Reklam Alanı
Reklam Alanı

DHA YURT BÜLTENİ- 15 

Reklam Alanı
featured
service
Reklam Alanı

Yağışlar Sapanca Gölü’ne yaradı 

SAKARYA’da etkili olan kar yağışı sayesinde Sapanca Gölü’nde su seviyesi 30.28 metreden 30.38’e yükseldi. Karların erimesiyle seviyenin daha da artması bekleniyor. 

Kurak geçen sonbahar ve kış ayları nedeniyle Sapanca Gölü’nde su seviyesi 32.50 metreden 30.28’e kadar gerilerken göl kıyısında da yer yer 20 metrelik çekilmeler yaşanmış ve iskeleler karada kalmıştı. 16 Ocak günü başlayan ve 2 gün boyunca etkili olan kar yağışı nedeniyle su seviyesi 30.38 seviyesine yükseldi. Karların erimesinin ardından gölün 32.00 metre seviyesine çıkması bekleniyor. Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu Yiğit, yağışlar sonrası Sapanca Gölü’ndeki su seviyesinin yükselmesinin yeterli olmadığını belirterek, “Bu kuraklık bu sene yaşanan sıcaklık ile değil geçen seneden bu yana devam eden bir durum. Geçen sene yaşanan kuraklıktan dolayı bu sene yaz dönemine de su sıkıntısı yaşayarak girdik. Sonbaharda ise kış ayı gibi kuraklığın yaşanması bütün su kaynaklarımızda olduğu gibi Sapanca Gölü’nü de etkiledi. Aynı problemleri daha önce 2014 ve 2007 yılında da yaşamıştık. Bu sanki 7 yılda bir tekrar edilen bir durum gibi gözükse de atmosferde böyle bir kural yok. Bu durum 2 yıl sonra tekrar gerçekleşmeyeceği anlamına gelmez. O yüzden önlemleri şimdiden almak gerekiyor. Hatta geçen seneden önlemlerimizi almalıydık.” dedi.

Doç.Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu Yiğit, Sapanca Gölü’nde su seviyesinin yükselmeye başladığını ifade ederek, “Şuanda kar yağışı ile birlikte Sapanca Gölü’nde kod seviyesi biraz yükselmiş olabilir. Aynı şekilde İstanbul’daki barajlarda da su seviyelerinde yüzde 10’luk bir artış yaşandı. Fakat bu durumda bizim su seviyelerinin nerden nereye çıktığına bakmamız lazım. Sapanca Gölü’nde su seviyesinin 30 kodunun üstüne çıkması veya İstanbul’daki barajlarda doluluk oranlarının yüzde 30 oranlarında geziyor olması iyi durumda olduğumuz anlamına gelmiyor. Sadece eskiye göre birazcık iyi duruma geldiğimiz anlamına gelir ve birkaç günlük su kullanımının hesabını yapmamızı sağlar ama bu hesapları yapmamız için yarı kurak bir bölgede olduğumuzu da düşünerek kuraklık ile ilgili çok ciddi risk yönetiminin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu risk yönetimi ise sadece insani kullanım açısından değil, hem tarımsal hem de sanayi faaliyetleri açısından çok iyi yönetim planlarının hazırlanması anlamına geliyor. Alınacak olan tedbirler suların miktarı azaldığında, kullanılamayacak seviyelere geldiğinde suları kesmek değildir. Daha uzun vadeli ve her günü yönetecek şekilde önlemlerin alınması gerekiyor.” diye konuştu.

‘UZUN VADELİ YÖNETİM PLANLARI GEREKİYOR’
Sapanca Gölü’ndeki 1 santimetrelik yükselmenin, suyu istediğimiz gibi kullanabileceğimiz anlamına gelmediğini belirten Yiğit, “Çok iyi yönetim planlarının faaliyete geçmesi gerekiyor. Bu arada yönetim planları var ama çok daha uzun vadeli olması gerekiyor. Yani insanlara dişlerinizi fırçalarken suyu açık bırakmayın demekle su yönetimi gerçekleşmiyor. İnsanlarımız artık bilinçlenmeye başladı. Evsel kullanımlarda bir azalma mevcut ama bunu teknik yöntemlerle de yapmak gerekiyor. Ülke genelinde tarımsal faaliyetlerde en azından az su kullanılan bitkilere doğru yönelim göstermesi ve doğru sulama yapılması gerekiyor. Suyumuz bu kadar azalmışken insani kullanım öne çıkartılarak, sanayi kullanımında ise de deniz suyunu arıtımı gibi seçenekleri devreye sokmak gerekiyor.” dedi. 

YAĞMUR HASADI ŞART
Alınacak en önemli tedbirlerden birisinin yağmur hasadı olduğunu söyleyen Yiğit, “Kurak bölgelerde bu yıllardır yapılıyor. İstanbul’daki sarnıçları da düşünecek olursak yıllardır kullanılan bir şey. Artık mutlaka en küçük binalardan en büyük binalara kadar, tarımsal alanlardan açık alanlara kadar her yerde yağmur hasadının yapılması gerekiyor. Çünkü kentlere düşen suyun tamamına yakınını kaybediyoruz. Bunun mutlaka hasat edilip bir yerde biriktirilmesi ve kullanılması gereken yerlerde de kullanılması gerekiyor. Özellikle sağanak yağışlar bu kadar artmışken başka türlü bu suyu tasarruf etmemiz mümkün değil.” diye konuştu.

Reklam Alanı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Sapanca Gölü’nün yaz aylarında çekilmiş görüntüsü
Sapanca Gölü’nün şuan çekilmiş görüntüsü
Mahnaz Gümrükçüoğlu Yiğit röp.
HABER: Ramiz Kaan OKTAR-KAMERA: Onur GÜDEN/SAPANCA (Sakarya), (DHA)

===================

Ameliyat olamazsa ayağını kaybedecek
 
HATAY’ın Payas ilçesinde fil hastalığı olarak da bilinen lenfödem hastalığı nedeniyle ayağını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Ayşe Özbir (35), 20 bin lira tutarındaki ameliyat için hayırseverlerden yardım beklediğini söyledi. 

İlçede, 6 yıl önce kan dolaşımının bozulması sonucu proteinden zengin sıvının birikimiyle ortaya çıkan, fil hastalığı olarak da bilinen lenfödem hastalığı teşhisi konulan evli ve bir çocuk annesi Ayşe Özbir, geçen yıl ayağında oluşan büyük kitle nedeniyle yürüyemez duruma geldi. Ağrılar içinde yaşadığını ve uyuyamadığını belirten genç kadın, maddi imkansızlıklar nedeniyle ameliyat olamadığını dile getirdi.

Bu durumdan ailesinin de etkilendiğini ve hayırseverlerden yardım beklediğini dile getiren Özbir, “Biz artık yetişemiyoruz. Ağrılarımdan sabahlara kadar bağırıyorum. Ne eşim, ne kızım uyuyamıyorlar. Kızım, sabaha kadar başucumda ayağıma masaj yapıyor” dedi. 

DAKİKALAR ALEYHİNE İŞLİYOR
Kızı için ameliyat olup hayata tutunması gerektiğini ifade eden Ayşe Özbir, “Benim bir kızım var, ona bakmakla yükümlüyüm. Acılarımdan ben ağladıkça, kızım ağlıyor, eşim ağlıyor. Son raddedeyim artık. Doktor ‘son raddeye gelmişsin, artık çok geç kalmışsınız ya kesilecek ya da bu ameliyat işe yarayacak, dakikalar dahi senin aleyhine işliyor’ diyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Ameliyat tutarı olan 20 bin lirayı karşılayamıyoruz. Bir ay oldu, ameliyat olmam gerektiği söylendi. Hayırseverlerden yardım istiyorum” diye konuştu.   

‘EŞİMİ KURTARIN’
Fabrikada çalıştığı sırada kafasına demir düşmesi sonucu ölümün kıyısından dönen ve 3 yıl önce malulen emekli olan Mustafa Özbir de eşinin rahatsızlığından kendi hastalığını dahi unuttuğunu belirterek, “Eşimi kurtarın” dedi.

Görüntü Dökümü:
————————–
– Ayşe Özbir ile röportaj
– Mustafa Özbir ile röportaj
– Ayşe Özbir’den genel ve detaylar
Haber-Kamera Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),(DHA)

===================

Adana’da huzurevi ve bakımevlerinde kalan vatandaşların aşılanmasına başlandı
 
ADANA’daki engelli bakımevi ve huzurevlerinde kalan vatandaşlar ile bu kuruluşlarda çalışan personellerin koronavirüs aşıları yapılmaya başlandı.

Koronavirüse karşı sağlık çalışanlarına yapılan ilk doz aşının ardından, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı resmi ve özel huzurevleri, engelli bakım merkezleri ve koruma evlerinde kalan vatandaşlar ile personelin aşılanmasına başlandı.

Ekipler halinde titiz bir şekilde aşılama çalışmalarının yürütüldüğünü söyleyen Adana Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Nevzat Özer, Bilim Kurulu’nun kararı sonrası bugün resmi ve özel huzurevleri, engelli bakım merkezleri ve koruma evlerinde kalan vatandaşlar ile personelin aşılanmasına başlandığını belirtti. Çalışmaların Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü ekiplerince koordineli bir şekilde yürütüldüğünü dile getiren Özer, “Kentimizde kamuya ait huzurevlerinde 244 yaşlımız ve 98 personelimize, özel huzurevlerinde 155 yaşlımız ve 69 personelimize, özel yatılı engelli bakım merkezlerinde ise 465 engelli vatandaşımız ve 242 personelimiz olmak üzere toplamda 864 yaşlı ya da engelli ve 409 personele aşılama yapılacaktır” dedi.
Koronavirüs aşısı yapılan huzurevi sakinlerinden Mehmet Yılmaz (80) ise en kısa sürede tüm ülkenin aşılanmasını dilediğini belirterek “Sağ olun, var olun. Devletimiz bize sahip çıkarak öncelik verdi. Grip ve zatürre aşılarında olduğu gibi koronavirüs aşısını da zamanında olduk” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————-
– Huzurevinde aşı yapılması
Haber-Kamera:ADANA,(DHA)   

===================

Doktor Uğur Tolun son yolculuğuna uğurlandı

KOCAELİ’nin Kartepe ilçesinde kaybolduktan 5 gün sonra ölü bulunan Doktor Uğur Tolun (51) son yolculuğuna uğurlandı. Uğur Tolun’un tabutunun üzerine çok sevdiği Fenerbahçe’nin forması konuldu.

Başiskele ilçesinde özel bir hastanede görev yapan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Uğur Tolun, 13 Ocak günü Kartepe’de bulunan evinden çıktı. Uğur Tolun’dan bir daha haber alınamadı. Yakınlarının ihbarı üzerine Uğur Tolun’un kamyoneti ile Kartepe bölgesine gittiği düşünülerek bu bölgede arama çalışması başlatıldı. Kartepe’de karla kaplı dağlarda her yerde arama yapıldı. Dün dağda aramalar devam ederken, Uğur Tolun’un evinin yakınlarına da bakıldı. Uğur Tolun’un evine yaklaşık 300 metre uzaklıkta demiryolunun altından geçen menfeze düşen kamyoneti görüldü. Ters dönen araçta bulunan Uğur Tolun’un öldüğü belirlendi. 

Bugün İzmit Fevziye Camii’nde kılınan cenaze namazına Uğur Tolun’un annesi Fadime, ağabeyi Ufuk, kızı Julide ile yakınları ve çalıştığı hastane yöneticileri ile personeli katıldı. Cenaze namazı öncesinde tabutun üzerine Fenerbahçe forması ile çevresi lacivert renkte olan sarı çiçekler bırakıldı. Cenazenin yarın İzmir’de bulunan Hacılarkırı Mezarlığı’nda toprağa verileceği öğrenildi.

Görüntü Dökümü
-Uğur Tolun’un fotoğrafı
-Cenaze namazı
-Tabut üzerindeki forma ve çiçekler
Haber-Kamera: Ergün AYAZ-Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),(DHA)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam
Reklam
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!