1) BURSA’DA NÜKLEER SİLAH YAPIMINDA DA KULLANILAN RADYOAKTİF MADDE ELE GEÇİRİLDİ
Bursa’da jandarmanın düzenlediği operasyonda nükleer silah yapımında da kullanılan 256 gram ‘Sezyum 137’ radyoaktif maddesi ele geçirildi. Piyasa değeri 16 milyon lira olduğu değerlendirilen radyoaktif madde, AFAD ekiplerince teslim alındı.
İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, yurtdışından Türkiye’ye nükleer silah yapımında kullanılan yüklü miktarda radyoaktif maddenin getirileceği yönünde ihbar aldı. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından radyoaktif maddenin yurtdışından karayoluyla Bursa’ya getirileceği bilgisine ulaşıldı. Radyoaktif maddenin Bursa’da bir kişiye satılacağını tespit eden ekipler, operasyon için harekete geçti. Ekipler, Mudanya ilçesi Güzelyalı Mahallesi’nde şüphelinin içerisinde bulunduğu otomobil, kovalamaca sonucu kaza yapınca durduruldu. Otomobilde yapılan aramada, cam tüp içerisinde 256 gram ‘Sezyum 137’ isimli radyoaktif madde ve bir adet ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Otomobildeki radyoaktif madde AFAD ekiplerince teslim alındı.
Otomobilde bulunan şüpheliler A.K., F.K., S.Ç.A. ve A.K. isimli şahıslar gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler jandarmadaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından dün adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden A.K., çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, F.K., S.Ç.A. ve A.K. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
SEZYUM 137 NEDİR?
Jandarmadan yapılan açıklamada, “Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile yapılan görüşmede, ele geçirilen maddenin radyoaktif ve yasaklı olduğu belirlendi. ‘Sezyum 137’ radyoaktif maddenin nükleer silah sanayii, nükleer silah yapımı, tıp endüstrisinde kullanılmakta olduğu öğrenildi. Ele geçirilen 256 gram ‘Sezyum 137’ radyoaktif maddesinin piyasa değeri ise 16 milyon TL olduğu belirlendi. ‘Sezyum 137’ maddesinin 10 miligramının patlayıcı haline getirilmesi durumunda büyük bir binada geniş çaplı hasara neden olabilirö denildi.
Görüntü Dökümü
————————
-Otomobilde yapılan aramalardan detaylar
-Ele geçirilen nükleer malzemeden detaylar
-Nükleer malzemenin fotoğrafları
Haber: Muammer İRTEM-Semih ŞAHİN-Kamera: BURSA, (DHA)
===========
2) ÖLDÜRÜP, GÖZLERİNİ AÇIK GÖRÜNCE HAVLUYLA YÜZÜNÜ KAPATMIŞ
ADANA’da yalnız yaşadığı evinde cesedi bulunan Ertan Ürün’ün (55), arkadaşı Ercan Gezer (54) tarafından bıçaklanarak öldürüldüğü ortaya çıktı. Gözaltına alınıp tutuklanan Ercan Gezer’in, Ertan Ürün’ü birlikte satın aldıkları yarış atıyla ilgili çıkan tartışmada öldürdüğünü, ardından evi paspasla temizlediğini, arkadaşının gözlerinin açık olduğunu görünce de havluyla yüzünü kapattığını söylediği belirtildi.
Olay, 9 Nisan günü merkez Seyhan ilçesi Yeşiloba Mahallesi’ndeki 3 katlı apartmanın en üst katındaki dairede meydana geldi. Komşuları, bir süredir göremedikleri Ertan Ürün’ü merak edip, yalnız yaşadığı dairenin kapısını çaldı. Kapıyı açan olmayınca komşulardan Mecit Koncuk, durumu Ürün’ün ağabeyi Ata Ürün’e bildirdi. Adrese gelen Ata Ürün, ağabeyinden haber alamayınca polise haber verdi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kapıyı çilingire açtırarak, içeri giren polis ekipleri Ertan Ürün’ü koridorda yüzü havluyla kapatılmış, hareketsiz yatarken buldu. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Ürün’ün hayatını kaybettiği belirlendi. Polisin yaptığı incelemede, Ürün’ün vücudunda 4 bıçak yarası olduğu saptandı.
SÜT KUTUSUNDAKİ SON KULLANMA TARİHİNDEN BELİRLENDİ
İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, evdeki süt kutusunun üzerindeki son kullanma tarihinden yola çıkarak güvenlik kamerası görüntülerini inceledi. Ekipler, 2 Nisan günü bölgeye yabancı bir kişinin apartmana girdiğini ve saatler sonra yeniden çıktığını belirledi. Bu kişinin Ürün’ün arkadaşı Ercan Gezer olduğunu tespit etti.
CİNAYETİ İTİRAF ETTİ
Polis ekipleri, bir süre önce Ürün ile Gezer’in ortaklaşa yarış atı aldıkları ve bu konuda aralarında zaman zaman sorunlar yaşandığını saptadı. Bunun üzerine ekipler, cinayet şüphelisi Ercan Gezer’i, merkez Çukurova ilçesine bağlı Yurt Mahallesi’ndeki adresinde yakaladı. Emniyete götürülen Gezer, cinayeti itiraf etti. İfadesinde, aldıkları yarış atının masrafları nedeniyle sık sık tartıştıklarını belirten Ercan Gezer, “Olay günü masada oturuyorduk. Birden bana borcumu ödememi istedi. Hakaretler etti. Ben de dayanamayıp, öldürdüm. Pişmanım, böyle olsun istemezdimö dediği öne sürüldü.
GÖZLERİNİ AÇIK GÖRÜNCE YÜZÜNÜ HAVLUYLA KAPATMIŞ
Ercan Gezer, Ertan Ürün’ü öldürdükten sonra paspasla evi temizlediğini, bu sırada da arkadaşının gözlerinin açık olduğunu görünce havluyla yüzünü kapattığını, suç aleti bıçağı ise Seyhan Baraj Gölü’ne attığını söylediği ifade edildi.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ercan Gezer, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Görüntü Dökümü
———————–
– Şüpheli Ercan Gezer’in adli tıp birimine getirilmesi
– Gezer’in polis aracına bindirilmesi
– Olayın yaşandığı sokaktan genel görüntüler
– Polis ve sağlık ekiplerinden görüntüler
– Olayın yaşandığı evin görüntüsü
– Genel ve detaylar
Haber: Anıl ATAR – Kamera: ADANA, (DHA)
============
3) ASLAN BALIKLARI FALEZLERİN HABİTATINI DEĞİŞTİRDİ
ANTALYA kıyılarında ilk kez 11 yıl önce görülen ve hızla üreyip çoğalan Pasifik kökenli aslan balığının falezler bölgesindeki yaşam alanında yapılan incelemelerde diğer tür balıklara rastlanmamasının, bölge habitatının alarm verdiği anlamına geldiği belirtildi. Bölgede 25 yıla yakındır dalış yaptığını söyleyen İsa Alemdar, “Yaşadığı bölgede üreyen diğer balıkların yumurtalarını ve yavrularını yediği için bölge habitatına zarar veriyor, diğer türleri ciddi tehlikeye sokuyor” dedi.
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Antalya İl Temsilcisi İsa Alemdar ile sualtı film yapımcısı Alican Abacı, 1,5 saat süren dalışta aslan balıklarını görüntüleyerek gündelik hareketlerini kayıt altına aldı. Yaşam alanında baskın tür olduğu için diğer balıkların yumurta ve yavrularını yiyerek yaşamını sürdüren, hızla çoğalan aslan balığı, tropikal ve zehirli bir balık olmasıyla biliniyor. Oldukça zeki olan bu balık, gövdesindeki kola benzeyen uzantıları da kendisini korumak için kullanıyor. Bir tehlike sezdiğinde yüzünü kayalığa dönen, uzantılarını da geriye doğru çıkartan aslan balığı, avcılardan bu şekilde korunuyor.
Antalya’da 25 yıla yakındır dalış yaptığını söyleyen İsa Alemdar, 11 yıl önceye kadar aslan balıklarının bölgede olmadığını anlattı. Turizm sezonu öncesi bölgedeki aslan balığı popülasyonu izlemek için ekibiyle birlikte falezler bölgesine dalış yaptığını aktaran Alemdar, “Görseli güzel ve hızlı büyüyen bir canlı. Fakat yaşadığı bölgede üreyen diğer balıkların yumurtalarını ve yavrularını yediği için bölge habitatına zarar veriyor, diğer türleri ciddi tehlikeye sokuyor. Aynı zamanda tropik bir tür ve zehirli. Etkileşimde bulunduğu bir insanda çok yüksek acı, ateş, kusma, baş ağrısı ve ishal gibi etkileri oluyor. Birçok ülkede aslan balığı tüketiliyor. Eti zehirli olmadığı için avcılığı yapılarak yeniliyor” dedi.
Antalya Körfezi’ne Kızıldeniz üzerinden gelen istilacı türler arasında bulunan aslan balığı ile ilgili daha önceki aylarda da belgesel çalışması yaptığını söyleyen Alican Abacı ise bu tür balıkların ekonomiye kazandırılarak ekosistemin ve sualtı habitatının normale dönmesinin sağlanabileceğini anlattı. Abacı, “Aslan balıklarının istilacı türlerin bölgedeki yayılımlarını gözlemlemek ve su altı yaşamını incelemek için dalışlar yapıp film çekiyorum. Aslan balığı başta olmak üzere diğer istilacı türlerin de belgesellerini çektim. Aslan balıkları yok edici olarak biliniyor. Renkleri ve sırtlarındaki kol gibi uzantılarını izlemek büyüleyici. Fakat başka türlerin yavrularının yaşamasına izin vermeyen bir tür. Aslan balıklarının yoğunluğunu incelemek için dalış yaptık. Her kayalığın ardından bir aslan balığının kameramıza takılması ise su altındaki yoğunluğu gözler önüne serdi” diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
————–
– RÖP1: İsa Alamdar ile röportaj
– RÖP2: Alican Abacı ile röportaj
– Falezler bölgesinden genel görüntü
– Aslan balıklarından görüntüler
– Sualtında aslan balıklarından detay görüntüler
HABER-KAMERA: İbrahim LALELİ/ANTALYA,(DHA)
====================
4) SANDIKLI’DA ŞEKER PANCARI EKİM ALANLARI ARTTI, 90 BİN TON REKOLTE BEKLENİYOR
Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde şeker pancarı ekim çalışmaları başladı. Geçen yıl ilçede 12 bin dekar alana ekim yapılırken, bu yıl alan 14 bin dekara çıktı. Alandaki artışla birlikte ilçede şeker pancarı üretiminin de 90 bin tonu bulması bekleniyor.
Sandıklı’da şeker pancarı ekimi başladı. İki hafta sürmesi beklenen ekim çalışması kapsamında 14 bin dekar alana ekim yapılması ve 90 bin tonun üzerinde şeker pancarı elde edilmesi planlanıyor. Geçen yıl ilçede 12 bin dekar alanda ekim yapılırken, 75 bin ton şeker pancarı elde edilmişti. Bu yıl ekim alanlarının artmasıyla üretimin de artması bekleniyor.
EKİM 2 HAFTADA TAMAMLANACAK
Afyon Şeker Fabrikası Sandıklı Bölge Üretim mühendisi İbrahim Kocabaş, “2019 yılında 45 ile 50 bin ton ekim taahhüdü ile çalışmalara başladık. Bu yıl yüzde 100 artış ile 90 binin üzerinde taahhüt aldık. Bu yıl yaklaşık 14 bin dekar alanda ekim bekliyoruz. Şu an başladığımız ekim çalışmaları yoğun bir şekilde gerçekleşiyor. 2 hafta içerisinde de ekim çalışmalarının tamamlanmasını bekliyoruz. Geçen yıl 12 bin dekar alanda ekim gerçekleşirken 75 bin ton net pancar teslim edildi. Bu yıl da 90 bin tonun üzerinde net pancar bekliyoruz 14 bin dekar alanda” dedi.
‘ÜRETİCİLERİMİZ 2 YILDIR MEMNUN’
Sandıklı Ziraat Odası Başkanı Fatma Toptaş da “Şeker pancarı ekimi ilçemizde bugün başlamış durumda. Doğuş Şeker Fabrikası yetkilileri ekimi kısa sürede tamamlamayı planlamış. Üreticilerimiz 2 yıldır pancar ekiminden, sökümüne kadar memnun. Bir sıkıntı çıkmadı. Üreticilerimizin tek endişesi yağmurların az olması, girdi maliyetlerinin yüksek olması. Girdi maliyetlerinde yaşanan sıkıntılar çözülür, yağmurlar da gerçekleşirse şeker pancarı üretiminde bir sorun kalmayacak” diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
————–
– Üretici ekim makinesinin tohum haznesinin kapaklarını açarken görüntü
– Üreticinin makineye tohum koyması
– Ekim için traktörün tarlaya gidişi
– RÖP 1: İbrahim Kocabaş (Afyon Şeker Fabrikası Sandıklı Bölge üretim mühendisi)
– Şeker pancarı ekimi yapan traktör görüntüsü
– RÖP 2: Fatma Toptaş (Sandıklı Ziraat Odası Başkanı)
– Araziyi şeker pancar ekimine hazırlayan traktör görüntüsü
HABER-KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar), (DHA)
===================
5) BOTAN ÇAYI’NDA ŞAMPİYONAYA HAZIRLANIYORLAR
VAN’da Çatak Belediyespor bünyesinde 3 yıl önce kurulan rafting takımı, gelecek sene yapılacak olan Türkiye şampiyonasına ülkenin ikinci büyük parkuru olan Botan Çayı’nda hazırlanıyor. Çalışmalarını zorlu parkurda sürdüren sporcuların hedefi önce Türkiye Şampiyonu olmak, anrdından da ülkeyi uluslararası şampiyonada temsil etmek.
Çatak ilçesinde belediye bünyesinde 2017 yılında kurulan rafting takımı, bugüne kadar katıldığı şampiyonalarda birçok derece elde etti. Geçen yıl Hakkari’de yapılan Türkiye Rafting Şampiyonası’nda U19’da Türkiye birincisi, Şırnak’ta da Türkiye ikincisi olan Çatak Belediyesi Rafting Takımı, bu yıl mayıs ayında yapılması planlanan, ancak pandemi nedeniyle iptal edilerek önümüzdeki yıl yapılmasına karar verilen şampiyonaya şimdiden sıkı bir şekilde hazırlanıyor. Türkiye’nin en uzun ikinci parkuru olan Botan Çayı’nda çalışmalarını sürdüren rafting takımının hedefi, yıllarca hep olaylarla gündeme gelen ilçenin kötü imajını, şampiyonluklarla düzeltmek. Zorlu parkurda her gün 2 saat antrenman yapan takımın sporcuları, şampiyonada başarı elde etmeyi hedefliyor.
TÜRKİYE’DE RAFTİNG EĞİTİM MERKEZİ ÇATAK’TA KURULACAK
Çatak Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Yalçın, ilçede 2010 yılından beri rafting sporunun yapıldığını belirterek, “O tarihten beri rafting SODES projesi kapsamında ilçemizde yapıldı. Rafting sporunun hem kurucusu hem de il temsilciliğini yapıyorum. İlk olarak iki antrenör yetiştirdik. Daha sonra belediye bünyesinde 2017 yılında bir kulüp kurduk. Bunun bünyesinde raftingi geliştirdik. O günden bugüne rafting ilçemizde gelişti ve ilçemizde şampiyonalar yapılmaya başlandı. 2017 yılında bir, 2020 yılında da 2 Türkiye derecemiz var. İlçemizde 45 kilometrelik rafting parkuru var. Bizim şu an kullandığımız parkur 6 kilometredir. 2019’ta DAKA projesi kapsamında bir fizibilite projesi yaptık. Bu projemiz fizibil gördü ve şu an uygulama aşamasındayız. Bizim burada yapacağımız rafting eğitim merkezi, Türkiye’de ilk olacak. Bu projemizin ihalesi yapıldıktan sonra 181 yataklı ve 4 VİP odası bulunacak” dedi.
‘İLÇEMİZDEKİ KÖTÜ İMAJI, ŞAMPİYONLUKLARLA KIRDIK’
Çatak Belediyespor Kulübü Antrenörü Süleyman Bayat ise geçmişte terör olaylarıyla anılan ilçenin kötü imajını rafting sporu ile kırdıklarını ifade ederek, “Biz bu önyargıyı kırmak için ilçemizde iki Türkiye Şampiyonası yaptık. Dışarıdan 800 sporcu ile birlikte yaklaşık bin insanı burada misafir ettik. Buraya gelen insanlar bize ‘Biz ilçenizi sosyal medyada duyduğumuzda korkuyorduk. Nasıl Çatak’a gideceğiz’ diye kafamızda algılar oluşuyordu’ dedi. Buraya gelen insanlar, ilçemizi bir cennet parçası bildiler. Çatak’ta ne zaman bir şampiyona olacak’ diye dört gözle bekliyorlar. Çünkü buranın misafirperverliği ve insanların yaklaşımı, o önyargıyı sildi. Biz de ilçemizin bu kötü imajını, şampiyonluklar getirerek yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’NİN EN İYİ İKİNCİ PARKURUYUZ’
Yarışmalara sıkı bir şekilde hazırlandıklarını da anlatan Bayat, “Geçmiş günlerde kalp krizi geçiren federasyon başkanımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Federasyonumuzu belirlediği tarihlerde daha önce Mersin- Silifke’de ve Düzce’de yapılması planlanan Türkiye Rafting Şampiyonası, pandemi nedeniyle ertelendi. Bu nedenle biz hala antrenmanlarımıza devam ediyoruz. Daha önce katıldığımız şampiyonalarda Türkiye derecelerimiz var. Bu konuda bize her türlü desteği sunan belediye başkanımız, kaymakamımız ve herkese teşekkür ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde takımımız rafting milli takıma davet edildi. 4 sporcumuz İtalya’ya gidecekti. Pandemiden dolayı bütün faaliyetler durduğu için gidemedik. Pandemiden sonra sadece iki tane Türkiye Şampiyonası yaptık. O iki şampiyonada da derece aldık. Parkurumuz Türkiye’nin en iyi ikinci parkuru. Hem sportif, “ifadelerini kullandı.
HEDEF, TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞU
2 yıldır rafting yaptığını söyleyen Nursena Salçuk da, “Çok güzel bir etkinlik. İlçemizde daha önce bu tür şeylere bakılmıyordu. Kız çocuklarının da bu tarz imkanları yok. Biz bu sporu yaparak, onlara örnek olduk. Çok eğlenceli bir spor. Bütün kız arkadaşlarımın da gelmesini gönülden isterim. Şampiyonluk yarışmasına da katıldım ve tecrübe edindim. Önümüzdeki yıl da şampiyon olmayı hedefliyoruz” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————
-Rafting takımının botları indirmesi
-Çatak ilçesindeki Botan Çayı’nda rafting yapılmasından detaylar
-Raftingçilerden detaylar
-Adrenalin yaşayan raftingciler
-Rafting takımının Botan Çayı’nda rafting yapması
-Rafting takımından detaylar
-Drone ile rafting parkurundan genel görüntüler
-Rafting takımından detaylar
-Antrenör Süleyman Bayat ile röportaj
-Raftingçiler ile röportaj
-Çatak Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Yalçın ile röportaj
-Detaylar
Behçet DALMAZ- Orhan AŞAN- Hüdayi GÜMÜŞ/ÇATAK (Van), (DHA)-
============
6) TANESİ 80 LİRA OLAN KARPUZ DİLİMLE SATILIYOR
SEZONUN ilk karpuzu pazar tezgahına yüksek fiyatla girdi. Kilosu 8 liradan satılan, tanesi 80 TL’yi bulan karpuz, tüketicinin isteği üzerine 15 TL’lik dilimlerle satılmaya başlandı.
Yaz mevsiminin en çok tüketilen meyvelerinden karpuz tezgaha çıktı. İran karpuzu olarak pazardaki yerini alan karpuzun fiyatı ise cep yaktı. Kilosu 8 TL’den satışa sunulan karpuzdan almak isteyenler, ortalama 60-80 TL’yi gözden çıkarmak zorunda kalıyor. Bu parayı vermek istemeyenler sık sık ‘Dilimle satılıyor mu, yarısını alabilir miyiz?’ diye sorunca Antalya’daki semt pazarcısı Arda Ünal, karpuzu alınabilir ölçülerde keserek satışa sundu. Bazılarını ikiye bölen, bazılarını ise çeyrek dilimler halinde kesen Arda Ünal, karpuzları streç filmle sarıp, dilimini 15-20 TL’den tüketiciye satmaya başladı.
‘DİLİM HALİNDE DAHA RAHAT ALINIYOR’
Bu yöntem büyük ilgi görürken hem tüketici hem de satıcı halinden memnun. Çocukluğundan bu yana karpuz işiyle ilgilendiğini anlatan Ünal, İran karpuzunun kilosunun 8 TL’den satıldığını belirtti. İran karpuzunun bir tanesinin 8-10 kilo geldiğini kaydeden Ünal, “Biz de bu şekilde satamayınca dilimlere ayırdık. Müşteri daha rahat alabiliyor. Bir çeyrek 15 TL, yarım olursa 25-30 arası satılıyor. Talep görüyor. Gün içinde 100 çeyrek satıyorum” dedi. Arda Ünal, anne adaylarının da karpuz almak için geldiğini, onlara da 1 dilim ikram ettiğini söyledi.
‘TADIMLIK ALDIM’
Pazarda dilimli karpuzu görünce şaşıran Zafer Kural, “10 kiloluk karpuzu 80 TL’ye yemektense 1 dilimi 10-15 TL’ye tatmak daha iyi. Ben de almak istesem dilimli alırdım. Çok güzel bir uygulama olmuş” dedi.
Bütçesini aştığı için karpuz alamadığını söyleyen Soner Aygün, 1 adet yerine çeyrek karpuz aldı. Tatmak için aldığını söyleyen Aygün, “48 TL bütçemizi aştığı için çeyrek karpuz almaya karar verdim. 10 TL verebilirim ancak karpuza. Çocuklar istediği için alıyorum. Tadımlık” dedi.
Dilimle satış fikrinin çok iyi olduğunu belirten Hakan Kural ise almak istese kendisinin de dilimleri tercih edeceğini kaydetti.
KAVUN DA PAHALI
Karpuzun yanı sıra kavun da piyasaya yüksek fiyatla girdi. Portakal büyüklüğündeki kavun yaklaşık 400 gram gelirken adet fiyatı 20 TL’den tezgaha çıktı. Fiyatının yüksekliği nedeniyle kavuna pek ilgi olmadığı görüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
————–
– Karpuzlardan detay görüntüler
– Pazar tezgahından görüntüler
– Karpuzun tartılması
– Dilimli karpuzdan görüntüler
– Pazar esnafının karpuz için bağırması detay
– DHA Muhabiri Alparslan ÇINAR’ın elinde karpuzla anonsu
– RÖP1:Zafer Kural
– RÖP2:Soner Aygün
– RÖP3:Semt pazarcısı Arda Ünal
– Karpuzun çekirdeklerinden detay
– Tezgahtaki kavunlardan detay
– DHA Muhabiri Alparslan ÇINAR’ın elinde kavun ile anonsu
– Detaylar
HABER: Alparslan ÇINAR- KAMERA: Burak YALMAN/ANTALYA, (DHA)
