UN Global Compact Liderler Zirvesi, dünya genelindeki yerel ağların ev sahipliği yaptığı oturumlarla toplamda 26 saat sürdü. Zirve’de iklim değişikliği krizlerinin, COVID-19 salgınının, derinleşen sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin masaya yatırılması ve sürdürülebilir bir toparlanma için yol haritası konuları gündeme getirildi.
İki gün süren Zirve’ye Singapur Cumhurbaşkanı Halimah Yacob, Jamaika Başbakanı, Andrew Holness, Kore Cumhuriyeti Başbakanı Kim Boo-kyum, Katar Dışişleri Bakanı Soltan bin Saad Al-Muraikhi; BM Genel Sekreteri António Guterres; BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina J. Muhammed; UNEP Genel Müdürü Inger Andersen; BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet; Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Sharan Burrow, Ford Vakfı Başkanı Darren Walker ve UN Global Compact CEO’su Sanda Ojiambo gibi isimlerin yanı sıra Global Compact Türkiye adına temsilciler de katıldı.
İlk gün düzenlenen “Responsible Business: Diversity and Inclusion at Worksplace” oturumunda Global Compact Türkiye Başkan Yardımcısı ve Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Çalışma Grubu Eşbaşkanı Demet İkiler yer aldı. Türkiye’nin çok çeşitli kimlikleri kapsayan bir ülke olduğunu, farklı nedenlerle bulundukları ülkeleri terk etmek zorunda kalan önemli bir sığınmacı nüfus ile birlikte geçici koruma statüsü ile 5 milyon Suriyelinin yaşadığını belirten Demet İkiler, çeşitlilik ve kapsayıcılık kavramının bölge ve ülkelere göre farklılık gösterdiğini belirtti. Kurumların bu alanda ilerleme kaydedebilmesi için bilmediklerini öğrenerek; gelişme kaydetmesi gereken alanların farkına vararak, liderliğin bu konuyu sahiplenerek stratejiye dahil ettiğinde kurumsal kültürü de değiştirebileceğini söyledi.
Zirvenin ikinci gününde, Global Compact Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı İş Dünyası Plastik Girişimi: Taahhütleri Aşmak Oturumunda Anadolu Efes CEO’su Can Çaka, Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı ve Vestel Grup Şirketleri CEO’su Turan Erdoğan yer aldı.
Oturumun moderatörü Global Compact Türkiye Çevre Çalışma Grubu Eşbaşkanı Ebru Tüzecan “Denizlere ve besin zincirlerine karışan plastik miktarındaki artış çevresel ve yaşamsal zararı da beraberinde getiriyor. Gerekli alt yapılar oluşturulmazsa ve iş birlikleri kurulmazsa bu miktarın 2025 yılına kadar daha da artacağı öngörülüyor. Oysa çevresel zararının en aza indirilerek döngüselliğinin sağlanması gerekiyor. Plastiğin döngüselliğinin sağlanması için özel sektör, kamu, yerel yönetimler ve sivil toplumun birçok girişimi olduğunu biliyoruz. Bu girişimlerin birbirlerini desteklemesine, çoğalmasına ve somut adımlara dönüşmesine ihtiyaç var. İş Dünyası Plastik Girişimi, kısaca İPG, tam da bu hedefe ulaşılması amacıyla kuruldu. Global Compact Türkiye, SKD Türkiye ve TÜSİAD’ın iş birliği ile kurulan İPG, plastik değer zinciri oyuncularını başta iş dünyası olmak üzere yerel yönetimleri, sivil toplum kuruluşlarını ve üniversiteleri bir araya getiren bir girişim. Girişim’in amacı ise plastik kirliliğinin azaltılmasına yönelik taahhüt vermesi için iş dünyasını desteklemek, iş birliklerini artırmak ve meselenin çözümüne yönelik savunuculuk yapmak” dedi.
Anadolu Efes CEO’su Can Çaka, “Gezegenin ve çocuklarımızın geleceği için artık farklı bir yaklaşım benimsememiz gerekiyor. Plastik kullanımı çevresel riskler içerisindeki en önemli başlıklardan bir tanesi. Hem okyanuslardaki hem de karadaki plastik kirliliği artıyor ve biyoçeşitlilik kaybı yaşanıyor. Kuruluşumuzdan bu yana Anadolu Efes olarak dünyayı etkisi altına alan gerek çevresel gerekse sosyal sorunlar karşısında şirket olarak üzerimize düşenlerin bilinciyle ve sorumlu üretim perspektifiyle hareket ediyoruz. Paydaşlarımızla birlikte etki alanımızı geliştirmek için çalışıyoruz. Değer zincirimizde çok düşük bir orana sahip olmasına karşın plastik kullanımını azaltmak için kendimize bir hedef koyduk. İş Dünyası Plastik Girişimi’nin de bir parçası olduk. Azaltım hedefimizin yanı sıra, mümkün olmayan noktalarda biyobazlı, biyobozunur veya geri dönüştürülmüş malzemelere geçmek için girişimcilik ekosistemi, tedarikçilerimiz ve üniversitelerle Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz ve yürütmeye devam edeceğiz”diye konuştu.
Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı “Çevresel sürdürebilirlik Kibar Holding olarak üzerinde durduğumuz ve bu alanda yatırımlar gerçekleştirdiğimiz konuların başında geliyor. Ofis, tedarik, üretim, nakliye ve lojistik faaliyetlerinde kullanılan plastik ve atıkları titizlikle değerlendiriyor, geri dönüşümü olmayan malzemeleri belirliyoruz. Tüm iş süreçlerimizi bu doğrultuda ulusal ve uluslararası standartlara göre dizayn ediyor, geleceğe daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için çalışıyoruz. Faaliyetlerimizi ise Kibar Grubu’nun 2025 Sürdürebilirlik Stratejisi dahilinde gerçekleştiriyoruz. Mesela ofis alanlarında 2023’e kadar tek kullanımlık plastikleri kademeli azaltarak sonunda sonlandırmayı taahhüt ettik. Aynı şekilde plastik ayak izlerimizi azaltacak şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu prensiplerimizle birlikte İPG’nın kuruluşundan bu yana imzacısı konumundayız. Biz yenilikçi ve çevreci çözümler üzerine çalışıyor, Holding ve Grup Şirketlerimizin faaliyetlerinin her aşamasında plastik içerikli malzemeleri ve tesislerimizden çıkan atıkları değerlendiriyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Zorlu Holding’in 2030 yılına dair taahhütleri olduğunu belirten Vestel Grup Şirketleri CEO’su Turan Erdoğan “Vestel olarak biz de 2023 taahhütlerimizi açıkladık, ardından çalışmalarımızı başlattık. Bugün ise 2021 Mayıs itibariyle mevcut çalışmalarımız, verdiğimiz taahhütlerimizin üzerinde yer alıyor. Geleceğe daha iyi bir dünya bırakmamız lazım ve bu bir jest değil, zorunluluk. Özel sektör temsilcileri olarak bu taahhütleri mutlaka benimsemeliyiz. Biz, kapasitemiz ve üretimimiz dolayısıyla plastik kullanımı yüksek bir şirketiz, 20 milyon cihaz üretiyoruz ve 100 bin tonun üzerinde plastik kullanımımız bulunuyor fakat plastik kullanımının azaltılması, geri dönüştürülmesi üzerine birçok projemiz bulunuyor, 2023 sonuna kadar 10 bin ton plastiği geri dönüşüme sokacağız. Ar-Ge çalışmalarımızda ise bunu nasıl azaltabileceğimiz, bu konuda neler yapabileceğimiz ve alternatif olarak ne kullanabileceğimiz üzerine çalışıyoruz. Örneğin yatırım yaptığımız Biolive girişimi zeytin çekirdeğinden plastik alternatifi üretiyor ve biz de bunu buzdolaplarımızda kullanıyoruz. Bu konuda yeni nesilde ise inanılmaz bir farkındalık duygusu var, çevreyle ilgili konuları genç mühendis arkadaşlarımız çok benimsiyor. Umarım bu farkındalık devam eder ve çocuklarımıza ve torunlarımıza daha temiz bir dünya bırakırız” dedi.
Zirvenin ikinci günü gerçekleştirilen diğer bir panel olan “Capitalizing on Innovation to fast-track SDGs in Eastern Europe” başlıklı bölgesel oturumda Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Üyesi Kamuran Uçar ise devletlerin, şirketlerin ve insanların ortak hareket etmesi gerektiğini belirtti. Uçar “İnovasyon, Unilever’de bizim en büyük stratejimiz, sıfır birincil plastik veya sıfır emisyon gibi hedeflerimiz bulunuyor. Tabii bu yaptıklarımızı sadece kendimizle sınırlı tutmuyor, tüm ekosistemimizi buna dahil ediyoruz” dedi.
Hibya Haber Ajansı
Kaynak: Hibya Haber Ajansı
