Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ- 6 

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

Bolu’da vaka artışları vatandaşı tedirgin etti

BOLU’da haftalık vaka sayısı 100,38’den 183,61’e yükseldi. Vaka sayısının artması tedirginlik yaratırken, vatandaşlar kurallara uyulmasını istedi.

Bolu’da geçen hafta her 100 bin kişide 100,38 olarak açıklanan vaka sayısı, bir haftada ciddi oranda yükselerek 183,61’e ulaştı. Bolu vaka artışlarıyla Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı haritada çok yüksek riskli iller arasına girdi. Bolu’nun yüksek riskli iller arasına girmiş olması vatandaşlarda endişeye neden oldu. Vatandaşlar, vaka artışlarının kurallara uymayanlar nedeniyle olduğunu ifade etti.
Durmuş Elikkaya artan vakaların korkutucu olmasını ifade ederek, “Genelde tedbirsizlikten kaynaklanıyor. Ben mümkün olduğu kadar tedbir almaya çalışıyorum. Tehlikeli yerlere gitmiyoruz. Artan vakalar haliyle korkutuyor ama tedbiri de elden bırakmadığın zaman toplumu da düşününce, en azından yayılmasına engel oluyorsun. Bu tek bir kişi ile olacak bir durum değil toplumsal bir olay.ö dedi.
‘MASKE, MESAFE, TEMİZLİĞE DİKKAT ETMELİYİZ’
Emrullah Çakır maske, mesafe ve temizlik kurallarına mutlaka riayet edilmesi gerektiğini belirterek, “Gün içerisinde dışarı çıkıp işlerimizi hallediyoruz ama kalabalık görünce kaçıyoruz. Fazla kalabalıktan çekiniyoruz. Kendi kendimizi koruyacağız bu hastalığı böyle yeneceğiz. Bazı tedbirleri kendimiz almalıyız, her şeyi devletten beklememeliyiz. Gittiğin bir yerde bakacaksın kalabalık oradan uzak duracaksın. Bu hastalık birbirimize temastan geçiyor. Maskemizi takacağız, temizliğimize dikkat edeceğiz. Bunları yaptığımız sürece bu hastalığı yeneriz.ö diye konuştu.
‘ÖZGÜVENLE MÜCADELEYE DEVAM ETMELİ, KURALLARA UYMALIYIZ’
Osman Şen salgınla mücadelede devletin her türlü mücadelesine halk olarak destek verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Devletimiz bu salgınla Türkiye genelinde mücadele ediyor. Millet olarak bizde devletimize yardımcı olmalıyız. Kimse bu salgına muhalefet etmemeli. Ciddiye almalı. Devletimiz halkını düşündüğü için biz de devlete hal millet olarak daha çok yardımcı olmalıyız. Devletin söylediği kurallara uymalıyız.ö dedi.
‘TEDBİRLERİN GEVŞETİLMESİYLE VAKALAR ARTTI’
Engin Hakan Korkmaz da, tedbirlerin gevşetilmesiyle vakaların artığını dile getirerek, “Tedbirlerin gevşetilmesiyle tabi biraz arttı vakalar. Ama yeni gelecek önlemlerle inanıyorum ki daha da azalacak ve güzel günleri göreceğiz inşallah. Vaka sayılarındaki yükseliş elbette belli oranda korkutuyor ama artık hastalığın da uzun süredir hayatımızda olmasıyla birlikte insanın da alışmaya başladığını düşünüyorum. Tedbirlere bağlı olarak düşmesini bekliyorum.ö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Bolu caddelerinden detaylar
-Vatandaşlarla röportajlar
Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK-Ömer ÇETİNASLAN/BOLU,(DHA)

======================

Hayata bağladığı hastaları, Tuncer hocayı mezarı başında andı

Reklam Alanı

Türkiye’de organ ve doku nakillerinin öncülerinden, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nin kurucusu Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu, hastaları tarafından mezarı başında anıldı.

Antalya’da 28 yıl önce ilk böbrek naklinin gerçekleştirildiği, tüm dünyanın konuştuğu yüz, çift kol nakli ve rahim nakillerinin yapıldığı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi’nin kurucusu Tuncer Karpuzoğlu’nun 24 Eylül 2020’deki vefatı, sevenlerini üzdü. Hastalara gösterdiği şefkatten dolayı takdir toplayan, Akdeniz Üniversitesi kurucu rektörü de olan Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu’nu, Türkiye’nin ilk nakilli hastaları Mehmet Şahan (65) ve Emin Aslan (65), Duacı’daki mezarı başında andı. Duygusal anlar yaşayan Şahan ve Aslan, mezarına bakım yapıp dua etti.
SAHİPSİZ HİSSEDİYOR, UNUTAMIYORLAR
Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu’nun ilk hastalarından olan, Akdeniz Böbrek Hastaları ve Organ Nakli Sosyal Yardımlaşma Dernek Başkanı Mehmet Şahan, derneğin kurulmasında öncülük eden Prof. Dr. Karpuzoğlu ile birlikte 1994 yılında AKBÖHONDER’i kurduklarını anlattı. Türkiye’nin dört bir yanına giderek organ naklini ve organ bağışını anlattıklarını, Antalya’ya gelen hastaları dernek binasında konuk ettiklerini, yardımcı olup yol gösterici olduklarını ifade eden Şahan, Tuncer Karpuzoğlu’nun önderliği ve sevecen tavırlarını örnek aldıklarını söyledi.
HEM HOCAMIZ HEM BABAMIZDI
Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu’nun dernek üyelerine, nakil olanlara ve nakil bekleyen hastalara baba gibi davranıp her sıkıntılarında yanında olduğunu vurgulayan Mehmet Şahan, “Baba gibi görüp her sıkıntıya düştüğümüzde arayıp yardım istediğimiz babamızın vefatının altıncı ayında mezarı başına geldik, onu anıyoruz” dedi.
Mehmet Şahan, “1979 yılında çoban dayımdan almış olduğum böbrekle 34 yıl yaşadım. Bu nakli değerli hocam Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Ankara’da gerçekleştirdi. Tabi ki tarifsiz üzüntü içindeyiz. Diyarbakır’dan gelen nakilli kardeşim Emin Aslan ile beraber hocamızın mezarı başındayız. Tuncer hocamız bizlerin babasıydı. Bize arkadaş, dost gibiydi. Hocamızı hiç unutmayacağız, unutturmayacağız. Mekanı cennet, ruhu şad olsun” dedi.
İLK NAKLİ GERÇEKLEŞTİRDİĞİ HASTA 
Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu’nun 45 yıl önce ilk böbrek naklini gerçekleştirdiği hastalarından Emin Aslan, “Ben Diyarbakır’da yaşıyorum. Hocam 6 ay önce vefat etti, şu an mezarı başındayım. Hocam 1976 yılında Ankara Cebeci Hastanesi’nde böbrek naklimi gerçekleştirdi. Nakilli böbreğim 1988 yılında atınca Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nde ikinci kez böbrek nakli oldum. Şu an duygularımı nasıl anlatacağımı bilemiyorum, çok üzgünüm. Hocamın mezarı başında çok zorlandığımı hissediyorum. Antalya’ya daha önceki gelişlerimizde hocamızı odasında ziyaret ederdik, şimdi ise mezarı başında olmak çok zor. Artık her Antalya’ya gelişimde hocamı mezarı başında ziyaret edeceğim. Bizi çok severdi. Ben ve Mehmet Şahan onun yaptığı ilk böbrek nakillilerdik. Bizimle çok ilgilenirdi. Biz de onun ellerinden öperdik, babamız gibi severdik” diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
————–
– Mezar başında dua edenler
– Mezardaki taşların temizlenmesi, çiçeklerin sulanması
– RÖP: Emin Aslan ile röportaj
– Mezar başından detay görüntüler
HABER-KAMERA: Erol AKKIR/ANTALYA, (DHA) – 

======================

Sakarya Üniversitesi sanal ortamda düzenlenen yarışmada dünya üçüncüsü oldu

SAKARYA Üniversitesi İleri Teknolojiler Uygulama Topluluğu (SAİTEM), pandemi şartları nedeniyle sanal ortamda düzenlenen Shell Eco Marathon Otonom Programlama Yarışında yaptıkları otonom sürüş kodlamasıyla dünya üçüncüsü oldu.

SAİTEM, 11 Ocak ile 19 Şubat tarihleri arasında, pandemi nedeniyle ilk kez sanal ortamda düzenlenen Shell Eco Marathon Otonom Programlama Yarışına katıldı. 20 ülkeden 35 ekibin katıldığı yarışmada, 26 Mart’ta açıklanan sonuçlara göre SAİTEM kendi ürettikleri otonom sürüş algoritması ile dünya üçüncüsü oldu. SAİTEM ekibi, Teknofest Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışı ve TÜBİTAK Elektromobil Yarışları’na katılarak başarılarına yenilerini eklemeyi hedefliyor.

SAİTEM Ekibi Takım Kaptanı Belemir Çapraz, “SAİTEM Ekibi olarak 2003 yılından beri alternatif enerjilerle çalışan ulaşım araçları tasarlayıp üretmekteyiz ve çeşitli verimlilik yarışlarına katılıyoruz. 2005 yılından bu yana katıldığımız verimlilik yarışlarında ülke ve dünya çapında çeşitli başarılar elde ettik. Geçtiğimiz sene Teknofest kapsamında düzenlenen Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışında Türkiye birincisi olduk. Bu sene de başarımızın devamı olarak Shell Eco Marathon kapsamında düzenlenen Otonom Programlama Yarışında dünya üçüncüsü olarak ülkemizi başarılı bir şekilde temsil ettik. SAİTEM ekibi olarak Teknofest Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışı ve TÜBİTAK Elektromobil Yarışları’na katılarak başarılarımıza yenilerini eklemeyi hedeflemekteyiz.ö dedi.

‘KENDİ GELİŞTİRDİĞİMİZ OTONOM ARAÇLARI YOLLARDA GÖRMEYİ HEDEFLİYORUZ’
SAİTEM Ekibi Otonom Projeleri Sorumlusu Barış Kapalıgöz, “Geçen yıl katıldığımız Teknofest Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışında Türkiye birinciliği elde ettik. Bu başarının ardından uluslararası yarışmalara katılmaya karar verdik ve Shell Eco Marathon Otonom Programlama Yarışına katıldık. Bu yarışma önceki senelerde fiziksel bir yarıştı. Pandemi koşulları nedeniyle sanal ortamda düzenlenerek yarışma ortamı sanal ortamda simüle edildi. Sanal ortamda gerçekleştirilen otonom sürüş algoritmaları test edilerek bir sonuç ortaya çıktı. Ekibimizin gerçekleştirdiği otonom sürüş algoritmasıyla dünya üçüncüsü oldu. Biz bu başarıların ardından çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bundan sonraki hedefimiz ise ülkemizde kendi geliştirdiğimiz otonom araçları yollarda görebilmek ve bu çalışmalara en önde SAİTEM olarak devam edebilmektir.ö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
SAİTEM’in derecesinin açıklanması (SAİTEM Ekibinin arşiv görüntüsü)
Belemir Çapraz röp.
Ekibin çalışmaları detay
Barış Kapalıgöz röp.
Ekip tarafından üretilen araçlar detay
Enes Cingöz röp.
HABER-KAMERA: Ramiz Kaan OKTAR-Onur GÜDEN/SERDİVAN (Sakarya),(DHA)

======================

Meteorit diye 5 yıl saklayıp, gramını 3 dolara satmadı, lav taşı çıktı
 
AFYONKARAHİSAR’ın Sandıklı ilçesinde Erol Çevik (32), yaklaşık 5 yıl önce su kanalı açtırırken bulduğu taşların meteorit (gök taşı) olduğunu düşünerek evine götürüp, sakladı. İngiliz bir koleksiyonerin gramına 3 dolar verdiği taşların daha değerli olduğunu düşünen Çevik, teklifi reddetti. Çevik’in analiz için Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği taşların lav taşı olduğu anlaşıldı.

Sandıklı’da inşaatta çalışan evli ve 3 çocuk babası Erol Çevik, 5 yıl önce memleketi Arızlar köyüne komşu olan Alagöz köyünde iş makinesiyle açılan su kanalında irili ufaklı 6 taş buldu. Çevik, ilginç bulduğu taşları toplayıp, evine götürdü. Taşların gök taşı olabileceğini düşünen Erol Çevik, aynı yıl incelenmesi amacıyla taşlardan bir numuneyi Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne (AKÜ) gönderdi. Toplam ağırlıkları 15 kilo 230 gram olan taşların AKÜ’de yapılan ön incelemesinde meteorit olabileceği bildirildi. Bu süreçte Erol Çevik, bir tanıdığı vasıtasıyla İngiltere’de bir koleksiyoncu ile görüştü. İngiliz koleksiyoner taşların gramına 3 dolara anlaştı. Çevik, taşların daha değerli olacağını düşünerek, İngiltere’deki koleksiyonere satmadan önce taş analizi için MTA Genel Müdürlüğü’ne gönderdi. MTA’da yapılan analizde ise taşların meteorit değil, lav taşı olduğu ortaya çıktı.

‘3 DOLARA ANLAŞMIŞTIK’
Erol Çevik, “Alagöz köyünde 2016 senesinde tarla kiralamıştım. Tarlaya giderken kepçenin açtığı su kanalında bu taşları buldum. Taşların farklı olduğunu düşünerek topladım. Taşları önce Afyonkarahisar’a, Kocatepe Üniversitesi’ne analiz etmek için gönderdim. Orada bir analiz yaptırdım. Sonuçlara bakınca gök taşı olduğunu varsaydık. Sonra eş-dost vasıtası ile İngiltere’den bir alıcı bulduk. Onlar ile gramını 3 dolar ile anlaşmıştık. Tekrar bir analize gönderdik. Ankara’ya MTA’ya gönderdik. Ankara’da çıkan sonuçta lav taşı olduğu söylendi” dedi.
Çevik, lav taşı parçalarını evinde saklamaya devam ediyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
————–
– Erol Çevik taşları çuval ile getirerek masaya koyarken görüntü
– Taşlar masa üstünde görüntüsü
– Erol Çevik masa üstündeki taşları incelerken görüntü
– Erol Çevik taşları tartmak için teraziye koyarken görüntü
– Terazide taşları tartarken yakın görüntü
– Erol Çevik elinde taşlarla görüntü
– Erol Çevik’in elindeki taşların yakın görüntü
– Erol Çevik taşları teraziye koyarken görüntü
– Taşlar terazide tartılırken
– RÖP: Erol Çevik
– Taşlar terazide görüntü
HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar), (DHA) – 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!