliye yolu’ tabelalarını ilk kez gören Alev Aya, “İstanbul için deprem çok önemli. Depremin arkasından tsunami gelmesi de olası bir durum. Bu, bilinçlendirme tabelası. Tabela, bence çok iyi oldu. Vatandaşlara faydalı olacağını düşünüyorum” dedi. Nazan Balcı, “Tabelanın biraz daha göz seviyesinde olmasını tercih ederdim. Görebilirlik açısından daha iyi olurdu” ifadelerini kullandı.
Tabela çok mantıklı olduğunu vurgulayan Eyüp Çim, “Ülkemizde de çok düşük bir ihtimal olmasına rağmen tsunami riski olduğu için oldukça doğru bir eylem” diye konuştu. 
İBB’den yapılan açıklamada ise tabelalar ile depremden sonra tsunami tehdidiyle karşı karşıya kalabilecek, kalması muhtemel bu alanlardan vatandaşların uzaklaşmasını gerektiğini gösterildiği belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ 
——————–
-Büyükçekmece sahilden drone görüntü 
-Deprem ve Tsunami Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy röportajı 
-Büyükçekmece’ye koyulan ‘tsunami tahliye yolu’ tabelaları 
-Vatandaş röportajları 
-Muhabir anonsları (Esma Murat) 
-Genel ve detay görüntüler 

===================

4- (ÖZEL) BAHÇELİEVLER’DE DEVRİLEN VİNCİN SEPETİNDEKİ İŞÇİ YARALANDI

Ömer ÇETİNASLAN/İstanbul, (DHA) 
BAHÇELİEVLER’de, 4 katlı binanın dış cephe boyası yapılırken kamyon dorsesindeki vinç devrildi. Yere çakılan vincin sepetindeki işçi yaralandı. Yaralı işçi hastaneye kaldırılırken, vinç operatörü ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.  
Olay, dün saat 16.00 sıralarında Merkez Mahallesi Elmalı Sokak üzerinde meydana geldi. 4 katlı binanın dış cephe bayasının yapıldığı 81KJ 656 plakalı kamyonun dorsesindeki vinç devrildi. Boya yaptığı sırada yere çakılan vincin sepetindeki işçi Fatih A. yaralandı. Vinç operatörü ve çevredekiler yaralanan Fatih A.,’ya yardım ederken bir yandan durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Gelen sağlık ekipleri, ilk müdahalesinin ardından yaralı işçi Fatih A.’yı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdı. Vinç operatörü T.K. ise polis ekipleri tarafından ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Polis ekipleri, vincin devrilme ihtimaline karşın çevrede güvenlik önlemi aldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 
Olayın yaşandığı binada oturan Adile Pehlivan, “Neredeyse kızımın arabasının üzerine düşecekmiş. Polisler otomobili otoparka çektiler. Kızımın anlattığına göre, şiddetli bir ses duyup cama çıkmış. Sonra vinci görmüş. Apartmanı boyuyorlardı” dedi.
  
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: 
————–
-Yan yatan vinçten görüntü 
-Yaralının sedye ile taşınması 
-Yaralının ambulansa bindirilmesi 
-Polis ekiplerinin güvenlik önlemi alması 
-Röp. 
  
===================

5- (Özel) BAĞCILAR’DA ÇATIDAN DÜŞEN PARÇALARDAN SON ANDA KURTULDU

Murat SOLAK-Uğur ŞAHİN-Erol DEĞİRMENCİ / İSTANBUL, (DHA) BAĞCILAR’da, 3 katlı apartmanın çatısından kopan sıva parçaları yola düştü. Sokakta yürüyen kişinin parçalardan son anda kurtulduğu anlar kameralara yansıdı.
Olay geçtiğimiz salı Bağcılar’da meydana geldi. Sokakta bulunan 3 katlı apartmanın çatısından henüz bilinmeyen nedenden dolayı sıva parçaları düştü. O sırada yoldan geçen bir kişi, düşen parçaların altında kalmaktan son anda kurtuldu. Aynı sokaktan saniyeler önce de bir minibüsün geçtiği, geçtikten sonra parçaların düştüğü görüldü. Binanın çatısından düşen sıva parçalarından yoldan geçen bir kişinin son anda kurtulduğu anlar çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. 

“CANINDAN OLABİLİRDİ”
Minibüs sahibi Murat Sarıali, “Bizim bir kazalı motorumuz vardı. Onu kendi minibüsümüzle tamirhaneye getirdik. İndirdikten sonra biz dükkana girdik. Kardeşimi minibüsle yolladım. Sonra dışarıdan ses geldi. Dışarıya çıktığımızda, baktık ki sıvalar düşmüş. Ondan önce bir kişi yürüyor, bir saniye daha önde gelse ya da bir adım fazla atsa onun üstüne düşüyordu. Canından olabilirdi. Verilmiş sadakası varmış. On saniye önce olsaydı benim minibüsün üstüne düşecekti” dedi.

Görüntü dökümü
———————
-Güvenlik kamerası görüntüleri
-Çatıdan düşen parçaların sokak üzerinde çekilmiş cep telefonu görüntüleri
-Murat Sarıali röportajı
-Haber detay

===============

6- BÜYÜKÇEKMECE’DE TEHLİKELİ GEÇİŞ
 
Haber-Kamera: Erol DEĞİRMENCİ-Mertcan ÖZTÜRK / İSTANBUL , (DHA)- BÜYÜKÇEKMECE’de bir bina inşaatı nedeni ile kaldırım kapatılınca yayalar, caddede yürümek zorunda kaldı. Araçların hızlı geçtiği caddede tehlike atlattıkları şikayetinde bulunan Kerem Güreş, “Yolu kapattılar, geçemiyoruz. Yürürken araba çarpacak diye korkuyoruz” dedi.
Mimaroba Mahallesi Çarmıklı Caddesi’nde yapılan binanın inşaatı nedeniyle cadde kenarındaki kaldırım kapatıldı. Kendileri için yürüyecek alan bulamayan yayalar ise araçların hızlı şekilde kullandığı caddenin ortasında yürümek zorunda kalarak tehlike atlatıyor. Caddenin ortasında yürümek zorunda kalan yayaların o anları kameraya yansırken, vatandaşlar tedirgin olduklarını dile getirdi. 
 
“ARABA ÇARPACAK DİYE KORKUYORUZ”
Yolda yürümek zorunda kaldıkları için araba çarpmasından korktuğunu söyleyen Kerem Güreş, “Burada inşaat var. Yolu kapattılar, geçemiyoruz. Yürürken araba çarpacak diye korkuyoruz. Burada herhangi bir kasis yok, set yok. Hızlı geçiyorlar. Yürüyemiyoruz, araba çarpacak diye hep korkumuz var. Bir de buraya gördüğünüz gibi park ediyorlar. Hiç yürüyüş yerimiz kalmıyor” ifadelerini kullandı.
Yoldan geçen bir yaya, “Mecbur oradan geçiyoruz. 7-8 aydır kaldırımız kapalı. Devamlı buradan geçiyoruz ama şikayette de bulunmadık” diye konuştu. Yaya Orhan Şefoğlu ise, “Tedirgin oluyorum. Geçerken o nesne yıkılıp ağıma takıldı mesela, onu kaldırdım. Türkiye’nin her tarafında bu durum var” diye konuştu. 

“15 METRE KADAR BİZİM SINIRIMIZ”
İsmini açıklamak istemeyen inşaat firması yetkilisi ise zaman zaman kaldırımı kapattıklarını söyleyerek, “İnşaatımız yaklaşık 5-6 aydır sürüyor. İnşaat zaten doğası gereği bazı malzemeler yükleniyor, çalışmalar yapılıyor. Belirli tedbirler alınıp ondan sonra inşaat yapılıyor. Zaten inşaattan 15 metre kadar bizim sınırımız içerisinde. Biz kendi sınırlarımız içerisinde çalışma yapıyoruz. İnşaatın tam önünden de insanlar geçemez. Tehlikeli bir durum oluşur. Bu da bizim için hoş bir şey değil.  O yüzden biz güvenlik tedbirlerimizi alıyoruz. Kendi sınırlarımız içerisinden çalışma yapıyoruz. Biz vatandaşa geçiş payı bırakıyoruz ama yukarıda söküm ya da tehlikeli bir durum olduğu zaman biz bu sınırı biraz ileri çekiyoruz. Tehlike durumu geçtiği zaman sınırı çekip insanların geçmesini sağlıyoruz. Koyduğumuz konteyner de sınırımızın içerisinde” dedi. 

Görüntü Dökümü:
———————-
-Yolda yürüyen yayalardan görüntü
-İnşaattan görüntü
-Kapatılan kaldırımdan görüntü
-Yayalarla röportaj
-İnşaat yetkilisi ile röportaj

====================

7- (ÖZEL) MAHKEME 5 AYLIK EVLİLİK İÇİN 2 YIL SÜRELİ NAFAKA ÖDENMESİNE KARAR VERDİ

Haber: Halil Sadri YILMAZ / İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL’da S.U. (31) 5 aylık kocası C.U.’ya (35) boşanma davası açtı. Dava devam ederken taraflar uzlaşınca mahkeme, koca C.U.’nun 2 yıl süreyle S.U.’ya ayda bin lira yoksulluk nafaka ödemesine ve 2 yıl geçmesinin ardından süreli nafakanın sona ermesine karar verdi. Kararı değerlendiren Avukat Büşra Kanpalta Köklü, Türkiye’de bazı insanların sadece nafaka almak için kayıtsız olarak çalıştığını, artık bu olayın gelir kapısı haline geldiğini belirterek “Bu sebeple sayın mahkemenin verdiği karar çok değerli ve yerinde bir karar oldu” dedi. 
Anadolu 15. Aile Mahkemesi’nce yazılan gerekçeli kararda S. U.’nun, 5 aylık kocası C. U.’ya 24 Ağustos 2020 tarihinde boşanma davası açtığı, buna karşılık C.U.’nun da eşi S.U.’ya 2 Ekim 2020’de karşı dava açtığı belirtildi.
Çekişmeli davada söz alan karşı davacı C.U.’nun avukatı Büşra Kanpalta Köklü, anlaşmalı boşanma teklif ettiklerini belirterek “Yargılama gideri ve ücreti vekalet talebimiz yoktur. Bugünden itibaren geçerli olmak üzere 2 yıl süreyle aylık bin lira tedbir/yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ediyoruz. Başkaca bir maddi talebimiz yoktur, paylaşacak bir malımız yok. Sadece boşanmamıza karar verilsin. Karşılıklı olarak savcılık ve mahkeme olmak üzere tüm şikayetlerimizden vazgeçiyoruz” dedi.
Davacı S.U.’nun avukatı da söz konusu evliliğin devamının mümkün olmadığını belirterek karşı davacının teklifini kabul ettiklerini söyledi.

“EVLİLİK YÜKÜMLÜKLERİNİ İHLAL ETTİLER”
Gerekçeli kararını açıklayan mahkeme, tarafların müşterek çocuklarının olmadığını, fikren ve ruhen anlaşamadıkları için çok kısa bir süre bir arada yaşadıktan sonra ayrı yaşamaya başladıklarını, tarafların “Evlilik birliğinin mutluluğunu el birliyle sağlama” ve “Birlikte yaşama” yükümlüklerini ihlal ettiklerini belirtti. Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve ortak hayatın çekilmez hal aldığına kanaat getiren mahkeme, eşlerin eşit kusurlu olduğunu değerlendirerek tarafların boşanmalarına karar verdi.

2 YIL SONRA NAFAKA ÖDEMESİ SONA ERECEK
Mahkeme ayrıca karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karşı davacı C.U.’nun aylık bin lira yoksulluk nafakası olarak 2 yıl süreyle S.U.’ya vermesine hükmetti. Mahkeme 2 yıl sonunda yoksulluk nafakasının sona ermesine de karar verdi.

“EMSAL NİTELİĞİNDE BİR KARAR”
Avukat Büşra Kanpalta Köklü söz konusu davayla ilgili “Taraflar çekişmeli yolla başlayan davayı bir şekilde orta yolda buluşarak anlaşmalıya çevirdi. Daha sonra mahkeme çok yerinde bir karar vererek 5 aylık bir evlilik için sadece 2 yıl süreli bir nafakaya hükmetti. Bu çok yerinde bir karar, çok emsal niteliğinde bir karar. Mahkeme, 5 aylık evlilik için 2 yıllık yoksulluk nafakasına hükmetti, gerekçeli kararında da bu yoksulluk nafakasının 2 yıl sonunda kendiliğinden kalkacağına hükmetti” dedi.

SÜRESİZ NAFAKA EŞLERİ BİRBİRİNDEN BOŞATMAYA ENGEL BİR SEBEP
Köklü şöyle devam etti: “Tarafların eşit kusurlu bulunduğu davalarda mahkemenin süresiz nafakaya hükmettiği zaman nafakayı ödeyecek eş için bu çok orantısız bir ceza haline geliyor. Yani nitekim çok kısa süren bir evlilik var ortada, taraflar anlaşıyorlar veya eşit kusurlular. Bu zamanlarda süreli nafaka çok kurtarıcı oluyor. Özellikle son dönemlerde torba yasa çalışmaları, gerekse Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin kararlarıyla birlikte mahkemenin vermiş olduğu bu karar da onların yolunda ilerleyeceğinin bir göstergesi aslında. Nitekim taraflar zaten boşanmak istiyorlar, bir nevi artık birbirlerini görmek istemiyorlar ama süresiz nafaka dediğimiz şey aslında eşleri birbirinden boşatmaya engel bir sebep. Çünkü süresiz nafaka her ay birbirleriyle iletişim anlamına geliyor sürekli olarak” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’DE İNSANLAR KAYITSIZ ÇALIŞIYOR NAFAKA ALMAK İÇİN”
Süresiz nafakanın biten bir şey olmadığına da değinen Avukat Köklü, “Bir noktadan sonra nafakanın kaldırılması davası açmanız gerekiyor ve nafakanın kaldırılması davasında da mutlaka somut deliller öne sürmeniz gerekiyor. Yani karşı tarafın gelirinin arttığına ilişkin veya kendi gelirinin azaldığına ve artık nafaka ödeyecek durumda olmadığına ilişkin. Bunlar için de somut deliller gerekli. Türkiye’de insanlar kayıtsız da çalışıyorlar sadece nafaka almak için. Artık bu gelir kapısı haline geldi. Bu sebeple sayın mahkemenin verdiği karar çok değerli ve yerinde bir karar oldu” şeklinde konuştu.

“DİĞER DAVALARA UYGULANMASI BİZİM İÇİN ÇOK İYİ OLACAK”
Avukat Candan Aydın ise “Meslektaşımın dediği gibi bu karar emsal bir karar. Bundan sonraki süreçlerde eğer bu kararın diğer davalara uygulanması konusunda hukuk anlamında çok güzel sonuçlar elde edeceğiz. Bu sebeple bu emsal nitelikteki kararın diğer davalara uygulanması bizim için çok iyi olacak” dedi.

Görüntü Dökümü
———————-
-Avukat Büşra Kanpalta Köklü ile röportaj
-Avukat Candan Aydın ile röportaj
-Anadolu Adalet Sarayı’ndan görüntü

=================

8- BAHÇELİEVLER’DE SAHTE DİPLOMA VE SÜRÜCÜ BELGESİ YAPILAN MATBAAYA BASKIN 

Ali TINBEK-İSTANBUL (DHA) BAHÇELİEVLER’de sahte diploma ve sürücü belgesi basımı yapılan matbaaya baskın düzenlendi. Baskında 2 şüpheli gözaltına alındı. 
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri dün akşam saatlerinde Bahçelievler Şirinevler Mahallesi’ndeki matbaada sahte diploma, sürücü belgesi yapıldığı ihbarını aldı. Harekete geçen ekipler, işyerine baskın düzenledi. İşyerinde bulunan 2 şüpheli gözaltına alındı. Matbaada yapılan aramalarda, 600 alkol etiketi, doldurulmuş lisans diploması, BİR tabaka bandrol, 2 noter mührü, üniversite ibareli mühür, doldurulmaya hazır boş kimlik kartları, çok sayıda boş sürücü belgesi, çok sayıda filigran ve sahte belge yapımında kullanılan cihaz ve dijital materyaller ele geçirildi. Operasyon anı kameralara yansırken, ele geçirilen malzemeler İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan yerleşkesinde sergilendi.

Görüntü dökümü:
————–
-Baskın anları
-Ele geçirilenler

=================

9- YOLUN KARŞISINA GEÇMEYE ÇALIŞAN KIZA HAFİF TİCARİ ARAÇ ÇARPTI

Taylan ERGÜN / İSTANBUL (DHA) ARNAVUTKÖY’de yolun karşısına geçmeye çalışan 10 yaşındaki kıza hafif ticari araç çarptı. Kaza sonucu savrularak kafasını kaldırıma çarpan kız ambulansla hastaneye kaldırıldı. Kızın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, kaza anı bir iş yerinin güvenlik kameralarına yansıdı. 
Kaza, dün öğle saatlerinde Arnavutköy’de meydana geldi. Nene Hatun Mahallesi Fatih Caddesi’nde yolun karşısına geçmeye çalışan küçük kıza hafif ticari araç çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan kız, kafasını kaldırıma çarparak yaralandı. Kazayı gören çevredekiler yaralının yardımına koştu. Sağlık ekipleri yaralıya ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Daha sonra ambulansla hastaneye kaldırılan kızın sağlık durumunun iyi olduğu ve tedavisinin devam ettiği öğrenildi. Polis kazayla ilgili inceleme başlattı. 

Görüntü Dökümü: 
————————
-Kaza anı güvenlik kamerası
-Kaza yeri aktüel  
-kaza sonrası cep telefonu görüntüsü 
-Görgü tanığı esnaf ile röp.

================

10- PENDİK’TE ATM’LERİN EKRANLARINI KIRAN ŞÜPHELİ KAYIPLARA KARIŞTI

Haber-Kamera: Çağrı ÇALIŞKAN / İSTANBUL (DHA) PENDİK’te özel bir banka şubesinin önünde bulunan ATM’lerin ekranını kıran şüpheli, olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı. 
Pendik Kaynarca Mahallesi’nde dün akşam saatlerinde özel bir banka şubesinin ATM’lerinden gelen alarm üzerine polis ekipleri harekete geçti. Polis ekipleri şubeye geldiklerinde ATM’lerin ekranlarını kırılarak kullanılamaz hale geldiğini tespit etti. Yapılan inceleme üzerine ATM’lerden herhangi bir para alınmadığı anlaşıldı. Polis ekiplerinin banka çalışanlarından edindiği bilgiye göre, ATM’lere zarar veren şüphelinin daha önce şubeye gelerek çalışanları tehdit ettiği öğrenildi. Güvenlik kamera kayıtlarını inceleyen polis ekipleri ATM’lere zarar veren şüphelinin, banka çalışanlarını tehdit eden kişiyle aynı kişi olduğunu tespit etti. Olay yeri inceleme ekipleri, banka şubesinde incelemelerde bulundu.  Banka müdürü ve çalışanlar ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürülürken, polis kaçan şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı. 

Görüntü Dökümü: 
————-
-Bankadan görüntü 
-ATM’lerden görüntü 
-Olay yeri inceleme ekiplerinden görüntü 
-Banka çalışanlarından görüntü 
-Genel ve detay görüntüler 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!